Buradasınız
Kapitalizmin Klasiği: Sorumlusu Değilsin Ama Suçlusu Sensin!

Dağlar deliniyor, nehirlerin yönü değiştirilip barajlar kuruluyor, ormanlar geri dönüşsüz bir biçimde yok ediliyor. Toprağın ve okyanusun derinliklerinden petrol ve madenler çıkartılıyor. Savaşlarla kentler tarumar ediliyor. Doğa kirleniyor, insanlık nefes alamaz hale geliyor. Dünyamız koyu ve karanlık bir griye hapsoluyor. “Tüm bunları insanlar yapıyor, o halde hepimiz sorumluyuz” deniyor. Oysa kapitalizmde hiçbir konuda tüm insanlara söz hakkı tanınmıyor. Bu sömürü sisteminde, dünyanın ve insanlığın geleceği ile ilgili söz, yetki ve kararın sahibi yalnızca sermaye sınıfı! Ama sıra kapitalizmin günahlarına geldiğinde, suçu büyük bir ustalıkla tüm insanlığa atıyorlar.
Mesela kutupların buzlu denizlerinde balinaların soyu neredeyse tükeniyor. Bunun üzerine belgeseller çekilip “biz insanlar balinaları avladık, balinaların ve pek çok türün soyunu tükettik, denizleri kirlettik” deniliyor. Oysa gerçek bunun tam tersidir. Endüstriyel balina avı ve daha fazla kâr amacıyla daha büyük ağlar kullanan kapitalistler yüzünden, deniz canlıları öldürüldü, öldürülüyor. Şu ikiyüzlülüğe bakar mısınız? Hem ticaretini yapmak için neredeyse balinaların soyunu tüket hem de tüm insanları suçla! Daha fazla kâr uğruna okyanusun derinliklerinde petrol ve gaz kuyuları açtır, artan deniz taşımacılığı ve gemi trafiği nedeniyle denizleri kirlet ama tüm insanları suçla!
Sermaye sahipleri, üretimin nasıl, hangi temelde ve ne için yapılacağı ile ilgili tüm kararları kendileri veriyorlar. Doğayı ve insanlığı umursamadan termik, hidroelektrik ve nükleer santraller kuruyor, yatırım adı altında her yere fabrikalar, tesisler açıyorlar. Kâr için yapılan plansız üretim sonucunda ortaya çıkan zehirli atıkları doğaya salmaktan geri durmuyorlar. Fabrika bacalarına filtre takmıyor ya da yenilemiyor ama bütün insanları havayı kirletmekle suçluyorlar. Örneğin, koronavirüs ilk sürecinde yapılan çeşitli araştırmalara göre; ulaşım ve üretim faaliyetlerindeki azalma havadaki kirlilik oranlarını düşürmüş! Virüs gerekçesiyle yaygınlaştırılan sokağa çıkma yasaklarından, insanların evlere kapatılmasından “hayırlı” bir sonuca ulaşılmış! Peki, doğaya geri dönüşü olmayan bir şekilde zarar veren bu ulaşım ve üretim biçimini kim düzenleyip kışkırtıyor? Madenlerin açılmasını kim buyuruyor? Ormanları yok eden, toprağın altını üstüne getiren, tarım arazilerini tarumar eden kim? Binlerce yıllık zeytinlikleri açgözlülükle söken kim? Kentleri beton yığınına çeviren, oksijen kaynaklarımızı kurutan kim? Yeryüzündeki su kaynaklarının kirlenmesine, azalmasına ve susuzluğa neden olan kim?
ABD’deki bir emekçinin ABD’nin Ortadoğu’da yürüttüğü savaşta ne gibi bir dahli var? Ya da Rus egemenlerinin Ukrayna’ya başlattığı savaş kararını veren bir Rus emekçisi mi? Ona söz hakkı tanıyan mı var? Yeryüzünü cehenneme çeviren savaş teknolojisinden onlar mı nemalanıyorlar? ABD’nin bir yıllık savaş bütçesi 800 milyar dolar civarında. Yani Türkiye’nin bir yıllık toplam üretimine bedel! Savaşa ayrılan bütçelerin büyüklüğüyle övünenler ülkelerin liderleri, egemenleri değil mi? İnsanlı ya da insansız hava ve kara silahlarıyla güç gösterisi yaparken, yıkılan kentlerin yeniden yapılmasından elde edecekleri kârları hesaplayanlar egemenler değil mi? Dünyanın pek çok bölgesini cehenneme çeviriyor, her türlü vahşeti uyguluyor, milyonlarca insanı evinden, yurdundan kopararak göç yollarına düşürüyorlar. Ama suçlu tüm insanlar oluyor, öyle mi?
Doğanın dengesini bozan ve insanlığın geleceğini tehlikeye atan sermaye sınıfının bu çarpıtmalarına karşı uyanık olmalı, gerçeklerin farkına varmalıyız. Kapitalizm insanlığa yeryüzü cennetinin kıyısında cehennemi yaşatıyor. Bu sömürü sisteminde, bir avuç sermaye sahibi yaşamın her alanında söz hakkına sahip ve yalnızca onların sözü geçiyor. Her şeyde ama her şeyde sermayenin çıkarları temelinde kararlar alıyor ve bu kararlarının bir sonucu olarak ortaya çıkan yıkımın faturasını bize kesiyorlar. Sonra da suçlarına bizi de ortak etmeye çalışıyorlar. Oysa gerçek sorumlular bu kararları alanlar ve uygulayanlardır. Gerçek suçlu kapitalizmdir. Çevre, iklim değişikliği gibi çeşitli konularda “insanlar ne kötü, dünyayı nasıl da kirletiyoruz, nasıl da yok ediyoruz” söylemlerine kanmayalım. “Durun bakalım! Neden tüm insanlık kapitalizmin suç ortağı oluveriyor?” diyelim. İşçi sınıfını sömüren de, doğayı talan eden de, emperyalist savaşlarda milyonlarca insanın canını alan da kapitalist kâr düzenidir.
- “Ekonomi Tıkırında” Masallarına Devam!
- Grev Hakkımıza Sahip Çıkalım!
- Mücadele İçinde Dönüşenler: Derby’den 15-16 Haziran’a!
- Kurtuluş Ellerimizde, Örgütlü Gücümüzde!
- İşçi Dayanışması 206. Sayı Çıktı!
- Sabırla, İnatla, İnançla: Sıra Bize de Gelecek!
- Tarihin Tekerleğini Geriye Çevirmek İsteyenler
- Kasırgalar Kimleri Vuruyor?
- ABD’den Türkiye’ye Ülkeyi Şirket Gibi Yönetenler
- Gençliğe Çağrı: Bize Kılavuz Gerek!
- Anna’nın Annesi ve Anneler Günü
- Baskılara, Zorbalığa, Sömürüye, Emperyalist Savaşa Karşı Umut Örgütlü Mücadelede!
- İşçi Dayanışması 205. Sayı Çıktı!
- “Kıyamet Sığınakları” ve Bizim Sığınağımız
- Bu Kadar Çok Parayı Nereden Buluyorlar?
- “Çingene Kızı” ve İşçi Sınıfının Birliği
- Nefes Almak İçin…
- Sadeleştirince Açığa Çıkanlar…
- Kurtuluş Yok Tek Başına, Ya Hep Beraber Ya Hiçbirimiz!
- 1 Mayıs: Gün Gelir Zorbalar Kalmaz Gider!
- Grev Hakkımıza Sahip Çıkalım!
- Kurtuluş Ellerimizde, Örgütlü Gücümüzde!
- Sabırla, İnatla, İnançla: Sıra Bize de Gelecek!
- Tarihin Tekerleğini Geriye Çevirmek İsteyenler
- Kasırgalar Kimleri Vuruyor?
- ABD’den Türkiye’ye Ülkeyi Şirket Gibi Yönetenler
- Gençliğe Çağrı: Bize Kılavuz Gerek!
- Anna’nın Annesi ve Anneler Günü
- Baskılara, Zorbalığa, Sömürüye, Emperyalist Savaşa Karşı Umut Örgütlü Mücadelede!
- “Kıyamet Sığınakları” ve Bizim Sığınağımız
- Bu Kadar Çok Parayı Nereden Buluyorlar?
- “Çingene Kızı” ve İşçi Sınıfının Birliği
- Nefes Almak İçin…
- Engelli de Saralı da Olsa Çalışacak!
- 1 Mayıs: Gün Gelir Zorbalar Kalmaz Gider!
- Uçurumun Kenarından Özgürlüğün Dünyasına
- Fitre Asgari Ücretliye, Emekliye Veriliyorsa…
- Fiyonklu Kazıklar Çoğalırken
- Doğru Tarafta, Bizim Safta Olabilmek…
- Arenalardan TikTok’a Uyuşturma Araçları
Son Eklenenler
- Türk-İş’e bağlı sendikalarda örgütlü kamu işçileri, 2025-2026 yılı toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde siyasi iktidarın sefalet zammı dayatmasına karşı eylemlerine devam ediyor. 1 Temmuzda Türkiye genelinde kent meydanlarında kitlesel basın...
- İzmir Buca Belediyesi işçileri, birikmiş maaş ve alacakları ödenmediği için 18 Haziran’dan bu yana iş durdurmuş durumda. 4857 sayılı İş Kanunu’nun 34. maddesi gereği yasal haklarını kullanan işçiler, belediye binası önünde maaş, gıda kartı ve diğer...
- Merhaba dostlarım. Bu yıl da Haziran ayını hem UİD-DER’in kuruluş yıl dönümünü hem de sınıfımızın tarihine damgasını vurmuş 15-16 Haziran günlerini anarak ve anlamlandırarak geçirdik. UİD-DER’imizin internet sitesinde, sosyal medyasında ve İşçi...
- UİD-DER’in 15-16 Haziran Büyük İşçi Direnişinin 55. yıldönümünde gerçekleştirdiği “15-16 Haziran: Gelenekten Geleceğe: Umut Örgütlü Mücadelede!” etkinliğine farklı sektörlerden yüzlerce işçi katıldı. Etkinliğe katılan konuklar arasında; unutulmaz...
- Özel Sektör Öğretmenleri Sendikasının 25 Haziranda başlattığı Büyük Öğretmen Yürüyüşünü gerçekleştiren ve bugün Ankara’ya ulaşan öğretmenlerin önü Ziya Gökalp Caddesi üzerinde polis barikatıyla kesildi. Talepleri için yürüyüşlerini Milli Eğitim...
- 31 Mart 2024’te yapılan yerel seçimlerin ardından İzmir Çiğli Belediyesinde çalışan 147 işçi tasarruf bahanesiyle işten atılmış, yürütülen mücadele sonucu işçilerin bir kısmının işe iadesi yapılmıştı. Verilen tüm sözlere rağmen işe iadesi yapılmayan...
- Bu yıl 1 milyondan fazla öğrenci LGS sınavına, 2,5 milyon öğrenci YKS sınavına girmek için başvuru yaptı. Her yıl milyonlarca çocuk ve genç, aileleriyle birlikte sınav stresiyle baş etmeye çalışıyor. Çocuklarının geleceğine yönelik kaygı duyan...
- Artan fiyatlar karşısında alım gücümüz düşmeye devam ediyor. Enflasyonun artış hızının azaldığı söyleniyor ama bu, fiyatların düşmesi anlamına gelmiyor. Yaz meyveleri tezgâhlara çıktı ama kilosu 150-200 liraya varan fiyatlar yüzünden alamıyoruz....
- 15-16 Haziran 1970 Büyük İşçi Direnişi, cesaretini, onurunu ve örgütlü gücünü kuşanmış Türkiye işçi sınıfının tarihe kazıdığı iki büyük gün… İşçi sınıfının tarihsel mücadele mirasını yaşatmak ve bu mirastan güç alarak işçilerin birliğini büyütmek...
- Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, geçtiğimiz günlerde en kötüsünü geride bıraktığımızı söyledi ve “2026 yılı, refahın daha çok hissedildiği, fırsatların genişlediği ve ekonomik güvenin pekiştiği bir yıl olacak” dedi. Yıllardır iktidar sözcülerinden...
- Özel Okul Öğretmenleri Sendikası üyesi öğretmenlerin Büyük Öğretmen Yürüyüşü 3. gününde devam ederken, 27 Haziranda Ankara’da Milli Eğitim Bakanlığı önünde basın açıklaması yapıldı. Aynı gün Haber-Sen Türkiye genelinde yaptığı basın açıklamalarında...
- Sevgili Polonez işçisi kardeşlerim, Dayanışma TV’de yayınlanan “146+Bir Polonez Bir İşçi Direnişinin Kalbinden” belgeselinizi büyük bir dikkatle izledim. Belgeseldeki her bir kare, her bir sözünüz direnişinizin gün gün örülmüş gerçek hikâyesini...
- “Gerçeğin içinden, sınıfın penceresinden” şiarıyla yayın yapan Dayanışma TV, işçi sınıfının ilham verici mücadelelerini belgelemeye, bu mücadelelerin işçi sınıfının ortak deneyimi haline getirilmesi çabasına katkı sunmaya devam ediyor. Dayanışma TV...