Buradasınız
“Misafirlik” ve “Düz İşçilik”
Pendik’ten bir işçi
Bizler ne çok misafirperverdik! Dillere destandı bizim kucaklayıcılığımız. Öyle ya savaştan kaçmış, canını kurtarmaktan başka bir derdi olmayan Suriyeli emekçiler; bizim yaşadığımız ülkeye, Türkiye’ye sığınmış ve biz de onlara kucak açmıştık. Ne büyük onur! Bunları anlatmaya devam ediyor bizim hükümet yetkililerimiz. Suriyeli savaş mağdurları konusunda Avrupa ile girişilen “Kayseri pazarlıklarının” üzerinden pek bir vakit geçmedi. İnsanı insanlığından utandıran bu olay, kapitalistlerin ve onların temsilcisi olan hükümetlerin yardımlaşma, dayanışma gibi insani değerleri zerrece düşünmediklerini, insan canını pazarlık unsuruna dönüştürdüklerini gösteriyordu.
Misafirlikten anlaşılan ileriki zamanlarda daha da netleşecekti. Nitekim en son Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynak’ın yaptığı dillere destan açıklaması misafirlere ne kadar da düşkün olduklarını kanıtlar nitelikteydi. DİSK-AR’ın verilerine göre işsizlik rakamlarının 7 milyonu aştığı koşullarda Veysi Kaynak, şöyle diyordu: “Suriyeli işçiler olmazsa düz işçilik yapan yok, fabrikalarımız durur.” Asgari ücretin açlık sınırını bile yakalayamadığı günümüz şartlarında, patronlar Suriyeli savaş mağdurlarını, asgari ücretin de altında ve çoğu zaman kaçak çalıştırmaktadırlar. Öyle ki UİD-DER web sitesinde çıkan bir okur mektubunda Suriyeli çocuk işçilerin korkunç çalışma koşullarından bir kesit aktarılıyordu. Can simidi yapımında Suriyeli çocukları çalıştıranları ve ürettikleri bu ürünleri onların akrabalarına satan ve Akdeniz’de ölüm yolculuğuna çıkarılanları okumuştuk öfkeyle.
“Onlar olmasa düz işçilik yapan yok” diyen Bakan, bizlere başka bir şey anlatıyordu: “Onları istediğimiz yerde, hiçbir kural tanımadan dilediğimiz gibi çalıştırabiliyoruz ve iliklerine kadar sömürebiliyoruz. Ucuza çalışmaları işgücü maliyetini daha da düşürdüğünde kimse sorunun asıl kaynağı olarak bizi görmeyecek. Ne de olsa onlar savaştan kaçtılar ve burada ne yapsak seslerini çıkartamazlar.” Demek istediği bu! Kaçak olarak, asgari ücretin altında, uzun saatler canı çıkıncaya kadar çalıştırabilir ve iş cinayetine kurban gidince de bir moloz yığınının arasına atılır bizim “düz işçilerimiz.” Üstelik Bakanın dediğinin aksine her yerde bulunur “düz işçiler.”
Yılın ilk 6 ayında resmi rakamlara göre bile iş cinayetlerine kurban gidenlerin sayısı 906 olarak belirlenmişken, varın siz hesap edin kayıt dışı çalıştırılan Suriyeli göçmen işçilerin hallerini. Çalışma şartlarıyla birlikte toplumda karşılaştıklarını bir bir sıralayabiliriz: Vahşice cinayetlere kurban gitmeleri, linç girişimlerine uğramaları, “Suriyeliler, Türkleri dövdü” gibi manşetlerle medyanın algı yaratması… Tüm bunlar Suriyeli emekçilerle Türkiyeli emekçilerin sorunların asıl kaynağı olan patronlar sınıfına karşı birlikte mücadele etmesinin önüne çıkarılan engellerdir. Nerede doğduğumuz, hangi dili konuştuğumuz ve hangi dine mensup olduğumuz bizleri birbirimizden ayıran birer engel değildir. Tüm kimlikleri kapsayan, nerede olursak olalım satacak emek gücünden başka hiçbir şeyi olmayan biz işçilerin tek çıkarıdır birlikte örgütlü hareket etmek.
- Göçmen Düşmanlığı Kimin İşine Geliyor?
- Maden Ruhsatsız, Göçmen Sahipsiz!
- Göçmen İşçilerin Katili Sermaye Düzenidir!
- Hiçbirimiz Yerli Değiliz, Hepimiz Göçmeniz...
- Umut Tekneleri Ölüm Tekneleri Olmaya Devam Ediyor
- Hem Yurtdışına Gitmek İste Hem de Göçmenlere Demediğini Bırakma!
- Genç Bir Göçmen, Eziklik Duygusu ve Yitirilen Vicdanlar!
- Göçmen Kıyımı Bu Kez de Teksas’ta Yaşandı
- Kapitalizmde Güvenli Liman Yoktur!
- Bir Afgan Göçmen İşçiyle Söyleşi: “Ölmek ya da Özgürce Yaşamak”
- İki Yıl Önce Bugün ve Kapitalizmin Fotoğrafı
- Fas Sınırında İnsanlık Trajedisi: Umut Tekneleri Ne Zaman Kıyıya Varacak?
- Umut Yolculuğu
- Hindistanlı Göçmen İşçilerin Eve Dönüş Mücadelesi
- Yunanistan’da ve Almanya’da Mültecilerle Dayanışma Eylemleri
- Bu Sistem Acı Üretiyor!
- Önyargı ve Suriyeliler Meselesi
- Fakir Baykurt’un Gece Vardiyası; Türk, Alman ve Suriyeli İşçiler
Son Eklenenler
- İngiltere’de geçtiğimiz haftalarda üç çocuğun öldürülmesinin ardından bu cinayetlerden göçmenleri ve Müslümanları sorumlu tutan güruhlar sokaklara dökülmüştü. Ülkede göçmen ve Müslümanları hedef alarak ırkçı saldırılar başlatan faşist çetelere karşı...
- İstanbul Bakırköy Metro şantiyesinde Bayburt Group taşeronu Modüler Teknik firmasında çalışan DİSK Dev Yapı-İş üyesi inşaat işçileri ücretleri aylardır ödenmediği için 12 Ağustosta Bayburt Group önünde eyleme başladı.
- Herkesin dilinde olan basit, masum bir soru… Ama aynı zamanda soranın da cevaplayanın da belli düşünce kalıplarına hapsolduğunu gösteren bir soru: Senin memleket nere? Fabrikada yeni işe başlayan birine, sokakta, otobüste, parkta tanıştığımız birine...
- İki kız kardeş, 15 yaşındaki Esmanur Argun ve 18 yaşındaki ablası Elif Argun, Urfa Viranşehir’den tarım işçisi olarak Bursa’ya gelmişlerdi. İşe giderken onları taşıyan traktörün devrilmesi sonucu hayatlarını kaybettiler. Kısacık yaşamları gibi...
- Tekgıda-İş Sendikasına üye oldukları için işten atılan Polonez işçilerinin sendikalı çalışma hakkı ve işe iade talebiyle başlattıkları direniş sürerken 9 Ağustosta İstanbul Valiliği önüne giderek seslerini duyurmaya çalıştılar. Türk Harb-İş...
- Geçtiğimiz günlerde Cerrahpaşa Üniversitesine bağlı Murat Dilmener Hastanesinin su tesisatının patlaması üzerine, yeni doğan yoğun bakım ünitesinin tavanı çöktü. Solunum cihazına bağlı bir bebek hayatını kaybetti. Solunum cihazına bağlı olan ve...
- UİD-DER’e gelmeden önce de bu dünyada olup bitenlere karşı öfkeliydim. Bir şeyler yapmak istiyordum fakat ne yapacağımı bilmiyordum. Yani öfkemi doğru yerekanalize edebilmiş değildim. UİD-DER sayesinde kapitalist bir sistemde yaşadığımızı ve tüm...
- 31 Mart yerel seçimleri sonrası belediye işçilerine yönelik işten atma ve ücret gaspı saldırıları devam ediyor. İşten atılan işçiler işe iade talebiyle direnişe başlarken ücretleri gasp edilen, düşük ücret dayatılan işçiler de çeşitli eylemlerle hak...
- Sokak köpeklerinin katledilmesinin önünü açan yasa geçtiğimiz günlerde AKP’li ve MHP’li vekillerin oylarıyla Meclisten geçti. Yasa hazırlanırken ve oylanırken yaşananlara baktığımızda nasıl bir düzende yaşadığımızı daha iyi anlıyoruz. Yasa gündeme...
- 6 Şubat depremlerinin üzerinden bir buçuk yıl geçmesine rağmen deprem bölgelerinde barınma sorunu bile çözülmüş değil. Depremden sonra TOKİ, 18 ilde 674 bin 238 konut yapılmasını hedeflediğini açıklamıştı. Şimdiye kadar teslim edilen konut sayısı...
- İkinci Dünya Savaşının son aylarında ABD’nin Hiroşima’ya atom bombası atması ve yüzbinlerce insanın ölümüne neden olması insanlık tarihinin en büyük katliamlarından biri olarak acıyla hatırlanmaya devam ediyor. Bu büyük katliamın 79. yıldönümü olan...
- 28 Temmuz 1914’te dünyanın o güne kadar gördüğü en kanlı savaş başladı. Tam dört yıl süren ve 20 milyon insanın ölümüne, milyonlarcasının yaralanmasına ve sakatlanmasına, kentlerin yakılıp yıkılmasına yol açan bu savaş tarihe Birinci Dünya Savaşı...
- İspanya’da bir duvarda şöyle yazıyor: “El que nos roba es de aqui y rico no inmigrante y pobre.” Yani “Bizi soyanlar göçmen ve yoksul değil, buralı ve zengin.” Bu kısacık bir duvar yazısı içinde bulunduğumuz durumu çok çarpıcı bir şekilde anlatıyor...