Buradasınız
McDonald’s İşçilerinin Sorunları
Bir McDonald’s işçisi
Ben McDonald’s da çalışan bir hizmet işçisiyim. McDonald’s dünyanın en büyük fast-food zincirlerinden birisi ve dünyanın her yerinde şubesi var. McDonald’s işçileri olarak bizler de çalıştığımız restaurantlarda birçok sorunlarla karşı karşıya kalıyoruz.
İşe girişlerde kartlı sistem uygulaması var. Günde 7,5 saat çalışmamız gerekirken 9-10 saat çalıştırılıyoruz ve emeğimizin karşılığını hiçbir şekilde alamıyoruz. Fazla mesailerimiz bize ücret olarak verilmiyor. Bu fazla mesailer sonucunda ücretsiz izne çıkarılıyoruz. Ayın ilk yarısında çok çalıştırılıyoruz ama ayın diğer yarısında ücretsiz izne çıkarılıyoruz. Bu durum karşısında birkaç arkadaşımız ücretsiz izne çıkmak istemediğini ve hakları ne ise almak istediklerini söylediler. Ne yazık ki bu arkadaşlarımızı haklarını aradıkları için başka şubelere gönderdiler. Birçoğumuz asgari ücretin çok az üstünde bir ücret alıyoruz.
Şubelerde az sayıda işçiyle çok iş yaptırmak istiyorlar. Gece-gündüz durmadan çalışıyoruz. Gece çalışan bir arkadaşımız daha eve gidemeden sabah erkenden tekrar çalışmaya başlamak zorunda kalıyor. Bu durum, çalışan arkadaşların yorgun ve bitkin düşmesine neden oluyor. Bu yüzden de sık sık başta yanıklar olmak üzere iş kazaları yaşıyoruz. Müdürler işçileri sebepsiz yere işten çıkarıyorlar. Meselâ bir arkadaşımız müşteriye kızarmış patatesleri soğuk götürdüğü için, müşteri şikâyetinden dolayı işten çıkarıldı. Arkadaşımız haklarını bilmediği için kendisini savunamadı. Şube müdürleri, işi yanlış yaptığımızda sürekli bağırıyorlar. Bu şartlara dayanamayan arkadaşlarımız işten çıkıyorlar. İşe başlayıp çıkanların çok olmasından dolayı sendikalaşmaya dönük bir çalışma da yapamıyoruz.
McDonald’s, bizim üzerimizden kazandığı kârlarla dünyanın en büyük şirketi haline geldi. Biz şubelerde ağır ve zor çalışma koşullarında, emeğimizin karşılığını almadan çalışırken, onlar bizim üzerimizden yükselmeye devam ediyorlar. Bizler, yapılan sömürüye ve haksızlıklara dur demedikçe bizleri aşağılamaya, fazla mesailerimizi vermemeye, işten atmaya, düşük ücretle çalıştırmaya devam edecekler. McDonald’s çalışanları olarak haklarımızı öğrenmeli ve yapılan haksızlıklara karşı birlikte mücadele etmeliyiz.
Akkardan İşçisi Yalnız Değildir!
- Adres Doğru mu?
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
- Sorumluluk Almadan Kazanım Elde Edemeyiz
- Topluma Fildişi Kulelerden Bakmak
- Mücadele Edenler Mutlaka Kazanır!
Son Eklenenler
- İngiltere’de geçtiğimiz haftalarda üç çocuğun öldürülmesinin ardından bu cinayetlerden göçmenleri ve Müslümanları sorumlu tutan güruhlar sokaklara dökülmüştü. Ülkede göçmen ve Müslümanları hedef alarak ırkçı saldırılar başlatan faşist çetelere karşı...
- İstanbul Bakırköy Metro şantiyesinde Bayburt Group taşeronu Modüler Teknik firmasında çalışan DİSK Dev Yapı-İş üyesi inşaat işçileri ücretleri aylardır ödenmediği için 12 Ağustosta Bayburt Group önünde eyleme başladı.
- Herkesin dilinde olan basit, masum bir soru… Ama aynı zamanda soranın da cevaplayanın da belli düşünce kalıplarına hapsolduğunu gösteren bir soru: Senin memleket nere? Fabrikada yeni işe başlayan birine, sokakta, otobüste, parkta tanıştığımız birine...
- İki kız kardeş, 15 yaşındaki Esmanur Argun ve 18 yaşındaki ablası Elif Argun, Urfa Viranşehir’den tarım işçisi olarak Bursa’ya gelmişlerdi. İşe giderken onları taşıyan traktörün devrilmesi sonucu hayatlarını kaybettiler. Kısacık yaşamları gibi...
- Tekgıda-İş Sendikasına üye oldukları için işten atılan Polonez işçilerinin sendikalı çalışma hakkı ve işe iade talebiyle başlattıkları direniş sürerken 9 Ağustosta İstanbul Valiliği önüne giderek seslerini duyurmaya çalıştılar. Türk Harb-İş...
- Geçtiğimiz günlerde Cerrahpaşa Üniversitesine bağlı Murat Dilmener Hastanesinin su tesisatının patlaması üzerine, yeni doğan yoğun bakım ünitesinin tavanı çöktü. Solunum cihazına bağlı bir bebek hayatını kaybetti. Solunum cihazına bağlı olan ve...
- UİD-DER’e gelmeden önce de bu dünyada olup bitenlere karşı öfkeliydim. Bir şeyler yapmak istiyordum fakat ne yapacağımı bilmiyordum. Yani öfkemi doğru yerekanalize edebilmiş değildim. UİD-DER sayesinde kapitalist bir sistemde yaşadığımızı ve tüm...
- 31 Mart yerel seçimleri sonrası belediye işçilerine yönelik işten atma ve ücret gaspı saldırıları devam ediyor. İşten atılan işçiler işe iade talebiyle direnişe başlarken ücretleri gasp edilen, düşük ücret dayatılan işçiler de çeşitli eylemlerle hak...
- Sokak köpeklerinin katledilmesinin önünü açan yasa geçtiğimiz günlerde AKP’li ve MHP’li vekillerin oylarıyla Meclisten geçti. Yasa hazırlanırken ve oylanırken yaşananlara baktığımızda nasıl bir düzende yaşadığımızı daha iyi anlıyoruz. Yasa gündeme...
- 6 Şubat depremlerinin üzerinden bir buçuk yıl geçmesine rağmen deprem bölgelerinde barınma sorunu bile çözülmüş değil. Depremden sonra TOKİ, 18 ilde 674 bin 238 konut yapılmasını hedeflediğini açıklamıştı. Şimdiye kadar teslim edilen konut sayısı...
- İkinci Dünya Savaşının son aylarında ABD’nin Hiroşima’ya atom bombası atması ve yüzbinlerce insanın ölümüne neden olması insanlık tarihinin en büyük katliamlarından biri olarak acıyla hatırlanmaya devam ediyor. Bu büyük katliamın 79. yıldönümü olan...
- 28 Temmuz 1914’te dünyanın o güne kadar gördüğü en kanlı savaş başladı. Tam dört yıl süren ve 20 milyon insanın ölümüne, milyonlarcasının yaralanmasına ve sakatlanmasına, kentlerin yakılıp yıkılmasına yol açan bu savaş tarihe Birinci Dünya Savaşı...
- İspanya’da bir duvarda şöyle yazıyor: “El que nos roba es de aqui y rico no inmigrante y pobre.” Yani “Bizi soyanlar göçmen ve yoksul değil, buralı ve zengin.” Bu kısacık bir duvar yazısı içinde bulunduğumuz durumu çok çarpıcı bir şekilde anlatıyor...