Buradasınız
İyi Günde Kötü Günde, Hastalıkta Sağlıkta Bir Olmak
Kocaeli/Gebze’den bir kadın metal işçisi
Bir grup kadın işçi arkadaşımla oturduk iş çıkışı ve sohbete koyulduk. Evlilik hazırlığında olan Ayşe, “kızlar evlilik tarihi yaklaşıyor. Ama şimdiden söyleyeyim, sakın altın falan almayın. Ne siz zor durumda kalın ne de ben. Çünkü siz bana ne takarsanız ben de size aynı değerde takı takmak zorundayım ama bunu yapamam” dedi. Altının yanına yaklaşılmadığını biliyorduk ama yine de çeyrek altının fiyatına bir bakalım dedik. Çeyrek altın 1066 liraydı bizim buluştuğumuz gün. Asgari ücretle çalışan bir işçi, bu durumda ancak iki tane çeyrek altın alabiliyor, üç tane alabilmek için parası yetmiyor. Hal böyle olunca, dönüp Ayşe’ye, “zaten alamayız, boşuna endişe etme” dedik ve hep birlikte güldük ağlanacak halimize.
Her geçen yıl, hatta gün, hayatımızın daha da kötüye gittiğini, ücretlerimizin düştüğünü yansıtan birçok örnek anlattık birbirimize. Asgari ücrete “çok yüksek” zam bile yapsalar, dolar bazında neredeyse %0 zam yapılmış olacak. Liranın değer kaybı ve doların yükselmesi nedeniyle alım gücümüz daha da düşmüş olacak. Tıpkı borsacılar gibi takipteyiz biz de. Onlar hisse senetlerindeki artışları saat başı takip ediyorlar. Biz de gelen zamlara göre ücretlerimizin nasıl düştüğünü takip ediyoruz. Hepimizin sinirleri iyice bozuldu, bozulmaya da devam ediyor. İpek, içinden geçenleri şöyle anlattı bize: “Gerçek enflasyon olmuş %50, bunlar hâlâ üçün beşin hesabını yapıyorlar. Benzine zam, doğalgaza zam, yiyeceğe zam, içeceğe zam... Bize yapılacak zammı belirlemeye gelince kaç kere toplanıyorlar, görüşüyorlar. Ama en temel ihtiyaçlara zammı anında yapıveriyorlar. Diyelim ki, borç harç her şeyi stokladık, bu çözüm mü şimdi? Komşum aç, arkadaşımın evinde tenceresi kaynamıyor, bunu biliyorum. Ben nasıl rahat uyurum? Biz nasıl rahat uyuruz?”
Nurgül devam etti: “Valla yıllardır uyuyoruz. İpimiz tepedekilerin elinde olduğu sürece de uyuruz böyle. Biz uyudukça da, onlar ipleri daha sıkı tutarlar. Babam birkaç gün önce ameliyat oldu devlet hastanesinde. Ama yarayı açtıkları gibi geri kapattılar çünkü ekipmanları yokmuş. Paran yoksa öl diyenler, bizden topladıkları vergileri nereye harcıyorlar peki? En temel sağlık hizmetini bile bize çok görenler, yaşam standardımızı mı düşünecekler? Ses çıkartmak gerektiğini düşünüyorum. Sendikalar neden işçileri toplayıp büyük bir grev organize etmiyorlar?”
Evet, sorunlarımız anlatmakla bitmez. Evlenirken de, hastanede tedavi olurken de, evimize bir ihtiyacımızı alırken de yoksulluğumuz tokat gibi çarpıyor yüzümüze. Ama sendikalarımız çok daha güçlü eylemler, grevler organize etseler, “geçinemiyoruz” diye çok daha güçlü bir biçimde haykırsak, bir şeyleri değiştirmeye gücümüz yeter. Kapı kapı dolaşsak işçi evlerini, kulaktan kulağa yaysak ne yapmamız gerektiğini ve el ele vererek meydanları işçi seliyle doldursak yoksulluğun kader olmadığını göreceğiz. Hastalıkta da sağlıkta da, iyi günde de kötü günde de bizim bize, birliğimize ihtiyacımız var!
- “İstanbul’da Mezar Yeri Alamayız”
- Battaniyelere Değil Sınıfımıza Sarılalım
- Sağlıksız Gıdalara Mahkûm muyuz?
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- Hani Bu Topluma Güven Olmazdı!
- Sabancı’nın Mutlu Yaşam Sırları
- Rahat Yaşamın Sırrı
- Kent Ekmek Kuyruğu: “Ben Öyle İstediğim İçin”
- Sistem Ne Ölümüze, Ne de Dirimize Saygı Duyuyor!
- “7 Kitap, 7 Defter, 1 Litre Su, Yarım Ekmek”
- Siz Kimi Taşıyorsunuz Sırtınızda?
- Yalanlara Değil Birleşmeye İhtiyacımız Var
- Kupona ve Kuraya Bağlanan Umutlarımız
- “Artık Kiracı Kalmaz”, TOKİ’ye Hücum!
- Yoksulluk Utanılacak Bir Şey Değil!
- İşçi Aileleri ve Kreş Çilesi
- Yaz Tatilinde Kriz Var!
- “Yok mu Arttıran?”
- Bakan Nebati’den “Işıl Işıl” Yorumlar ve Uçurumlar
- “Nehir, Nehir, Çocuğumu Geri Verin!”
Son Eklenenler
- Türkiye’de seçimler öncesinde çok sayıda emekli eylemi gerçekleşti. Emeklilerin yaşadığı sorunların sandığa yansıyarak yerel seçimleri etkilediği herkesin malumu… Sorunlarımız bitmedi ve seçim sonrasında da emekliler olarak taleplerimizi haykırmaya...
- Merhaba dostlar; bizler İstanbul’dan bir grup öğretmeniz. 1 Mayıs’a yaklaşırken duygularımızı siz işçi kardeşlerimizle paylaşmak istedik. Öncelikle her sene olduğu gibi bu sene de 1 Mayıs coşkusunu haftalar, aylar öncesinden hissetmeye başladık. O...
- Öz Gıda-İş Sendikasında örgütlü işçilerin 7 Marttan beri grevde olduğu Abalıoğlu Lezita fabrikasında 16 Nisanda jandarma işçileri ve sendikacıları darp etti ve ters kelepçeyle gözaltına aldı. Yaralanan 8 işçi hastaneye kaldırıldı. İzmir Kemalpaşa’da...
- 17 Nisan Sağlıkta Şiddete Karşı Mücadele Günü kapsamında Türkiye’nin pek çok kentinde sağlık emekçileri basın açıklamaları gerçekleştirdi. 12 yıl önce Gaziantep’te görev sırasında katledilen Dr. Ersin Arslan ve sağlıkta şiddet sonucu yaşamını...
- Bursa’da faaliyet gösteren Durak Tekstil’de 6 işçi Öz İplik-İş Sendikasına üye oldukları için işten atılmış ve fabrika önünde direnişe geçmişlerdi. 6 Şubattan itibaren direnişlerine kararlı bir şekilde devam eden Durak Tekstil işçileriyle dayanışma...
- Sermaye sınıfı ve iktidar bizi bir birey, bir insan olarak değil sadece ucuz işgücü kaynağı olarak görüyor. Çok çocuk doğurmamızı, gelecek işçi kuşaklarını yetiştirmemizi beklerken, kadın istihdamını teşvik ettiklerini söylerken, doğum ve emzirme...
- Adıyaman’ın Besni ilçesinde bulunan Mega Polietilen fabrikasında 2 aylık ücretleri gasp edilen işçiler 8 Nisanda iş bırakarak direnişe başladı. 15 Nisanda BİRTEK-SEN’in çağrısıyla fabrika önünde bir dayanışma eylemi yapıldı. 5 Nisandan bu yana...
- İşçi sınıfının 8 saatlik işgünü için mücadelesinden doğan 1 Mayıs’ın 138 yıllık bir tarihi var. Kuşaklar boyunca kadın ve erkek işçiler işgününü 8 saate indirmek için mücadele ettiler ama bu mücadele işgününün kısaltılması talebiyle sınırlı kalmadı...
- Hepimiz artan hayat pahalılığından şikâyet ediyoruz. Geçimimizi sağlamakta, ay sonunu getirmekte zorlanıyoruz. Çarşı-pazarda, marketlerde hep aynı sohbeti yapıyor, aynı dertten yakınıyoruz: Hayat çok pahalı! Çoğumuz için tatil yapmak, hafta sonu...
- İsrail’in Gazze’ye saldırıları altıncı ayını geride bırakırken altı aydır meydanları dolduran İngiltereli işçi ve emekçiler “acil ve kalıcı ateşkes” ve “İsrail’e silah satışının sonlandırılması” talepleriyle bir kez daha meydanlara çıktı. 13 Nisanda...
- Otuz yıl boyunca kesintisiz çalışmış, ücreti daha cebine girmeden SGK primleri ve vergileri kesilmiş, EYT’li emekli bir işçiyim. 2024 yılı Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından emekliler yılı ilan edildi ama emekliler sefalet içinde yaşamaya mahkûm...
- Ezilenlerin safında mücadele eden, şiirlerini ve oyunlarını işçi sınıfına adayan Bertolt Brecht, “Yarının Büyüklerine Şiirler” kitabında, beşiğinin başucunda oğluna seslenen bir ananın ninnisine yer verir. Geçmişten bugüne ninniler, çocukların...
- Sevgili işçi kardeşlerim, hepinize merhaba. Bu mektubumda sizlerle sözü eğip bükmeden konuşmak ve gerçekler üzerine hasbihal etmek istiyorum. Yani gerçekleri olduğu gibi konuşalım. Biliyorum ki kursağınıza giren her lokmayı alın teriniz, elinizin...