Buradasınız
Biz de Sağlıklı Bir Yaşam İstiyoruz
Ankara’dan emekçi bir kadın
Sağlıklı bireyler olabilmek başta sağlıklı beslenmekten geçiyor. İyi beslenenler daha az hasta olurlar. Özellikle kanser gibi önemli hastalıklara yakalanma riskleri de düşer. Bağışıklık sistemleri güçlü olduğundan Covid-19 gibi bulaşıcı hastalıklara karşı da daha direngen olurlar. İyi beslenen çocuklar yaşamlarını daha özgüvenli, daha başarılı geçirirler. Ruhsal ve fiziksel yapıları beslenmeyle şekillenir. Ancak günümüzde iyi beslenme iyi bir gelirden geçer. Oysa asgari ücretle geçinmeye çalışan işçi ailelerinin bırakın sağlıklı gıdalarla beslenmeyi karınlarını doyurabilmeleri bile önemli bir başarı haline geldi. Milyonlarca işçinin kısa çalışmaya ya da ücretsiz izne gönderildiği bugünlerde sağlıklı beslenmek hayal oldu.
Sağlıklı beslenmenin beden sağlığımızı nasıl da etkilediğini gösteren somut bir örnek vermek yerinde olur. İngiltere’de kanser araştırmaları yapan Cancer Research UK adlı bir kuruluş, 2018’de bir rapor yayınlamış, nüfus eğilimlerine dayanarak 1980’ler ile 90’ların ortasında doğan her on kişiden 7’sinin orta yaşa ulaştığında şişman olacağını açıklamıştı. Oysa İkinci Dünya Savaşının ardından gelen kuşağın yalnızca yarısı, yani onda beşi, orta yaşta kiloluydu. Bundan anlaşıldığı gibi İngiltere’de genç kuşaklarda giderek daha fazla obezite görülüyor. Bu durum omurga bozuklukları, kanser gibi çeşitli hastalıklara davetiye çıkarıyor. Çünkü toplumun çoğunluğunu oluşturan işçiler ve emekçiler giderek daha ucuz, daha sağlıksız endüstriyel gıdalarla beslenmek zorunda kalıyor. İşte bu durumun işçilerin örgütlülük düzeyleri ve sahip olduğu haklarla yakından ilgisi var.
Mesela İngiltere’de 1970 yılı öncesinde okullarda 7-11 yaş arasındaki çocuklara bedava süt dağıtılıyordu. Her gün süt içerek büyüyen çocuklarda omurga ve kemik hastalıklarına daha az rastlanıyordu. Bu nesiller yaşları ilerlediğinde de formda kalıyordu. 1970 yılında Muhafazakâr Parti iktidara geldi ve Margaret Thatcher Eğitim ve Bilim Bakanı oldu. Bakanlığının ilk aylarında okullardaki bedava süt dağıtımını kaldırdı. Bu nedenle halk arasında “süt hırsızı” olarak anılmaya başladı ve bu durum çeşitli protestolara konu oldu. Azgın neoliberal politikaların ilk uygulayıcılarından olan Thatcher, okullarda buna benzer birçok kısıtlama getirdi. Okul ve kütüphane ücretlerine zam yaparak kapitalizmin azgınca saldırısını eğitim alanında yaygınlaştırdı. Önceki yıllarda yükselen işçi sınıfı hareketinin kazandığı haklar tırpanlandı, işçiler yoksullaştırıldı, daha uzun çalışma saatlerine, ek işlere mahkûm edildi. Sağlıksız beslenme, sağlıksız çalışma ve yaşam koşullarıyla birleşti.
Bugün de koronavirüs bahane edilerek çıkarılan yasalarla ve ortaya konulan uygulamalarla işçilerin yoksulluğu derinleştiriliyor. Patronlar daha çok zenginleşirken işçiler daha yoksul hale geliyor, açlık sınırına doğru itiliyor. Temel gıdalara zam üstüne zam geliyor. Raflarda, pazarlarda en ucuz gıdaları seçiyoruz. Bu saldırılar karşısında dayanacak gücü kalmayıp psikolojik çöküntü yaşayanların hatta intihar edenlerin sayısı her geçen gün artıyor. Sağlıklı bir toplum olmaktan çok uzağız. Bizleri koronavirüs salgınından korumaya çalıştıklarını iddia eden egemenlerin eseridir bu ve sağlıklı bir yaşam istiyorsak işe bu gerçeği görmekle başlamalıyız.
- Onlar Zevk-ü Sefa İçinde, İşçiye Gelince?
- “İstanbul’da Mezar Yeri Alamayız”
- Battaniyelere Değil Sınıfımıza Sarılalım
- Sağlıksız Gıdalara Mahkûm muyuz?
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- Hani Bu Topluma Güven Olmazdı!
- Sabancı’nın Mutlu Yaşam Sırları
- Rahat Yaşamın Sırrı
- Kent Ekmek Kuyruğu: “Ben Öyle İstediğim İçin”
- Sistem Ne Ölümüze, Ne de Dirimize Saygı Duyuyor!
- “7 Kitap, 7 Defter, 1 Litre Su, Yarım Ekmek”
- Siz Kimi Taşıyorsunuz Sırtınızda?
- Yalanlara Değil Birleşmeye İhtiyacımız Var
- Kupona ve Kuraya Bağlanan Umutlarımız
- “Artık Kiracı Kalmaz”, TOKİ’ye Hücum!
- Yoksulluk Utanılacak Bir Şey Değil!
- İşçi Aileleri ve Kreş Çilesi
- Yaz Tatilinde Kriz Var!
- “Yok mu Arttıran?”
- Bakan Nebati’den “Işıl Işıl” Yorumlar ve Uçurumlar
Son Eklenenler
- İşçi Dayanışması yayınlandığı ilk günden bu güne biz işçilere kocaman bir sınıf olduğumuzu, yaşamlarımızın, sorunlarımızın ve çözüm yollarının ne kadar yakın olduğunu anlatmaya devam ediyor. Yazıların kaleme alınmasından görsellerin hazırlanmasına,...
- İstanbul Planlama Ajansının (İPA) Ekim ayı araştırmasına göre, İstanbul’da ortalama stres seviyesi 10 üzerinden 6,9 çıktı. Aslında bu veri sadece İstanbul’u yansıtmıyor. Mersin olsun, İstanbul olsun hiç fark etmiyor: Stres seviyemiz artıyor,...
- Sevgili işçi kardeşlerim, başlıktaki sözlere gelmeden meramımın tamamını anlatmak için 6 ay geriye gitmem gerekiyor. Mayıs ayının son haftasında iki azı dişime kanal tedavisi için Dokuz Eylül Üniversitesi diş bölümüne randevu alarak gitmiştim. İki...
- “Zeytinyağlı yiyemem aman/ basma da fistan giyemem aman…” Kütahya ya da Bursa yöresine ait olduğu düşünülen bu türkü düğünlerde, keyifli eş dost toplantılarında hep bir ağızdan söylenir. Hatta eğlenceli ritmi karşılıklı oynamaya da teşvik eder....
- Hayat pahalılığı, geçim sıkıntısı korkunç boyutlara ulaştı. Emekçiler olarak temel ihtiyaçlarımız olan barınma, beslenme gibi ihtiyaçlarımızı karşılamakta zorlanıyoruz. Aldığımız maaşlarla kirayı mı ödeyelim, karnımızı mı doyuralım diye kara kara...
- Kapitalist sistemde yaşıyoruz ve bu sistemin yol açtığı büyük-küçük pek çok sorunla boğuşuyoruz. Peki sorunlarımızı çözmek için ne yapıyoruz? Örneğin pek çoğumuzun ailesinde çocuk, hasta, yaşlı ya da engelli olduğu için bakıma muhtaç yakınlarımız...
- İşçi Dayanışması çıktığında her birimiz ilk görüşte etkilendiğimiz yazıyı seçiyoruz. Neden etkilendiğimizi, yazının bizi nasıl etkilediğini, neyi düşünmemizi sağladığını anlatıyoruz birbirimize. Bu yazıyı herhangi bir arkadaşımıza nasıl ve neden...
- Mutsuzluk ve umutsuzluk gençler arasında adeta bir salgın gibi yayılıyor. Etrafımıza, arkadaşlarımıza bakıyoruz, yaşamdan tat alamadığını söyleyenlerin sayısı her geçen gün artıyor. “Her günüm bir öncekiyle aynı”, “yarından bir beklentim yok”, “bana...
- Biz işçiler haftanın her günü vardiyalı bir şekilde 24 saat çalışırız. Yeri gelir Pazar mesai yaparız. Dinlenmeye, ailemize vakit ayırmaya zaman bulamayız. Sanki biz işçiler için hayat sadece çalışmaktan ibaretmiş gibi. Fabrikada mühendis bir...
- Eskiden her sorunun beni bulduğunu, bu sorunları yaşayan tek kişinin ben olduğumu düşünüyordum. Sonra UİD-DER ile tanıştım ve İşçi Dayanışması’nı düzenli olarak okumaya başladım. Bir genç olarak, gençlik yazılarını okudukça bu sorunları yalnızca...
- Ben büyük bir tekstil fabrikasında çalışıyorum. Başta Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek olmak üzere siyasi iktidar sözcülerinin, asgari ücret zammının hedeflenen enflasyon oranına göre yapılacağını her fırsatta söylemelerine rağmen asgari ücrete...
- Son günlerde sohbet edebildiğim her insana Türkiye’deki Suriyeliler hakkında ne düşündüklerini soruyorum. Devamındaysa nerede dünyaya geldiklerini, neden göçüp büyük kentlere geldiklerini soruyorum. Son olarak aile büyüklerinin nerelerden göçerek...
- Sevgili işçi kardeşlerim, 8 yaşına kadar babasız, 8 yaşından sonraysa hem anasız hem de babasız büyümüş sayılırım. 12-13 yaşıma kadar mahallede ve çalıştığım fabrikada anası-babası yanında olan arkadaşlarıma imrenmiş, onları kıskanmışımdır. O halimi...