Buradasınız
Sabrın Sonu Selamet midir?
Gebze’den metal işçisi bir kadın
Hemen her sektörde, işyerinde, fabrikada işçiler deyim yerindeyse ekmeklerini taştan çıkarıyorlar. Üretim baskısı, iş güvenliği önlemlerinin alınmadığı çalışma ortamları, meslek hastalıkları, uzayan çalışma saatleri ve tüm bunların karşılığında ay sonunu bile getirmeye yetmeyen üç kuruş para! Kuşkusuz alnının terini, gözünün nurunu, bileğinin gücünü satan milyonlarca işçi ne yazık ki hak ettiği değeri görmüyor. Tam tersine patronların gözünde adeta bir köle, bir yük hayvanıyız. Zaten zor ve kahırlı bir yaşantısı olan milyonlarca işçi, ailesi, çocukları ve sevdikleri için canını dişine takıyor, susarak, sabrederek çalışıyor.
Yazın gelmesiyle beraber çalışma koşulları adeta iki kat daha fazla zorlaştı. Termometreler hava sıcaklığını dışarıda 30 derece gösterirken fabrikalarda, işyerlerinde arı gibi harıl harıl çalışan biz işçiler içinse sıcaklık neredeyse 50-60 derece civarında hissettiriyor kendini. Makine başında bayılanlar, fenalık geçirenler oluyor. Lacivert renkli iş tişörtlerimiz çok terlediğimiz için tuzdan bembeyaz oluyor. Tüm bunlar olup biterken bu duruma bir çözüm bulunmasını istediğimizde aldığımız cevaplarsa resmen saç baş yolduracak cinsten oluyor. “Üretim alanı çok büyük burayı soğutmamız mümkün değil” gibi yalanları artık bir kenara bırakan patronlar, gözümüzün içine bakarak büyük bir rahatlıkla ipe sapa gelmez sözler söylüyorlar: “Siz bu kadarcık sıcaktan şikâyet ediyorsunuz ama Arabistan’da da işçiler var, onlar da çalışıyor. Ya onlar ne yapsın? Halinize şükredin!”
Kısacası kendileri klimalı odalarından dışarı çıkmayanlar, kalkıp cehennem sıcağını andıran işyerlerimizde maruz kaldığımız bu muameleye şükretmemizi istiyorlar. Patronlar için önemli olan tek şey onların işlerinin yürümesi, sevkiyatların zamanında hazır hale getirilmesidir. Biz işçilerin ne çalışma koşulları, ne de bizleri mahkûm ettikleri hayat zerre kadar umurlarında değildir. Oysa yeryüzünde, ekmeğimizi kazanmak için gittiğimiz fabrikalarda, işyerlerinde bize cehennemi yaşatanların yaptıklarına, zulmüne ne sessiz kalarak, ne sabrederek, ne de şükrederek son verebiliriz. “Bu da geçer dişimi sıkayım, sesimi çıkarmayayım, biraz daha sabredeyim” dediğimizde bu sabrın sonu selamet değil tam tersine felaket oluyor.
Patronlardan ve onların köhnemiş düzenlerinden insanlık beklemek büyük bir saflık olur. Onların tek derdi kâr etmek ve daha çok sermaye biriktirmektir. Biz işçilerin sırtından servetler kazanmaktır. Peki, ne yapmalı? Bizi iliğimize kadar sömürenlerden, kuru ekmeğe mahkûm edenlerden hesap sormak için tek ses, tek yumruk olmalıyız. Birbirinden farklı notalar bir araya geldiğinde nasıl da dinlemeye doyamadığımız bir müzik çıkarıyorsa ortaya, nasıl sevdiğimiz ahenkli şarkılar oluşuyorsa bizler de tıpkı notalar gibi bir araya gelmeliyiz. Tek başınayken tek bir nota gibi hiçbir anlamı olmayan bizler biraya geldiğimizde muazzam bir bütünlük oluşturabiliriz. Önümüzü tıkamak için yolumuza konmuş taşeron, kadrolu, kadın, erkek, beyaz yakalı, mavi yakalı gibi ayrımları yok ederek bir araya gelmeli ve en muhteşem ezgiyi oluşturmalıyız. Bu ezgi tek bir ağızdan aynı anda çıkan “İşçilerin Birliği Sermayeyi Yenecek” olsun. “Biz üretiyoruz, biz yöneteceğiz” olsun. Birliğimiz gücümüz olsun. Örgütlü olalım. Çünkü örgütlü olmak güçlü olmak demektir.
Kim Kime Ekmek Veriyor?
Gazetemizin 100. Sayısı Çıkıyor!
- Adres Doğru mu?
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
- Sorumluluk Almadan Kazanım Elde Edemeyiz
- Topluma Fildişi Kulelerden Bakmak
- Mücadele Edenler Mutlaka Kazanır!
Son Eklenenler
- 40 yıllık kısacık yaşamına yüzlerce hikâye ve roman sığdıran Amerikalı sosyalist yazar Jack London 22 Kasım 1916’da hayatını kaybetti. Aradan geçen uzun yıllar London’ın eserlerinin güncelliğinden hiçbir şey kaybettirmedi. Çünkü o işçi sınıfının...
- Ankara’nın Nallıhan ilçesinde bulunan Kömür İşletmeleri AŞ (KİAŞ) bünyesindeki Çayırhan Termik Santralinde çalışan madenciler, madenin özelleştirilmesine karşı 20 Kasımda direnişe başladı. Sabah 08.00’de gece vardiyası dışarı çıkmadı, gündüz...
- Emperyalist savaş Ortadoğu başta olmak üzere dünyanın her yerinde kendini hissettiriyor. Egemenler yıllık bütçelerin büyük kısmını “savunma” adı altında savaş sanayisine ayırıyorlar. Burjuva siyasetçilerin politikaları hızlı bir şekilde sertleşiyor...
- Fotoğraftaki reklam panosu kaldırımın ortasında duruyor, gündüz gece. Arka tarafında medya maymunu Hülya Avşar sanki “hadi EYT’liler koşun, sakın geç kalmayın” dercesine sırıtıyor. Mağazada çalışan genç işçi kızımıza EYT reklamını sordum. Kendine...
- Bağımsız Maden-iş üyesi Fernas Madencilik işçilerinin direnişi çeşitli sendika ve işçi örgütlerinin desteği ile kazanımla sonuçlandı. Fernas patronu Ocak 2025’te işçilerin ücretlerine zam yapılmasını ve atılan işçilerin hak kaybı olmadan işe geri...
- Fransa’da devlet demiryolu şirketi SNCF’de örgütlü CGT-Cheminots, UNSA-Ferroviaire, SUD Rail ve CFDT-Cheminots sendikaları, 11 Aralıkta süresiz grev kararı aldı. Dört demiryolu sendikası, grev kararını SNCF’nin yük taşımacılığı birimi olan SNCF Fret...
- Gürcistan’ta madencilik şirketi Georgian Manganese’e ait Zestafoni ferroalyaj tesisi ve Chiatura manganez madeni 1 Kasımdan Nisan 2025’e kadar üretimi durdurduğunu açıkladı. Gürcistan’ın en büyük madencilik şirketi Georgian Manganese’in tesislerinde...
- Çocukların mutlu olduğu, gelecek endişesi taşımadığı, ayrımcılığa maruz kalmadığı; eşitlik, özgürlük, barış dolu bir dünyada yaşamalarını kim istemez ki? Fakat biliyoruz ki dünyamız çocuklar için sıcak bir yuva değil. Kol kanat gerdiğimiz...
- Gebze’de bulunan Grid Solutions ve Schneider Elektrik, İstanbul’da bulunan Hitachi Energy ve Bursa’da bulunan Arıtaş Kriyojenik fabrikaları için Birleşik Metal-İş Sendikası ile MESS arasında yürütülen toplu iş sözleşmelerinde anlaşma sağlanamaması...
- Gün geçmiyor ki her gün bir öncekine rahmet okutacak, canımızı yakan bir olay olmasın. Sistemin iyice çürümesi ve tarifsiz bir bataklığa dönmesiyle birlikte, bu çürümüşlük toplumda derin yaralar açıyor. Bunun sonuçlarından bir yenisi de İzmir’de...
- Bir film sahnesi: İngiltere’de bir madenci bandosu, Rodrigo’nun gitar konçertosunu çalmaktadır. Madencilerin emektar ellerinden ahenkli melodiler akıp giderken arka planda hükümet tarafından kapatılmak istenen bir madenle ilgili toplantılar, yürüyen...
- Bugün 18 Kasım. Türkiye işçi sınıfının mücadele tarihinde önemli bir yer tutan Netaş Grevinin yıldönümü… Netaş işçileri, 12 Eylül 1980 askeri faşist darbesinin baskı koşullarında bile işçilerin örgütlülüğünün patronları alt edebilecek güçte olduğunu...
- UİD-DER, grevlerinin 81. gününde MKB Rondo işçilerine dayanışma ziyaretinde bulundu. “Sermayenin ve İktidarın Saldırılarına Birlikte Karşı Duralım” pankartı ile grev yerine yürüyen işçiler; “MKB İşçisi Yalnız Değildir”, “Yaşasın Sınıf Dayanışması”...