Buradasınız
Kısa Çalışma Ödeneği, Devlet Katkısı Değildir!
Ankara’dan bir işçi

Merhaba dostlar, ben de pek çok işçi kardeşim gibi korona bahanesiyle mağdur edilen bir sınıf kardeşinizim. Bu dönemde üniversiteler uzaktan eğitim kararı aldığı için çalıştığım üniversitede pek çok bölüm Nisandan bu yana kapalı. Tüm çalışanlar ya kısa çalışmaya başladı ya da ücretsiz izne gönderildi. Bu süreçte pek çok arkadaşımız sigortasız işlerde çalışıp aynı zamanda da kısa çalışma ödeneklerini almaya devam ediyorlar. Arkadaşlarımız 2 maaş aldıkları için bu durumdan çok memnun. Çünkü asgari ücrete eşit olan maaşlarımızla geçinmek çok zordu ve şimdi ellerine biraz daha fazla para geçiyor olması iş arkadaşlarımı biraz olsun rahatlatıyor. Oysaki kısa çalışma ödeneği bizim biriktirdiğimiz işsizlik fonundan karşılanıyor. Yani ekstra diye düşündüğümüz bu parayı bugün kullanarak ilerde daha büyük sıkıntıların zeminini döşüyoruz. Ayrıca sigorta primlerimiz yatmıyor, emekliliğimiz daha da ileri tarihlere ertelenmiş oluyor.
Ben UİD-DER’de örgütlü bir işçi olarak, ileride işsiz kaldığımda almam gereken işsizlik maaşımı kullanmak istemedim. Bölümler açıldığında dönmek üzere işyerimle anlaşarak oradan çıkışım yapılmadan sigortalı başka bir işe girdim. 4 aydır çalışıyorum. Geçenlerde bir arkadaş aradı. “Neden sigorta yaptırdın ki? Ne güzel 2 maaş alırdın” dedi. Ben de arkadaşa ileride işsiz kaldığımda kullanacağım işsizlik maaşımı kullanmak istemediğimi ve sigorta primimin yatırılmasını istediğimi, bu yüzden sigortalı işe girdiğimi söyledim. Tabi ki verdiği cevap beni hiç şaşırtmadı. Arkadaş ısrarla kısa çalışma ödeneğinin devlet teşviki olarak işçilere verildiğini ve ileride kesilmeyeceğini söyledi. Pek çok işçi de bu şekilde zannediyor. Çünkü siyasi iktidar ve medyası öyle kelime oyunları yapıyor ki gerçekleri saptırıyor, kafa karıştırıyor, yalan söylüyor.
Kısa çalışma ödeneğinin verilmeye başlandığı ilk aylarda bazı sendikalar bu duruma tepki göstermişti. Bu tepkiler sonrası Cumhurbaşkanı Erdoğan kısa çalışma ödeneği sürelerinin işsizlik ödeneği sürelerinden mahsup edilmeyeceğine dair bir açıklama yaptı. Yani Covid-19 kapsamında kısa çalışma ödeneğinden yararlanan bir işçinin, 20 ay (600 gün) içinde işsiz kalması durumunda, kısa çalışma ödeneğinden yararlandığı tarihteki son 3 yıllık döneme ait prim gün sayısına bakılarak işsizlik ödeneği süresi tespit edilecek. Bağlanacak işsizlik ödeneği ise işsiz kaldığı tarihteki değil, kısa çalışma ödeneği bağlanan tarihten önceki son 120 günlük dönemde aldığı brüt ücret üzerinden hesaplanacak. Başka bir ifadeyle ay olarak kayıp yok belki ama alacağımız işsizlik maaşı bayağı düşecek. Tabi ki şimdilik böyle çünkü patronlara teşvik olarak aktarılan işsizlik fonunda para kalıp kalmayacağı meçhul!
Dostlar örgütsüz işçiyi egemenler her şekilde kandırmayı başarıyorlar. Çünkü örgütsüz işçi yalanlara çabuk kanar ve hakkını arayamaz. Bu yüzden egemenlerin yalanlarına kanmamak için birliğimizden gelen gücümüze güvenmeli, bu yalanlarla baş edebilmek için daha fazla örgütlenmeliyiz.
Örgütlüysek Her Şeyiz, Örgütsüzsek Hiçbir Şey!
EBA Sistemine Ulaşamıyoruz! Çöküyor!
- Onlar Zevk-ü Sefa İçinde, İşçiye Gelince?
- “İstanbul’da Mezar Yeri Alamayız”
- Battaniyelere Değil Sınıfımıza Sarılalım
- Sağlıksız Gıdalara Mahkûm muyuz?
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- Hani Bu Topluma Güven Olmazdı!
- Sabancı’nın Mutlu Yaşam Sırları
- Rahat Yaşamın Sırrı
- Kent Ekmek Kuyruğu: “Ben Öyle İstediğim İçin”
- Sistem Ne Ölümüze, Ne de Dirimize Saygı Duyuyor!
- “7 Kitap, 7 Defter, 1 Litre Su, Yarım Ekmek”
- Siz Kimi Taşıyorsunuz Sırtınızda?
- Yalanlara Değil Birleşmeye İhtiyacımız Var
- Kupona ve Kuraya Bağlanan Umutlarımız
- “Artık Kiracı Kalmaz”, TOKİ’ye Hücum!
- Yoksulluk Utanılacak Bir Şey Değil!
- İşçi Aileleri ve Kreş Çilesi
- Yaz Tatilinde Kriz Var!
- “Yok mu Arttıran?”
- Bakan Nebati’den “Işıl Işıl” Yorumlar ve Uçurumlar
Son Eklenenler
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri, 1 Eylül Dünya Barış Günü kapsamında 31 Ağustos Pazar günü Kadıköy’de bir miting düzenleyeceklerini duyurdu. Miting çağrısı, Mecidiyeköy’de bulunan Tüm Bel-Sen İstanbul Şube binasında 27 Ağustosta...
- Toplamda 6,5 milyon kamu emekçisi ve emeklisini ilgilendiren 8. Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerinde, anlaşma sağlanamadı. Kamu İşveren Heyeti ile konfederasyonlar arasında görüşmeler çıkmaza girdiği için, süreç Kamu Görevlileri Hakem Kuruluna...
- İzmir’den İstanbul’a belediye çalışanları, ücretlerinin geç veya eksik ödenmesi, tazminatlarının ve yan haklarının ödenmemesi nedeniyle çeşitli eylemler yapıyor. Evlerini geçindirmekte zorlanan emekçiler, alacaklarının bir an önce ödenmesini talep...
- 600 bin kamu işçisini ilgilendiren Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Protokolü (KÇP) süreci, kamu işçilerinin taleplerinin görmezden gelinerek sefalet zammına imza atılmasıyla sonuçlandı. Harb-İş İstanbul Şube Başkanı Murat Yalçınkaya ile Kartal...
- Grev yerindeki bir sohbet sırasında bir işçi kardeşimiz çocuğunun aşçılık bölümünü seçtiğini anlatırken bu durumun onu üzdüğünü şu sözlerle dile getirmişti: “Biz istedik ki bizim gibi işçi olmasın, mühendis olsun, doktor olsun, ezilmesin. Ama olmadı...
- Biz Gebze’den bir grup UİD-DER’li işçi olarak Omsa Metal direnişini ziyaret ettik. Direnişçi işçilerle sorunlarımız üzerine sohbet ettik.
- Kapitalist sistemin tarihsel krizi, siyasi iktidarın sermaye sınıfının çıkarlarına göre yürüttüğü politikalar biz emekçileri derinden etkiliyor. Açlık sınırı altında kalan sefalet ücretlerine mahkûm edilmiş durumdayız. Bizler insanız, sadece...
- Metal işkolunda grup toplu iş sözleşmesi yaklaşıyor. Bu sözleşme MESS ve metal işkolunda örgütlü bulunan Birleşik Metal-İş, Türk Metal ve Çelik-İş sendikaları arasında gerçekleşecek. Biz işçiler bir araya geldiğimizde futbol üzerine konuşur, sohbet...
- BM destekli Entegre Gıda Güvenliği Aşaması Sınıflandırması (IPC), Gazze’de yaklaşık 500 bin kişinin yaşadığı yerleşim bölgesinde kıtlık ilan etti. Gazze’de açlıktan ölenlerin sayısı her geçen gün artıyor. İsrail’in uyguladığı bu soykırımı protesto...
- Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu, taleplerini iletmek için 22 Ağustosta konfederasyon genel merkez binası önünde toplanarak Cumhurbaşkanlığına yürümek istedi. Kamu emekçilerinin yürüyüşü polis tarafından engellendi. Emekçiler sendika binası önünde...
- Hatay’dan İstanbul’a emekçiler rant uğruna evlerinden, tarım arazilerinden, geçim kaynaklarından ediliyorlar. Hatay Samandağ’da gece vakti alınan acele kamulaştırma kararıyla arazilerine giren ve narenciye ağaçlarını söken iş makinelerini durduran...
- Türkiye’de sayıları 16 milyona yaklaşan emeklilerin büyük bölümü, açlık sınırının altında maaşlarla yaşamaya çalışıyor. Yaşlılık dönemlerini huzur içinde geçirmesi gereken emekliler; temel ihtiyaçlarını karşılayamıyor, kiralarını ödeyemiyor,...
- Jack London’ın 1900’lü yılları resmettiği “Uçurum İnsanları” kitabını geçtiğimiz günlerde, arkadaşlarla birlikte okuduk. Yaşadığımız bazı şeyler nasıl da bu kitapta anlatılanları çağrıştırıyor.