Buradasınız
İşyerimiz Taşınıyor mu?
Ukinox’tan bir grup işçi

İstanbul, Bursa ve Türkiye’nin birçok bölgesinde sayıları on binlere varan metal işçileri uğradıkları haksızlıklara dur demek için birlik olup mücadele ediyorlar. Bu mücadeleler her şeyden önce birbirlerine güvenmeyen işçilerin istediklerinde nasıl da birlik olabileceğinin bir göstergesidir.
Esenyurt ve Kıraç’ta da sayıları hiç de küçümsenmeyecek ölçüde metal işçisi var ve bu işçilerin neredeyse tamamı sendikasız ve iş güvencesiz çalışıyor. Bizim çalıştığımız işyerinde de işçilerin birlik olamamasını fırsat bilen patronlar, işçilere bir kuru maaşı bile çok görüyor. Çok yoğun yaşanan ve özel hastaneler aracılığıyla üstü örtülen iş kazaları, müdürlerin ve onların uzantısı ustaların keyfi kuralları, düşük ücretler ve fazla mesailerin bir tehdit aracı olarak kullanılması vs. işçilere mücadele etmekten başka seçenek bırakmıyor.
Özellikle son birkaç aydır işyerimizin taşınacağı haberi yayılmaya başladı ve bu haber müdürler aracılığıyla bilinçli bir şekilde hep “iki ay sonra, iki ay sonra” diyerek öteleniyor. Ama bu iki ay nedense bitmek bilmiyor. Üç dönemdir zam alamıyoruz ve ne zaman zam istesek “işyeri taşınıyor, ne zammı?” diyorlar. Konu işe geldiği zaman dakikaların hesabını yapan patron temsilcileri, sıra bizim zamanında ödenmeyen maaşımıza ve üç dönemdir yapılmayan zammımıza gelince adeta dut yemiş bülbüle dönüyorlar.
Yıllarını bu işyerine vermiş kimi arkadaşlarımız ise bir an önce bu işyerinden yakayı ve tazminatını kurtarmak için ihbar tazminatını ve kıdem tazminatının %40’ını işverene bırakarak işten ayrılıyor. İşçilerin kafasında oluşan bazı sorulardan en önemlisi ise, bu işyeri bu şekilde birkaç kişinin tazminatını vermekten kaçınırken yarın toplu çıkış olunca bu kadar işçinin tazminatını nasıl verecek?
Bizim sırtımızdan devasa bir fabrika kuran işveren nasıl oluyor da bizim maaşımızı zamanında vermiyor ve neden tazminatımızın %40’ına göz dikiyor? Kimi işçi arkadaşlar işverenin yeni fabrikasının üretime hazır olması durumunda kaçma riskinin olabileceğini söylüyor. Yıllardır hani biz bir aileydik, şimdi ailemiz bizi terk mi ediyor?
Kardeşler, biz işçiler olarak birlik olmadığımız sürece her zaman her şey patronların ve onların uzantılarının keyfine kalmaya devam edecektir. İşyerinde bir bardak çayın, bizim dakikalarımızın, maaşımızın bankada çalıştırılmasının hesabını yapanlar şüphesiz kıdem tazminatımızın da hesabını yapacaktır. İşyerinin taşınması durumunda biz işçileri tongaya düşürmelerine karşı uyanık olmak ve işverenin tazminatımızı vermemek için kaçma riskine karşı daha şimdiden birlik olmak ve önlemlerimizi almak zorundayız.
Biz metal işçileri olarak birlik olmadığımız sürece işverenin insafına kalacağız ve onların insafının da nasıl olduğunu, gerektiğinde bizlere nasıl kapıyı gösterdiklerini, keyfi kurallar çıkardıklarını, işçi arkadaşlarımızı en ufak hatalarında rencide ettiklerini hepimiz görüyoruz. İş güvenliği önlemlerini ihmal etmeleri yüzünden her gün en az bir arkadaşımız iş kazası geçiriyor, her gün daha çok üretiyoruz ve daha çok yoksullaşıyoruz.
Yaşadığımız tüm bu haksızlıklara ve ilerde başımıza gelebilecek haksızlıklara karşı şimdiden birlik ve uyanık olmak zorundayız.
Sefaköy’de Kampanya Standı
- Adres Doğru mu?
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
- Sorumluluk Almadan Kazanım Elde Edemeyiz
- Topluma Fildişi Kulelerden Bakmak
- Mücadele Edenler Mutlaka Kazanır!
Son Eklenenler
- Gerek dünyada gerekse yaşadığımız ülkede öyle olaylar, öyle gelişmeler yaşanıyor ki ilk bakışta her şey çok bilinmeyenli bir matematik denklemi gibi karmaşık ve anlaşılmaz görünebilir. Nasıl ki matematikte karmaşık problemleri çözebilmek için...
- İrfan Yalçın’ın “Ölümün Ağzı” romanı, 1940’lı yıllarda Zonguldak köylüsünün “mükellef” adı altında bedavaya çalıştırıldığını belgeleyen bir tanıklıktır. Dönemin tek partili rejiminde, İsmet İnönü madeni teftişe gittiğinde, karşısına dizilen...
- Ha geldi, ha gelecek, yok yok bu sene gelmeyecek derken Yaren leylek Bursa’nın Karacabey ilçesinde, Uluabat Gölünün kıyısında balıkçı Âdem amcayla buluştu. On dört yıllık dostluk! Adı gibi yarenlik yapıyor Âdem amcaya. Aslında kimsenin haberi...
- 11 Nisan’da Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Emek ve Demokrasi Güçleri ve öğrenciler birçok ilde tutuklu öğrencilerin serbest bırakılması talebiyle basın açıklamaları gerçekleştirdi. İstanbul’da KESK İstanbul Şubeler Platformunun...
- Yunanistan’da işçi ve emekçiler bir kez daha kamu ve özel sektörde 24 saatlik genel grev gerçekleştirdi. Tembi tren felaketinin ikinci yıldönümü olan 28 Şubatta tarihindeki en büyük grev ve protestolara sahne olan Yunanistan’da, 9 Nisanda bir kez...
- KESK’e bağlı Eğitim Sen, Birleşik Kamu-İş’e bağlı Eğitim-İş ve Hürriyetçi Eğitim Sen, 10 Nisanda birçok ilde Milli Eğitim Müdürlükleri önünde, kent meydanlarında, sendika şubelerinde proje okullara yapılan keyfi atamalara karşı basın açıklamaları...
- Üzerine sayfalarca yazı yazılabilecek, saatlerce sohbet edilebilecek bir konunun en öz, en çarpıcı halidir sloganlar… Hele ki işçi sınıfının sloganları! Birkaç kelimeyle büyük anlamlar sırtlanırlar. Kimisi somut bir talebi anlatır, kimisi bir...
- Ankara’nın Beypazarı ilçesinde bulunan Çayırhan Maden Ocağında 10 Nisanda gece vardiyası sırasında meydana gelen patlamada 2’si ağır olmak üzere 14 işçi yaralandı.
- Evrensel sağlık kapsamı; tüm insanların ihtiyaç duydukları sağlık hizmetlerine, ihtiyaç duydukları yer ve zamanda, mali sıkıntı çekmeden erişebilmeleri anlamına gelir. Sağlığın geliştirilmesinden, hastalıkların önlenmesine, rehabilitasyon ve...
- Gençlik yılları insanın en güzel, en verimli, en dinamik yılları olarak tanımlanır. Fakat gençlerin dinamizmleri yok ediliyor, gelecekleri ve hayalleri çalınıyor, toplum nefessiz bırakılıyor. Kapitalizm genç kuşaklara bir gelecek vaat etmiyor....
- Ruhunda özgür bir dünyanın umudunu taşıyan, yüreği bencil çıkarlarla değil, toplumsal kurtuluş özlemiyle çarpan sevgili büyüklerimiz ve değerli genç arkadaşlarımız, merhaba!
- Rejimin 19 Martta başlattığı saldırı dalgasına karşı başlayan protestolarda öğrenci gençler kitlesel katılımıyla dikkati çekmişti. Günlerce süren eylemlerde, polis barikatlarına, polisin şiddetli müdahalesine rağmen alanları terk etmeyen yüzlerce...
- Çünkü büyük kapitalist ülkeler, milyonlarca emekçinin vergileriyle oluşan bütçeleri sağlık, eğitim, barınma gibi temel ihtiyaçlara değil daha fazla silahlanmaya akıtıyorlar. Baskıcı ve otoriter uygulamaları arttırıyor, demokratik hak ve özgürlükleri...