Buradasınız
Kampanyamıza Adana’da da Devam Ediyoruz
Adana’dan UİD-DER’li işçiler

Adana’da kıdem tazminatı saldırılarına karşı işçileri aydınlatmaya ve onları mücadeleye çağırmaya devam ediyoruz. Üçüncü kez standımızı Adana’nın en işlek caddelerinden birine açtık. Bir arkadaşımız biraz daha yüksekçe bir yere çıkarak patronlar sınıfının işçi sınıfına yeni saldırı paketi olan Ulusal İstihdam Stratejisi’ni kısa cümlelerle anlattı. Adanalı işçiler kendi sorunlarına karşı içtenlikle mücadele çağrısı yapan biz UİD-DER’li işçilerin söylediklerine ilgi göstererek imza metnimizi imzaladılar.
Arkadaşımızın yüksek sesle sorunları anlatıyor olmasından kaynaklı kimileri dolmuştan inip imza atarak yollarına öyle devam ettiler. İmza atarak ellerinize sağlık diyenlerin sayısı hiç de az değil. Kimileri AKP’ye karşı olup olmadığımızı sordu, biz de işçilerin haklarına saldıran her anlayışa karşı olduğumuzu, ancak bireysel karşı koyuşun mümkün olmadığını, ancak bu karşı koyuşlar birleşirse bir anlamı olacağını, UİD-DER’in bunun için var olduğunu belirttik. Bazı işçiler imza kampanyasını kimin düzenlediğini sordular. Elbette ilerleyen günlerde Adanalı işçiler mücadeleci işçilerin örgütü UİD-DER’le daha sık karşılaşacaklar. Hele ki kıdem tazminatı gibi yaşamsal bir hakkın elimizden alınması meselesinde henüz biz UİD-DER’li işçiler dışında kimsenin sokakta bir çalışma yürütmüyor olması ayrıca dikkate değer bir şey. Elbette ki bu iş en başta bizim işimiz. Ve Çukurova’nın mücadeleci işçileri de kendi mücadeleci örgütleriyle tanışmaya başladılar.Adana’nın yoksul mahallelerinden biri olan Şakirpaşa’da da kapalı pazarda standımızı açıp alışverişe gelenleri imza atmaya çağırdık. “Kıdem tazminatı nedir biliyor musunuz” dediğimizde çoğunluğun bilmediğini gördük. İmza atanlara kıdem tazminatı broşürlerinden vererek UİD-DER’i tanıttık.
Ayrıca ev-ev gezip imza toplayarak işçileri Ulusal İstihdam Stratejisi’ne karşı mücadele etmeye çağırıyoruz. Kapısını çaldığımız kimi insanlar bizi çay içmeye davet ediyor, kimileri kolay gelsin diyerek moral destek sunuyor. Kimileri de kimi sahtekârlık olaylarından dolayı imza atmaktan çekiniyor. Ama asıl ilgimizi çeken şey kıdem tazminatının fona devredilmesini savunanın çıkmaması.
Ev gezmeleri sırasında Özbucak fabrikasında 17 yıl çalışmış, ancak fabrikanın kapatılması sonucu kıdem tazminatlarını alamamış yüzlerce işçiden biri olan bir kadın işçiyle tanıştık. Bizi coşkuyla karşıladı. Tekrar kendisini ziyaret edeceğimizi söyleyip diğer daireye geçtik.
Çalışmalarını İstanbul’un, Ankara’nın karına soğuğuna aldırmadan yürüten diğer UİD-DER’li sınıf kardeşlerimizin haberlerini görüp okudukça daha bir coşkulanıyor, gururlanıyor ve güçleniyoruz. Hepinize, hepimize kolay gelsin.
- Metal İşçileri: “İşçinin Hakkı İşçiye!”
- Kıdem Tazminatı Hakkımız Egemenlerin Ağzını Sulandırıyor
- “Olmaz Öyle Şey”
- Sendika Biziz!
- Engel Olduk, Yine Olabiliriz!
- Su Uyur Düşman Uyumaz
- Kötü Gün Dostu Kıdem
- Patronların Oyununa Kanmamak İçin UİD-DER’e
- Kıdem Tazminatı Bize Mirastır
- Sağlıklı ve Güvenli Çalışma İçin Kıdem Tazminatına Sahip Çık
- Kıdemden Elinizi Çekin!
- Kıdem Tazminatı Sınıfımızın Bize Mirasıdır
- Kıdem Tazminatımızın Patronların Cebine Girmesine İzin Vermeyeceğiz!
- Gebze Sendikalar Birliği: Kıdem Tazminatımızı Gasp Ettirmeyeceğiz!
- Kıdem Tazminatı Maliyet Değil Haktır!
- İçimiz Isınır mı?
- Dün Ayağa Kalkmışlardı, Peki Ya Bugün?
- Kıdem Tazminatını Gasp Ettirmeyelim
- Burjuva Medyanın Dezenformasyonlarına Kanmayalım!
- Kıdem Tazminatı: Yalanlar ve Gerçekler!
Son Eklenenler
- Gerek dünyada gerekse yaşadığımız ülkede öyle olaylar, öyle gelişmeler yaşanıyor ki ilk bakışta her şey çok bilinmeyenli bir matematik denklemi gibi karmaşık ve anlaşılmaz görünebilir. Nasıl ki matematikte karmaşık problemleri çözebilmek için...
- İrfan Yalçın’ın “Ölümün Ağzı” romanı, 1940’lı yıllarda Zonguldak köylüsünün “mükellef” adı altında bedavaya çalıştırıldığını belgeleyen bir tanıklıktır. Dönemin tek partili rejiminde, İsmet İnönü madeni teftişe gittiğinde, karşısına dizilen...
- Ha geldi, ha gelecek, yok yok bu sene gelmeyecek derken Yaren leylek Bursa’nın Karacabey ilçesinde, Uluabat Gölünün kıyısında balıkçı Âdem amcayla buluştu. On dört yıllık dostluk! Adı gibi yarenlik yapıyor Âdem amcaya. Aslında kimsenin haberi...
- 11 Nisan’da Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Emek ve Demokrasi Güçleri ve öğrenciler birçok ilde tutuklu öğrencilerin serbest bırakılması talebiyle basın açıklamaları gerçekleştirdi. İstanbul’da KESK İstanbul Şubeler Platformunun...
- Yunanistan’da işçi ve emekçiler bir kez daha kamu ve özel sektörde 24 saatlik genel grev gerçekleştirdi. Tembi tren felaketinin ikinci yıldönümü olan 28 Şubatta tarihindeki en büyük grev ve protestolara sahne olan Yunanistan’da, 9 Nisanda bir kez...
- KESK’e bağlı Eğitim Sen, Birleşik Kamu-İş’e bağlı Eğitim-İş ve Hürriyetçi Eğitim Sen, 10 Nisanda birçok ilde Milli Eğitim Müdürlükleri önünde, kent meydanlarında, sendika şubelerinde proje okullara yapılan keyfi atamalara karşı basın açıklamaları...
- Üzerine sayfalarca yazı yazılabilecek, saatlerce sohbet edilebilecek bir konunun en öz, en çarpıcı halidir sloganlar… Hele ki işçi sınıfının sloganları! Birkaç kelimeyle büyük anlamlar sırtlanırlar. Kimisi somut bir talebi anlatır, kimisi bir...
- Ankara’nın Beypazarı ilçesinde bulunan Çayırhan Maden Ocağında 10 Nisanda gece vardiyası sırasında meydana gelen patlamada 2’si ağır olmak üzere 14 işçi yaralandı.
- Evrensel sağlık kapsamı; tüm insanların ihtiyaç duydukları sağlık hizmetlerine, ihtiyaç duydukları yer ve zamanda, mali sıkıntı çekmeden erişebilmeleri anlamına gelir. Sağlığın geliştirilmesinden, hastalıkların önlenmesine, rehabilitasyon ve...
- Gençlik yılları insanın en güzel, en verimli, en dinamik yılları olarak tanımlanır. Fakat gençlerin dinamizmleri yok ediliyor, gelecekleri ve hayalleri çalınıyor, toplum nefessiz bırakılıyor. Kapitalizm genç kuşaklara bir gelecek vaat etmiyor....
- Ruhunda özgür bir dünyanın umudunu taşıyan, yüreği bencil çıkarlarla değil, toplumsal kurtuluş özlemiyle çarpan sevgili büyüklerimiz ve değerli genç arkadaşlarımız, merhaba!
- Rejimin 19 Martta başlattığı saldırı dalgasına karşı başlayan protestolarda öğrenci gençler kitlesel katılımıyla dikkati çekmişti. Günlerce süren eylemlerde, polis barikatlarına, polisin şiddetli müdahalesine rağmen alanları terk etmeyen yüzlerce...
- Çünkü büyük kapitalist ülkeler, milyonlarca emekçinin vergileriyle oluşan bütçeleri sağlık, eğitim, barınma gibi temel ihtiyaçlara değil daha fazla silahlanmaya akıtıyorlar. Baskıcı ve otoriter uygulamaları arttırıyor, demokratik hak ve özgürlükleri...