Buradasınız
Büyülü Kılıçlar mı, Sınıf Bilinci mi?
Gebze’den bir metal işçisi
Geçenlerde hafta sonunu fırsat bilip arkadaşlarımla beraber bir sinema filmine gittik. Film bir kralın öz kardeşi tarafından ihanete uğramasını, kötü güçleri kullanarak iktidara geçmesini ve kardeşini öldürüp güçlü kılıcı ele geçirmesini anlatıyor. Esas kral ölüyor ve hayatını kaybettiği sırada büyülü kılıcı bir kayanın içine saplıyor. Kral ölmeden son anda oğlunu tekneye koyuyor. Tekne dere boyunca gidiyor ve çocuk yoksul mahallelerin birinde çamaşır yıkayan kadınlar tarafından bulunuyor. Bir genelevde büyütülen çocuk yoksullukla mücadele ederken çeşitli hayat deneyimleri kazanıyor. Sokakta dövüşmeyi, hayatın zorluklarını ve kendine kurduğu ufak çeteyle birlikte yasa dışı işler yaparak geçinmeyi öğreniyor. Yıllar geçiyor ve kimse bu kılıcı kayadan çıkartamıyor. Kılıcı kayadan çıkartabilecek tek kişinin ölen kralın soyundan gelen varisi olabileceği kehaneti yayılıyor. Kralın askerleriyle ters düşen genç kaçarken yakalanıyor ve yaşıtları gibi kılıcı çıkartmaya götürülüyor. Gencin kılıcı çıkartmaktan hiç umudu yokken bir anda kılıç yerinden oynuyor ve kılıcı çıkaran genç bir anda başı dönerek yere yuvarlanıyor. Çünkü kılıç çok güçlü ve gencin bu güçlü kılıcı kullanacak hem deneyimi hem de gücü yok. Kötü kral genci halkın önünde ölüme mahkûm ediyor. Tam bu esnada babasının eski dostları yardıma koşuyor ve genci kurtarıyorlar. Deneyimli eski savaşçılar genci isyancıların yaşadığı mağaraya götürüyorlar. Bin bir türlü eğitimden geçen genç kılıcı kullanmakta ustalaşmaya başlıyor. Kötü kralın güce olan hırsı ve iktidar düşkünlüğü artıyor, onu daha baskıcı ve savurgan yapıyor. Kılıcı ustaca kullanmayı öğrenen genç çoğalan isyancılar ve usta savaşçılarla hep beraber kötü kralı yeniyor. Ardından tahta oturunca daha adil bir düzen kurmaya çalışıyor. Milyon dolarlar harcandığı belli olan filmin kısa özeti bu.
Bu tarz filmler hep bir kahramanı öne çıkartıp dünyayı kurtaracak gücün onun ellerinde olduğunu enjekte ediyor. Genelde “hiçbir şey yapmadan bekle, eğer kaderde varsa her şey ayaklarına kadar gelir” diyor. Bizler de filmden sonra arkadaşlarla sohbet edip filmi konuştuk. Birkaç arkadaş “bir kılıç da biz bulsak ne güzel olur” gibi şakalar yaptı. Daha sonra “filmin alt metnine, senaryosuna başka türlü baksak nasıl olur?” diye düşünmeye başladık. “Kılıca mılıca gerek yok, kılıç yerine işçi sınıfının tüm tarihsel, bilimsel, ideolojik birikimini koyduğumuzda nasıl olur?” dedik. Şıp diye oturdu düşüncelerimiz. Aslında kitaplar ve yazılar, mücadeleler ve tecrübeler bizlere önderlerimizden bırakılan güçlü ve yenilmez miraslardır. Ama iş onları kullanmakta, bunun için büyük maharet gerekiyor. Çünkü cansız ve soyut görünen bu birikimi ancak bizler, işçi sınıfının ekmek gibi, su gibi bir ihtiyacı haline getirebiliriz, işçi sınıfının saflarında canlandırabiliriz.
Sınıfımızın tarihiyle, birikimiyle ilk defa karşılaşan gençler, tıpkı filmdeki karakter gibi aslında ne kadar güçlü, yenilmez ve bitmek bilmeyen bir enerjiyle karşılaştığını anlıyor ve sarsılıyor. Ama doğru temellerde örgütlü mücadeleye atıldığında, işte o zaman, sömürü mekanizmasının son nefesini verdirtmeye bir adım daha yaklaşmış oluyoruz. Bizler aynı filmdeki gibi bir araya gelip deneyimlerimizi birbirimize aktarır ve örgütlü mücadeleyi güçlendirebilirsek kazanabiliriz. Filmdeki gibi şeytan kralı, yani bugünün dünyasında iktidar düşkünlerini, egemenleri o zaman tuzla buz ederiz. Bugün bizi ücretli köleliğe, yoksulluk ve sefalete mecbur bırakanları ancak o zaman yıkabilir ve adaletli, insanın insanı sömürmediği bir dünya kurabiliriz.
Kıdem Tazminatı Teşvik Fonu Olmasın!
- Huzurlu Bir Yaşam İçin Mücadeleye…
- “Bizim Hayallerimizi, Sizin Geleceğinizi Çaldılar”
- Bizim Mahallenin Gençleri
- Kişisel Gelişim Zırvasına Kanma, Sınıf Mücadelesine Sarıl
- Sömürü Düzenini Uçurumdan Atmak İçin Örgütlenelim
- Hindistan’da 250 Milyon Dolarlık Düğün ve Yoksulluk
- Emek Sömürüsü Kapitalizmin Fıtratında Var
- Sahip Olduğunuz Servet Bizden Çaldıklarınızdır!
- “Sayende Sigortalı Çalıştım, Emekliliğime Az Kaldı”
- Bayramları Bayram Gibi Yaşamak İçin!
- Dünya Üzerinde Yaşayan Herkesin Evi Olmalı
- Onlar Yok Ediyor, Biz Yenisini Yapacağız!
- Suyun Lüksü Olur mu Hiç?
- “Senin Yolundan Gideceğim Amca”
- Her Günü Doğa ve İnsanlık Günü İlan Etmek İçin…
- “Kıpır Kıpırsın, Heyecanın Ne Güzel Ey Yolcu”
- “Bence, Sevgi Emektir”
- Ah, Cemal Ah!
- Bir Fotoğraf Karesinin Hissettirdikleri
- Davulun Sesi Uzaktan Hoş Gelir
Son Eklenenler
- İspanya’nın Barcelona kentinde on binlerce emekçinin katılımıyla 23 Kasımda yüksek kira fiyatlarına karşı bir protesto gösterisi düzenlendi. Konut kiralarının düşürülmesi ve daha iyi yaşam koşulları talepleriyle bir araya gelen işçi ve emekçiler,...
- 25 Kasım Kadına Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü kapsamında 23 ve 25 Kasımda dünyanın dört bir yanında emekçi kadınlar meydanlara çıkarak öfkelerini haykırdı. Kapitalizm altında çifte ezilmişliğe maruz kalan emekçi kadınlar, kadına şiddetin...
- Bizim mahallenin gençlerinin her birine okuyacakları kitaplar almak için Konak’tan Kemeraltı’na girdim. Kitabın adı Küçük Kara Balık, yazarı Samed Behrengi. Kitap her yaştan işçilere ve işçi çocuklarına dereden çaya, çaydan ırmağa, ırmaklardan...
- Yıllar önce çok sevdiğim, dertlerimizi, sevinçlerimizi paylaştığımız ama hayata dair fikirlerimiz ayrı olan bir arkadaşımla aynı dönemde hamile kaldık. Onu hamile olduğu için işten çıkardılar ve buna karşı çok fazla direnemedi. Patron bana da,...
- DİSK Genel Başkan Yardımcısı ve Genel-İş Sendikası Genel Başkanı Remzi Çalışkan ile Genel-İş Sendikası Mersin Şube Başkanı ve DİSK Çukurova Bölge Temsilcisi Kemal Göksoy’un 26 Kasımda sabaha karşı bir ev baskınıyla gözaltına alınmaları üzerine DİSK...
- Türkiye’deki grev ve direnişlere her geçen gün yenileri eklenirken işçilerin mücadelesi dayanışmayla büyüyor. Çayırhan Termik Santrali ve Linyit İşletmelerinin özelleştirilmesine karşı işçilerin başlattığı direniş devam ediyor. Genel Maden İşçileri...
- 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele Gününde her yıl olduğu gibi bu yıl da emekçi kadınlar alanları doldurdu. Dünyanın dört bir yanında olduğu gibi Türkiye’de de kadınlar onlarca kent ve ilçede protesto yürüyüşleri, nöbet eylemleri...
- Yunanistan’da 20 Kasımda pek çok sektörden on binlerce işçi genel greve çıktı. Yunanistan İşçi Sendikaları Konfederasyonu (GSEE) ve Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu’nun (ADEDY) çağrısıyla gerçekleşen grevle birlikte 70 şehirde protesto...
- Ankara’dan UİD-DER’li işçiler olarak özelleştirmeye ve hak gasplarına karşı eyleme geçen Çayırhan Termik Santrali ve Linyit İşletmesi işçilerini eylem alanlarında ziyaret ettik. 20 Kasımda maden işçileri iş bırakarak direnişe başlamış, ardından...
- “Eğer öleceksem, burada size karşı mücadele ederken öleceğim. Benim düşmanım sizsiniz. Vietnamlılar ya da Çinliler, Japonlar değil. Benim düşmanlarım ben özgürlüğümü istediğimde buna karşı duranlardır. Adalet istediğimde buna karşı duranlardır....
- Adana’da SASA Polyester’in PTA tesis şantiyesinde Gemont Endüstri adlı taşeron şirket bünyesinde çalışan inşaat işçileri gasp edilen 2 aylık ücretleri ve tazminatları için 20 Kasımdan beri fabrika önünde eylem yapıyor. Yapı ve Yol İşçileri...
- Hatay’ın Payas ilçesinde bulunan Atakaş Çelik fabrikasında Birleşik Metal-İş üyesi üç işçi, geçtiğimiz günlerde işten çıkarılmıştı. UİD-DER’li işçiler olarak fabrika önünde direniş başlatan işçilere direnişin beşinci gününde dayanışma ziyaretinde...
- “Her şeyin içinde ve her şeyin dışındayız”. Bu söz bir market çalışanı arkadaşımın ağzından işçilerin yaşamını özetleyen bir söz olarak döküldü. Uzun zamandır büyük bir mağazada çalışan arkadaşım, marketin günlük cirosunun rekorlar kırmasına rağmen...