Buradasınız
Patronumuz Bizi Birbirimize Düşürmek İstedi Ama Tutmadı!
Gebze’den bir otomotiv işçisi

Ben otomotiv sektöründe çalışan bir enjeksiyon işçisiyim. Fabrikada otomotiv parçaları üretiyoruz. Ve ben kendimden onlarca kat büyüklüğünde bir makinede çalışıyorum. Ben ve iş arkadaşlarım sürekli ayakta çalışıyoruz. Enjeksiyon makinesinin kalıbından çıkan parçayı çok hızlıca alıp hemen makinenin kapısını kapatıyoruz. Bu işlemi akşama kadar yüzlerce kez yapıyoruz. Zamanla kollarımız tutmaz oluyor. Ama buna rağmen dayanıyoruz. Bütün bunlara ay sonunda üç beş kuruş elimize geçsin diye katlanıyoruz, istenen üretim sayısını çıkarmak için parçalanıyoruz adeta. İşte kardeşlerim, bütün bu eziyetler bize az geliyormuş gibi bakın patron bize neler yaptırmaya çalıştı!
İki hafta önce usta yanıma gelip, artık arasında kaldığım iki makineye tek başıma bakmam gerektiğini söyledi. Karşı makinede çalışan arkadaşımı da başka yere gönderdi. Usta yeni bir üretim için kalıbı değiştirmeye başladı. Ben öfkeden ateş püskürüyordum çalışırken. Usta benimle dalga geçiyordu. Ben iki makinede çalışınca üşümezmişim, hasta olmazmışım diye bir sürü laflar zırvaladı. Ben de hiç cevap vermedim ve beni makineye çağıracağı anı bekledim. Bir taraftan da makinesinden alınan arkadaşımın bana doğru baktığını fark ettim. Sanki benim iki makineyi çalıştırmamam için dua eder gibiydi. Neyse usta kalıbı bağlayıp ayarlarını yapmıştı ve beni yanına çağırdı. Ben bir yandan arkadaşımın bana bakışlarındaki manayı düşündüm. Bir yandan da “acaba bu iki makine bana kalır mı?” diye de endişeli idim. “Haydi bakalım, başla” dedi usta. Sanki maaşımın iki katını verecekmiş gibi konuşuyordu. Ama maaşımın iki katını vermeyeceği çok kesindi. Sadece bana gaz verip arkadaşımı hem satmamı hem de işsiz bırakmamı istiyordu. Eğer ben de ustanın dediğini yapmış olsaydım, patronun ekmeğine yağ sürmüş olacaktım.
Makine çalıştı ben önce normal çalıştığım makineye yoğunlaştım. Diğer makineye ancak beş parçada bir bakabiliyordum. Kısa zamanda çift basılan ürünlere bakma şansım olmadığına göre hep bozuk gidiyordu. Usta yanımdan ayrıldı bir süre gelmedi. Dolandı sağda solda bir saat sonra tekrar geldi. “Ben yaparsın demiştim” dedi ve kasaya elini uzattı, suratı asıldı. İstediği şeyi göremeyince, kaşlarını çattı. O makinede çalışan arkadaşımı geri çağırdı, “gel bu makinede çalışacaksın sen” dedi. Arkadaşım koşarak makineye geldi. Çok sevinmişti, yüzünden belliydi. Ne de olsa ekmek davası idi. Ben de bu davada yalnız olmadığını göstermeye gayret ettim. Epey zaman sessizce çalıştıktan sonra bana dönüp “senin iki makinede çalışmayacağını biliyordum” dedi. Ben de “çalışmam zaten, iki makinede canım çıkar” dedim. “Sağ ol ya benim bu işe ihtiyacım var, çünkü kredi kartı borcum var, banka da ha bire faiz yüklüyor, taksitleri kaçırmamam gerek” dedi.
Gerçek zaten ortadaydı. Ben tek başıma bir makineye ancak bakabiliyordum. İkincisine bakmam mümkün değildi. Ama tersini de yapabilirdim ustanın ve patronun gözüne girip kendimi farkında olmadan tüketmeye niyetim olsaydı. Bu örnekte arkadaşım da bir şey görmüş oldu ki, birlikte birbirimiz için iyi şeyler yapmanın biz işçilere çok yönlü faydası dokunur. Birkaç gün sonra usta aynı numarayı başka arkadaşlar üzerinde denemeye çalıştı ama biz birbirimizden güç aldığımız için başaramadı. Fabrikada en hırslı çalışıp sayıları yükselten arkadaşımız bile yanıma gelip içini dökmeye karar vermişti. Bana evdeki sorunlarını unutmak için kendini işe verdiğini ve bu yüzden de ne kadar sayı yaptığının farkında olmadığını, ama aslında bizim çok çalışıp az para aldığımızı söyledi. Bir kez daha birlikte hareket etmenin faydasına kendi gözümüzle şahit olduk.
Biri Ulaşım Sorunu mu Dedi?
Genel-İş Van Belediyesi’nde TİS İmzaladı
- Çare Sınıfımızda ve Örgütlü Mücadelemizde
- “Eşim Öyle Yerlere İzin Vermiyor”
- Hafta Tatili Haktır, Gasp Edilemez!
- Adres Doğru mu?
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
Son Eklenenler
- Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Ankara Adalet Bakanlığı önünde, Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile işten atılan emekçilerin görevlerine iade edilmesi talebiyle basın açıklaması düzenledi.
- Türkiye’de her yıl 3-9 Eylül tarihleri arası Halk Sağlığı Haftası olarak kutlanıyor. Sağlık Bakanlığı, Halk Sağlığı Haftasının amacını “halkın sağlığını korumak, geliştirmek, sağlık için risk oluşturan faktörlerle (bulaşıcı hastalıklar, çevresel...
- Kozasından çıkmaya çalışan kelebeğin hikâyesini bilir misiniz? Bir adam ormanda yürürken, bir kelebeğin kozasından çıkmaya çalıştığını görür. Saatlerce, kelebeğin küçücük bir delikten çıkmak için verdiği mücadeleyi izler. Ancak bir süre sonra...
- Yalova’da bulunan Sefine Tersanesi işçileri, patronun çalışma koşullarında yaptığı tek yanlı değişikliğe karşı direnişe geçti. Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’nın (SYDV) grevi beşinci gününde anlaşmayla sonuçlandı. Artvin Şavşat Belediyesinde...
- Milyonlarca kamu emekçisinin ve emeklisinin taleplerini boşa çıkaran 8. Dönem Toplu Sözleşme süreci, Kamu Hakem Kurulu tarafından karara bağlandı. Hakem Kurulu, 2026 yılında ilk altı ay için yüzde 11, ikinci altı ay için yüzde 7; 2027 yılı için ise...
- 1 Eylül Dünya Barış Gününde Diyarbakır’dan Ankara’ya pek çok kentte eylemler düzenlendi. Ankara’da Emek Barış ve Demokrasi Güçlerinin çağrısıyla Kolej Meydanında bir araya gelen kitle sloganlar, alkışlar ve zılgıtlar eşliğinde Sakarya Meydanına...
- Bazı zenginlerin “ölmeden yapılacaklar listesi”nde dünyanın en yüksek tepesi olan Everest’e tırmanmak vardır mesela. Zaman zaman sosyal medyada bu insanların “başarı”larını anlatan çeşitli videolar, haberler çıkar karşımıza.
- Şeker-İş Sendikasının örgütlü olduğu Kütahya Şeker Fabrikasında, Mart ayından bu yana süren toplu sözleşme görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine 30 Ağustosta başlayan grev, 3’üncü gününde sürüyor.
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri’nin çağrısıyla İstanbul Kadıköy’de yapılan mitinge binlerce kişi katıldı. Kadıköy Söğütlüçeşme’de toplanan kitle, “Savaşa ve Sömürüye Karşı Demokrasi ve Barış Kazanacak” pankartı arkasında rıhtımdaki miting...
- Türk-İş’e bağlı Koop-İş Sendikasının örgütlü olduğu Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na bağlı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’nın (SYDV) Türkiye genelindeki 1003 kurumunda çalışan 10 bin kamu işçisi 29 Ağustosta greve çıktı.
- Güvenliğin ve danışmanın olduğu katta her 5 dakikada bir “sistemsel hata ve arıza olduğu için tüm katlarda hizmet verilemiyor” şeklinde anonslar yapılıyordu. Önce güvenliğe gidip bu yapılanın yanlış olduğunu, insanlara memurların iş bıraktığının...
- Filler Sultanı ile Kırmızı Sakallı Topal Karınca adlı romanında Yaşar Kemal, sömürülenlerle sömürücüler arasındaki büyük çelişkiyi anlatır. “Çünkü” der, “sömüren güçlü azınlıkla, sömürülen ve güçsüz sanılan çoğunluk, her çağda vardı. Ama bu çelişki...
- İktidarın “Kamu Çerçeve Protokolü” sürecindeki tutumunu protesto etmek için yapılan bir eylemin ardından bir kadın işçi çevresindeki insanlara sordu: “Bu sene hiç kiraz yediniz mi?” Bu soruya evet diyen tek bir kişi çıkmadı. Kilosu 700 lirayı aşan...