Buradasınız
“Fabrika Kızları”
1800’lü yıllarda Amerika’da sanayi yeni yeni fakat çok büyük bir hızla gelişiyordu. Fabrikalar hızla kuruluyor, makineleşme artıyordu. Buna “sanayi devrimi” deniliyordu. 1814 yılında Amerika’nın Massachusetts (Masaçusets) eyaletinde bir nehir kenarında onlarca fabrika kuruldu. O fabrikaların en büyüğü Lowell adlı bir patrona aitti. Bu nedenle kasabaya Lowell adı verildi. Kasaba fabrikalardan ve fabrikaların etrafındaki yurtlardan oluşuyordu. Yurtlarda 8 bin kadın tekstil işçisi kalıyordu. Yıllar içinde sayıları giderek arttı, 40 bine ulaştı. Yaşları 10 ile 30 arasında değişen bu kadınlar Lowell fabrikalarında durup dinlenmeksizin çalışıyorlardı. Civar kentlerden gelmişlerdi Lowell’a. Onlara “Fabrika Kızları” deniliyordu. Fabrikalara giren pamuğu kumaşa ve giysiye dönüştürüyorlardı. Onlar asla unutulmadılar. Ancak onların bugüne kadar hatırlanmasının nedeni ürettikleri güzel kumaşlar ve giysiler değildi.
Patronlar sınıfı, tıpkı bugün olduğu gibi o yıllarda da işçi sınıfını acımasızca sömürüyordu. Bu düzene “vahşi kapitalizm” deniliyordu. Patronların işçileri sömürmesi üzerine kurulu kapitalizm denen düzende işçiler o gün de bugün de kötü koşullarda yaşıyorlar. Lowell’ın fabrikalarında çalışan kadınlar kötü koşullardan nasiplerini fazlasıyla alıyor, acı çekiyorlardı. Evlerinden, ailelerinden ayrı yaşıyorlardı. Günde 12-16 saat olmak üzere haftanın 6 günü çalışıyorlardı. Erkek işçilere göre çok daha fazla çalışıp çok daha az ücret alıyorlardı. Baskı ve hakaretlere maruz kalıyorlardı. Pamuk ve iplik tozu içinde çalışıyor, genç yaşta hastalanıyor, ölüyorlardı. Kendilerine dayatılan bu koşullar karşısında sessiz kalmaları, her şeye boyun eğmeleri bekleniyordu. Fabrika sahiplerinin dayattığı kurallar arasında her Pazar kiliseye gitmek ve “ahlâklı olmak” vardı. Yani boyun eğen, haksızlıklara sessiz kalan insanlar olmalarını istiyorlardı. Çalışma koşullarına karşı çıkmak, daha insani koşullar talep etmek en büyük ahlâksızlık sayılıyordu.
Yıllar ilerledikçe patronların saldırıları arttı. On binlerce kadın işçi ücretlerde %15 kesinti yapmak isteyen patronlara grevle cevap verdi ama bu ilk mücadele yenilgiye uğradı. İşçi ücretleri düşürüldü. İki yıl sonra yeni bir saldırı geldi. Yurtlarda yatılı kalan kadınların kiraları arttırıldı. Bunun üzerine 1500 kadın mücadeleye başladı ve Lowell kasabasındaki tüm işçilerin desteğini aldı. Patronlar kira artışı yapamadılar. İrili ufaklı mücadeleler yıllar boyu devam etti.
1845’e gelindiğinde Fabrika Kızları, çok uzun saatler boyunca çalışmaktan bıkmış usanmışlardı. Artık tezgâh başlarında, kaldıkları barakalarda, düzenledikleri eğlencelerde tek bir sohbet konusu vardı: İşgününün 10 saate düşürülmesini istiyorlardı. 10 saatlik işgünü için mücadeleye başladılar. Toplantılar, mitingler, grevler yapıldı. İmza kampanyaları düzenlendi. İşçi gazeteleri, bültenleri çıkarıldı. Bu gazeteler Fabrika Kızları’nın sesi oldu. Elden ele dolaşan bültenlerde, gazetelerde işçi kadınların talepleri anlatılıyor, tüm işçiler mücadeleye çağırılıyordu. Her yerde konuşmalar yapılıyordu. Kadın işçiler örgütlenip güçlendikçe patronlar korkuya kapılıyorlardı. Kadın işçilerin mücadelesi, sonunda işgününün 14 saatten 11 saate düşürülmesini sağladı.
Yıllar sonra Lowell patronları krizi bahane ederek fabrikalarını kapattılar. Lowell fabrikaları sessizliğe gömüldü. Ama bu sessizlik Amerika işçi sınıfının yükselen sesi oldu. Lowell’de yetişmiş, patronlara karşı mücadelede ustalaşmış on binlerce kadın çalışmak için Amerika’nın değişik kentlerine dağıldıklarında, o kentlere mücadelelerini de taşıdılar. Fabrika Kızları’nın mücadeleleri Amerika’da kadın işçilerin mücadelesinin dönüm noktası oldu ve kadın-erkek tüm Amerikan işçilerine ilham verdi. Kadın işçilerin eşit işe eşit ücret talebi Lowell’ın fabrikalarından tüm ülkeye yayıldı. Kadın işçilerin mücadelesi hızla büyüdü. İşgününü kısaltma mücadelesi Amerika’da ve dünyada hızla yayıldı. 8 saatlik işgünü hakkının kazanılmasında Amerikan işçilerinin mücadelesi çok büyük rol oynadı.
Lowell fabrikalarının kadın işçileri, işçilerin örgütlendiklerinde ne kadar güçlü olabildiklerini, kadın işçiler mücadelede öne çıkınca işçi sınıfının nasıl güçlendiğini dosta-düşmana gösterdi. Fabrikada ilmek ilmek iplik dokuyan, kumaş dokuyan eller; işçi sınıfının bugün sahip olduğu hakların kazanılmasında da tüm hünerlerini ortaya koydular. Biz emekçi kadınlar; işçi kız kardeşlerimizin, Fabrika Kızları’nın alınterine, bize bıraktıkları mirasa sahip çıkacağız. Mücadelede öne çıkacak, sömürüye son vermek için, sınıfımızın kurtuluşu için ter akıtacağız.
Dur De!
- Emekçi Kadınlar Haydi 1 Mayıs’a!
- Yaşıyoruz Sanıyoruz
- Her İşyerine, Her Mahalleye Kreş İstiyoruz!
- UİD-DER’de Bir Kez Daha 8 Mart Coşkusu
- Dünden Bugüne Barış ve Adalet Özlemimiz İçin
- Mücadelenin Adıdır Kadın
- Ekmeğe Zam Yapılırsa
- UİD-DER’de 8 Mart Etkinlikleri: Geçmişten Geleceğe Yaşasın 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü!
- Mücadelemizin Sembolü 8 Mart
- Emekçi Kadınlarız, 8 Mart Ruhuyla Birleşiyoruz!
- Bir Ana ile Tanışmak…
- Emekçi Kadınlar Savaşı Durdurmak İstiyor Ama Nasıl!
- Boyun Eğmek mi Birlikte Karşı Durmak mı?
- Bir Şey Yapmalı! Ama Ne?
- Emekçi Kadınlar Savaşa Karşı Durabilir
- Genç Rosalar Olup Mücadeleyi Büyütmeliyiz
- Değişim Küçük Adımlarımızla Başlar
- Direnen Haliç ve Bizim Direnişimiz
- Annelik Kursağımızda Kalmasın, Bu Düzeni Değiştirelim!
- MESS Sözleşmesi ve Emekçi Kadınlar: Ne Düşünüyoruz? Nasıl Düşünmeliyiz? /2
- Her İşyerine, Her Mahalleye Kreş İstiyoruz!
- Hayat Pahalı Ama Hayatımız Çok Ucuz!
- “Neyin Yoksa Ondan Sakın Vazgeçme Oğlum”
- Yarına Gidenler, Yarınlar İçin Mücadele Edenler
- Büyüyen Yoksulluk ve Sosyal Yardımlar
- Rakamların Ardına Gizlenen Gerçekler
- Sermayenin ve İktidarın Saldırılarını Püskürtmek İçin 1 Mayıs Ruhuyla Birleşelim
- İşçi Dayanışması 192. Sayı Çıktı!
- Bumerang Geri Döner!
- Engelli Koşu ve Örgütlülük
- “İş Barışı” mı Hak Arayışı mı?
- Dünden Bugüne Barış ve Adalet Özlemimiz İçin
- Yoksulluk Azaldı mı?
- Sermayenin Saldırılarına Karşı Birliğimizi Örgütleyelim!
- İşçi Dayanışması 191. Sayı Çıktı!
- Bir Ana ile Tanışmak…
- Sağlığımızı Mucizelerle Değil Birliğimizle Koruyabiliriz
- Koca Yusuf’tan Köroğlu’na, Onlardan Bize Kalan
- MESS Sözleşmesinden Çıkardığımız Bir Ders Var
- Patron Haklı mı?
Son Eklenenler
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs’ta Türkiye’nin dört bir yanında yüzbinlerce işçi ve emekçi alanlara çıktı, ekonomik yıkımın bedelini ödemek istemediklerini haykırdı. Sendikaların ve demokratik kitle...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs’ta bir kez daha dünyanın ve Türkiye’nin dört bir yanında işçiler meydanlara çıktılar. Kapitalist sömürüye, emperyalist savaşa, yoksulluğa, baskılara, eşitsizliğe, adaletsizliğe...
- İngiltere’de 7 Ekimden bu yana her Cumartesi ulusal çapta eylemler düzenleyerek Filistin halkının yanında yer alan işçi ve emekçiler, egemenlerin savaşına karşı meydanlarda yerlerini almaya devam ediyor. 20 Nisanda ülke çapında çeşitli kent...
- İtalya’da büyük işçi sendikaları iş cinayetlerine karşı binlerce işçinin katıldığı kitlesel bir miting düzenledi. 20 Nisan’da işçiler “Artık Yeter!” sloganıyla işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliği, kamu sağlığı hakkı, adil vergi reformu ve...
- İşyerinde, sokaklarda, toplu taşıma araçlarında insanların yüzlerinden okunan yorgunluk ve mutsuzluk dikkatimi çekiyor. Öfke, mutsuzluk, umutsuzluk bir virüs gibi yayılmaya başladı. “Ama insanlar neden bu kadar mutsuz?” diye düşündüm kendi kendime....
- 1 Mayıs’ın gelmesiyle emekçiler, kadınlar, üniversiteli gençler, emekliler kendi taleplerini haykırmak için alanları doldurmaya hazırlanıyor. Ben de genç bir işçi olarak kendi talebimi haykırmak için alanda yerimi alacağım. Benim talebim çalışma...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs yaklaşırken UİD-DER Mersin temsilciliğinde de “Sermayenin ve İktidarın Saldırılarına Karşı 1 Mayıs Ruhuyla Mücadeleye!” başlıklı etkinlik gerçekleştirildi. Etkinliğe çeşitli...
- Bugünün stajyer öğrencileri, yarının sağlık işçileri olarak 1 Mayıs’ta sesimizi duyurmaya geliyoruz. Kimimiz ailelerinden uzakta farklı şehirlerden gelip yurtlarda kalan, kimimizse aileleriyle İstanbul’da yaşayan öğrencileriz. Biliyoruz ki stajyer...
- 2021 yılı sonunda Mesleki Eğitim Kanunu’nda yapılan değişiklikle birlikte MESEM’e (Mesleki Eğitim Merkezleri) kayıtlı kişi sayısında patlama yaşandı. Bugün MESEM’e kayıtlı, 300 bini ise 18 yaşından küçük, 1,5 milyon öğrenci var. MESEM’lerin daha...
- Bizler Gebze’den işçi ve öğrenciler olarak 1 Mayıs yaklaşırken sizlerle duygu ve düşüncelerimizi paylaşmak istiyoruz. Birçoğumuz 1 Mayıs’ı UİD-DER’in geçen sene Uğur Mumcu Kültür Merkezinde gerçekleşen 1 Mayıs etkinliği ile tanıdık. Bu tanışma...
- UİD-DER’li işçiler, grevlerinin 9. gününde Mersen işçilerine dayanışma ziyaretinde bulundu. “İşçiler Boyun Eğmiyor Mücadele Ediyor! Yaşasın Sınıf Dayanışması!” pankartı arkasında grev çadırına yürüyen UİD-DER’li işçiler hep birlikte “Yaşasın Sınıf...
- Emekçi kadın kardeşimiz, nasılsın? Pek sorulmaz nasıl olduğumuz, neler hissettiğimiz ve en önemlisi ne istediğimiz. Bu düzende bir rol biçilmiştir biz emekçi kadınlara ve ona uygun davranmamız, rolümüzü iyi oynamamız beklenir bizden. Hem de öyle...
- Bizler kamuda çalışan sağlık emekçisi kadınlarız. 1 Mayıs yaklaşırken içimizdeki heyecan ve umutla bir araya geldik ve sağlık emekçileri olarak “neler talep ediyoruz?” diye konuştuk. Kadınların oldukça yoğun çalıştığı bir sektörde olmamıza rağmen...