Buradasınız
Örgütlüysek Değerliyiz
![](https://uidder.org/sites/all/modules/lazyloader/image_placeholder.gif)
İnsan sadece beslenme, barınma gibi fiziksel ihtiyaçlarını karşılamakla mutlu olmaz. Aynı zamanda manevi ihtiyaçlarını da karşılamak ister. Paylaşmak, sevip sevilmek, yararlı olmak, değer görmek, kendini gerçekleştirmek ister. Bunlar olmadığında ise kendini mutsuz, işe yaramaz, değersiz hisseder. Günümüzde tıpkı depresyon gibi değersizlik hissi de çok yaygın. Fakat toplumsal bir sorun olarak değil kişinin kendi sorunu olarak görülüyor. Kişinin kendi kendisiyle “mücadele etmesiyle”, kendisine “ben değerliyim” demesiyle sorunun çözüleceği söyleniyor. Oysa sorun da çözümü de bireysel değildir. Yaşadığımız manevi sorunlar da toplumsaldır. İçinde yaşadığımız toplumsal sistemle ve hangi sınıfa ait olduğumuzla ilgilidir. Çözümü de toplumsal olmak zorundadır.
Elbette kapitalist sistemin efendileri bu gerçeği görmemizi istemez. Bunun iki nedeni var. Birincisi kapitalist sömürü düzeninin bekasını güvence altına alma ihtiyacıdır. İnsanlar yaşadıkları sorunları bireysel olarak gördükleri sürece bireysel çözümler ararlar ve sermaye düzenini sorgulamazlar. Enerjilerini, öfkelerini, tepkilerini kapitalist sisteme değil, kendilerine ya da kişilere yöneltirler. İkincisi ise kapitalist sistemde maddi-manevi her şey alınıp satılabilen metalara dönüştürülmüştür. Dolayısıyla manevi ihtiyaçların da bir pazarı vardır. Mesela devasa bir endüstri haline gelen kişisel gelişimin, 2019 yılında 38 milyar doların üzerinde bir pazara sahip olduğunu biliyor muydunuz? Kişisel gelişim üzerine sayısız kitap, video, makale, seminer, kurs, eğitim bulunuyor. Kendinizi yetersiz, değersiz, mutsuz hissediyorsanız kişisel gelişim ürünlerinden birini satın alarak sorununuzu çözebilirsiniz! Böyle deniyor. Keza çikolatadan arabaya, şampuandan cep telefonuna yapılan reklamları düşünelim. Hepsinin özünde “satın al, tüket, kendini mutlu ve değerli hisset” mesajı vardır. Oysa bunların hiç biri insanın tahrip edilmiş maneviyatını geri kazandırmaz. Üstelik düşük ücretlerimiz zaten satın almamızı sınırlandırır, dolayısıyla daha fazla meta satın alarak, daha fazla şeye sahip olarak değerli hissetme olanağına hiçbir zaman kavuşamayız.
Gerçekte insan başkalarına faydalı olduğunda, yardımlaşma ve dayanışma içinde olduğunda, en önemlisi de ürettiğinde kendini değerli hisseder. Üretmek aynı zamanda kendini gerçekleştirmektir. İnsan kendisini ürettikleriyle var eder, anlamlandırır. Ama kapitalist üretim tarzında işçi kendi ürettiklerine yabancılaşmıştır. Çünkü üretmek için kullandığı üretim araçları da, üretilen ürünler de patronundur. Çalışma koşullarını, iş bölümünü belirleyen patrondur. İşçi üretim sürecinde bir robottan farksızdır, hiçbir söz hakkı yoktur. Bu nedenle kapitalizmde çalışmak ve üretmek insana değer katan bir şey olmaktan çıkar ve tersine işçiyi değersizleştiren, maddi ve manevi olarak tüketen bir zorunluluğa dönüşür.
Günde 12 saat tükenircesine çalışan, buna rağmen en temel ihtiyaçlarını dahi karşılamakta zorlanan bir işçi manevi tatmin duygusuna nasıl ulaşabilir?Büyük bir tekstil fabrikasında çalışan bir kadın işçi, iki hafta boyunca her gün 12 saatin üzerinde çalıştıklarını, müdürlerin yaptıkları fedakârlık için kendilerine teşekkür ettiğini anlatıyor. Aynı işyerinde işçiler at gibi yarıştırılıyor, düşük ücret veriliyor ve fazla mesaiye kalmayı reddetmek işten çıkarılacaklar listesinde yer almayı göze almak anlamına geliyor. Böyle bir işyerinde yöneticilerin sahte teşekkürleri, işçilere kendilerini değerli hissettirebilir mi? İşçileri iliklerine kadar sömürüp işgücü maliyetlerini aşağı çekmeye çalışırken, anayasal hak olan sendikalaşma hakkına dahi saygı duymazken, ikiyüzlüce “siz bizim için değerlisiniz” demelerinin tek bir nedeni vardır, daha fazla kâr etmek… Çalışan işçilerin durumu buyken işsizlik ise değersizlik duygusunu daha da büyütür. Eve ekmek götürememenin ağırlığı ruhuna çöken insanlar manevi çöküntü yaşar.
Çok açık ki değersizlik duygusunun temelinde kapitalist sömürü düzeni vardır. İşçiler sömürüye, haksızlıklara, kapitalizme karşı mücadele için el ele verdiklerinde kendilerini değerli hissetmeye başlarlar ve gerçekten değerli olurlar. İşçi sınıfının sorunlarına kafa yoran, toplumun geleceği için ne kadar faydalı ve haklı bir mücadele yürüttüklerini anlayan işçiler değersizlik hissine kapılmazlar. Hiç kuşkumuz olmasın; sınıfımızın örgütlü mücadelesinin içinde yer almak hem yeteneklerimizi açığa çıkaracak hem de kendimizi yararlı ve değerli hissetmemizi sağlayacak. Ve kapitalizm ortadan kalktığında değersizlik hissi toplumsal bir sorun olmaktan çıkacak, insanlık gerçek özgürlük ve mutluluğu tadacak.
- Depremin Yaraları Kanamaya Devam Ediyor
- Ne Kadar Vergi Veriyoruz, Karşılığında Ne Alıyoruz?
- Dert Bizde Derman Ellerimizde, Birliğimizdedir!
- İşçi Dayanışması 195. Sayı Çıktı!
- Direnç Çiçekleri İşçi Sınıfının Bağrında Filizlenir
- Anne Karnında Başlayan Eşitsizlik
- Sendikal Örgütlülük Kâğıt Üstünde Kalmasın
- Tarihin Bir Yankısı: Sınıfına İnan, Gücüne Güven!
- Bu Fikirleri Kimler Üretiyor?
- Kamuda Tasarruf Paketinden Payımıza Düşenler
- Kapitalizm Yıkılmadan İnsanlık Nefes Alamaz!
- İşçi Dayanışması 194. Sayı Çıktı!
- Bir Müthiş Bahtiyarlık: “Anlamak Gideni ve Gelmekte Olanı”
- Bir Şarkının İzinden: Bir Yere Gitmiyoruz!
- Acımız Öfkeye, Öfkemiz Mücadeleye Dönüşsün!
- İsrail’le Ticaret ve Sermayenin Fıtratı
- İşçi Sınıfının Mücadele Saflarını Güçlendirelim
- İşçi Dayanışması 193. Sayı Çıktı!
- Her İşyerine, Her Mahalleye Kreş İstiyoruz!
- Hayat Pahalı Ama Hayatımız Çok Ucuz!
- Depremin Yaraları Kanamaya Devam Ediyor
- Ne Kadar Vergi Veriyoruz, Karşılığında Ne Alıyoruz?
- Dert Bizde Derman Ellerimizde, Birliğimizdedir!
- Direnç Çiçekleri İşçi Sınıfının Bağrında Filizlenir
- Sendikal Örgütlülük Kâğıt Üstünde Kalmasın
- Tarihin Bir Yankısı: Sınıfına İnan, Gücüne Güven!
- Bu Fikirleri Kimler Üretiyor?
- Kamuda Tasarruf Paketinden Payımıza Düşenler
- Kapitalizm Yıkılmadan İnsanlık Nefes Alamaz!
- Bir Müthiş Bahtiyarlık: “Anlamak Gideni ve Gelmekte Olanı”
- Bir Şarkının İzinden: Bir Yere Gitmiyoruz!
- Acımız Öfkeye, Öfkemiz Mücadeleye Dönüşsün!
- İsrail’le Ticaret ve Sermayenin Fıtratı
- İşçi Sınıfının Mücadele Saflarını Güçlendirelim
- Her İşyerine, Her Mahalleye Kreş İstiyoruz!
- Hayat Pahalı Ama Hayatımız Çok Ucuz!
- “Neyin Yoksa Ondan Sakın Vazgeçme Oğlum”
- Yarına Gidenler, Yarınlar İçin Mücadele Edenler
- Büyüyen Yoksulluk ve Sosyal Yardımlar
- Rakamların Ardına Gizlenen Gerçekler
Son Eklenenler
- Güney Kore merkezli Samsung Electronics’te toplu iş sözleşmesinde anlaşma sağlanamaması üzerine 8 Temmuzda 3 günlük greve çıkan binlerce işçinin mücadelesi sürüyor.
- Özellikle işçi sınıfının genel örgütlülük ve bilinç düzeyinin gerilediği, siyasi iktidarın her türlü kanunsuzluğu yapan patronların arkasında durduğu günümüzde, Eti Krom patronunun tutumu patronların ortak tutumu haline gelmiştir. İktidarın gücünü...
- UİD-DER Web TV, filmleriyle işçi sınıfını anlatan Ken Loach’u Türkiyeli işçilere anlatmak üzere “İşçi Sınıfının Yönetmeni Ken Loach: HANGİ TARAFTASINIZ?” adlı mini bir belgesel hazırladı. İşçi sınıfının bu büyük yönetmenini anlatan belgeselimizi...
- Birleşik Metal-İş Sendikasının örgütlü olduğu Purmo Group'ta grev, 66. gününde kazanımla sonuçlandı. Elazığ’ın Alacakaya ilçesinde faaliyet gösteren Eti Krom AŞ’de, düşük ücretlere ve hak gasplarına karşı 1 Temmuzda iş bırakma eylemi başlatan maden...
- Sabahtan akşama kadar televizyon izlesek, kanal kanal gezip tartışma programlarına, dizi ve filmlere baksak hiçbirinde işçilere ve sorunlarına dair gerçekleri göremeyiz. Yüksek tirajlı gazetelerde, çok tıklanan haber sitelerinde işçilerin...
- Trafikte, toplu taşımada, market alışverişinde, hastane kuyruğunda, hatta yolda yürürken bile birbiriyle tartışan veya kavga eden insanlara şahit oluyoruz. Hatta bizler de kimi zaman bu tartışmaların bir parçası oluyoruz. Peki bu gerginlik nedensiz...
- Yaz aylarında havaların bir anda ısınmasıyla birlikte işyerleri adeta fırın gibi oldu. Gün içerisinde işçilerin sırtındaki ter birkaç kez kuruyor. İşte bu koşullarda her şeye rağmen Ramazan ve Kurban Bayramı tatilleri biz işçiler için bir can simidi...
- 6 Şubat depremlerinin üzerinden 1,5 yıl geçti. On bir kenti etkileyen depremlerde enkaz altında kalan on binlerce insanın ve yakınlarının feryatları günlerce dinmedi. Enkazdan sağ kurtarılabilecek binlerce insan, arama kurtarma çalışmalarının...
- Hatay’ın Payas ilçesinde bulunan ve Özçelik-İş Sendikasının örgütlü olduğu Yolbulan Metal fabrikasında çalışan işçiler Toplu İş Sözleşmesinde anlaşma sağlanamaması üzerine 20 Haziranda greve çıkmışlardı. UİD-DER’li işçiler olarak bizler de...
- Srebrenitsa’da, 1995 Temmuzunda, 8 bini aşkın Boşnak, Sırp egemenleri tarafından katledildi. Geçmişten günümüze emperyalistlerin kışkırttığı tüm savaşlara baktığımızda ölenlerin, acı çekenlerin, yasa boğulanların emekçiler olduğunu, savaştan siyasi...
Düşün
Okyanusları, denizleri, dereleri, nehirleri
Düşle
Parmaklıkların ötesindeki sonsuz dünyayı
Düşün
...- 43 gündür direnen Sumitomo işçilerinin grevi kazanımla sonuçlandı. Adana’da PTT bünyesinde çalışan taşeron işçiler iş baskısı ve kötü çalışma koşullarına karşı 9 Temmuzda iş bıraktı. İşçilerin eylemi ikinci gününde kazanımla sona erdi. Manisa’da...
- TÜİK Haziran 2022 itibariyle enflasyon sepetine hangi ürünleri koyduğunu ve bu ürünlerin fiyatını ne olarak kabul ettiğini açıklamayı bıraktı. İki yıldır TÜİK’in açıkladığı enflasyonu neye göre hesapladığını bilmiyoruz. Yani sepet iki yıldır kayıp!...