Buradasınız
Ankara’nın Soğuğuna İnat Haykırdık: “Bir İmza da Siz Verin”
Ankara Üniversitesinden bir öğrenci
Derneğimiz UİD-DER’in “Kıdem Tazminatının Gasp Edilmesine Hayır” diyerek başlattığı imza kampanyası Ankara’da da tüm hızıyla devam ediyor. Bu kez Dikimevi’ndeydik. İnsanlar burada daha farklıydılar. Ya “biz öğrenciyiz, bize ne” ya da “biz işçi değiliz, memuruz” diyenler vardı. Tabii dilimiz döndüğünce anlatmaya çalıştık memurun da bir işçi olduğunu, öğrencinin ise gelecekteki bir işçi adayı olduğunu. Fark edip kampanyamıza destek verenler de oldu, “aman bana ne, ne olacaksa olsun, ne işiniz var bu soğukta dışarıdasınız, gidin evinize oturun” diyenler de.
Bir hikâye vardır bilir misiniz bilmiyorum ama ben anlatayım. Köy evlerinde ya da kasabalarda fareler çok olur. Evin hanımı ve beyi alışverişe giderler, bizim fare de çok acıkmıştır. Biraz peynir olsa da yesem der. Evin sahipleri eve gelirler, ellerindeki yiyecekleri masaya dizerler, tabii farenin ağzı sulanır, ancak en son poşetten çıkan kapanı görünce “kapan var” diye bağırmaya başlar. Koşa koşa arkadaşlarından yardım ister. Önce tavuğun yanına gidip durumu anlatır. Ancak tavuk “beni ilgilendirmez, seni öldürecekler beni değil, git başımdan” der. Fare umutsuz bir şekilde evin yolunu tutar ancak aklına inek gelir ve koşa koşa onun yanına gider. İneği gördüğü anda “kapan var, kapan var” diyerek yardım ister. Ancak inek de onu şaşırtır, yavaşça eğilip farenin kulağına “ben kocamanım, o kapana sığmam,
gerisini sen düşün” der. Zavallı fare boynu bükük evin yolunu tutar ve yuvasından hiç çıkamaz korkusundan. Bir gün kapandan ses gelir, evin hanımı koşarak gider. Ancak kapanda zehirli bir yılanla karşılaşır. Yılan canının acısıyla kadına saldırır ve zehirler. Kocası hastaneye yetiştirmeye çalışır ancak geç kalmıştır, zehir yavaş yavaş vücuda yayılmıştır. Karısı günden güne erir gözlerinin önünde, adam son çare ne yapacağını mahalledeki yaşlı insanlara sorar. “Tavuk suyu içir iyi gelir” der. Adam gider tavuğu keser ve suyunu içirir, ancak hiçbir faydası olmaz, zehir vücudu iyice sarmıştır. Aradan biraz zaman geçer. Bir sabah kadın ölür. Bizim fare de bu olayları uzaktan izler. Adam, cenaze çok kalabalık olacak, nasıl yemek yetiştireceğim, her şey ona layık olmalı deyip ineği keser. Eee bizim fare de “ölecek olan bendim ama benden başka herkes öldü. Yardım istediğimde bana yardım etmiş olsalardı bugün hep birlikte mutlu bir şekilde yaşayacaktık” der. Ve aslında çok da doğru bir noktaya değinir.Bugün bize “bu soğukta dışarıda ne işiniz var, boş verin” diyen işçi arkadaşlar sonra kafalarına çok vuracaklar. Bizim bir derdimiz var. Elimizde kalan son hakkımızı elimizden almaya (gasp etmeye), taşeronlaştırmayı, esnek çalışmayı yaygınlaştırmaya çalışıyorlar. Deneme süresini 4 aya çıkarıyorlar. Tüm bunlara boyun mu eğeceğiz? “Kıdem Tazminatının Gaspına Hayır” diyorsak eğer imza kampanyamıza destek verelim.
Kıdem Tazminatı Hakkımızın Gaspına Hayır!
Mercedes Benz’de Katmerli Sömürü
- Metal İşçileri: “İşçinin Hakkı İşçiye!”
- Kıdem Tazminatı Hakkımız Egemenlerin Ağzını Sulandırıyor
- “Olmaz Öyle Şey”
- Sendika Biziz!
- Engel Olduk, Yine Olabiliriz!
- Su Uyur Düşman Uyumaz
- Kötü Gün Dostu Kıdem
- Patronların Oyununa Kanmamak İçin UİD-DER’e
- Kıdem Tazminatı Bize Mirastır
- Sağlıklı ve Güvenli Çalışma İçin Kıdem Tazminatına Sahip Çık
- Kıdemden Elinizi Çekin!
- Kıdem Tazminatı Sınıfımızın Bize Mirasıdır
- Kıdem Tazminatımızın Patronların Cebine Girmesine İzin Vermeyeceğiz!
- Gebze Sendikalar Birliği: Kıdem Tazminatımızı Gasp Ettirmeyeceğiz!
- Kıdem Tazminatı Maliyet Değil Haktır!
- İçimiz Isınır mı?
- Dün Ayağa Kalkmışlardı, Peki Ya Bugün?
- Kıdem Tazminatını Gasp Ettirmeyelim
- Burjuva Medyanın Dezenformasyonlarına Kanmayalım!
- Kıdem Tazminatı: Yalanlar ve Gerçekler!
Son Eklenenler
- Yüzyıllar evvel yaşamış bir Alman filozof, şöyle demişti: “Sarayda yaşayan başka, kulübede yaşayan başka düşünür.” Bu sözler zenginlerle yoksulların dünyasının, düşünce ve hareket tarzlarının birbirinden çok farklı olduğunu anlatır. İnsanlar bu...
- Yeni eğitim yılı başlarken çocuklarımız heyecanlı. Bizlerse düşünceliyiz. Çocukların heveslenip istedikleri rengârenk çantalar, kalemler, defterler ne yazık ki el yakıyor. Daha çocuklarımız okul çantalarını sırtlarına takamadan, bizim sırtımıza okul...
- Bir grup UİD-DER’li işçi olarak Tuzla Kimyacılar Sanayi Sitesindeki MKB Rondo grevini ziyaret ettik. Duymayan işçi kardeşlerimize MKB Rondo grevini duyurmak, grev yerine dayanışmaya davet etmek için bu mektubu yazmak istedik. Grevci işçiler bizi...
- 6 Eylül 2014’te İstanbul Mecidiyeköy’de Torunlar Center inşaatında meydana gelen işçi katliamının üzerinden tam 10 yıl geçti. Asansörün otuz ikinci kattan yere çakılması sonucu 10 işçi feci şekilde can vermişti. İşçiler asansörün bozuk olduğunu...
- İktidarın her türlü desteğini arkasına almanın rahatlığı ve pervasızlığı içindeki sermaye sınıfı insanların üzerine ateş açarak katledecek kadar gemi azıya almış durumda. Bugün doğasını savunduğu için Reşit Kibar’ı katleden, İliç’te işçileri toprak...
- İstatistikler, rakamlar, raporlar Türkiye tarihinin en büyük yoksullaşma dalgasının yaşandığını gösteriyor. Yoksullaşmayı iliklerinde hisseden, hayat pahalılığı, geçim derdi altında ezilen işçi ve emekçiler düze çıkmayı, sorunlarının çözülmesini...
- İşten atma saldırısına, sendika düşmanlığına, kötü çalışma koşullarına, düşük ücretlere karşı Bağımsız Maden-iş Sendikası öncülüğünde direnen Fernas Madencilik işçileri, 4 Eylülde maden önünde aileleriyle birlikte kitlesel bir eylem gerçekleştirdi....
- İsrail devletinin 7 Ekimden bu yana Filistin halkına yönelik sürdürdüğü katliam dünyanın dört bir yanında işçi ve emekçiler tarafından protesto ediliyor, meydanlarda barış talebi yankılanıyor. İşçi ve emekçiler İsrail devletine, savaşı körükleyen...
- Sevgili işçi kardeşlerim, ben de ustalarımızın söylediklerini yani umutlu olmak ve umut tohumları ekmek gerektiğini her daim aklımda tutarım. Bu mektupta sizlerle paylaşacağım hikâye şimdi 23 yaşında olan 2 çocuk annesi genç bir kadının hikâyesi. Bu...
- Fabrikadaki işçi arkadaşlarımızla kimi zaman dışarıda bir araya gelip sohbet ediyoruz. Birlikte bir iş yapmak, buluşmalar, geziler organize etmek bizleri keyiflendiriyor. Fabrikanın stresinden biraz uzaklaşıp birlikte bir şeyler yapmak bizlere iyi...
- Merhaba dostlar. Ben daha önce Mersin Liman işçisiydim. Limanda çalıştığım dönemde zor koşullarda çalışıp haksızlığa uğrayan işçiler olarak bir araya geldik ve sendikalı olduk. Evet, haksızlığa karşı anayasal hakkımızı kullanarak sendikalı olduk ama...
- 1 Eylül Dünya Barış Gününde Türkiye’de onlarca kentte yapılan eylemlerde İsrail devletinin Filistin halkına uyguladığı soykırım ve emperyalist devletlerin İsrail’e verdiği destek protesto edildi. Yapılan açıklamalarda emperyalist savaşın alevlerinin...
- Bugün 1 Eylül, bugün Dünya Barış Günü… Bugün sadece Türkiye’de veya yaşadığımız coğrafyada değil, dünyanın dört bucağında ezilenlerin yüreği barış özlemiyle atıyor. Emekçiler, ölümlerin son bulduğu, acı ve gözyaşının dindiği, yaraların sarıldığı bir...