Buradasınız
Sendikal Bölünmüşlük Patronlara Yarıyor
Ankara’dan bir işçi

Türkiye’de kayıtlı çalışan işçilerin sendikalı olma oranı yaklaşık %6. Bu kadar düşük sayıda sendikalı işçi olmasına karşın 11 tane konfederasyon ve onlarca sendika var. Bu durumu şöyle de okuyabiliriz; sendikal örgüt bolca var ama örgütlü işçi yok denecek kadar az.
Sendikalar işçilerin işverene karşı birlikteliklerinden gelen güçlerini kullanmalarında bir araç olma işlevi görür. Yani işçileri ortak çıkarları etrafında birleştirme görevleri vardır. Fakat işçi sınıfının örgütlülük düzeyinin son derece zayıf olduğu, sınıf bilincinin gerilediği ve işçi sınıfının bağımsız siyasetinin neredeyse bilinmediği bugünkü gibi dönemlerde toplumun her yerinde olduğu gibi sendikalarda da patronların siyaseti egemen rol oynuyor.
Sendika olmayan işyerlerinde işçilerin sendikalı olmak için zorlu bir mücadele verme zorunlulukları yanında bir de sendikalı işyerlerinde yaşanan sendikal bölünmüşlük, var olan durumu daha da kötü hale getiriyor. Örneğin hastanelerde ve benzer kurumlarda önce işçi ve memur ayrımı nedeniyle çalışanlar farklı sendikalarda örgütleniyorlar, bunun ardından işçiler veya memur statüsünde çalışan kamu emekçileri çeşitli politik ayrımları olan farklı sendikalarda örgütlenerek tekrar bölünüyorlar. Bilinçli ve kendi sınıf çıkarlarını savunan ve sendikasına bunu savunmayı dayatan işçilerin azlığı nedeniyle sendikalardaki bu politik ayrımlar hep patronların sınıfsal çıkarları etrafında şekilleniyor. İşçi sendikaları herhangi bir burjuva siyasetle omuz omuza verip işçileri de peşlerine takarak sınıfın örgütlü gücünü burjuvazinin dümen suyuna akıtıyorlar.
Patronlar tarafından her türlü araçla bin bir parçaya bölünmüşlüğümüzün biz işçilere zararı büyüktür. Daha iyi bir hayat yaşamamızın yolu tüm farklılıklarımızı bir tarafa bırakıp ortak çıkarlarımız etrafında birleşmek ve örgütlenmektir. Hangi sendikanın üyesi olursak olalım işyerlerimizde birlikte hareket etmeyi başarmak ve sendika yöneticilerini de buna zorlamak aynı zamanda sendikalı olmayan işçileri de sendika üyeliği konusunda ikna etmek zorundayız.
Birleşen İşçiler Yenilmezler!
- Çare Sınıfımızda ve Örgütlü Mücadelemizde
- “Eşim Öyle Yerlere İzin Vermiyor”
- Hafta Tatili Haktır, Gasp Edilemez!
- Adres Doğru mu?
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
Son Eklenenler
- 1 Eylül Dünya Barış Gününde Diyarbakır’dan Ankara’ya pek çok kentte eylemler düzenlendi. Ankara’da Emek Barış ve Demokrasi Güçlerinin çağrısıyla Kolej Meydanında bir araya gelen kitle sloganlar, alkışlar ve zılgıtlar eşliğinde Sakarya Meydanına...
- Bazı zenginlerin “ölmeden yapılacaklar listesi”nde dünyanın en yüksek tepesi olan Everest’e tırmanmak vardır mesela. Zaman zaman sosyal medyada bu insanların “başarı”larını anlatan çeşitli videolar, haberler çıkar karşımıza.
- Şeker-İş Sendikasının örgütlü olduğu Kütahya Şeker Fabrikasında, Mart ayından bu yana süren toplu sözleşme görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine 30 Ağustosta başlayan grev, 3’üncü gününde sürüyor.
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri’nin çağrısıyla İstanbul Kadıköy’de yapılan mitinge binlerce kişi katıldı. Kadıköy Söğütlüçeşme’de toplanan kitle, “Savaşa ve Sömürüye Karşı Demokrasi ve Barış Kazanacak” pankartı arkasında rıhtımdaki miting...
- Türk-İş’e bağlı Koop-İş Sendikasının örgütlü olduğu Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na bağlı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’nın (SYDV) Türkiye genelindeki 1003 kurumunda çalışan 10 bin kamu işçisi 29 Ağustosta greve çıktı.
- Güvenliğin ve danışmanın olduğu katta her 5 dakikada bir “sistemsel hata ve arıza olduğu için tüm katlarda hizmet verilemiyor” şeklinde anonslar yapılıyordu. Önce güvenliğe gidip bu yapılanın yanlış olduğunu, insanlara memurların iş bıraktığının...
- Filler Sultanı ile Kırmızı Sakallı Topal Karınca adlı romanında Yaşar Kemal, sömürülenlerle sömürücüler arasındaki büyük çelişkiyi anlatır. “Çünkü” der, “sömüren güçlü azınlıkla, sömürülen ve güçsüz sanılan çoğunluk, her çağda vardı. Ama bu çelişki...
- İktidarın “Kamu Çerçeve Protokolü” sürecindeki tutumunu protesto etmek için yapılan bir eylemin ardından bir kadın işçi çevresindeki insanlara sordu: “Bu sene hiç kiraz yediniz mi?” Bu soruya evet diyen tek bir kişi çıkmadı. Kilosu 700 lirayı aşan...
- Mücadele örgütümüz UİD-DER’in saflarında yer almış her işçi kardeşimizden, çoğu zaman övgü dolu sözler duyarız. Bu sözler tesadüf değil, UİD-DER’in sınıf mücadelesinin tarihsel deneyimlerinden süzülüp gelen mücadele kültürünün bir sonucudur. Ben de...
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri, 1 Eylül Dünya Barış Günü kapsamında 31 Ağustos Pazar günü Kadıköy’de bir miting düzenleyeceklerini duyurdu. Miting çağrısı, Mecidiyeköy’de bulunan Tüm Bel-Sen İstanbul Şube binasında 27 Ağustosta...
- Toplamda 6,5 milyon kamu emekçisi ve emeklisini ilgilendiren 8. Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerinde, anlaşma sağlanamadı. Kamu İşveren Heyeti ile konfederasyonlar arasında görüşmeler çıkmaza girdiği için, süreç Kamu Görevlileri Hakem Kuruluna...
- İzmir’den İstanbul’a belediye çalışanları, ücretlerinin geç veya eksik ödenmesi, tazminatlarının ve yan haklarının ödenmemesi nedeniyle çeşitli eylemler yapıyor. Evlerini geçindirmekte zorlanan emekçiler, alacaklarının bir an önce ödenmesini talep...
- 600 bin kamu işçisini ilgilendiren Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Protokolü (KÇP) süreci, kamu işçilerinin taleplerinin görmezden gelinerek sefalet zammına imza atılmasıyla sonuçlandı. Harb-İş İstanbul Şube Başkanı Murat Yalçınkaya ile Kartal...