Buradasınız
AKP’ye Oy Veren Bir İşçi: “Abi Bu Kadar da Olmaz ki”
İzmir’den emekli bir işçi
Başlıktaki ifadeler kardeşime aittir. Kızı Kütahya Üniversitesini kazandı. Kardeşim eşi ve kızı birlikte gittiler Kütahya’ya. Devlet yurdunda yer varmış. Aylık kirası 400 lira. Ama sadece barınma. Ne yemek ne servis var. Okula da bayağı uzakmış. Baş başa verip hesap kitap yapmışlar. 400 lira yurt parası, 700 lira yol parası, yemesi içmesi derken aylık 2 bin lirayı çoktan geçmiş. Kardeşim beni aradı. Konuştuklarını olduğu gibi bana da anlattı. Canının ziyadesiyle yandığı ses tonundan bile anlaşılıyordu. Kardeşim ziyadesiyle mülayim biridir. Benim sadece dinlediğimi, bir yorum yapmadığımı duyunca “abi bu kadar da olmaz ki” dedi. Kardeşim koyu derecede AKP’lidir. Örgütsüz işçiler eli yanmadan ateşin yakıcı olduğunu kavrayamayan bebeklere benzerler.
Kardeşim havuz medyasından ne aldıysa onu anlatır. Krizin ne denli derin olduğunu, resmi işsizliğin bile yüzde 10’un üstünde olduğunu söylediğimde “abi ne krizi, kriz olsa hükümet söylemez mi?” demişti yakın zaman önce. Kütahya’dan dönüşünde ise “abi biliyorsun hanım çok sağlıklı değil. İyice hasta olup işten çıkarsa biz bu kızı tövbe billâh okutamayız. Devlet yurtları televizyonların anlattığı gibi değil. Gösterdikleri odalar nerde bizim gördüklerimiz nerde. Hiç alakası yok valla. Özel yurtta zar zor yer bulduk. İki kız kalacak. Her biri için aylık 1350 lira. Diğer kız kim olacak o da belli değil. Valla kriz var demek ki” diye dert yandı. “Gerçekleri öğrenmek istiyorsan UİD-DER web adresini ve sana al oku dediğim İşçi Dayanışması gazetesini her ay düzenli vereyim oku” dedim. “Abi beynim ayran gibi oldu valla. Ya hanım işten çıkarsa?” diyerek başına gelecekleri düşünüyordu.
Yanımdan gittikten yarım saat sonra geri geldi. “Peki, abi bana ne önerirsin?” diye sordu. “Söyleyeceklerim belki hiç hoşuna gitmeyecek. Daha önce, ‘bu kızı çalışması için teşvik edin. Hatta biraz da zorlayın ki çalışmanın zorluğunu ve para kazanmanın ne demek olduğunu anlasın. Anlasın ki üniversiteyi kazanırsa ana baba parasıyla değil kendi emeğiyle kazandığı parayla okusun. Hatta iş hayatına uyum sağlayacağı için okula gittiği zamanda da çalışır’ demiştim size. Siz bu çocuğu hazıra alıştırdınız. Çalışmayan, patron baskısı görmeyen ve bunlara karşı da mücadele etmeyen gençler gerçek hayatı tam olarak anlayamazlar. Üstelik burunları o kadar büyük olur ki. Kendilerini bin bir zorlukla okutan ana babalarına da tepeden bakarlar. Cahil yerine koyarlar. Benim sana önereceğim, kıza iş bulun. ‘Hem oku hem de çalış dersiniz. Çalışmazsan okulu bırak. Gel burada iş bul çalış’ deyin” dedim. Neticenin ne olacağını bekleyip göreceğim.
Bir buçuk yılın ardından okullar da açıldı. Yeni atanmış Milli Eğitim Bakanı “okulların açık olması bir milli meseledir” diye açıklama yapmış. Herhalde bir buçuk sene okulları kapalı tuttuklarında da okulların kapalı olması milli bir meseleydi. Akşamdan sabaha yeni zamlara uyanıyoruz. İktidar ve sermaye sınıfı her koldan işçi ve emekçilere dönük saldırılarını arttırıyor. İşçi ve emekçilerin çocuklarının büyük bölümü zaten üniversiteyi okuyamıyor. Okuyanlarsa işsiz üniversiteliler ordusuna katılıyorlar. Sermaye sınıfı yedek işsizler yaratmadan çalışanları köle gibi çalıştıramayacağını çok iyi biliyor. Bir bütün olarak da işçi sınıfının örgütsüzlüğünden güç alıyorlar.
Boşuna ve laf ola beri gele diye söylemiyoruz “işçi sınıfı örgütlüyse her şeydir, örgütsüzse hiçbir şey” diye. İşçilerin hangi burjuva partisine oy verirlerse versinler, kendi örgütleri olan sendikalarda ve UİD-DER gibi işçi sınıfının öz örgütlerinde örgütlenmesi sadece gerekli değil, aynı zamanda bir zorunluluktur. Hiçbir işçi yaşadığı sorunları tek başına çözemez. Tek başına kalan ve davranan her işçi sermaye sınıfının değirmenine su taşır. Hiç farkında bile olmadan kendi çıkarına ve haklarına düşman olur, nereye çekilse o yöne gider.
Karanlıklar Kimin İçin?
- “İstanbul’da Mezar Yeri Alamayız”
- Battaniyelere Değil Sınıfımıza Sarılalım
- Sağlıksız Gıdalara Mahkûm muyuz?
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- Hani Bu Topluma Güven Olmazdı!
- Sabancı’nın Mutlu Yaşam Sırları
- Rahat Yaşamın Sırrı
- Kent Ekmek Kuyruğu: “Ben Öyle İstediğim İçin”
- Sistem Ne Ölümüze, Ne de Dirimize Saygı Duyuyor!
- “7 Kitap, 7 Defter, 1 Litre Su, Yarım Ekmek”
- Siz Kimi Taşıyorsunuz Sırtınızda?
- Yalanlara Değil Birleşmeye İhtiyacımız Var
- Kupona ve Kuraya Bağlanan Umutlarımız
- “Artık Kiracı Kalmaz”, TOKİ’ye Hücum!
- Yoksulluk Utanılacak Bir Şey Değil!
- İşçi Aileleri ve Kreş Çilesi
- Yaz Tatilinde Kriz Var!
- “Yok mu Arttıran?”
- Bakan Nebati’den “Işıl Işıl” Yorumlar ve Uçurumlar
- “Nehir, Nehir, Çocuğumu Geri Verin!”
Son Eklenenler
- İngiltere’de 7 Ekimden bu yana her Cumartesi ulusal çapta eylemler düzenleyerek Filistin halkının yanında yer alan işçi ve emekçiler, egemenlerin savaşına karşı meydanlarda yerlerini almaya devam ediyor. 20 Nisanda ülke çapında çeşitli kent...
- İtalya’da büyük işçi sendikaları iş cinayetlerine karşı binlerce işçinin katıldığı kitlesel bir miting düzenledi. 20 Nisan’da işçiler “Artık Yeter!” sloganıyla işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliği, kamu sağlığı hakkı, adil vergi reformu ve...
- İşyerinde, sokaklarda, toplu taşıma araçlarında insanların yüzlerinden okunan yorgunluk ve mutsuzluk dikkatimi çekiyor. Öfke, mutsuzluk, umutsuzluk bir virüs gibi yayılmaya başladı. “Ama insanlar neden bu kadar mutsuz?” diye düşündüm kendi kendime....
- 1 Mayıs’ın gelmesiyle emekçiler, kadınlar, üniversiteli gençler, emekliler kendi taleplerini haykırmak için alanları doldurmaya hazırlanıyor. Ben de genç bir işçi olarak kendi talebimi haykırmak için alanda yerimi alacağım. Benim talebim çalışma...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs yaklaşırken UİD-DER Mersin temsilciliğinde de “Sermayenin ve İktidarın Saldırılarına Karşı 1 Mayıs Ruhuyla Mücadeleye!” başlıklı etkinlik gerçekleştirildi. Etkinliğe çeşitli...
- Bugünün stajyer öğrencileri, yarının sağlık işçileri olarak 1 Mayıs’ta sesimizi duyurmaya geliyoruz. Kimimiz ailelerinden uzakta farklı şehirlerden gelip yurtlarda kalan, kimimizse aileleriyle İstanbul’da yaşayan öğrencileriz. Biliyoruz ki stajyer...
- 2021 yılı sonunda Mesleki Eğitim Kanunu’nda yapılan değişiklikle birlikte MESEM’e (Mesleki Eğitim Merkezleri) kayıtlı kişi sayısında patlama yaşandı. Bugün MESEM’e kayıtlı, 300 bini ise 18 yaşından küçük, 1,5 milyon öğrenci var. MESEM’lerin daha...
- Bizler Gebze’den işçi ve öğrenciler olarak 1 Mayıs yaklaşırken sizlerle duygu ve düşüncelerimizi paylaşmak istiyoruz. Birçoğumuz 1 Mayıs’ı UİD-DER’in geçen sene Uğur Mumcu Kültür Merkezinde gerçekleşen 1 Mayıs etkinliği ile tanıdık. Bu tanışma...
- UİD-DER’li işçiler, grevlerinin 9. gününde Mersen işçilerine dayanışma ziyaretinde bulundu. “İşçiler Boyun Eğmiyor Mücadele Ediyor! Yaşasın Sınıf Dayanışması!” pankartı arkasında grev çadırına yürüyen UİD-DER’li işçiler hep birlikte “Yaşasın Sınıf...
- Emekçi kadın kardeşimiz, nasılsın? Pek sorulmaz nasıl olduğumuz, neler hissettiğimiz ve en önemlisi ne istediğimiz. Bu düzende bir rol biçilmiştir biz emekçi kadınlara ve ona uygun davranmamız, rolümüzü iyi oynamamız beklenir bizden. Hem de öyle...
- Bizler kamuda çalışan sağlık emekçisi kadınlarız. 1 Mayıs yaklaşırken içimizdeki heyecan ve umutla bir araya geldik ve sağlık emekçileri olarak “neler talep ediyoruz?” diye konuştuk. Kadınların oldukça yoğun çalıştığı bir sektörde olmamıza rağmen...
- Sorunlarımız her geçen gün katmerlenerek büyüyor. Mutfak masrafları, faturalar, barınma sorunu, düşük ücretler… Ama yalnızca sorunları sıralamakla bir yere varamayız. Yaşadığımız sorunları çözüme kavuşturmak için öncelikle sorunun kaynağını...
- Mersin Çevre Platformu, MIP AŞ’nin limanı genişletmek amacıyla Atatürk Parkını kapatmasını Özgür Çocuk Parkında basın açıklaması ile protesto etti. Mersin halkı, şehir merkezinde bulunan Atatürk Parkının MIP A.Ş tarafından liman genişletme...