Buradasınız
Sınıflar Nasıl Siyaset Yapar?
![](https://uidder.org/sites/all/modules/lazyloader/image_placeholder.gif)
Gazetemizin bir önceki sayısında işçilerin neden siyaset yapması gerektiğini işleyen yazılar yer aldı. Toplumda egemen pozisyona yükselmiş sömürücü sermaye sınıfının (burjuvazi), işçi sınıfını nasıl siyasetten uzak tuttuğu anlatılıyordu. Siyasetin profesyonel siyasetçilerin işi olmadığı, günlük hayatın her alanında siyaset olduğu ve işçi sınıfının bir sınıf olarak siyaset yapması gerektiği vurgulanıyordu. Peki, ne demek sınıf siyaseti ya da sınıflar nasıl siyaset yapar?
Kim olursak olalım, yaşamımız ve geleceğimiz içinde bulunduğumuz toplum tarafından şekillendirilir. Bugün toplum sınıflara bölünmüştür ve insanların çoğu genel olarak bunun farkındadır. Ancak konu bu sınıfların tanımına geldiğinde kafalar karışır. Bir insan Türk ya da Kürt, Alevi veya Sünni olabilir ama bu kimlikler onun asıl toplumsal kimliğini oluşturmaz! Bir kişinin asıl toplumsal kimliğini belirleyen şey, mensubu olduğu sınıftır. Emek gücünü satan, sömürülen ve yoksulluk altında ezilen bir işçi misiniz yoksa zengin, lüks içinde yaşayan sömürücü burjuva sınıfının bir üyesi mi? Bu ayrımın farkında olmak bir bilinç düzeyidir. Ait olduğu sınıfın farkında olan işçi, karşısında kendisini de sömüren sermaye sınıfı olduğunu bilir.
Bu iki sınıfın toplumda durdukları yer, çalışma ve yaşam biçimleri ve dolayısıyla çıkarları taban tabana zıttır. Öyleyse yaşam ve çıkarları farklı olan sınıfların siyaseti de farklıdır. Özetle siyaset, sınıfsal ve toplumsal çıkarların peşinden koşmak, bu doğrultuda fikirler oluşturup hayata geçirmek üzere mücadele etmektir. Mesela burjuvazi dediğimiz egemen sınıf, sömürü düzenini ayakta tutmak, işçileri sömürmek ve zenginliğini sürdürmek için siyaset yapar. Egemen bir sınıf olduğu ve zenginliği elinde tuttuğu için siyaset dünyasını belirler ve sayısız düzen partisi ona hizmet eder!
Bir de işçi sınıfı cephesinden bakalım: İş saatlerinin düşürülmesi, herkese iş verilmesi, işçilerin gerçek ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde ücretlerin arttırılması; eğitim, sağlık ve ulaşım hizmetlerinin tamamen parasız olması, demokratik hakların genişletilmesi, yaşanabilir kentler oluşturulması, vergilerin asıl olarak zenginlerden alınması, tüm okullarda öğrencilere yemek verilmesi, mezarda emeklilik yasasının kaldırılması işçi sınıfının çıkarınadır. Bu talepler etrafında örülen bir mücadele işçi sınıfı siyasetidir. Üstelik bunlar işçi sınıfının taleplerinin küçük ve en acil kısmını oluşturur. İşçi sınıfının gerçek çıkarı kapitalist sömürüye son vermek, bu doğrultuda siyaset yapmak yani mücadele etmektir. Düzen partilerinin seçimleri kazanmak için kimi vaatler vermesi aldatıcı olmasın, hiçbir düzen partisi saydığımız talepleri savunmaz ve bu doğrultuda siyaset yapmaz.
İşçi sınıfı ile burjuvazinin farklı çıkarlara sahip olduğunu dünyadaki birçok gelişmeye bakarak da görebiliriz. Örneğin sermaye sahiplerinin kontrolündeki devletler, nüfuz ve pazar alanlarını paylaşmak için rekabet ederler! Bu rekabet büyüdüğünde savaş çıkarırlar. Bugün sürüp giden savaşlara bu gözle bakalım! Peki, sermaye sınıfı çıkarları için dünyayı ateşe verirken kimler ölür, kimler yerini yurdunu terk eder, kimler acı çeker? Yahut iklim krizini düşünelim. Her şeye kâr gözlükleriyle bakan sermaye sahipleri doğaya geri dönüşü olmayan zararlar veriyorlar. Çıkarlarını doğadan, yaşamdan, insandan daha önemli görüp siyaseti buna göre şekillendiriyorlar. Yani onların çıkarına olan, dünyadaki emekçi çoğunluğun zararına oluyor!
Bu yüzden kâr düzenini ayakta tutmak üzere yürütülen burjuva siyaset kirlidir, çirkindir. Oysa insanın insana kul köle olmasına karşı çıkan işçi sınıfının siyaseti, insanlığın ve doğanın kurtuluşunu hedefler. İşçi sınıfının siyaseti emekçilerin savaşlarda birbirine kırdırılmasına karşıdır. Bir insanın inancından, kültüründen, cinsiyetinden, etnik kimliğinden dolayı ayrımcılığa uğramasına karşı mücadele eder. İşçi sınıfı siyaseti savaşsız, sınıfsız, sömürüsüz bir dünyanın kapılarını açmayı, yaşamı anlamlı ve güzel kılmayı, yeryüzü cenneti kurmayı amaçlayan bir siyasettir. İnsanlığın umududur, geleceğidir.
Fakat işçi sınıfı bir sınıf olarak örgütlenip gücünü birleştiremediği için bu siyaseti hayata geçiremiyor. Bunun bedelini işsizlik, yoksulluk, güvencesizlik, savaş, göç gibi nice ağır toplumsal soruna, acı ve yıkıma maruz kalarak ödüyoruz. Bu cendereyi kırmak için UİD-DER gibi sınıf örgütlerimizde birleşmeli ve işçi sınıfı siyasetinin mücadelesini vermeliyiz. Kapitalist toplumda nasıl ki sınıfların dışında kalamıyorsak siyasetin dışında kalmak diye bir şey de yoktur!
- Zulme Karşı Çıkmanın Mutlaka Bir Yolu Vardır
- “Kendimiz İçin Yürüdük…”
- Umut Şarkılarını Birlikte Söyleyelim!
- Bahis Oyunu Aslında Kimin Oyunu?
- Depremin Yaraları Kanamaya Devam Ediyor
- Ne Kadar Vergi Veriyoruz, Karşılığında Ne Alıyoruz?
- Dert Bizde Derman Ellerimizde, Birliğimizdedir!
- İşçi Dayanışması 195. Sayı Çıktı!
- Direnç Çiçekleri İşçi Sınıfının Bağrında Filizlenir
- Anne Karnında Başlayan Eşitsizlik
- Sendikal Örgütlülük Kâğıt Üstünde Kalmasın
- Tarihin Bir Yankısı: Sınıfına İnan, Gücüne Güven!
- Bu Fikirleri Kimler Üretiyor?
- Kamuda Tasarruf Paketinden Payımıza Düşenler
- Kapitalizm Yıkılmadan İnsanlık Nefes Alamaz!
- İşçi Dayanışması 194. Sayı Çıktı!
- Bir Müthiş Bahtiyarlık: “Anlamak Gideni ve Gelmekte Olanı”
- Bir Şarkının İzinden: Bir Yere Gitmiyoruz!
- Acımız Öfkeye, Öfkemiz Mücadeleye Dönüşsün!
- İsrail’le Ticaret ve Sermayenin Fıtratı
- Zulme Karşı Çıkmanın Mutlaka Bir Yolu Vardır
- “Kendimiz İçin Yürüdük…”
- Bahis Oyunu Aslında Kimin Oyunu?
- Depremin Yaraları Kanamaya Devam Ediyor
- Ne Kadar Vergi Veriyoruz, Karşılığında Ne Alıyoruz?
- Dert Bizde Derman Ellerimizde, Birliğimizdedir!
- Direnç Çiçekleri İşçi Sınıfının Bağrında Filizlenir
- Sendikal Örgütlülük Kâğıt Üstünde Kalmasın
- Tarihin Bir Yankısı: Sınıfına İnan, Gücüne Güven!
- Bu Fikirleri Kimler Üretiyor?
- Kamuda Tasarruf Paketinden Payımıza Düşenler
- Kapitalizm Yıkılmadan İnsanlık Nefes Alamaz!
- Bir Müthiş Bahtiyarlık: “Anlamak Gideni ve Gelmekte Olanı”
- Bir Şarkının İzinden: Bir Yere Gitmiyoruz!
- Acımız Öfkeye, Öfkemiz Mücadeleye Dönüşsün!
- İsrail’le Ticaret ve Sermayenin Fıtratı
- İşçi Sınıfının Mücadele Saflarını Güçlendirelim
- Her İşyerine, Her Mahalleye Kreş İstiyoruz!
- Hayat Pahalı Ama Hayatımız Çok Ucuz!
- “Neyin Yoksa Ondan Sakın Vazgeçme Oğlum”
Son Eklenenler
- İstanbul 112 Ambulans çalışanları ve SES İstanbul Şubeleri, 26 Temmuz Cuma günü Avrupa İl Ambulans Servisi Başhekimliği binası önünde, yaşanan sorunlara çözüm bulunması talebiyle basın açıklaması gerçekleştirdi. Yapılan basın açıklamasına 112...
- Otoriter, faşist rejimlerin iktidarda olduğu dönemlerde toplumsal değerler aşındırılır, insanlar yalnızlaştırılır, bencillik ve bireycilik daha fazla öne çıkar. Zulme ve haksızlığa karşı çıkmak aptalca, kişisel çıkarları ön planda tutmak, bunun için...
- Kemal Türkler anılırken yaşadığı dönemle ve mücadele arkadaşlarıyla, sınıf mücadelesinde elde ettikleri kazanımlarla anılıyor. Bize öyle önemli bir miras bırakmış ki katledilişinin 44. senesinde bizler onu hâlâ aramızda ve kavgamızda hissediyoruz....
- İstanbul Çatalca’da bulunan, sucuk, salam, sosis gibi işlenmiş et ürünleri üretimi yapılan Polonez’de baskılar ve hukuksuzluklar artıyor, işçiler de sendikal haklarına sahip çıkmaya devam ediyor. Tekgıda-İş Sendikasının yeterli çoğunluğu sağlayarak...
- Siyasi iktidar Türkiye’nin dört bir yanını maden şirketlerine peşkeş çekmeye devam ediyor. Son olarak Emsa Enerji ve Madencilik şirketi Tokat’ta 30’dan fazla köyün yaylası ve su havzası olan Sorhun Obasında altın aramak için sondaj çalışmalarına...
- Sermaye sınıfının sendika düşmanlığına ve ücret gasplarına karşı işçilerin ve emekçilerin mücadeleleri sürüyor. İstanbul Çatalca’da Polonez işçileri patronun sendika düşmanlığına karşı direnişe geçti. Şişli Belediyesi işçileri ücretlerinin eksiksiz...
- “Fabrikadaki çoğu kadın 600-700 işçiye haklarının ellerinden gideceğini anlattığımızda protestoya katılmayı tereddütsüz kabul ettiler. Fabrikada sendikasız işçi yoktu. Kadınlar erkeklerden daha bilinçliydi. Sınıfsal olarak da meseleyi biliyorlardı....
- Başka dilde bir şarkı söylendiğinde sözlerini anlamayız. Yine de şarkıda akan hisler yüreğimize kolaylıkla işler. Elbette müziğin gücü ve evrenselliğidir bu. Ancak esas güç, egemenlerin ne yaparlarsa yapsınlar önüne geçemeyecekleri duygudaşlık...
- DİSK’in kurucusu, Maden-İş’in Genel Başkanı, Türkiye işçi sınıfının unutulmaz önderi Kemal Türkler, katledilişinin 44’üncü yılında Topkapı Mezarlığındaki mezarı başında anıldı. 22 Temmuzda gerçekleştirilen anmaya DİSK’e bağlı sendikaların üye ve...
- Türkiye işçi hareketinin yükselişe geçtiği 1960-1980 arası dönemi düşündüğümüzde bu yükselişe büyük katkısı olan Maden-İş geleneğini ve Maden-İş Genel Başkanı Kemal Türkler’i anmamak olmaz. Kemal Türkler, bu dönemin sembolü haline gelmiş isimlerden...
- Kemal Türkler… DİSK’in kurucusu, Maden-İş’in unutulmaz önderi… Dürüst, namuslu ve yüreği işçi sınıfından yana atan bir sendikacı… Katledilişinin 44. yıldönümünde büyük işçi önderi Kemal Türkler'i saygıyla anıyoruz.
- Özçelik-İş’in örgütlü olduğu Yolbulan Metal fabrikasında TİS görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine işçiler 20 Haziranda greve başladı. Sakarya Şehir Hastanesi şantiyesinde çalışan İYİ-SEN üyesi taşeron işçilerinin ücret gaspına karşı 22...
- Bangladeş’te kamu sektöründe istihdam kotasına karşı öğrencilerin başlattığı protestolar büyüyerek devam ediyor. Kamu sektöründe kota sisteminin kaldırılmasını talep eden öğrenciler ve emekçiler kamuda işe alımda liyakata dayalı bir sistem...