Buradasınız
Çocuklarımıza İyi Bir Geleceği Mücadeleyle Bırakabiliriz
Sarıgazi’den bir işçi

Geçenlerde işyerinde bir arkadaşımla sohbet ederken bir şeyi fark ettim ve onu sizinle paylaşmak istedim. Arkadaşımla işyerindeki sorunlardan bahsediyor ve bu sorunları nasıl çözebiliriz diye konuşuyorduk. İşyerinde çalışma saatleriyle, yemekle, servisle ve en önemlisi de aldığımız ücretle ilgili problemler yaşıyorduk. Bu sorunları çözmek için bilinçli olmak ve örgütlü bir şekilde hareket etmek gerektiğiyle ilgili ikimiz de hemfikiriz. Yalnız işçi arkadaşımın aklına bir şey takılmıştı. Bu işini kaybetme korkusuydu.
Bu korku çoğu işçinin yaşadığı bir sıkıntıdır. Bir ailemiz ve çocuklarımız var. Ailemizin geçimini sağlamak ve çocuklarımızın geleceğini garanti altına almak gibi büyük dertlerimiz var. İşyerindeki işçi arkadaşım da evli ve iki çocuğu var. Çocuklarının geleceğini korumak ve onlara daha iyi bir gelecek sunmak için bu şartlarda, asgari ücrete çalışmayı kabul ediyor. Evet, arkadaşım çocuklarına iyi bir gelecek bırakmak istiyor. Bu her annenin ve babanın düşüncesi ve temennisi. Fakat bizim kendi çalışma koşullarımız çok iyi değil ki çocuklarımıza iyi bir gelecek bırakalım.
Biz işçiler şu anki haklarımıza sahip çıkamıyoruz ki, çocuklarımıza hangi hakları bırakacağız? Bugün haklarımız elimizden bir bir gidiyor. Patronlar emeklilik yaşını yükseltiyor, düşük ücretle çok iş yaptırıyor, kıdem tazminatımızı gasp etmek istiyorlar. Günde değil 8 saat 12 saatten az çalışamaz duruma geldik. Aldığımız ücret açlıktan ölmemizi engelliyor sadece. Tiyatro, sinema, bir yerde yemek yemek biz işçiler için hayal durumuna geliyor gün geçtikçe. İş kazaları her gün bir can alıyor. Çocuklarımıza iş kazalarında ölmeyi mi miras bırakacağız?
Biz işçiler haklarımızı korumazsak ve sahip çıkmazsak, yarın çocuklarımız hakları olduğunu bile öğrenemeyecekler. Bu sebepten biz işçiler, anneler ve babalar olarak bugün işyerlerinde çalışma koşullarımızı düzeltmek için yan yana gelmeli ve mücadele etmeliyiz. Kendimiz mücadele ederken çocuklarımıza ve gençlerimize işçi sınıfının mücadelesini öğretelim. Tek tek değil birlikte mücadele ettiğimizde başarılı olabiliriz.
UİD-DER’le Tanıştım
- Çare Sınıfımızda ve Örgütlü Mücadelemizde
- “Eşim Öyle Yerlere İzin Vermiyor”
- Hafta Tatili Haktır, Gasp Edilemez!
- Adres Doğru mu?
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
Son Eklenenler
- 1 Eylül Dünya Barış Gününde Diyarbakır’dan Ankara’ya pek çok kentte eylemler düzenlendi. Ankara’da Emek Barış ve Demokrasi Güçlerinin çağrısıyla Kolej Meydanında bir araya gelen kitle sloganlar, alkışlar ve zılgıtlar eşliğinde Sakarya Meydanına...
- Bazı zenginlerin “ölmeden yapılacaklar listesi”nde dünyanın en yüksek tepesi olan Everest’e tırmanmak vardır mesela. Zaman zaman sosyal medyada bu insanların “başarı”larını anlatan çeşitli videolar, haberler çıkar karşımıza.
- Şeker-İş Sendikasının örgütlü olduğu Kütahya Şeker Fabrikasında, Mart ayından bu yana süren toplu sözleşme görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine 30 Ağustosta başlayan grev, 3’üncü gününde sürüyor.
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri’nin çağrısıyla İstanbul Kadıköy’de yapılan mitinge binlerce kişi katıldı. Kadıköy Söğütlüçeşme’de toplanan kitle, “Savaşa ve Sömürüye Karşı Demokrasi ve Barış Kazanacak” pankartı arkasında rıhtımdaki miting...
- Türk-İş’e bağlı Koop-İş Sendikasının örgütlü olduğu Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na bağlı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’nın (SYDV) Türkiye genelindeki 1003 kurumunda çalışan 10 bin kamu işçisi 29 Ağustosta greve çıktı.
- Güvenliğin ve danışmanın olduğu katta her 5 dakikada bir “sistemsel hata ve arıza olduğu için tüm katlarda hizmet verilemiyor” şeklinde anonslar yapılıyordu. Önce güvenliğe gidip bu yapılanın yanlış olduğunu, insanlara memurların iş bıraktığının...
- Filler Sultanı ile Kırmızı Sakallı Topal Karınca adlı romanında Yaşar Kemal, sömürülenlerle sömürücüler arasındaki büyük çelişkiyi anlatır. “Çünkü” der, “sömüren güçlü azınlıkla, sömürülen ve güçsüz sanılan çoğunluk, her çağda vardı. Ama bu çelişki...
- İktidarın “Kamu Çerçeve Protokolü” sürecindeki tutumunu protesto etmek için yapılan bir eylemin ardından bir kadın işçi çevresindeki insanlara sordu: “Bu sene hiç kiraz yediniz mi?” Bu soruya evet diyen tek bir kişi çıkmadı. Kilosu 700 lirayı aşan...
- Mücadele örgütümüz UİD-DER’in saflarında yer almış her işçi kardeşimizden, çoğu zaman övgü dolu sözler duyarız. Bu sözler tesadüf değil, UİD-DER’in sınıf mücadelesinin tarihsel deneyimlerinden süzülüp gelen mücadele kültürünün bir sonucudur. Ben de...
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri, 1 Eylül Dünya Barış Günü kapsamında 31 Ağustos Pazar günü Kadıköy’de bir miting düzenleyeceklerini duyurdu. Miting çağrısı, Mecidiyeköy’de bulunan Tüm Bel-Sen İstanbul Şube binasında 27 Ağustosta...
- Toplamda 6,5 milyon kamu emekçisi ve emeklisini ilgilendiren 8. Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerinde, anlaşma sağlanamadı. Kamu İşveren Heyeti ile konfederasyonlar arasında görüşmeler çıkmaza girdiği için, süreç Kamu Görevlileri Hakem Kuruluna...
- İzmir’den İstanbul’a belediye çalışanları, ücretlerinin geç veya eksik ödenmesi, tazminatlarının ve yan haklarının ödenmemesi nedeniyle çeşitli eylemler yapıyor. Evlerini geçindirmekte zorlanan emekçiler, alacaklarının bir an önce ödenmesini talep...
- 600 bin kamu işçisini ilgilendiren Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Protokolü (KÇP) süreci, kamu işçilerinin taleplerinin görmezden gelinerek sefalet zammına imza atılmasıyla sonuçlandı. Harb-İş İstanbul Şube Başkanı Murat Yalçınkaya ile Kartal...