Buradasınız
Patronların Yasakları Bitmek Bilmiyor!
Esenyurt’tan bir kadın işçi
Patronların yasakları bitmek nedir bilmiyor. Biz işçilere yüklendikçe yükleniyorlar. Kurallar, disiplinler, bitmek bilmeyen uyarılar, bizi artık yetişemez hale getiriyor bu yasaklara uymak. En insani ihtiyacımız olan tuvalet ihtiyacını patronlar gereksiz görmekteler. Bizleri tuvaletten caydırmak için çeşit çeşit uygulamalar çıkarıyorlar. Bunlardan bazıları şöyle: tuvaleti kilitleme, suları kapama, kart okutarak gitmek ve bu sayede içeride ne kadar kalındığının sürekli takip altında tutulması, beş dakikadan fazla içeride kalmamak, izin almadan gitmemek, günde iki kez tuvalete gitme izni gibi yasaklarla bir insanın tuvalete gitmesinin önemli bir gereksinim olduğunu bizlere unutturmak için yoğun bir çaba sarf etmekteler.
Tüm bu yasaklamaların yanı sıra, daha önce karşılaşmadığım yeni bir uygulamaya gittiğim bir tekstil firmasında şahit oldum. İş saatinde tuvalete gitmek kesinlikle yasak! Su istemek de aynı şekilde yasak. Bunun yerine günde iki kez 10’ar dakikalık tuvalet ve su molası veriliyor. Yani herkesin tuvalet ihtiyacını toplu halde planlamış oluyor patronlar. Hadi kızlar ve erkekler tuvalete, ihtiyaç molası! Tabii bir kısım tuvalet önünde sıra oluştururken, bir kısım da su sırasında şişelerini dolduruyor, her ikisini de yapmaktan vaz geçenler bu haklarını sigara içmek için kullanıyor. İşçiler verilen molalarla bu sayede vaktin iyi geçtiğini düşünüyorlar. Bu doğru; çalışma saatinin uzunluğu, işin temposu, yoğun sıcaklık, psikolojik baskılardan bir an olsun uzaklaşmak için bu molalar işyerini çekilir hale getiriyor. Ama başka bir doğru da var ki, bu yasakçı uygulamalar vücudumuzda tuvalet ihtiyacımızı ertelemekten dolayı çeşitli rahatsızlıklara sebep oluyor. Bunlardan en önemlileri de böbreklerde rahatsızlık, idrar tutmaktan kaynaklı yanma, kabızlık gibi çeşitli rahatsızlıklara maruz kalıyoruz. Tabii patronların vakit çabuk geçsin, işçiler de işten keyif alarak çalışsınlar diye mola vermediği ortada. Başta da söylediğim gibi patronların her alandaki saldırısı bizim en insani ihtiyacımız olan tuvalet ihtiyacında da kendini göstermektedir. Patronun bu uygulamayı yapmasının sebebi makinanın bir an olsun durmasını istememesidir. Tüm işçileri gözünün önünde denetim altında tutmak ve şunu demek istiyor; sen istediğin zaman değil ben istediğim zaman ihtiyaçlarını gidereceksin. Bu da patronların nasıl azgınlaştıklarını, yaptıkları uygulamalarla kendini göstermektedir. Tüm bu yasakçı uygulamaların ortadan kalkması, işçilerin örgütlü mücadelesinden geçmektedir.
Uyan ve Haykır Öfkeni
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
- Sorumluluk Almadan Kazanım Elde Edemeyiz
- Topluma Fildişi Kulelerden Bakmak
- Mücadele Edenler Mutlaka Kazanır!
- “Geçmiş Olsun” Yerine “Rapor Almayın”
Son Eklenenler
- İzmir’in Bayraklı Belediyesi’nde ücret kesintilerine karşı mücadele sürüyor. Maaşlarındaki haksız kesintileri 14 Mayıstan beri çeşitli eylemlerle protesto eden Tüm Bel-Sen üyesi kamu emekçilerinin ardından aynı belediyede çalışan DİSK Genel-İş 6 No’...
- Filistin halkının İsrail devleti tarafından topraklarından zorla çıkarılıp sürgün edildiği, binlercesinin öldürüldüğü, yüzlerce köy ve kasabanın yakılıp yok edildiği “Nakba” yani “Büyük Felaket”in üzerinden 76 yıl geçti. On yıllardır zulüm altında...
- Adıyaman: Besni OSB’de üretim yapan Mega Polietilen fabrikası işçileri 8 Nisanda BİRTEK-SEN öncülüğünde ücret gaspına karşı direniş başlatmışlardı. Direniş çadırları yakılan işçiler, baskı ve saldırılara rağmen devam ettirdikleri mücadeleleri sonucu...
- 2024 1 Mayıs’ını geride bıraktık. İşçi sınıfı tüm dünyada talepleriyle alanlara çıktı. Ben de örgütlü bir petrokimya işçisi olarak mücadele örgütümüz UİD-DER ile alanlara çıktım. UİD-DER’le işçi sınıfımızın patronlar sınıfına karşı sıkılı yumruğuyla...
- Öyle bir sloganla, öyle bir umut ışığıyla çıkmalı ki yola, her dokunuşun, her haykırışın binlerce kilometre uzaktaki insanın dahi evindeki sıcaklık, yüreğindeki nasırlaşmış yaraya merhem olsun. Emeğin satılması diye bir cümlenin ağırlığı altında...
- “İşçi sınıfının Süleyman’ı”, işçilerin hocası Süleyman Üstün, 19 Mayıs 2007’de 80 yaşında hayatını kaybetti. Aslen öğretmen olan Süleyman Hoca, 1970’lerde DİSK’e bağlı sendikalarda işçilere eğitim vermeye başladı. Lastik-İş Sendikasının...
- “Diplomanıza ekleyeceğiniz her belge birdenbire size tüm kapıları açacaktır.” Üniversitede kariyer gelişimi dersinde hocamızın bizlere söylediği sözler bunlar. Bu dersin amacı kariyer planı yapıp ileriye dönük hedefler belirleyerek, “Daha rahat...
- Gün ağarıyor işçi semtlerinde/ Bir hareketlilik başlıyor / Ve sesler yükseliyor sokak aralarında/ Gelen bu sesler, bu sesler/ Bir haykırış bir isyan bir direnişin sesi/ Fabrikalardan taşıyor işçiler
- Tarihin en büyük filozoflarından biri olan Aristo, bundan yaklaşık 2300 yıl önce yazdığı bir eserine şu cümleyle başlar: “Bütün insanlar doğal olarak bilmek ister.” İnsanı insan yapan, onu doğadaki diğer canlılardan ayıran başlıca unsurlardan biri...
- Kapitalist sistem toplumun çoğunluğunu oluşturan işçi sınıfına, bu sınıfın bir parçası olan gençlere söz hakkı tanımıyor. Pek çok sorun yaşıyoruz ama itiraz hakkımız yok sayılıyor. Ağır çalışma koşullarına itiraz ediyorsun, patron “beğenmiyorsan...
- İktidarın 2024 yılı için “büyük zam” müjdeleriyle açıkladığı asgari ücret ve emekli maaşı zamları, yılın daha ilk üç ayında enflasyon yüzünden güneş gören kar gibi eridi. Milyonlarca emekliye reva görülen 10 bin liranın sefalet maaşı olduğu, asgari...
- Motokurye olarak çalışan Balıkesir Üniversitesi öğrencisi 20 yaşındaki Ata Emre Akman, 11 Mayısta sipariş bırakmaya gittiği adresten ayrılırken defalarca bıçaklanarak öldürüldü. Ata Emre’nin ölümünden sonra ülkenin pek çok kentinde protesto...
- Merhaba dostlar; bizler İstanbul’dan bir grup öğretmen olarak 1 Mayıs coşkusunu bu sene yine UİD-DER ile birlikte yaşadık. Rejimin baskılarının arttığı, işçi ve emekçilerin nefes alamadığı bir dönemde bizler alanlarda taleplerimizi haykırdık, dost...