Buradasınız
Patrona Güvenmenin Ağır Bedeli
Pendik’ten bir işçi
![](https://uidder.org/sites/all/modules/lazyloader/image_placeholder.gif)
İş çıkışı, yıllardır görmediğim bir tanıdığımın kızını gördüm tesadüfen. En son gördüğümde üniversiteye yeni başlamıştı. Üniversite bitmiş, işe başlamış. Aradan yıllar geçince tabi her şey değişmiş, kızımız büyümüş. “Yıllar ne çabuk geçiyor” diye düşündüm. Neyse, anne ve babasının nasıl olduğunu sorunca kızcağız, “sorma abla” diye başladı söze.
Babası yıllardır deri işinde çalışan bir işçi. Aynı deri fabrikasında yirmi yıldır çalışıyordu. İki sene önce, fabrikada işler azalmış, patron da iş yok diye işçilerin ücretlerini aksatmaya başlamış. İşçiler çalışmaya devam etmişler. “Patronun parası yok, olunca verir, artık idare edeceğiz” diye düşünmüş işçiler. Bu şekilde iki yıl geçmiş. Sonra işyerinin iflas ettiğini söylemiş patronları. Alacaklılar işyerine işçilerden önce gelip her şeye el koymuşlar. Öncelikle banka mallara el koymuş. İşçilerse öylece açıkta kalmışlar. Dava açmışlar ama nafile. İşçiler alacaklı olan bankaya durumu bildirmişler. Banka da “fabrikadan aldığımız mallar bizim alacağımızı bile karşılamadı, biz size bir şey veremeyiz” demişler. İşveren kendi üzerine kayıtlı ne varsa hepsini başkasının üzerine geçirdiği için, işçiler alacaklarını tahsil edememişler.
Gencecik kızcağız diyor ki; “abla bir bilsen o iki sene bize nasıl bir azap oldu, anlatamam. Ben işe yeni başlamıştım, aldığım maaşın hepsini eve verdim, babam çalışıyordu ama aylarca ücret almadan, boşu boşuna çalıştı. Annem temizlik işleri çıkarsa temizliğe gidiyordu. Çok zor zamanlar geçirdik. Yirmi yıldır emek verdiği, alın teri döktüğü, hatta meslek hastalığı geçirdiği işyeri babama bunu yaptı. Deri imalatında boya, koku içinde, sağlıksız koşullarda çalıştı. Bu yüzden babamın ciğerleri de iyi durumda değil. Yani babamın durumu her açıdan çok kötü. Tazminatı için hep hayal kuruyordu. Tazminatımı alınca şunu yaparız, bunu yaparız diye anlatıyordu. Ne kadar uğraşsa da, ne aylarca birikmiş maaşını ne de tazminatını alabildi. Yılların emeğine mi yansın, bu uğurda giden sağlığına mı? Şimdi bildiğin, yaşayan bir ölü gibi! Tüm hayalleri yıkıldı. Sanki hayata küstü. Ama abla, ben, annem hep diyorduk ona, “bunlar bu parayı vermez, şimdiden bir oluruna bak” diye. Babam da hep bize diyordu ki, ‘bunlar hacca gitmiş dindar adamlar, kaç yıldır çalışıyorum, hacı adam paramın üstüne konacak değil ya. O da zor durumda, toparlasın kendini, yavaş yavaş verir’ diyordu. Kendi iyi niyetinin kurbanı oldu, ne diyeyim. Biz de çok üzüldük, kahrolduk ama elden gelen bir şey yok maalesef.”
Krizle birlikte bu gibi olayları daha fazla duymaya başladık. İşçilerin maaşlarını ve tazminatlarını ödemeden ortalıktan kaybolan patronların sayısı bir hayli çoğaldı. Belli ki patronlar sınıfı krizin faturasını biz işçilerden çıkarmaya ant içmişler. Ne bir devlet denetimi var, ne de işçilerin alacakları konusunda devletin bir yaptırımı söz konusu. Aksine, yasalar da patronlardan yana işlediği için işçiler bir kez daha mağdur oluyor.
Bilinçsizlik ve örgütsüzlük işçileri gerçekçi ve sağlıklı düşünmekten yoksun bırakıyor. İşçi abimiz, hakkının yenmeyeceğini, yıllardır birikmiş emeğine el uzatılmayacağını düşünerek patronuna güvenirken, patronu ise, tası tarağı toplayıp, işi kılıfına uydurarak ortalıktan yok olmuş. “Bunlar benim kaç yıllık işçilerim, çocuklarının rızkını çalmayayım” diye belli ki hiç düşünmemiş.
İktidar ile bir olan patronlar sınıfı büyük bir pervasızlıkla işçilerin haklarına, ekmeklerine el koyuyor. Patronlar sınıfının işçilere oynadığı ayak oyunlarının sonu gelmiyor. İşçiler olarak bu düzende haklarımızı tek bir yolla; sınıfımızın örgütlülüğüyle koruyabiliriz. Biz işçilerin patronlar sınıfına değil, kendi sınıfımıza güvenmemiz ve örgütlenmemiz gerekiyor.
- Adres Doğru mu?
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
- Sorumluluk Almadan Kazanım Elde Edemeyiz
- Topluma Fildişi Kulelerden Bakmak
- Mücadele Edenler Mutlaka Kazanır!
Son Eklenenler
- Antep Başpınar Organize Sanayi Bölgesinde sefalet zammına karşı direnişe geçen tekstil işçilerinin mücadelesi yasaklarla, baskı ve saldırılarla engellenmeye çalışılıyor. 14 Şubat günü, tüm saldırılara rağmen direnişlerini sürdüren Başpınar...
- Ağız ve Diş Sağlığı Merkezleri (ADSM), Ağız ve Diş Sağlığı Hastaneleri (ADSH) ve devlet hastanelerinde çalışan diş hekimleri ve sağlık çalışanları “Yüksek MHRS sayıları, kısıtlı süreler, eksik istihdam, sağlıksız ve güvenli olmayan birimler, düşük...
- Türkiye’de yasalarda her işçinin özgürce sendikaya üye olabileceği yazıyor. Ama resmi istatistiklere göre çalışanların yüzde 85’inden fazlası sendikasız. Sendikalı çalışmak yasal olmasına ve ücret, ikramiye, sosyal haklar bakımından avantajlar...
- Çok açık ki iktidarın “Aile Yılı” ilan etmesi aileler refaha kavuşsun diye değil, sermayenin ve iktidarın çıkarları içindir. İşçi aileleri için daha büyük yoksulluk, daha kötü çalışma koşulları, acı ve gözyaşı, hatta ölüm getireceği sır değildir.
- Almanya'da Ocak ayı boyunca Berlin, Münih, Hanover, Hamburg ve Nünberg gibi büyük kentlerde hükümetin aşırı sağ ve ırkçı politikalarına karşı çok sayıda sendikanın, göçmen topluluklarının ve demokratik kitle örgütlerinin katılımıyla büyük çaplı...
- Gebze Plastikçiler OSB'de bulunan Chinatool Otomotiv’de grevin 4. gününde, Kocaeli Çayırova'daki Green Transfo Energy'de ise grevin 51. gününde anlaşma sağlandı.
- İzmir Gaziemir’deki Ege Serbest Bölgede bulunan Digel Tekstil’de işçiler, düşük ücret zammına tepki gösterdiler ve hakları için sendikalı oldular. Ancak Digel Tekstil patronları işçilerin zam talebini duymazlıktan geldi, sendika haklarını yok saydı...
- Ankara’nın Nallıhan ilçesinde bulunan Kömür İşletmeleri AŞ (KİAŞ) bünyesindeki Çayırhan Termik Santrali ve maden sahalarında çalışan işçiler, 10 Şubatta özelleştirmeye karşı Ankara’ya yürüyüş başlatmışlardı. 13 Şubatta Hazine ve Maliye Bakanlığı...
- 13 Şubat 2024’te Erzincan İliç’te SSR Mining ve ortağı Çalık Grubunun tarafından işletilen Çöpler Altın Madeninde siyanürlü toprak kaymış, 9 işçi toprak altında kalmış, cenazelerine aylarca ulaşılamamıştı.
- Antep'te direnişlerin yaygınlaşması, işçilerin ortak eylemler yapması, birlik içinde hareket etmeye yönelmesi ve pek çok örnekte mücadelelerini başarıya ulaştırmaya başlaması üzerine patronlar baskılarını arttırdı. Gaziantep Valiliği ise 13 Şubatta...
- Soma, Ermenek, Amasra, İliç madenci katliamları, Çorlu tren katliamı, Elazığ, İzmir, 6 Şubat depremleri, orman yangınları ve sel felaketleri, Hendek havai fişek fabrikası ve Balıkesir mühimmat fabrikası patlamaları, yüzlerce iş cinayeti ve son...
- Yeni yılın ilk günlerinde MÜSİAD toplantısında konuşan Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek patronlara “biz sizin daha çok para kazanmanızı istiyoruz” dedi. Patronlar tarafından alkışlanan Bakan, tam da bunu yapıyor, patronların kazanması için...
- Cep telefonu hayatımıza gireli yaklaşık 30 yıl, akıllı telefonun hayatımıza girmesi ve jet hızıyla yayılması ise 10-15 yıl oldu. Bu nedenle akıllı cep telefonumuz 1 saat kapalı kalsa kendimizi adeta nefessiz kalmış hissediyoruz.