Buradasınız
Kadın İşçilerin Büyük Sorunu: Doğum İzni ve Gebelik
Gebze’den bir kadın metal işçisi
8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü yaklaşıyor. Bu anlamlı gün vesilesiyle kadın işçilerin sorunlarından söz etmek istiyorum. Çoğunluğunu kadın işçilerin oluşturduğu bir metal fabrikasında çalışan bir kadın işçiyim. Kadın işçiler gerek hamilelik süreleri boyunca gerekse de doğum izni sonrasında pek çok sorunla karşılaşıyorlar. Örneğin hamile kalan ve çocuğunu doğuran kadın işçiler sıklıkla işten atılıyorlar. Patronlar yasaları çiğnemekten hiç çekinmiyorlar. Eminim ki bunlar sadece benim çalıştığım fabrikada yaşanmıyordur. Pek çok fabrikada başka işçi kardeşlerimin de aynı sıkıntıları yaşadığından hiç şüphem yok. Peki, o halde şöyle bir soru soralım kendimize; nedir doğum izni, ne kadar bir süreyi kapsar ve patron hamile bir işçiyi sırf hamile kaldığı için işten atabilir mi?
İş Kanunun 74. maddesine göre, kadın işçilerin doğum izni doğumdan önce sekiz hafta, doğumdan sonra sekiz hafta olmak üzere toplam 16 hafta olarak belirlenmiştir. Çoğul gebelik durumlarında ise bu süreye iki hafta daha eklenerek toplam 18 hafta kullanılır. Kadın işçi, eğer sağlık durumu uygunsa, bunu bir hekim raporuyla belgeleyerek, dilerse doğum öncesi iznine üç hafta geç ayrılabilir. Bu durumda bu üç hafta, doğum sonrası iznine eklenir. Kadın işçinin doğum iznini tamamladıktan sonra 6 aya kadar ücretsiz izin alma hakkı vardır. Bu süre, yıllık ücretli izin hakkının hesabında dikkate alınmaz. Hamile kadın işçiler hamilelikleri süresince, yeni doğum yapmış işçiler doğumu izleyen sekiz haftalık süre boyunca, emziren işçiler ise doğumu izleyen altı ay boyunca, kendi rızaları olmadan gece çalıştırılamazlar. Hekim raporu ile bu süre uzatılabilir. Hamile işçiye periyodik kontroller için de ücretli izin verilmek zorundadır.
Pek çok işyerinde patronlar, kadın işçileri hamileliği nedeniyle performansının düştüğü gerekçesiyle işten atıyorlar. Performans düşüklüğü gibi bir gerekçe yasada olmamasına rağmen işten atma bahanesi olarak kullanılmaktadır. Patron, aksine, hamile işçinin durumunu gözeterek ona uygun iş vermek zorundadır. Nitekim yasalara göre patron, hekim raporu olan hamile kadın işçiyi sağlığına uygun daha hafif işlerde çalıştırmakla yükümlüdür. Bu durumda işçinin ücretinde bir indirim yapılamaz.
Çalışma süresince hamile kadın işçinin sık sık tuvalete gitme ihtiyacı dikkate alınarak kendisine kolaylık gösterilmek zorundadır. Hamile işçinin ani darbelere, sarsıntıya, uzun süreli titreşime maruz kalacağı işlerde çalıştırılması yasaktır. Hamile işçinin kişisel koruyucu kullansa bile 80 desibelden daha az gürültülü ortamlarda çalışması sağlanmalı ve bu mümkün değilse işi değiştirilmelidir. Hamile veya yeni doğum yapmış kadın işçinin yalnız çalıştırılmaması gerekir. Bu mümkün değilse diğer işçilerle kolaylıkla iletişim kurabileceği bir yerde çalışması sağlanır. Kadın işçilere bir yaşından küçük çocuklarını emzirmeleri için günde toplam bir buçuk saat süt izni verilir. Bu sürenin hangi saatler arasında ve kaça bölünerek kullanılacağını işçi kendisi belirler. Bu süre günlük çalışma süresinden sayılır.
Yaşları ve medeni durumları ne olursa olsun 100-150 kadın işçinin çalıştığı yerlerde patron tarafından, bir yaşından küçük çocukların emzirilmesi, bakılması ve bırakılması için çalışma ortamının dışında ve en çok 250 metre uzaklıkta emzirme odaları kurdurulması zorunludur.
150’den çok kadın işçinin çalıştığı yerlerde 0-6 yaş arası çocukların bakımı ve annenin çocuğunu emzirmesi için kreş açılması zorunluluğu vardır. Bu kreş, içinde anaokulu açmak zorundadır. Eğer kreş işyerine 250 metreden uzak ise patron araç sağlamakla yükümlüdür. Patronlar bu yükümlülüklerini herhangi bir kreşle anlaşarak da yerine getirebilirler. Aynı zamanda kadın işçi sayısı belirlenirken, aynı patronun sadece o fabrikadaki işçi sayısı esas alınmaz. Patronun yakın alan içindeki bütün fabrikalarında çalışan kadın işçilerinin toplam sayısı esas alınır.
Yasal olarak var olan haklarımız bunlar. Fakat bizler bunları bilmediğimiz ve dahası örgütlü olmadığımız için bu haklarımızı bile kullanamıyoruz. Patronlar işçilerin mücadele ederek kazandığı hakları fiilen bir bir elimizden alıyor. Nitekim bu saydığım haklara da göz dikmiş durumdalar. Kadınlar olarak bu sistemde hem işçi olduğumuz hem de kadın olduğumuz için iki kat daha fazla eziliyor, daha fazla sömürülüyoruz. Bizler kadın işçiler olarak işçi sınıfının örgütlü mücadelesinin içinde yer almalı, en önde olmalıyız. 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Gününü bizlere armağan eden kadınlar gibi sınıfımızın saflarında yerimizi alalım. Erkek sınıf kardeşlerimizle birlikte, omuz omuza, bizleri ikinci sınıf insan konumuna iten sömürü düzenine karşı mücadele edelim.
- Dünya İşçi Sınıfının Birliği Yolunda Mücadelemizi Büyütelim!
- İşçi Dayanışması 198. Sayı Çıktı!
- Artan Zenginliğin Arkasında Büyüyen Yoksulluğumuz
- Kaynakları Tüketen Kim?
- Yaşadım Diyebilmek İçin!
- Sınır Tanımayan Irmaklar Gibi
- İşçinin Değeri Yok mu?
- Geleceğe Dönüşmek, Geleceği Büyütmek
- Sınıf Olarak Birleşelim, Yoksulluğa ve Sömürüye Hayır Diyelim!
- İşçi Dayanışması 197. Sayı Çıktı!
- Esirler Dünyasına Özgürlük Çağrısı: Enternasyonal!
- Ağıt Yakmasın Analar, Umut Türküleri Söylesin
- Hangi Milliyetten Değil Hangi Sınıftan Olduğundur Önemli Olan
- Cep Telefonu, Okul Gezisi ve Hayatın Gerçekleri
- Senin Memleket Nere?
- Sokak Köpeklerinin Katledilmesi Çözüm mü?
- Düşmanlığı ve Savaşları Nasıl Meşrulaştırıyorlar?
- İşçi Sınıfının Sömürüye Karşı Mücadelesi Durdurulamaz!
- İşçi Dayanışması 196. Sayı Çıktı!
- Zulme Karşı Çıkmanın Mutlaka Bir Yolu Vardır
Son Eklenenler
- Sağlık çalışanları, 10 Ekimde aile hekimlerini ve sağlık çalışanlarını kapsayan sözleşme ve ödeme yönetmeliği taslağına tepki göstermek için bir araya geldiler. SES İstanbul Şubeleri, İstanbul Tabip Odası, İSTAHED, Birlik ve Dayanışma Sendikası,...
- İstanbul Çatalca’da Polonez işçilerinin haklı mücadelesi sürüyor. İşçiler ellerinden alınmak istenen hakları için direniyor ama karşılarında polisi buluyorlar. Polisi, emniyet müdürü, müftüsü yine patrona hizmet ediyor, kimin yanında olduklarını...
- 10 Ekim 2015 tarihinde DİSK, KESK, TMMOB ve TTB ile çeşitli emek örgütleri ile on binlerce işçi ve emekçinin katılımıyla gerçekleşen “Emek, Barış ve Demokrasi” mitinginde IŞİD tarafından tertiplenen saldırı sonucu 104 insanımızı kaybettik, yüzlerce...
- 10 Ekim 2015 tarihinde sendikalar, meslek örgütleri ve demokratik kitle örgütleri tarafından Ankara’da düzenlenen barış mitingine IŞİD’in bombalı saldırısı sonucu hayatını kaybedenler, katliamın 9. yılında anıldı. Ankara’da 10 Ekim Barış Derneğinin...
- İşçi ve emekçiler olarak zorlu günlerden geçiyoruz. Fakat tabiri caizse bunlar daha iyi günlerimiz. Türkiye ve dünyadaki gidişat içine itildiğimiz sorunlar yumağının büyümeye devam ettiğini gösteriyor. Mesela İsrail’in tüm dünyanın gözleri önünde...
- Enflasyon karşısında eriyen ücretlere yapılan zamların sınırlanması, emeklilik yaşının ve prim gün sayısının yükseltilmesi, iş güvencesinin ve kıdem tazminatının ortadan kaldırılması… Bunlar, Türkiye’yi yöneten rejimin orta vadeli programında yer...
- DİSK, 9 Ekimde Genel Merkez binasında düzenlediği basın açıklamasında Anayasa Mahkemesi kararlarının uygulanmasını ve sendikal hakların önündeki engellerin kaldırılmasını talep etti. Açıklamayı DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu yaptı. Sendikalaşan...
- Çerkezköy’de bulunan Elba Bant fabrikasında grev devam ediyor. Petrol-İş Sendikasında örgütlü işçiler, toplu sözleşme görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine 25 Eylülde grev demişlerdi. UİD-DER’li işçiler 6 Ekimde grevci işçilere bir dayanışma...
- 7 Ekim 2023’ten bu yana İsrail devletinin Filistin’de yürüttüğü savaş ve katliam büyüyerek devam ediyor. Savaşın alevleri Lübnan’a da sıçradı. İsrail ve diğer emperyalist devletlerin niyeti bu alevleri daha da büyütmek, Ortadoğu’da yoksul...
- Anladık ki korkacak bir şey yokmuş. Bize zaten en kötüsünü layık görmüşler. Sosyal hak yok, maaş ortalamamız asgari ücretin bin-iki bin lira üstü. Bize bunu layık görenler bu paralarla bir hafta yaşayamaz. Şimdi grevdeyiz, hiç pişman değiliz.
- Fernas işçilerinin işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemlerinin alınması, ücretlerin arttırılması ve sendikalaşma hakkı için başlattıkları direniş kararlılıkla sürüyor. UİD-DER’li işçiler Fernas işçilerine direnişlerinin 42. gününde dayanışma ziyareti...
- Tekirdağ/Çerkezköy Veliköy OSB’de bulunan Elba Bant fabrikasında toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine Petrol-İş Sendikasında örgütlü işçilerin 25 Eylülde başlattığı grev kararlılıkla devam ediyor. İşçilerin haklı...
- Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) 7 Ekimde Ankara Alba Otel’de gerçekleştirdiği basın toplantısında, “Geçinemiyoruz! Yoksulluğa Karşı Mücadelede Birleşiyoruz!” şiarıyla gerçekleştireceği eylem programını kamuoyuyla paylaştı.