Buradasınız
Sınıf kardeşlerim benden korkmalıymış!
Yenibosna’dan bir kadın işçi
Sektörünün büyük sayılan fabrikalarından birinde çalışan bir tekstil işçisiyim. Geçenlerde maaş zammımız açıklandı. Bana verilen zam tam tamına 20 YTL. Müdüre gidip sordum bu parayı nasıl değerlendireyim, faize mi yatırsam yoksa döviz mi alsam diye.
Meğer benden pek şikayetçiymiş. İşini doğru yapmak, iyi çalışan (işçi diyemiyor bir türlü) olmak için yeterli değilmiş. İş saatleri dışında işi ne kadar düşünüyor muşum! Hafta sonu eğitimlerine neden katılmıyor muşum! Firmanın müşterileriyle kişisel bağlar geliştirmem, onları sık sık kişisel sohbet için aramam, hatta onlarla yemeğe çıkmam gerekirmiş. Kendisi öyle yaparmış! Hayatımız işimiz olmalıymış! Kendisininki öyleymiş! Üretimlerini kontrol ettiğim işçi arkadaşlarım benden korkmalıymış! Onlara kötü davranmalıymışım ki, gelip kendisine şikâyet etsinlermiş! Neden işçi arkadaşlarımdan bana yönelik şikâyet gelmiyormuş! Demek ki onlara baskı yapmıyormuşum, yani işimi iyi yapmıyormuşum! Daha nice zırvalıklar...
Bizi sömürdükleri yetmiyormuş gibi bütün bilincimize ve yaşamımıza da sermayenin çıkarları doğrultusunda yön vermeye çalışıyorlar. Uslu, itaatkâr ve yalaka olmamızı istiyorlar. Daha da ötesinde onların verdiği bir sorumluluğu yerine getirirken kendimizi bir halt zannetmemizi, diğer işçi arkadaşlarımıza tepeden bakmamızı istiyorlar.
İşçi sınıfının örgütsüzlük ve bilinçsizlik koşullarında yaşıyoruz. Bu yüzden pek çok işçi arkadaşımız bu tuzağa düşüyorlar. Müdürlerin övgüsüne değer veriyorlar. Müdürle vakit geçirmenin, onlardan övgü duymak istemelerinin kendilerini ne hale düşürdüğünün farkında bile değiller.
Örgütsüzsek birer hiçiz. Aldatılmaya, kişiliğimizi ve onurumuzu yitirmeye müsait durumdayız. Bireysel kurtuluş yolu arayan bir işçinin gideceği yol, onurunu ve haysiyetini yitirerek yalaka haline gelmektir. Üstelik bunun sonucunda kurtuluş da yok. Kullanılıp bir kenara atılmak var. Aklımızı başımıza toplayıp örgütlenmeliyiz. Bunun tersi de doğru: Örgütlenmeden aklımız başımıza gelmeyecek!
- Çare Sınıfımızda ve Örgütlü Mücadelemizde
- “Eşim Öyle Yerlere İzin Vermiyor”
- Hafta Tatili Haktır, Gasp Edilemez!
- Adres Doğru mu?
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
Son Eklenenler
- Yalova’da bulunan Sefine Tersanesi işçileri, patronun çalışma koşullarında yaptığı tek yanlı değişikliğe karşı direnişe geçti. Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’nın (SYDV) grevi beşinci gününde anlaşmayla sonuçlandı. Artvin Şavşat Belediyesinde...
- Milyonlarca kamu emekçisinin ve emeklisinin taleplerini boşa çıkaran 8. Dönem Toplu Sözleşme süreci, Kamu Hakem Kurulu tarafından karara bağlandı. Hakem Kurulu, 2026 yılında ilk altı ay için yüzde 11, ikinci altı ay için yüzde 7; 2027 yılı için ise...
- 1 Eylül Dünya Barış Gününde Diyarbakır’dan Ankara’ya pek çok kentte eylemler düzenlendi. Ankara’da Emek Barış ve Demokrasi Güçlerinin çağrısıyla Kolej Meydanında bir araya gelen kitle sloganlar, alkışlar ve zılgıtlar eşliğinde Sakarya Meydanına...
- Bazı zenginlerin “ölmeden yapılacaklar listesi”nde dünyanın en yüksek tepesi olan Everest’e tırmanmak vardır mesela. Zaman zaman sosyal medyada bu insanların “başarı”larını anlatan çeşitli videolar, haberler çıkar karşımıza.
- Şeker-İş Sendikasının örgütlü olduğu Kütahya Şeker Fabrikasında, Mart ayından bu yana süren toplu sözleşme görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine 30 Ağustosta başlayan grev, 3’üncü gününde sürüyor.
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri’nin çağrısıyla İstanbul Kadıköy’de yapılan mitinge binlerce kişi katıldı. Kadıköy Söğütlüçeşme’de toplanan kitle, “Savaşa ve Sömürüye Karşı Demokrasi ve Barış Kazanacak” pankartı arkasında rıhtımdaki miting...
- Türk-İş’e bağlı Koop-İş Sendikasının örgütlü olduğu Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na bağlı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’nın (SYDV) Türkiye genelindeki 1003 kurumunda çalışan 10 bin kamu işçisi 29 Ağustosta greve çıktı.
- Güvenliğin ve danışmanın olduğu katta her 5 dakikada bir “sistemsel hata ve arıza olduğu için tüm katlarda hizmet verilemiyor” şeklinde anonslar yapılıyordu. Önce güvenliğe gidip bu yapılanın yanlış olduğunu, insanlara memurların iş bıraktığının...
- Filler Sultanı ile Kırmızı Sakallı Topal Karınca adlı romanında Yaşar Kemal, sömürülenlerle sömürücüler arasındaki büyük çelişkiyi anlatır. “Çünkü” der, “sömüren güçlü azınlıkla, sömürülen ve güçsüz sanılan çoğunluk, her çağda vardı. Ama bu çelişki...
- İktidarın “Kamu Çerçeve Protokolü” sürecindeki tutumunu protesto etmek için yapılan bir eylemin ardından bir kadın işçi çevresindeki insanlara sordu: “Bu sene hiç kiraz yediniz mi?” Bu soruya evet diyen tek bir kişi çıkmadı. Kilosu 700 lirayı aşan...
- Mücadele örgütümüz UİD-DER’in saflarında yer almış her işçi kardeşimizden, çoğu zaman övgü dolu sözler duyarız. Bu sözler tesadüf değil, UİD-DER’in sınıf mücadelesinin tarihsel deneyimlerinden süzülüp gelen mücadele kültürünün bir sonucudur. Ben de...
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri, 1 Eylül Dünya Barış Günü kapsamında 31 Ağustos Pazar günü Kadıköy’de bir miting düzenleyeceklerini duyurdu. Miting çağrısı, Mecidiyeköy’de bulunan Tüm Bel-Sen İstanbul Şube binasında 27 Ağustosta...
- Toplamda 6,5 milyon kamu emekçisi ve emeklisini ilgilendiren 8. Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerinde, anlaşma sağlanamadı. Kamu İşveren Heyeti ile konfederasyonlar arasında görüşmeler çıkmaza girdiği için, süreç Kamu Görevlileri Hakem Kuruluna...