Buradasınız
Sisteme Bağımlı Yaşamak
Gebze’den bir lojistik işçisi

Biz işçi ve emekçiler iliklerimize kadar işlemiş olan kapitalist sömürü düzenine ne kadar bağımlı yaşar hale gelmişiz. Öylesine bağımlılık yapmış ki, artık düşünemiyoruz bile. Mesela bir uyuşturucu bağımlısını düşünelim. Uyuşturucu bağımlısı uyuşturucuya bağımlı hale gelmeden önce birisi ona ufak dozajlar halinde o maddeyi vermeye başlar. Uyuşturucu alan kişi ilk başlarda o maddenin onu rahatlattığını düşünür ve o maddeyi almaya devam eder. Bir süre sonra bağımlılık yapmaya başlar ve o maddeden hiç kopamaz hale gelir. Artık beyni o kadar uyuşur ki o maddeden başka bir şey düşünemez. Sonra o maddeyi temin edemediği zaman saldırganlaşır ve çevresine zarar vermeye başlar. Durum artık vahim sonuçlara gitmektedir. O kişi ya bu uyuşturucu müptelasından kurtulacaktır ya da her defasında vücuduna daha fazla uyuşturucu maddesi şırınga ederek ölüme dahi varacak sonuçlar doğuracaktır. Ta ki birisi ona bilinçli bir dost elini uzatana dek.
O dost el, uyuşturucu bağımlısı kişinin olumsuz yanını görse bile o bağımlılık yaptığı maddeden kurtulabilmesi için o kişiyle beraber mücadele edecektir. Bağımlı kişi bu maddeden kurtulabilmek için o bilinçli dost elini ya geri çevirmeyecektir ve damarlarından o zehiri atabilmek için mücadele edecektir, ya da o dost elini geri çevirerek sonunu hazırlamış olacaktır.
Neden bu örneği verdiğimi söylemem gerekirse, baştan dediğim gibi, kapitalist sömürü düzenine bir uyuşturucu bağımlısı gibi bağlanmışız da ondan. Bu kapitalist sömürü düzeni işçi ve emekçi sınıflara o kadar bilinç kaybı yaşatmış ve hâlâ da yaşatıyor ki, tutanacak bir dal arıyoruz. İşte o dal işçi sınıfının örgütlü mücadelesidir. Nasıl patronlar sınıfı ve onun sömürü düzeni bizleri onların bütün gerksinimlerini karşılayabilmek için her türlü araçla uyutmak için bir araya geliyorlarsa biz işçi sınıfı da bilinçli bir şekilde örgütlenip bir araya gelerek damarlarımızda bağımlılık yapan o zehirli sistemi yani kapitalist sömürü düzenini kara leke olarak sonsuza dek tarihe gömebiliriz.
Uyuştuğumuz bu uykudan artık uyanalım. Açlık, yoksulluk, sefalet, iş kazalarında, savaşlarda ölmek bizim kaderimiz değil. Cebindeki paran kadar yaşarsın mantığından vazgeçelim artık. Bu kaderi biz yazmadık ama değişterecek olan da bizim örgütlü mücadelemiz. Uykudan uyanmanın zamanı geldi de geçiyor. Gelin bu dünyayı yaşanabilir hale getirmek için, barış ve huzur dolu bir gelecek için Uluslararası İşçi Dayanışması Derneği’nde örgütlenip bilinçlenelim.
Yaşasın İşçilerin Uluslararası Mücadele Birliği!
- Çare Sınıfımızda ve Örgütlü Mücadelemizde
- “Eşim Öyle Yerlere İzin Vermiyor”
- Hafta Tatili Haktır, Gasp Edilemez!
- Adres Doğru mu?
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
Son Eklenenler
- Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Ankara Adalet Bakanlığı önünde, Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile işten atılan emekçilerin görevlerine iade edilmesi talebiyle basın açıklaması düzenledi.
- Türkiye’de her yıl 3-9 Eylül tarihleri arası Halk Sağlığı Haftası olarak kutlanıyor. Sağlık Bakanlığı, Halk Sağlığı Haftasının amacını “halkın sağlığını korumak, geliştirmek, sağlık için risk oluşturan faktörlerle (bulaşıcı hastalıklar, çevresel...
- Kozasından çıkmaya çalışan kelebeğin hikâyesini bilir misiniz? Bir adam ormanda yürürken, bir kelebeğin kozasından çıkmaya çalıştığını görür. Saatlerce, kelebeğin küçücük bir delikten çıkmak için verdiği mücadeleyi izler. Ancak bir süre sonra...
- Yalova’da bulunan Sefine Tersanesi işçileri, patronun çalışma koşullarında yaptığı tek yanlı değişikliğe karşı direnişe geçti. Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’nın (SYDV) grevi beşinci gününde anlaşmayla sonuçlandı. Artvin Şavşat Belediyesinde...
- Milyonlarca kamu emekçisinin ve emeklisinin taleplerini boşa çıkaran 8. Dönem Toplu Sözleşme süreci, Kamu Hakem Kurulu tarafından karara bağlandı. Hakem Kurulu, 2026 yılında ilk altı ay için yüzde 11, ikinci altı ay için yüzde 7; 2027 yılı için ise...
- 1 Eylül Dünya Barış Gününde Diyarbakır’dan Ankara’ya pek çok kentte eylemler düzenlendi. Ankara’da Emek Barış ve Demokrasi Güçlerinin çağrısıyla Kolej Meydanında bir araya gelen kitle sloganlar, alkışlar ve zılgıtlar eşliğinde Sakarya Meydanına...
- Bazı zenginlerin “ölmeden yapılacaklar listesi”nde dünyanın en yüksek tepesi olan Everest’e tırmanmak vardır mesela. Zaman zaman sosyal medyada bu insanların “başarı”larını anlatan çeşitli videolar, haberler çıkar karşımıza.
- Şeker-İş Sendikasının örgütlü olduğu Kütahya Şeker Fabrikasında, Mart ayından bu yana süren toplu sözleşme görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine 30 Ağustosta başlayan grev, 3’üncü gününde sürüyor.
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri’nin çağrısıyla İstanbul Kadıköy’de yapılan mitinge binlerce kişi katıldı. Kadıköy Söğütlüçeşme’de toplanan kitle, “Savaşa ve Sömürüye Karşı Demokrasi ve Barış Kazanacak” pankartı arkasında rıhtımdaki miting...
- Türk-İş’e bağlı Koop-İş Sendikasının örgütlü olduğu Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na bağlı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’nın (SYDV) Türkiye genelindeki 1003 kurumunda çalışan 10 bin kamu işçisi 29 Ağustosta greve çıktı.
- Güvenliğin ve danışmanın olduğu katta her 5 dakikada bir “sistemsel hata ve arıza olduğu için tüm katlarda hizmet verilemiyor” şeklinde anonslar yapılıyordu. Önce güvenliğe gidip bu yapılanın yanlış olduğunu, insanlara memurların iş bıraktığının...
- Filler Sultanı ile Kırmızı Sakallı Topal Karınca adlı romanında Yaşar Kemal, sömürülenlerle sömürücüler arasındaki büyük çelişkiyi anlatır. “Çünkü” der, “sömüren güçlü azınlıkla, sömürülen ve güçsüz sanılan çoğunluk, her çağda vardı. Ama bu çelişki...
- İktidarın “Kamu Çerçeve Protokolü” sürecindeki tutumunu protesto etmek için yapılan bir eylemin ardından bir kadın işçi çevresindeki insanlara sordu: “Bu sene hiç kiraz yediniz mi?” Bu soruya evet diyen tek bir kişi çıkmadı. Kilosu 700 lirayı aşan...