Buradasınız
Koşan Atı Koştururlar!
Sefaköy’den bir metal işçisi

Daha önce çalıştığım tekstil fabrikasında vardiyadan dolayı işçiler arasında rekabet oluşmuştu. Haftanın bazı günleri çıkardığın iş sayısında farklılıklar oluyordu. Çıkardığın iş farklı vardiyadaki işçilerin iş çıkarma sayısından az olunca ustabaşı “senin de iki elin var onun da” diyerek hafta sonuna kadar psikolojik baskısını sürdürüyordu. Haliyle de hafta sonu vardiyasının yaptığı iş hafta başından daha fazla oluyordu. Şimdi çalıştığım fabrikada ise rekabet farklı şekilde oluşturuluyor. Herkesin önüne ay sonuna kadar çıkarması gereken bir kota veriyorlar. Bu sayıyı çıkarmak için her gün fazla mesaiye kalıyoruz ve bu şekilde kotayı geçiyoruz. Kota olayı her işçiye uygulanmıyor, özellikle fabrikada çalışan eski işçilere uygulanıyor.
Kotayı geçenlere maaşlarının üstüne bir miktar para veriliyor, haliyle işçiler de bu parayı kazanmak için canını dişine takarak durmadan çalışıyor. Ben ve benim gibi işçiler de fazla mesaiye zorla kalıyoruz. Patron işçilere “sen bugün şu kadar, şu gün şu kadar iş çıkaracaksın” demek yerine bu kota taktiğini uygulayarak bizi istediği kadar çalıştırmış oluyor. Şu da bir gerçek ki fazla mesaiye kalarak hiçbir zaman zengin olunmaz. Tam tersine, günden güne yoksullaşıyoruz. Fabrikada 25 işçi emekli olduğu halde hâlâ çalışıyorlar, kimilerinin emekliliği yaklaşmış, kimileri de on yıldır çalışıyor. Hepsine bakıyorum, hiç birinin adamakıllı bir şeyi yok. Ancak geçimlerini güç bela sağlıyorlar.
Fabrikada bayramlarda ve yılbaşında yarım maaş tutarında kömür parası veriliyor. Bu da fabrikada işçilerin sendikalaşma çalışmasından kalan bir kazanım, ama kâğıt üzerinde güvence altına alınmış değil. Yarın öbür gün patron “ikramiyelerinizi vermiyorum” diyebilir. Bu nedenle fazla mesaiye kalmak yerine ücretlerimizin yükseltilmesini, iş saatlerinin kısaltılmasını talep etmeliyiz. İkramiyelerimizin sayısını yükseltip, bunu resmileştirmeliyiz. Yoksa patronun iki dudağına bakıp elimizde olan ikramiyeleri de kaybederiz.
Göçmen İşçilerin Zor Yaşamı
Katledilişinin 33. Yılında Kemal Türkler
- Adres Doğru mu?
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
- Sorumluluk Almadan Kazanım Elde Edemeyiz
- Topluma Fildişi Kulelerden Bakmak
- Mücadele Edenler Mutlaka Kazanır!
Son Eklenenler
- 29 Martta CHP’nin çağrısıyla Maltepe’de bir araya gelen 2 milyonu aşkın işçi, emekçi, öğrenci, emekli; faşist saldırılara, polis şiddetine, baskı ve yasaklara, adaletsizliğe karşı “Kurtuluş Yok Tek Başına Ya Hep Beraber Ya Hiçbirimiz” diye haykırdı...
- Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), “Meydanlarda verdiğimiz demokrasi mücadelesini işyerlerine de taşıyoruz!” şiarıyla 28 Martta örgütlü olduğu işyerlerinde yarım gün iş bıraktı. Sabah saatlerinde işçiler işyerlerinde DİSK’in ortak...
- KESK İstanbul Şubeler Platformu, 26 Mart sabahı ev baskınıyla gözaltına alınan ve savcılık ifadesi dahi alınmadan çıkarıldığı mahkemede tutuklanan Eğitim Sen İstanbul Üniversitesi işyeri temsilcisi Levent Dölek ve tüm tutukluların serbest...
- Geçtiğimiz günlerde acı bir kaybım oldu. Acımı sizinle de paylaşmak istedim. 22 yaşında, daha hayatının baharında olan kuzenim intihar etti. “Ne derdi vardı, annesi babası her dediğini yapıyordu” dedi kimileri. Kimisi “kız meselesidir” dedi.
- Rejimin 19 Mart saldırısının ardından Türkiye genelinde başlayan protesto gösterileri devam ediyor. Beklemediği bir halk tepkisiyle karşılaşan rejim, gösterilerin daha da büyümesini engellemek ve bastırmak için her türlü baskı ve korkutma aracını...
- Sevgili işçi kardeşlerim, “Birlik olmak”, ezilenler için çok şey ifade eder. İşçi sınıfımıza yol gösteren önderlerimizin, büyüklerimizin öğütleri bize birlik olmadan güçlü olamayacağımızı hatırlatır.
- İngiltere merkezli uluslararası yardım kuruluşu Oxfam, Ocak ayında bir rapor yayınladı. Rapora göre bugün dünyanın en zengin 10 kişisi günde ortalama 100 milyon dolar kazanıyor. Yani her 1 saniyede servetlerine 1157 dolar (mevcut kurla 42 bin lira)...
- İşsiz kalmak hepimiz için sorun. Bugün ülke genelinde 11,5 milyon kardeşimiz işsiz. Daha kötüsü bu işsizler ordusuna her gün içimizden binlerce insan ekleniyor. Kimisi emekliliğine gün sayıyor, kimisi evlilik hazırlıkları yapıyor, kimisi ilk...
- Rejimin 19 Martta başlattığı gözaltı saldırısının ardından, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Şişli ve Beylikdüzü belediye başkanları ile birlikte aralarında İBB yöneticilerinin de olduğu çok sayıda isim tutuklandı, Şişli Belediyesine kayyum atandı. Başta...
- Türkiye Taşkömürü Kurumu Amasra Müesesesine bağlı maden ocağında 14 Ekim 2022 günü meydana gelen patlamada 43 maden işçisi hayatını kaybetmiş, 9 işçi de yaralanmıştı. Amasra katliamının ardından 4’ü tutuklu 23 sanığın yargılandığı davada Bartın Ağır...
- 21 Ocakta Bolu Kartalkaya’daki Grand Kartal Otel’de çıkan yangının üzerinden iki ay geçti. İşyerinde, dehşetini hâlâ hissettiğimiz bu facia üzerine konuştuk. Ne var ki bazı arkadaşlarımızın söyledikleri bu faciayı hiç sorgulamadıklarını, üzerine...
- Sırbistan’da Novi Sad şehrinde bulunan tren istasyonunda 1 Kasım 2024’te beton sundurma çökmüş ve meydana gelen olayda 15 kişi yaşamını yitirmişti. Bu felaketten sonra başta öğrenciler olmak üzere binlerce işçi meydanları doldurmuş, kitlesel...
- Amerikalı sosyalist yazar Jack London, Londra’nın Doğu Yakasında tanık olduğu toplumsal eşitsizliği ve sınıfsal çelişkileri anlattığı romanına “Uçurum İnsanları” adını verir. 1902 yılında yazdığı kitabında, İngiltere egemenlerinin şaşaalı yaşamının...