Buradasınız
Yerin Değil Patronun Kulağı Varmış!
Tuzla’dan bir metal işçisi
İşe gitmek için her sabah erkenden kalkıp evden çıkıyoruz. Sabah ayazında hava soğuk oluyor ve insanın elleri üşüyor. Bir an önce şu servis gelse de binip biraz ısınsak diyoruz. Sabah ayrı bir telaş var, akşam ayrı. Bir an önce kalksa da servis evime gitsem dinlensem derdindeyizdir. Günün sonunda yorgun argın bir şekilde servise bindikten sonra bir yandan da kara kara düşünüp birbirimize sorarız: “Günler gelip geçiyor. Maaş günü yine alacağımız üç kuruş para. İki yakamız bir araya gelmiyor. Yahu ne olacak bizim sonumuz?” Tüm işlerin ortak bir yarasıdır bu.
Yine böyle bir gün serviste giderken yanımdaki işçi arkadaş “ağabey sana bir şey soracağım” dedi. Ben de “tabii sorabilirsin” dedim. “Başka bir fabrikada çalışan bir arkadaşım sendikaya nasıl üye olunur diye sordu. Sen bilirsin diye sana geldim” dedi. “Kaç işçi arkadaş üye olacak” diye sordum. O da “bir tek o olacakmış” dedi. “Neden” dedim. O da anlatmaya başladı. Servis aracında kamera ve dinleme cihazı varmış. O sabah serviste konuştuklarını patron kamera kayıtlarından dinlemiş ve ardından da işçilerden birinin işine son vermiş. Arkadaşın arkadaşı olan işçi de atılırsam sendikalı olarak atılayım diyormuş. Ben de “şimdilik atılmadıysa daha dikkatli olsun” ve bu konu üzerine konuştuk.
Patronlar örgütlenmememiz için elinden geleni yapıyor. Fabrikanın her yerine kamera koyup çalışırken bizi izledikleri yetmiyormuş gibi servise dahi kamera yerleştirip bizi dinliyorlar. Patronların biz işçilerin örgütlenip bir araya gelmemizi engellemek için akıllarından geçmeyen şeytanlık yok. En büyük korkuları bizim birlik olmamız. Onlar gayet iyi biliyorlar ki, biz işçilere reva gördükleri yoksulluğun, uyguladıkları baskıların hesabını onlardan mutlaka soracağız. Kameraları da işten çıkarmaları da işçilerin bir araya gelmesinin önünde engel olamayacak. Biz işçilerin her ne olursa olsun örgütlü mücadele etmekten başka bir yolumuz yok. Onlar bölmeye çalıştıkça biz örgütlenmeyi bırakmayacağız. Örgütlüysek her şeyiz, örgütsüzsek hiçbir şey!
- Adres Doğru mu?
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
- Sorumluluk Almadan Kazanım Elde Edemeyiz
- Topluma Fildişi Kulelerden Bakmak
- Mücadele Edenler Mutlaka Kazanır!
Son Eklenenler
- İşçi Dayanışması yayınlandığı ilk günden bu güne biz işçilere kocaman bir sınıf olduğumuzu, yaşamlarımızın, sorunlarımızın ve çözüm yollarının ne kadar yakın olduğunu anlatmaya devam ediyor. Yazıların kaleme alınmasından görsellerin hazırlanmasına,...
- İstanbul Planlama Ajansının (İPA) Ekim ayı araştırmasına göre, İstanbul’da ortalama stres seviyesi 10 üzerinden 6,9 çıktı. Aslında bu veri sadece İstanbul’u yansıtmıyor. Mersin olsun, İstanbul olsun hiç fark etmiyor: Stres seviyemiz artıyor,...
- Sevgili işçi kardeşlerim, başlıktaki sözlere gelmeden meramımın tamamını anlatmak için 6 ay geriye gitmem gerekiyor. Mayıs ayının son haftasında iki azı dişime kanal tedavisi için Dokuz Eylül Üniversitesi diş bölümüne randevu alarak gitmiştim. İki...
- “Zeytinyağlı yiyemem aman/ basma da fistan giyemem aman…” Kütahya ya da Bursa yöresine ait olduğu düşünülen bu türkü düğünlerde, keyifli eş dost toplantılarında hep bir ağızdan söylenir. Hatta eğlenceli ritmi karşılıklı oynamaya da teşvik eder....
- Hayat pahalılığı, geçim sıkıntısı korkunç boyutlara ulaştı. Emekçiler olarak temel ihtiyaçlarımız olan barınma, beslenme gibi ihtiyaçlarımızı karşılamakta zorlanıyoruz. Aldığımız maaşlarla kirayı mı ödeyelim, karnımızı mı doyuralım diye kara kara...
- Kapitalist sistemde yaşıyoruz ve bu sistemin yol açtığı büyük-küçük pek çok sorunla boğuşuyoruz. Peki sorunlarımızı çözmek için ne yapıyoruz? Örneğin pek çoğumuzun ailesinde çocuk, hasta, yaşlı ya da engelli olduğu için bakıma muhtaç yakınlarımız...
- İşçi Dayanışması çıktığında her birimiz ilk görüşte etkilendiğimiz yazıyı seçiyoruz. Neden etkilendiğimizi, yazının bizi nasıl etkilediğini, neyi düşünmemizi sağladığını anlatıyoruz birbirimize. Bu yazıyı herhangi bir arkadaşımıza nasıl ve neden...
- Mutsuzluk ve umutsuzluk gençler arasında adeta bir salgın gibi yayılıyor. Etrafımıza, arkadaşlarımıza bakıyoruz, yaşamdan tat alamadığını söyleyenlerin sayısı her geçen gün artıyor. “Her günüm bir öncekiyle aynı”, “yarından bir beklentim yok”, “bana...
- Biz işçiler haftanın her günü vardiyalı bir şekilde 24 saat çalışırız. Yeri gelir Pazar mesai yaparız. Dinlenmeye, ailemize vakit ayırmaya zaman bulamayız. Sanki biz işçiler için hayat sadece çalışmaktan ibaretmiş gibi. Fabrikada mühendis bir...
- Eskiden her sorunun beni bulduğunu, bu sorunları yaşayan tek kişinin ben olduğumu düşünüyordum. Sonra UİD-DER ile tanıştım ve İşçi Dayanışması’nı düzenli olarak okumaya başladım. Bir genç olarak, gençlik yazılarını okudukça bu sorunları yalnızca...
- Ben büyük bir tekstil fabrikasında çalışıyorum. Başta Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek olmak üzere siyasi iktidar sözcülerinin, asgari ücret zammının hedeflenen enflasyon oranına göre yapılacağını her fırsatta söylemelerine rağmen asgari ücrete...
- Son günlerde sohbet edebildiğim her insana Türkiye’deki Suriyeliler hakkında ne düşündüklerini soruyorum. Devamındaysa nerede dünyaya geldiklerini, neden göçüp büyük kentlere geldiklerini soruyorum. Son olarak aile büyüklerinin nerelerden göçerek...
- Sevgili işçi kardeşlerim, 8 yaşına kadar babasız, 8 yaşından sonraysa hem anasız hem de babasız büyümüş sayılırım. 12-13 yaşıma kadar mahallede ve çalıştığım fabrikada anası-babası yanında olan arkadaşlarıma imrenmiş, onları kıskanmışımdır. O halimi...