Buradasınız
Biz Bir Aile miyiz?
Gebze’den bir petro-kimya işçisi
Tüm dünyayı büyüyerek saran ve bizi de içine alan kriz, her geçen gün daha da yakıcılığını hissettirmeye devam ediyor. Çalışmakta olduğum fabrikada olağan dönemlerde patron bizlere bir aile olduğumuzdan, bu gemide beraber yaşadığımızdan bahseder dururdu. Kriz kendini fabrikada göstermeye başlayınca aile olduğumuz unutuldu ve faturasını biz işçilere ödetmenin yolları aranmaya başlandı. İlk olarak 300 olan çalışan sayısı 4 ayda 240’a düştü. 60 arkadaşımızın işine kriz nedeniyle son verildi. Daha sonra çalışma gün sayımız azaltılmaya yani ücretsiz izinlere başlandı. Patrona ait aynı arazi içinde bir toz boya fabrikası ve bir plastik fabrikası var.
Kapitalist sistemin her zaman krizlere gebe olduğunu ve bunun sistemin doğasından kaynaklandığını bizler derneğimiz UİD-DER sayesinde biliyoruz. Bizim bildiğimiz bu gerçeği kapitalistler de çok iyi biliyor. Onlar kriz kendini göstermeye başlamadan önlem almaya başlıyorlar ama biz üretenler sadece bekliyoruz.
Kriz kendini göstermeye başladıktan sonra işe gittiğimiz her gün yeni bir uygulamayla karşılaşmaya başladık. Zaten istediği zaman bizleri izine çıkartan patron bu sefer de biz işçilerin ağzından bir dilekçe hazırlatıp imzalamamız için bize gönderdi. Bu dilekçede şunlar yazılıydı:
“Son aylarda çıkan ekonomik krizin gün geçtikçe işyerimizi de etkilediği, yapmış olduğumuz çalışmalardan ve üretimdeki azalmalardan rahatça anlaşılmaktadır. Hatta bu nedene bağlı olarak, komşu fabrikalarda başlayan işçi çıkarma uygulaması yerine, geçici de olsa bazı tedbirlere başvurduğunuz ve işçi çıkarmayı geciktirdiğiniz, biz çalışanların dikkatinden kaçmamaktadır.
Yalnız mevcut krizin sona erme tarihi hiç kimse tarafından bilinemediğinden, işveren olarak sizlerin de iş yapmaksızın işçiye devamlı ücret ödemesi mümkün görülmediğinden, iş akdimin devamını temin etmek, kriz sonrası tekrar iş arama riskini ortadan kaldırmak ve tam çalışma imkânını koruyabilmek amacıyla İŞVEREN TARAFINDAN, 2009 YILI İÇİNDE ÇALIŞMAMI GEREKTİRMEYEN GÜNLER İÇİN ÜCRETSİZ İZİNLİ SAYILMAMI VE RESMİ MAKAMLAR NEZDİNDE BU KABUL BEYANIMIN VERİLECEK HER ÜCRETSİZ İZİN İÇİN DE GEÇERLİ SAYILMASINI, bu beyanım aksine hiçbir talep ve iddiada bulunmayacağımı kabul ettiğimi beyan ve taahhüt ederim.”
İşte kapitalistlerin aile anlayışı bu kadar! Çok kazanırken bizi hiç görmeyen, ama işleri biraz bozulunca faturasını hemen işçilere kesmeye çalışan patronlar sınıfı karşısında bizler nasıl duruyoruz? Bu dilekçe ilk geldiğinde bizim çalıştığımız bölümde kâğıdı imzalamadan iade ettik. Daha sonra işveren vekiliyle yapılan görüşmede, bize, işverenin işçileri yasal olarak ücretsiz izine çıkaramayacağı, ancak bizim kendi isteğimizle çıkabileceğimiz söylendi. Ücretsiz izne çıkmak istemediğimizi söylediğimizde ise işten atılmakla tehdit edildik. Kadroyu ona göre ayarlayacaklarını, fazla olan işçilerin işine son verileceğini söylediler.
Plastik üreten diğer fabrikada işler daha kötüydü. Oradaki arkadaşları daha sert bir şekilde tehdit ettiklerinden onlar bu kâğıdı imzaladılar. Orada bir UİD-DER’li veya bilinçli bir işçi olsaydı bizim karşı durduğumuz gibi onlar da karşı durabilirlerdi. Şimdi bizim bölüm yalnızca cumartesi çalışmazken diğer arkadaşlar işe günlük telefonla geliyor, iş varsa servise biniyorlar, iş yoksa evlerine dönüyorlar.
Biz işçiler bu sistemi çok iyi anlamalıyız. Gerçek yüzünü de herkese göstermeye çalışmalıyız. Gerçek ailemizin kimler olduğunu, sınıflar arasındaki uçurumu görmeliyiz ve hiçbir zaman kapitalistlerle bir aile olmayacağımızı, onların biz üretenlerin sırtındaki birer asalaktan başka bir şey olamayacaklarını tüm sınıf kardeşlerimize anlatmalıyız ve göstermeliyiz.
Farkına Varmak!
- Adres Doğru mu?
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
- Sorumluluk Almadan Kazanım Elde Edemeyiz
- Topluma Fildişi Kulelerden Bakmak
- Mücadele Edenler Mutlaka Kazanır!
Son Eklenenler
- İşçilerin mücadele örgütü UİD-DER, sözünü İşçi Dayanışması’yla söylüyor. Kapitalist sömürüye, zorbalığa, ayrımcılığa, haksız savaşlara karşı işçi sınıfına sesleniyor ve diyor ki kurtuluş ellerinizde, birliğinizdedir.
- İşçi ve emekçiler pek çok ülkede 2024 yılını mücadeleyle kapattı, 2025’i mücadeleyle karşıladı. Kapitalist sömürü düzeninin yol açtığı sorunlar büyürken, buna karşı işçilerin mücadelesi ve dayanışması da güçleniyor. Emperyalist savaşın yayıldığı,...
- Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Aralık ayı yıllık enflasyonunu yüzde 44,38, 12 aylık ortalama enflasyonu ise yüzde 58,51 olarak açıkladı. Kamu emekçilerinin ve emeklilerin maaş artışında önemli bir faktör olan altı aylık enflasyon ise yüzde 15,75...
- Harb-İş Sendikası Eskişehir Şubesi, 3 Ocakta basın açıklaması gerçekleştirdi. Basın açıklamasında kamu işçilerinin toplu iş sözleşmesi (TİS) sürecine, TÜİK’in açıkladığı enflasyon rakamlarına ve Harb-İş üyesi işçilerin yaşadıkları ekonomik...
- İşçi Dayanışması yayınlandığı ilk günden bu güne biz işçilere kocaman bir sınıf olduğumuzu, yaşamlarımızın, sorunlarımızın ve çözüm yollarının ne kadar yakın olduğunu anlatmaya devam ediyor. Yazıların kaleme alınmasından görsellerin hazırlanmasına,...
- İstanbul Planlama Ajansının (İPA) Ekim ayı araştırmasına göre, İstanbul’da ortalama stres seviyesi 10 üzerinden 6,9 çıktı. Aslında bu veri sadece İstanbul’u yansıtmıyor. Mersin olsun, İstanbul olsun hiç fark etmiyor: Stres seviyemiz artıyor,...
- Sevgili işçi kardeşlerim, başlıktaki sözlere gelmeden meramımın tamamını anlatmak için 6 ay geriye gitmem gerekiyor. Mayıs ayının son haftasında iki azı dişime kanal tedavisi için Dokuz Eylül Üniversitesi diş bölümüne randevu alarak gitmiştim. İki...
- “Zeytinyağlı yiyemem aman/ basma da fistan giyemem aman…” Kütahya ya da Bursa yöresine ait olduğu düşünülen bu türkü düğünlerde, keyifli eş dost toplantılarında hep bir ağızdan söylenir. Hatta eğlenceli ritmi karşılıklı oynamaya da teşvik eder....
- Hayat pahalılığı, geçim sıkıntısı korkunç boyutlara ulaştı. Emekçiler olarak temel ihtiyaçlarımız olan barınma, beslenme gibi ihtiyaçlarımızı karşılamakta zorlanıyoruz. Aldığımız maaşlarla kirayı mı ödeyelim, karnımızı mı doyuralım diye kara kara...
- Kapitalist sistemde yaşıyoruz ve bu sistemin yol açtığı büyük-küçük pek çok sorunla boğuşuyoruz. Peki sorunlarımızı çözmek için ne yapıyoruz? Örneğin pek çoğumuzun ailesinde çocuk, hasta, yaşlı ya da engelli olduğu için bakıma muhtaç yakınlarımız...
- İşçi Dayanışması çıktığında her birimiz ilk görüşte etkilendiğimiz yazıyı seçiyoruz. Neden etkilendiğimizi, yazının bizi nasıl etkilediğini, neyi düşünmemizi sağladığını anlatıyoruz birbirimize. Bu yazıyı herhangi bir arkadaşımıza nasıl ve neden...
- Mutsuzluk ve umutsuzluk gençler arasında adeta bir salgın gibi yayılıyor. Etrafımıza, arkadaşlarımıza bakıyoruz, yaşamdan tat alamadığını söyleyenlerin sayısı her geçen gün artıyor. “Her günüm bir öncekiyle aynı”, “yarından bir beklentim yok”, “bana...
- Biz işçiler haftanın her günü vardiyalı bir şekilde 24 saat çalışırız. Yeri gelir Pazar mesai yaparız. Dinlenmeye, ailemize vakit ayırmaya zaman bulamayız. Sanki biz işçiler için hayat sadece çalışmaktan ibaretmiş gibi. Fabrikada mühendis bir...