Buradasınız
İşsizlik Büyürken İş Saatleri Neden Uzuyor?
Mersin’den bir eğitim işçisi

İşsizlik, biz işçilerin mutlaka maruz kaldığı ve çalışırken de bir tehdit olarak patronların boynumuza salladığı kör bir kılıç aslında. Her gün milyonlarca işçi iş ararken, yüz binlercesi de uzun çalışma saatleri, hafta sonu mesaileri ile adeta çalışmak ve işini kaybetmemek için yaşar hale getiriliyor.
Ben de her gün iş arayan o milyonların içerisindeyim. Gazeteler, internet, eş dost referansı ile iş görüşmelerine, insan kaynakları birimlerinin tuhaf sorularına, “biz seni ücretsiz birkaç ay deneyelim”lere maruz kalıyorum. Hepimiz patronlar sınıfının salyalarını akıtarak yaşamımızı kemirmesine işsizlik sürecinde de maruz kalıyoruz. Genç nüfustaki işsizlik oranının %21,4 olduğu bizzat TÜİK verilerinde açıklanmış durumda. Gerçek rakamların çok daha fazla olduğunu da biliyoruz.
İşsizlik gerçeği ortadayken iş saatleri uzadıkça uzuyor. Hafta içi-hafta sonu demeden mesailer yapılıyor. Mesela geçtiğimiz haftalarda AKP hükümeti Meclise Sanayinin Geliştirilmesi ve Üretimin Desteklenmesi Kanunu adı altında bir kanun sundu. Kabul edilen kanun Cumhurbaşkanı tarafından da onaylandı. Artık sanayi işletmeleri hafta sonu çalışmak için belediyelerden ruhsat almayacak. Yani hafta sonu çalıştırılacağız ama bu patrona hiçbir yük getirmeyecek. Sanayinin gelişmesinin ve üretimin artmasının önündeki engel bizlerin Pazar günü dinlenmesiymiş demek ki!
Milyonlarca işsizin olduğu gerçeğini de hesaba katarsak ki biz patron olmadığımızdan insani hesaplar yapabiliriz, herkesin üretim sürecine katıldığı bir sistemde, bırakın hafta sonu çalışmayı ortalama 3-4 günlük bir çalışmayla şu andaki tüm üretimin kat be kat fazlası gerçekleştirilebilir. Gerçek buyken patronların doymak bilmez iştahları uğruna ya uzun saatler yok pahasına çalışmak ya da yaşayabilmek için aylarca iş aramak zorunda kalıyoruz.
İş saatlerinin uzaması, kıdem tazminatının fona devredilmesi, işsizlik fonunun yağmalanması gibi saldırılar, milyonlarca emekçinin yok olması pahasına yürüyen kanlı paylaşım savaşları, kapitalizm dünyaya egemen olduğu sürece bizlere rahat olmadığını çok açık göstermektedir. Gerçek şu ki, biz işçiler ancak kapitalizmi hedef tahtasına oturtarak ve onu tarihin çöp sepetine atarak kurtulabiliriz bu zulümden!
Grev Hakkı Yoksa Kölelik Vardır
Okuyup Büyük Adam Olmak!
- Adres Doğru mu?
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
- Sorumluluk Almadan Kazanım Elde Edemeyiz
- Topluma Fildişi Kulelerden Bakmak
- Mücadele Edenler Mutlaka Kazanır!
Son Eklenenler
- İngiltere hükümeti işçi haklarına yönelik saldırılarını arttırdı. 7 Haziranda başkent Londra’da bir araya gelen işçiler, öğrenciler, sendikalar ve kampanya grupları, hükümetin kemer sıkma ve savaş politikalarını protesto etti. “Savaşa Değil Emekçiye...
- Bir sabah uyandığımızda tekerleğin icadı sonrası hayatımıza giren tüm icatlar ortadan kalkmış, unutulmuş olsa ne olurdu? Şöyle bir düşünelim; tekerlek icat edilmeseydi çark olmazdı, çark olmasaydı değirmen olmazdı. Ne üretim ne ulaşım gelişirdi....
- Kültür Radyo Televizyonu (KRT) çalışanları Mart ayından bu yana ödenmeyen ücret ve sosyal hakları için 4 Haziranda iş bıraktı. 5 Haziranda İstanbul Maslak’taki KRT binasının önünde “İşçiyiz Haklıyız Kazanacağız” diyerek toplanan kanal çalışanları,...
- İstanbul Tuzla’da bulunan ve Petrol-İş Sendikası İstanbul 2 No’lu Şubenin örgütlü olduğu Reckitt Benckiser fabrikasında 27 Mayısta başlayan grev kararlılıkla sürüyor. UİD-DER’li işçiler olarak, bayrama mücadeleyle giren grevci işçileri grevlerinin...
- ABD ve İngiltere gibi emperyalist devletlerin desteğini arkasına alan İsrail’in Filistin halkına yönelik katliamları kadın, bebek, çocuk, genç, yaşlı on binlerce masum insanın yaşamını aldı, almaya devam ediyor. Egemenler, kendi çıkarları uğruna...
- Toplumda gelecekle ilgili düşünceler ve planlar genellikle maddiyat üzerinden oluşuyor. İyi bir eğitim, iyi bir iş, iyi bir kariyer… Bunları yerine getirince ekonomik ve sosyal açıdan rahat yaşamak mümkünmüş gibi düşünülüyor. Ama sömürü düzeni olan...
- Petrol-İş Sendikası Gebze Şubesinin örgütlü olduğu Kocaeli Çayırova’da bulunan Portakal Plastik ve Porvil fabrikalarında 7 Mayısta başlayan grev 3 Haziranda anlaşmayla sona erdi. Petrol-İş Sendikası Genel Merkezinde Petrol-İş Genel Merkez...
- İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı İZELMAN, İZENERJİ ve Egeşehir şirketlerinde çalışan yaklaşık 23 bin işçi, DİSK’e bağlı Genel-İş Sendikasının öncülüğünde 29 Mayıs’ta greve çıktı. Grev yedinci gününde sürerken, grevi ve işçilerin mücadelesini...
- İzmir Büyükşehir Belediyesine ait İZELMAN, İZENERJİ ve Egeşehir’de çalışan Genel-İş üyesi yaklaşık 23 bin işçi, toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde düşük ücret dayatılmasına karşı ve eşit ise eşit ücret talebiyle 29 Mayısta greve çıktı. Belediye...
- Her 1 Mayıs sabahını gecesinde uyuyamadığım, bir an önce sabahı karşılamanın heyecanıyla beklerim. Tüm dünyada milyonlarca işçi renk, ırk, ülke gözetmeksizin alanlara meydanlara çıkıyor ve tek yürek oluyor! Taleplerimiz ve mücadelemizde ortaklaşıyor...
- Neden “UİDER” değil, UİD-DER” dediğimi anlatmak istiyorum size. Geçtiğimiz günlerde bir işçi kardeşimiz bana UİD-DER’in açılımını sordu. Yanıtladım: “Uluslararası İşçi Dayanışması Derneği, kısaca UİD-DER.” Fakat internette arama yaparken kısaltmayı...
- Son yıllarda egemenlerin ekonomik ve siyasi krizlerden söz ederken “fırtına” ya da “kasırga” benzetmesine çok sık başvurduklarına şahit oluyoruz. Mesela JP Morgan CEO’su 2022’de yaklaşan ekonomik belirsizlikleri tarif etmek için “ekonomik kasırga”...
- Bazı insanlar vardır, kalpleri sadece kendileri için değil, tüm insanlık için, yeryüzünün tüm canlıları için özgürlük tutkusuyla çarpar. Tıpkı Haziran ayında sonsuzluğa uğurlanan üç yürek işçisi gibi. 3 Haziran 1963’te Nâzım Hikmet’in, 2 Haziran...