Buradasınız
Rant Yüzünden Ölmeye Alışamayız
Gebze’den bir kadın metal işçisi
17 Ağustos 1999 depreminin üzerinden tam 18 yıl geçti. Geçen yıllar depremzede ailelerin acısını daha da derinleştirdi. Yaşanan onca acıdan sonra hâlâ hiçbir önlem alınmıyor, her yer “kentsel dönüşüm” adı altında ranta açılıyor.
1999 depreminden önce, fay hattı üzerindeki araziler rant uğruna imara açılmıştı. İnşa edilen evler üzerinden yapılan soygunun faturası, yoksul işçi kardeşlerimize kesilmişti. O büyük felaket gelip çattığında, 17 Ağustos 1999’da, yoksul insanlar başlarına yıkılan hileli binaların arasında feci şekilde can vermişlerdi. On binlerce insan ağır yaralanmış ya da sakat kalmıştı. Geride kalanlarsa hâlâ o acıları yüreklerinde taşıyarak yaşam mücadelesi veriyorlar. Yaşanan onca acı ve kederden sonra patronlar ve siyasetçiler için değişen hiçbir şey olmadı. Emekçilerin kederli yaşamı hiçbir bakanın, siyasetçinin umurunda olmadı.
Bugün de büyük bir deprem ve tsunami tehlikesinin bizi tehdit ettiği ifade ediliyor. Bu sefer hayatını kaybedecek insan sayısının 500 bin ilâ 600 bin arasında olabileceği söyleniyor. Buna rağmen ne yetkililer ne de siyasetçiler gerekli adımları atmış değiller. İstanbul’daki belirlenmiş toplanma yerlerinden AVM ve gökdelenler yükseliyor. Sahil kenarları doldurulup binalar dikiliyor. Uzmanlar, olası bir deprem anında toplanma yerlerinin yeterli olmayacağını, evlerin %25’inin yıkılacağını, yaklaşık 2 milyon insanın evsiz kalacağını öngörüyor.
Oysa zenginler için durum hiç de böyle değil. Onlar biz işçilerin sırtından kazandıkları servetlerle, güvenli bölgelerde sağlam binalar yaptırıyorlar, kendilerini güvenceye alıyorlar. Sıra bize geldiğinde ise, fay hatlarında, dere yataklarında kurulmuş sağlıksız binaları gösteriyorlar. Güvenli, sağlıklı kentsel dönüşümü hayata geçirseler, rant aşkıyla yanıp tutuşmasalar yaşanan felaketler büyük ölçekte önlenebilirdi. Ama hükümet bunu yapmak yerine bize “depremlere, afetlere alışmalıyız” diyor. Tıpkı iş kazalarına alışmamızı istedikleri gibi. Ne rant için ne kâr için ölmeye alışacağız! Kapitalist sömürü düzenine ve yarattığı felaketlere karşı mücadele edeceğiz!
“Gelin” Kadınlar Bir Olalım!
Mersin’de İş Cinayeti
- Adres Doğru mu?
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
- Sorumluluk Almadan Kazanım Elde Edemeyiz
- Topluma Fildişi Kulelerden Bakmak
- Mücadele Edenler Mutlaka Kazanır!
Son Eklenenler
- Ankara’dan UİD-DER’li işçiler olarak özelleştirmeye ve hak gasplarına karşı eyleme geçen Çayırhan Termik Santrali ve Linyit İşletmesi işçilerini eylem alanlarında ziyaret ettik. 20 Kasımda maden işçileri iş bırakarak direnişe başlamış, ardından...
- “Eğer öleceksem, burada size karşı mücadele ederken öleceğim. Benim düşmanım sizsiniz. Vietnamlılar ya da Çinliler, Japonlar değil. Benim düşmanlarım ben özgürlüğümü istediğimde buna karşı duranlardır. Adalet istediğimde buna karşı duranlardır....
- Adana’da SASA Polyester’in PTA tesis şantiyesinde Gemont Endüstri adlı taşeron şirket bünyesinde çalışan inşaat işçileri gasp edilen 2 aylık ücretleri ve tazminatları için 20 Kasımdan beri fabrika önünde eylem yapıyor. Yapı ve Yol İşçileri...
- Hatay’ın Payas ilçesinde bulunan Atakaş Çelik fabrikasında Birleşik Metal-İş üyesi üç işçi, geçtiğimiz günlerde işten çıkarılmıştı. UİD-DER’li işçiler olarak fabrika önünde direniş başlatan işçilere direnişin beşinci gününde dayanışma ziyaretinde...
- “Her şeyin içinde ve her şeyin dışındayız”. Bu söz bir market çalışanı arkadaşımın ağzından işçilerin yaşamını özetleyen bir söz olarak döküldü. Uzun zamandır büyük bir mağazada çalışan arkadaşım, marketin günlük cirosunun rekorlar kırmasına rağmen...
- 40 yıllık kısacık yaşamına yüzlerce hikâye ve roman sığdıran Amerikalı sosyalist yazar Jack London 22 Kasım 1916’da hayatını kaybetti. Aradan geçen uzun yıllar London’ın eserlerinin güncelliğinden hiçbir şey kaybettirmedi. Çünkü o işçi sınıfının...
- Ankara’nın Nallıhan ilçesinde bulunan Kömür İşletmeleri AŞ (KİAŞ) bünyesindeki Çayırhan Termik Santralinde çalışan madenciler, madenin özelleştirilmesine karşı 20 Kasımda direnişe başladı. Sabah 08.00’de gece vardiyası dışarı çıkmadı, gündüz...
- Emperyalist savaş Ortadoğu başta olmak üzere dünyanın her yerinde kendini hissettiriyor. Egemenler yıllık bütçelerin büyük kısmını “savunma” adı altında savaş sanayisine ayırıyorlar. Burjuva siyasetçilerin politikaları hızlı bir şekilde sertleşiyor...
- Fotoğraftaki reklam panosu kaldırımın ortasında duruyor, gündüz gece. Arka tarafında medya maymunu Hülya Avşar sanki “hadi EYT’liler koşun, sakın geç kalmayın” dercesine sırıtıyor. Mağazada çalışan genç işçi kızımıza EYT reklamını sordum. Kendine...
- Bağımsız Maden-iş üyesi Fernas Madencilik işçilerinin direnişi çeşitli sendika ve işçi örgütlerinin desteği ile kazanımla sonuçlandı. Fernas patronu Ocak 2025’te işçilerin ücretlerine zam yapılmasını ve atılan işçilerin hak kaybı olmadan işe geri...
- Fransa’da devlet demiryolu şirketi SNCF’de örgütlü CGT-Cheminots, UNSA-Ferroviaire, SUD Rail ve CFDT-Cheminots sendikaları, 11 Aralıkta süresiz grev kararı aldı. Dört demiryolu sendikası, grev kararını SNCF’nin yük taşımacılığı birimi olan SNCF Fret...
- Gürcistan’ta madencilik şirketi Georgian Manganese’e ait Zestafoni ferroalyaj tesisi ve Chiatura manganez madeni 1 Kasımdan Nisan 2025’e kadar üretimi durdurduğunu açıkladı. Gürcistan’ın en büyük madencilik şirketi Georgian Manganese’in tesislerinde...
- Çocukların mutlu olduğu, gelecek endişesi taşımadığı, ayrımcılığa maruz kalmadığı; eşitlik, özgürlük, barış dolu bir dünyada yaşamalarını kim istemez ki? Fakat biliyoruz ki dünyamız çocuklar için sıcak bir yuva değil. Kol kanat gerdiğimiz...