Buradasınız
Özel Eğitim Kurumları ve Sömürü
Mersin’den bir kadın işçi

Yüz binlerce atanamayan öğretmen var ve özel sektörde düşük ücretlere çalıştırılıyorlar. Kadrolu atanmak bir yana, sözleşmeli atanmaya bile mülakat getirerek “torpilin” önünü açan iktidar, hakkıyla atanmayı imkânsız hale getirmiştir. Hal böyleyken eğitim emekçisi milyonlarca kardeşimiz uzun çalışma saatleri ve düşük ücretlerle çalışmak zorunda bırakılmıştır.
Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı özel etüt-kurs merkezlerinde öğretmenler, günde 10-12 saat çalışıyorlar, bunun karşılığında alınan ücret ise (yaz tatili boyunca maaş ödenmiyor) asgari ücretin bile altında.
Kurs merkezi kurucuları yani patronlar için bu kurumlar eğitim kurumu değil, ticarethanedir. Patronlar; düşük ücretlerle, uzun saatler çalıştırdıkları emekçi öğretmenlerin sırtından kârlarına kâr katma peşindeler.
Özel sektörde çalışan eğitim emekçilerinin sorunları bunlarla da sınırlı değil. Sadece 1 yıllık yapılan iş sözleşmeleri nedeniyle iş güvencesi de yok. Müdür/patron, çalışma “performansınızı” beğenmez ise yeni eğitim-öğretim yılında sözleşmeyi yenilemeyerek işinize son verebiliyor. Yapılan psikolojik baskı da cabası! “İyi öğretmen” tanımını patronların yaptığı bu sistemde, öğretmen diğer bir öğretmenle karşılaştırılarak “rekabet” duygusu yaratılmakta, böylece öğretmenler arasındaki dayanışma da zedelenmeye çalışılmaktadır
Öğretmenler adeta bir yarış atı gibi yarıştırılıyorlar. Hep daha iyi, daha çok öğrenciye sınav kazandıran, daha çok aranan öğretmen olma düşüncesini besleyen bu sistem, öğretmenleri birlik olma konusunda ayrıştırmaktadır. Bilinçli olarak dayatılan bu sömürüye karşı birlik olmak, patronların çıkarları uğruna yarışa girmemek gerekiyor.
Kardeşler bu kokuşmuş sistemde sömürü her yerde, tüm bu saydığımız, çoğaltarak sayabileceğimiz sorunların çözümü, örgütlü ve bilinçli mücadeleden geçiyor. Biliyoruz ki bu sömürü düzeninin üstesinden ancak sınıf kardeşlerimizle birlik olarak vereceğimiz mücadelemizle gelebiliriz.
Yalnızken değil, bir arada, örgütlü iken güçlüyüz!
- Hafta Tatili Haktır, Gasp Edilemez!
- Adres Doğru mu?
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
- Sorumluluk Almadan Kazanım Elde Edemeyiz
- Topluma Fildişi Kulelerden Bakmak
Son Eklenenler
- 14 Temmuz 2025 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan yasa değişikliğiyle turizm sektöründe çalışan işçilerin hafta tatili hakkı fiilen gasp edildi.
- Ne acıdır, barış sözcüğü ağzımızdan çıkar çıkmaz yüreğimizde savaşın gölgesi belirir. Gözlerimiz dolar, sesimiz titrer, mahzunlaşırız çocuklar gibi. Oysa ne güzeldir kim bilir ağzımızdan taşan gülücüklerle, yüreğimizden kopan kardeşlik türküleriyle...
- Siyasi iktidar zeytinlikleri yok edecek yeni bir torba yasayı Meclise sundu ve Temmuz sonuna kadar yürürlüğe sokmaya hazırlanıyor.
- İşçiler, emekçiler, emekliler, gençler, yani toplumun ezici çoğunluğu için geçinmek, yaşamını sürdürmek giderek daha da zorlaşıyor. Öte yandan işçi ve emekçiler “bunlar daha iyi günlerimiz” diyerek bu zorlukların aşılabileceğine dair bir umut...
- Zeytinliklerin, ormanların, tarım arazilerinin sermayeye peşkeş çekilmesinin önünü açacak olan ve kamuoyunda “süper talan yasası” olarak adlandırılan “Maden Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi”, Meclis Genel...
- İşçiler, emekçiler, emekliler, gençler, yani toplumun ezici çoğunluğu için geçinmek, yaşamını sürdürmek giderek daha da zorlaşıyor. Öte yandan işçi ve emekçiler “bunlar daha iyi günlerimiz” diyerek bu zorlukların aşılabileceğine dair bir umut...
- İzmir Büyükşehir Belediyesi (İzBB) şirketleri İZDOĞA, İZBETON, İZULAŞ ve 185 İZSU çağrı merkezinde işten atılan 368 Belediye-İş Sendikası üyesi işçi, işlerine geri alınma talebiyle mücadele ediyor. İşten atılan işçiler arasında 1,5 senelik genç...
- İranlı sınıf kardeşlerimiz, Sizlere Türkiye’den yazıyoruz. Uluslararası İşçi Dayanışması Derneği (UİD-DER) üyesi işçiler olarak sizleri en içten duygularımızla selamlıyoruz. On yıllardır Filistin halkına yönelik zulmünü sürdüren İsrail, bugün ABD’...
- 11 Temmuzda Brezilya’nın birçok kentinde on binler, emek karşıtı politikaları ve saldırgan uygulamalarıyla tanınan eski başkan Bolsonaro’nun yargılanma sürecine müdahale ettiği gerekçesiyle Trump’ı protesto etti. Kenya’da geçtiğimiz yıl vergi...
- Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), 14 Temmuzda Ankara’da bulunan Genel Merkez binasında düzenlediği basın toplantısında 2026-2027 yıllarını kapsayan 8. Dönem Toplu İş Sözleşmesi taleplerini ve mücadele programını açıkladı. Basın...
- DİSK Emekli-Sen, 13 Temmuzda Çankaya Zübeyde Hanım Sosyal Tesisleri’nde “Emekli Buluşması” düzenledi. DİSK-AR tarafından hazırlanılan 2025 Emekli Raporu’nun kamuoyuyla paylaşıldığı etkinliğe DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, DİSK Emekli-Sen Genel...
- Haydarpaşa Dayanışması, son banliyö seferlerinin durdurulduğu 2013’ten bu yana Haydarpaşa Garında her Pazar günü “Ne Otel Ne Müze, Haydarpaşa Gardır Gar Kalacak!” pankartıyla basın açıklamaları gerçekleştiriyor. 13 Temmuz Pazar günü gerçekleştirilen...
- Modern tıbbın temel kurallarından biri elleri çok iyi yıkamak, el hijyenine dikkat etmektir. Peki, el yıkamanın bile geçmişte mücadele konusu olduğunu biliyor muydunuz? Ignaz Semmelweis, 1840’lı yılların sonunda, Viyana’daki bir kadın doğum...