Buradasınız
Sınıflar Nasıl Siyaset Yapar?
Gazetemizin bir önceki sayısında işçilerin neden siyaset yapması gerektiğini işleyen yazılar yer aldı. Toplumda egemen pozisyona yükselmiş sömürücü sermaye sınıfının (burjuvazi), işçi sınıfını nasıl siyasetten uzak tuttuğu anlatılıyordu. Siyasetin profesyonel siyasetçilerin işi olmadığı, günlük hayatın her alanında siyaset olduğu ve işçi sınıfının bir sınıf olarak siyaset yapması gerektiği vurgulanıyordu. Peki, ne demek sınıf siyaseti ya da sınıflar nasıl siyaset yapar?
Kim olursak olalım, yaşamımız ve geleceğimiz içinde bulunduğumuz toplum tarafından şekillendirilir. Bugün toplum sınıflara bölünmüştür ve insanların çoğu genel olarak bunun farkındadır. Ancak konu bu sınıfların tanımına geldiğinde kafalar karışır. Bir insan Türk ya da Kürt, Alevi veya Sünni olabilir ama bu kimlikler onun asıl toplumsal kimliğini oluşturmaz! Bir kişinin asıl toplumsal kimliğini belirleyen şey, mensubu olduğu sınıftır. Emek gücünü satan, sömürülen ve yoksulluk altında ezilen bir işçi misiniz yoksa zengin, lüks içinde yaşayan sömürücü burjuva sınıfının bir üyesi mi? Bu ayrımın farkında olmak bir bilinç düzeyidir. Ait olduğu sınıfın farkında olan işçi, karşısında kendisini de sömüren sermaye sınıfı olduğunu bilir.
Bu iki sınıfın toplumda durdukları yer, çalışma ve yaşam biçimleri ve dolayısıyla çıkarları taban tabana zıttır. Öyleyse yaşam ve çıkarları farklı olan sınıfların siyaseti de farklıdır. Özetle siyaset, sınıfsal ve toplumsal çıkarların peşinden koşmak, bu doğrultuda fikirler oluşturup hayata geçirmek üzere mücadele etmektir. Mesela burjuvazi dediğimiz egemen sınıf, sömürü düzenini ayakta tutmak, işçileri sömürmek ve zenginliğini sürdürmek için siyaset yapar. Egemen bir sınıf olduğu ve zenginliği elinde tuttuğu için siyaset dünyasını belirler ve sayısız düzen partisi ona hizmet eder!
Bir de işçi sınıfı cephesinden bakalım: İş saatlerinin düşürülmesi, herkese iş verilmesi, işçilerin gerçek ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde ücretlerin arttırılması; eğitim, sağlık ve ulaşım hizmetlerinin tamamen parasız olması, demokratik hakların genişletilmesi, yaşanabilir kentler oluşturulması, vergilerin asıl olarak zenginlerden alınması, tüm okullarda öğrencilere yemek verilmesi, mezarda emeklilik yasasının kaldırılması işçi sınıfının çıkarınadır. Bu talepler etrafında örülen bir mücadele işçi sınıfı siyasetidir. Üstelik bunlar işçi sınıfının taleplerinin küçük ve en acil kısmını oluşturur. İşçi sınıfının gerçek çıkarı kapitalist sömürüye son vermek, bu doğrultuda siyaset yapmak yani mücadele etmektir. Düzen partilerinin seçimleri kazanmak için kimi vaatler vermesi aldatıcı olmasın, hiçbir düzen partisi saydığımız talepleri savunmaz ve bu doğrultuda siyaset yapmaz.
İşçi sınıfı ile burjuvazinin farklı çıkarlara sahip olduğunu dünyadaki birçok gelişmeye bakarak da görebiliriz. Örneğin sermaye sahiplerinin kontrolündeki devletler, nüfuz ve pazar alanlarını paylaşmak için rekabet ederler! Bu rekabet büyüdüğünde savaş çıkarırlar. Bugün sürüp giden savaşlara bu gözle bakalım! Peki, sermaye sınıfı çıkarları için dünyayı ateşe verirken kimler ölür, kimler yerini yurdunu terk eder, kimler acı çeker? Yahut iklim krizini düşünelim. Her şeye kâr gözlükleriyle bakan sermaye sahipleri doğaya geri dönüşü olmayan zararlar veriyorlar. Çıkarlarını doğadan, yaşamdan, insandan daha önemli görüp siyaseti buna göre şekillendiriyorlar. Yani onların çıkarına olan, dünyadaki emekçi çoğunluğun zararına oluyor!
Bu yüzden kâr düzenini ayakta tutmak üzere yürütülen burjuva siyaset kirlidir, çirkindir. Oysa insanın insana kul köle olmasına karşı çıkan işçi sınıfının siyaseti, insanlığın ve doğanın kurtuluşunu hedefler. İşçi sınıfının siyaseti emekçilerin savaşlarda birbirine kırdırılmasına karşıdır. Bir insanın inancından, kültüründen, cinsiyetinden, etnik kimliğinden dolayı ayrımcılığa uğramasına karşı mücadele eder. İşçi sınıfı siyaseti savaşsız, sınıfsız, sömürüsüz bir dünyanın kapılarını açmayı, yaşamı anlamlı ve güzel kılmayı, yeryüzü cenneti kurmayı amaçlayan bir siyasettir. İnsanlığın umududur, geleceğidir.
Fakat işçi sınıfı bir sınıf olarak örgütlenip gücünü birleştiremediği için bu siyaseti hayata geçiremiyor. Bunun bedelini işsizlik, yoksulluk, güvencesizlik, savaş, göç gibi nice ağır toplumsal soruna, acı ve yıkıma maruz kalarak ödüyoruz. Bu cendereyi kırmak için UİD-DER gibi sınıf örgütlerimizde birleşmeli ve işçi sınıfı siyasetinin mücadelesini vermeliyiz. Kapitalist toplumda nasıl ki sınıfların dışında kalamıyorsak siyasetin dışında kalmak diye bir şey de yoktur!
- Artan Zenginliğin Arkasında Büyüyen Yoksulluğumuz
- Kaynakları Tüketen Kim?
- Yaşadım Diyebilmek İçin!
- Sınır Tanımayan Irmaklar Gibi
- İşçinin Değeri Yok mu?
- Geleceğe Dönüşmek, Geleceği Büyütmek
- Sınıf Olarak Birleşelim, Yoksulluğa ve Sömürüye Hayır Diyelim!
- İşçi Dayanışması 197. Sayı Çıktı!
- Esirler Dünyasına Özgürlük Çağrısı: Enternasyonal!
- Ağıt Yakmasın Analar, Umut Türküleri Söylesin
- Hangi Milliyetten Değil Hangi Sınıftan Olduğundur Önemli Olan
- Cep Telefonu, Okul Gezisi ve Hayatın Gerçekleri
- Senin Memleket Nere?
- Sokak Köpeklerinin Katledilmesi Çözüm mü?
- Düşmanlığı ve Savaşları Nasıl Meşrulaştırıyorlar?
- İşçi Sınıfının Sömürüye Karşı Mücadelesi Durdurulamaz!
- İşçi Dayanışması 196. Sayı Çıktı!
- Zulme Karşı Çıkmanın Mutlaka Bir Yolu Vardır
- “Kendimiz İçin Yürüdük…”
- Umut Şarkılarını Birlikte Söyleyelim!
- Artan Zenginliğin Arkasında Büyüyen Yoksulluğumuz
- Kaynakları Tüketen Kim?
- Yaşadım Diyebilmek İçin!
- Sınır Tanımayan Irmaklar Gibi
- İşçinin Değeri Yok mu?
- Geleceğe Dönüşmek, Geleceği Büyütmek
- Esirler Dünyasına Özgürlük Çağrısı: Enternasyonal!
- Ağıt Yakmasın Analar, Umut Türküleri Söylesin
- Cep Telefonu, Okul Gezisi ve Hayatın Gerçekleri
- Senin Memleket Nere?
- Düşmanlığı ve Savaşları Nasıl Meşrulaştırıyorlar?
- İşçi Sınıfının Sömürüye Karşı Mücadelesi Durdurulamaz!
- Zulme Karşı Çıkmanın Mutlaka Bir Yolu Vardır
- “Kendimiz İçin Yürüdük…”
- Bahis Oyunu Aslında Kimin Oyunu?
- Depremin Yaraları Kanamaya Devam Ediyor
- Ne Kadar Vergi Veriyoruz, Karşılığında Ne Alıyoruz?
- Dert Bizde Derman Ellerimizde, Birliğimizdedir!
- Direnç Çiçekleri İşçi Sınıfının Bağrında Filizlenir
- Sendikal Örgütlülük Kâğıt Üstünde Kalmasın
Son Eklenenler
- Uluslararası İşçi Dayanışması Derneği (UİD-DER) üyesi işçiler, grevlerinin 39. gününde olan MKB Rondo işçileri ve aileleri grevlerinin 18. gününde Tarkett grevcilerini ziyaret etti. Dayanışma ziyaretinde “İşçiler Boyun Eğmiyor Mücadele Ediyor”...
- ABD’nin New York’tan Miami ve Houston’a kadar tüm Doğu ve Körfez kıyısı limanlarında 45 bini aşkın liman işçisi toplu sözleşme görüşmelerindeki ücret ve çalışma koşullarındaki anlaşmazlık nedeniyle 1 Ekimde greve gitti. Uluslararası Liman İşçileri...
- Türkiye’de iktidar sözcüleri sık sık “Avrupa bizi kıskanıyor”, “dünya bizi kıskanıyor” diyerek böbürleniyorlardı. Türkiye’nin her tarafında doğalgaz, petrol gibi değerli madenler olduğunu, bu madenleri çıkartarak ekonomide çağ atlayacaklarını iddia...
- Birkaç hafta önce bir ablam ile ettiğim sohbet sonrası kelebeklerin benim için farklı bir anlam kazandığından bahsetmek istiyorum. Sohbet sırasında kelebekleri çok sevdiğimi özellikle de mavi kelebeklerin çok hoşuma gittiğini anlatmıştım. O da mavi...
- Fernas Madencilik işçileri işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemlerinin alınması, ücretlerin arttırılması ve sendikalaştıkları için işten atılan işçilerin geri alınması talebiyle haftalardır mücadele ediyorlar. İşçiler, Soma’dan Ankara’ya yaptıkları 8...
- Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) “Artık Yeter! Geçinemiyoruz! Gelirde, Vergide, Ülkede Adalet İstiyoruz” şiarıyla düzenlediği işçi buluşmalarının sonuncusunu 3 Ekimde Ankara’da Anıt Park’ta düzenlediği mitingle gerçekleştirdi....
- Türkiye’nin çeşitli illerinde grev ve direnişlerden işçiler Emek Partisi milletvekilleriyle birlikte 3 Ekimde Mecliste basın açıklaması gerçekleştirdiler. Sabah saatlerinde Meclis’e gelen işçiler “ziyaretçi yasağı” gerekçe gösterilerek içeri...
- Manisa’nın Soma ilçesinde AKP Batman Milletvekili Ferhat Nasıroğlu’na ait olan Fernas Madencilik’te Bağımsız Maden-İş Sendikasında örgütlendikleri için işten atılan madencilerin direnişi sürüyor. 25 Eylülde Ankara’ya yürüyüş başlatan Fernas...
- Fransa’nın en büyük sendika konfederasyonu Genel İşçi Konfederasyonu CGT’nin çağrısıyla 1 Ekimde Fransa genelinde işçi ve emekçiler greve gitti. İşçiler ücretlerin yükseltilmesini, kamu hizmetlerine ayrılan fonların arttırılmasını, işsizlik...
- Katil İsrail devleti, Gazze’deki saldırılarını bir yıldır sürdürürken Lübnan’a yönelik son saldırılarıyla bölgeyi daha da büyük bir yıkıma sürüklüyor. Gazze’de 42 bine yakın insanı öldüren, Lübnan’ı bombalayarak birkaç günde bine yakın insanı...
- 24 Eylülde Avustralya’nın en büyük sağlık sistemi NSW’ye bağlı çalışan binlerce sağlık işçisi iş bıraktı. Eylül ayı içerisinde 2 kez iş bırakan işçiler, Sidney’deki Hyde Park’tan Parlamento Binasına yürüyerek “yüzde 15 zam istiyoruz” sloganlarını...
- Belediye otobüslerinde boşsa karşılıklı dörtlü koltuklardan şoför tarafında cam kenarına otururum. Oturduğum yerde sola yaslandığımda rahat ederim. Sebebi omurgamdaki eğikliktir. Bedenimdeki daha doğrusu omurgalarımdaki eğikliğin nedeni, 1989 Bahar...
- Siyasi iktidar sürekli ekonominin iyiye gittiğini propaganda ediyor. Muhalifinden yandaşına tüm ekonomistler de ekonominin düze çıkması için hep birlikte fedakârlık yapmamız gerektiğini söylüyorlar. Ekonomi büyüdüğünde patronundan işçisine hepimiz...