Buradasınız
Neden Aç Çalışıyoruz?
Pendik’ten bir metal işçisi

İşçilerin çok sıklıkla tekrarladıkları bir söz vardır: Karın tokluğuna çalışıyoruz... Ama karnımızı bile doyuramıyoruz bazen. Bugün Türkiye’de açlık sınırı bin liranın üstünde. Ama işçiler açlık sınırının çok altında bir asgari ücret ile geçinmeye çalışıyorlar. Fazla mesailer, yaptıkları ek işler ile maaşını bir nebze yükseltmek için uğraşıyorlar. Bu da yetmezmiş gibi patronlar, her fırsatı değerlendirip, bir hakkımızı daha almak için adeta aç kurtlar gibi pusuda bekliyorlar.
Ramazanın gelmesi ile birlikte işçilerin bir kısmı oruç tutmaya başladı. Benim çalıştığım fabrikada da bazı işçi arkadaşlarım oruç tutuyorlar. Hemen hemen fabrikanın yarısı tutuyor, diğer yarısı tutmuyor. Fabrikanın patronu Ramazan başında bütün işçilere 120 liralık bir hediye çeki dağıttı. “Bunu yemek parası olarak alın, Ramazan bitene kadar fabrikada yemek çıkmayacak. Oruç tutmayanlar kendi yemeğini getirsin” diye tüm bölümlerde duyuru yaptı. Ben dâhil bizim fabrikadaki işçilerin büyük bir çoğunluğu asgari ücret ile çalışıyor. Zaten senenin 12 ayı yarı aç, yarı toktuk. Doğru düzgün beslenemiyor, yeterince gıda alamıyorduk. Şimdi fabrikada yemek verilmediği için gerçek anlamıyla açız. O kadar çalışıyoruz, ama karşılığında bir öğle yemeği bile bize çok görülüyor. Oruç tutmayan arkadaşlarımız evden ekmek arası getiriyor. Havaların sıcak olması yüzünden ekmekler öğlene kadar mahvoluyor, yenilmeyecek duruma geliyor. Patronun yaptığı keyfi uygulamalar bununla da sınırlı değil. Sabah saat 10.00-10.15 arasında çıktığımız çay molasını da gasp etti. Çayı vermemekle kalmadı, 15 dakika molamızı da vermemeye başladı.
Hani bir atasözü vardır ya, “aç ayı oynamaz”... Fabrikada yemek vermeyen patrona karşı bizim yapmamız gerekeni bu atasözü özetliyor bence. Bizler birleşmediğimiz, işçi arkadaşlarımızla sorunlarımız için bir araya gelmediğimiz, patrona “siz yemek vermiyorsanız, biz de aç çalışmıyoruz” demediğimiz sürece bu sorunlarımız son bulmayacaktır. Bunu yapabilmek için de işçi arkadaşlarımız ile bir araya gelmeli örgütlenmeliyiz.
İş Kazaları ve İşçi Ölümleri Sürüyor
- Adres Doğru mu?
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
- Sorumluluk Almadan Kazanım Elde Edemeyiz
- Topluma Fildişi Kulelerden Bakmak
- Mücadele Edenler Mutlaka Kazanır!
Son Eklenenler
- İranlı sınıf kardeşlerimiz, Sizlere Türkiye’den yazıyoruz. Uluslararası İşçi Dayanışması Derneği (UİD-DER) üyesi işçiler olarak sizleri en içten duygularımızla selamlıyoruz. On yıllardır Filistin halkına yönelik zulmünü sürdüren İsrail, bugün ABD’...
- 11 Temmuzda Brezilya’nın birçok kentinde on binler, emek karşıtı politikaları ve saldırgan uygulamalarıyla tanınan eski başkan Bolsonaro’nun yargılanma sürecine müdahale ettiği gerekçesiyle Trump’ı protesto etti. Kenya’da geçtiğimiz yıl vergi...
- Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), 14 Temmuzda Ankara’da bulunan Genel Merkez binasında düzenlediği basın toplantısında 2026-2027 yıllarını kapsayan 8. Dönem Toplu İş Sözleşmesi taleplerini ve mücadele programını açıkladı. Basın...
- DİSK Emekli-Sen, 13 Temmuzda Çankaya Zübeyde Hanım Sosyal Tesisleri’nde “Emekli Buluşması” düzenledi. DİSK-AR tarafından hazırlanılan 2025 Emekli Raporu’nun kamuoyuyla paylaşıldığı etkinliğe DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, DİSK Emekli-Sen Genel...
- Haydarpaşa Dayanışması, son banliyö seferlerinin durdurulduğu 2013’ten bu yana Haydarpaşa Garında her Pazar günü “Ne Otel Ne Müze, Haydarpaşa Gardır Gar Kalacak!” pankartıyla basın açıklamaları gerçekleştiriyor. 13 Temmuz Pazar günü gerçekleştirilen...
- Modern tıbbın temel kurallarından biri elleri çok iyi yıkamak, el hijyenine dikkat etmektir. Peki, el yıkamanın bile geçmişte mücadele konusu olduğunu biliyor muydunuz? Ignaz Semmelweis, 1840’lı yılların sonunda, Viyana’daki bir kadın doğum...
- Hayat pahalılığı ve yüksek enflasyon karşısında işçi ücretleri erimeye devam ederken kamudan özel sektöre işçiler, düşük ücretlere karşı mücadele ediyor. Harb-İş Sendikası, 11 Temmuzda Ankara’da basın açıklaması yaparak sefalet zammı dayatmasına...
- Kamu çerçeve protokol süreci uzadıkça uzuyor. Savunma sanayi sözleşmesi hakem heyetine gönderildi. Diğer işkolları ise 3. teklifi bekliyor. Kamu çerçeve protokolü kamu işçilerinin asgari ücretini belirleyen bir protokoldür. Nisan 2024’te Anayasa...
- İspanya’nın Cadiz kentinde 23 Hazirandan bu yana süresiz grevde olan metal işçileri, 8 Temmuzda eylemlerini sonlandırdılar. Yetkili sendika UGT sendikasının işverenle imzaladığı ön anlaşmayı kabul etmeyen yaklaşık 30 bin metal işçisi, 18-19...
- 600 binden fazla kamu işçisini ilgilendiren Kamu Çerçeve Protokolü (KÇP) görüşmelerinde siyasi iktidarın dayattığı düşük zam oranları sağlık işçileri tarafından “sefalet dayatması” olarak değerlendiriliyor. Yüksek enflasyon ve ağır vergi yükü...
- Gebze Sendikalar Birliği, geçtiğimiz hafta İsrail’in Filistin’deki zulüm ve katliamını protesto etmek için bir eylem organize etti. Biz de UİD-DER’li işçiler olarak, zulme uğrayan Filistinli işçi ve emekçilerin haklı mücadelesine destek olmak için...
- 9 Temmuzda Hindistan genelinde milyonlarca işçi, emekçi, çiftçi ve genç, Modi hükümetinin işçi düşmanı politikalarına karşı ülke çapında greve çıktı. Kentlerden köylere, fabrikalardan tarlalara kadar yaşamı durduran dev grev, Hindistan’daki tüm...
- Annem, ablamla birlikte dördüncü katta oturur. Sokağa inmez ama mahallede, köyde, Almanya’daki akrabalarda ne olup bittiğini mutlaka bilir. Evden her çıktığımda balkonundadır. Selamlaşır, iki laf ederiz. Başımda bazen UİD-DER yazılı kırmızı şapkam,...