Buradasınız
“O Kadar da Uçmayın”
Pendik’ten bir kadın işçi
Merhaba dostlar, ben bir metal fabrikasında sendikalı olarak çalışıyorum. Geçtiğimiz günlerde, işyerinde, toplu iş sözleşmesi maddelerinin konuşulduğu bir toplantı düzenlendi. Toplantıda sendika başkanı işçilere, patrondan neler talep edebiliriz, neler edemeyiz, bunları anlatıyordu. Ve biz işçilerin de fikrini soruyordu.
Bir arkadaşımız “ikramiyelerimiz bölünmesin, biz aldığımız paradan bir şey anlamıyoruz” dedi. Başkanın cevabı “bunun için imza toplamanız lazım, hem ben kabul etsem de patron kabul etmez” oldu. Bir diğer arkadaşımız ise “kira yardımı olsun” dedi. Başkan “o kadar da uçmayın” diye cevap verdi. O sırada kadın işçiler kendi aralarında fısıldaşıyorlardı. Ben de onlara dönerek “biz de kreş isteyelim” dedim. Arkadaşlara “siz konuşun, ben de sizi destekleyeceğim, sonuçta benim çocuğum yok sizin var” dedim ve kadın işçilerden biri “başkanım kreş istiyoruz” dedi. Daha sonra başka bir kadın işçi “kreş olsun, ben 5 yaşındaki çocuğumu evde bırakıp geliyorum. Bu kadar kadın var neden kreş yok?” diye sordu. Başkan şöyle bir cevap verdi: “Bakın siz kreş istiyorsunuz, ben de isterim olmasını fakat patron istemiyor. Neden biliyor musunuz? Sizin oy verdiğiniz partiler yüzünden. Sizin oy verdiğiniz partiler dese ki anne vasfı taşıyan işçilerin olduğu her yerde kreş zorunludur, eyvallah, ben de onlara oy veririm ama öyle demiyor. 150’nin üstünde kadın işçi çalıştıran her işyerinde zorunludur diyor. Üstelik kreş açmazsan çok az bir para cezası var, öder gidersin. Bunu ben demiyorum bunu sizin oy verdiğiniz parti diyor.” Ben de bir öneride bulunmak istediğimi söyledim ve kreş talebini toplu sözleşmeye koyalım dedim. “Olur, ama kabul edeceklerini sanmıyorum” dedi. Kreş talebinde bulunan arkadaşlarımızdan biri “burada siz varsınız, biz varız, partileri neden karıştırıyorsunuz? Bize ne yapacağımızı söyleyin” dedi. Başkan da “siz beni yanlış anladınız” diyerek geçiştirdi.
İşçilerin çıkarları için mücadele etmeyi göze alamayan sendikacılar biz işçilere yol göstermek yerine akıl ve nasihat vererek tüm bu sorunları geçiştiriyorlar. Kendi üzerlerine düşen görevleri bir taraftan bize havale ediyor, diğer taraftan da topu burjuva partilere atıp, kendi sorumluluklarından kaçıyorlar. Uzlaşmacı, işbirlikçi sendikal anlayıştan vazgeçmeyen Türk Metal’in sendika ağaları bu şekilde biz işçilerin bilincini bulandırıyorlar. İşçilerin yıllar önce bedeller ödeyerek kazandığı hakları patronun inisiyatifine bırakan, işçilere gerçek militan sınıf sendikacılığını anlatmayan, kadınların en temel haklarından biri olan kreş hakkını bile savunamayan bir sendikal anlayıştan elbette ki çok şey beklenemez. Ben de bu yüzden bu işyerine girdiğimden beri kadın arkadaşlara kreş hakkımızın olduğunu, bu hakkın geçmişte nasıl kazanıldığını ve en önemlisi bizlerin bu hakka sahip çıkmamız gerektiğini anlatmaya çalıştım. Bu konuda emeğimin karşılığını az da olsa aldığımı görmek umut vericiydi. Çünkü daha önce böyle bir talepte bulunulmamış.
Üretim sahasına girdiğimizde arkadaşlarımız çok tepkiliydiler. Bir arkadaş “nasıl başkan bu? Bize yol göstereceğine topu hükümete atıp kenara çekiliyor” dedi. Bir diğer arkadaş ise “çok konuşmayın, boş verin! Kendisiyle tartışan herkesi işten attırıyor” dedi. Buna örnek olarak da daha önce başkanla tartışan ve akabinde işten atılan üç arkadaşımızı verdi. Ben de arkadaşlara “Evet haklısınız. Dili, dini, inancı ne olursa olsun sendika tüm işçileri bir çatı altında bileştirmelidir. Çünkü bizler işçiyiz. Başkanın tutumu yanlıştı bu konuda haklısınız. Fakat şu da bir gerçek ki maalesef ki bu yasaları başımızdaki hükümet çıkartıyor. Bu yasaları torba yasa adı altında geçiriyorlar. Bakın turnikeye yazı asılmış okudunuz mu? ‘Çalışan anneye müjde!’ Çalışan annelere devlet 1050 lira kreş yardımı yapacakmış, aylardır asılı, bu yardımdan yararlandınız mı?” diye sordum.
Yani, meydanı bir taraftan devletin bir taraftan patronların sözcülüğünü yapan bu işbirlikçi sendikacılara bırakmamalıyız. Yasaların patronlardan yana değil de biz işçilerden yana olması için birlikte mücadele etmemiz gerekiyor. Bugün böyle diye yarın da aynı olacak diye düşünmeyelim. Nerede olursak olalım umutla, inatla, inançla, azimle haklarımız ve daha güzel yarınlar için örgütlenmeye devam edelim.
- Adres Doğru mu?
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
- Sorumluluk Almadan Kazanım Elde Edemeyiz
- Topluma Fildişi Kulelerden Bakmak
- Mücadele Edenler Mutlaka Kazanır!
Son Eklenenler
- Türkiye’deki grev ve direnişlere her geçen gün yenileri eklenirken işçilerin mücadelesi dayanışmayla büyüyor. Çayırhan Termik Santrali ve Linyit İşletmelerinin özelleştirilmesine karşı işçilerin başlattığı direniş devam ediyor. Genel Maden İşçileri...
- 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele Gününde her yıl olduğu gibi bu yıl da emekçi kadınlar alanları doldurdu. Dünyanın dört bir yanında olduğu gibi Türkiye’de de kadınlar onlarca kent ve ilçede protesto yürüyüşleri, nöbet eylemleri...
- Yunanistan’da 20 Kasımda pek çok sektörden on binlerce işçi genel greve çıktı. Yunanistan İşçi Sendikaları Konfederasyonu (GSEE) ve Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu’nun (ADEDY) çağrısıyla gerçekleşen grevle birlikte 70 şehirde protesto...
- Ankara’dan UİD-DER’li işçiler olarak özelleştirmeye ve hak gasplarına karşı eyleme geçen Çayırhan Termik Santrali ve Linyit İşletmesi işçilerini eylem alanlarında ziyaret ettik. 20 Kasımda maden işçileri iş bırakarak direnişe başlamış, ardından...
- “Eğer öleceksem, burada size karşı mücadele ederken öleceğim. Benim düşmanım sizsiniz. Vietnamlılar ya da Çinliler, Japonlar değil. Benim düşmanlarım ben özgürlüğümü istediğimde buna karşı duranlardır. Adalet istediğimde buna karşı duranlardır....
- Adana’da SASA Polyester’in PTA tesis şantiyesinde Gemont Endüstri adlı taşeron şirket bünyesinde çalışan inşaat işçileri gasp edilen 2 aylık ücretleri ve tazminatları için 20 Kasımdan beri fabrika önünde eylem yapıyor. Yapı ve Yol İşçileri...
- Hatay’ın Payas ilçesinde bulunan Atakaş Çelik fabrikasında Birleşik Metal-İş üyesi üç işçi, geçtiğimiz günlerde işten çıkarılmıştı. UİD-DER’li işçiler olarak fabrika önünde direniş başlatan işçilere direnişin beşinci gününde dayanışma ziyaretinde...
- “Her şeyin içinde ve her şeyin dışındayız”. Bu söz bir market çalışanı arkadaşımın ağzından işçilerin yaşamını özetleyen bir söz olarak döküldü. Uzun zamandır büyük bir mağazada çalışan arkadaşım, marketin günlük cirosunun rekorlar kırmasına rağmen...
- 40 yıllık kısacık yaşamına yüzlerce hikâye ve roman sığdıran Amerikalı sosyalist yazar Jack London 22 Kasım 1916’da hayatını kaybetti. Aradan geçen uzun yıllar London’ın eserlerinin güncelliğinden hiçbir şey kaybettirmedi. Çünkü o işçi sınıfının...
- Ankara’nın Nallıhan ilçesinde bulunan Kömür İşletmeleri AŞ (KİAŞ) bünyesindeki Çayırhan Termik Santralinde çalışan madenciler, madenin özelleştirilmesine karşı 20 Kasımda direnişe başladı. Sabah 08.00’de gece vardiyası dışarı çıkmadı, gündüz...
- Emperyalist savaş Ortadoğu başta olmak üzere dünyanın her yerinde kendini hissettiriyor. Egemenler yıllık bütçelerin büyük kısmını “savunma” adı altında savaş sanayisine ayırıyorlar. Burjuva siyasetçilerin politikaları hızlı bir şekilde sertleşiyor...
- Fotoğraftaki reklam panosu kaldırımın ortasında duruyor, gündüz gece. Arka tarafında medya maymunu Hülya Avşar sanki “hadi EYT’liler koşun, sakın geç kalmayın” dercesine sırıtıyor. Mağazada çalışan genç işçi kızımıza EYT reklamını sordum. Kendine...
- Bağımsız Maden-iş üyesi Fernas Madencilik işçilerinin direnişi çeşitli sendika ve işçi örgütlerinin desteği ile kazanımla sonuçlandı. Fernas patronu Ocak 2025’te işçilerin ücretlerine zam yapılmasını ve atılan işçilerin hak kaybı olmadan işe geri...