Buradasınız
Sözleşmede Ücretlerimizi Arttırmak Mümkün
Bir grup sendikalı işçi

Her ayın beşinde banka ATM’lerinin önünde kuyruğa giriyoruz, ücretlerimizi alıp evlerimize dönüyoruz. Yol boyunca eldeki parayla geçinebilmek için türlü hesaplar yapıyoruz. Her ayın beşinde tekrarlanan bu hesap-kitap işleri günün birinde sarpa sarıyor. Çözüm olarak kredi kartını daha fazla kullanmak, daha fazla kemer sıkmak, ek iş aramak veya aile bütçesinden olabildiğince kısmak üzere harekete geçiyoruz. Biz sendikalı işçileri bu kısır döngüye düşüren toplu iş sözleşmelerinde düşük ücretlere atılan imzalardır. En azından bir iki ay boyunca bir nebzecik olsun rahatlatmasını beklediğimiz ücret zammı, kısa zamanda artan vergiler, iğneden ipliğe gelen zamlar ve hayat pahalılığı karşısında eriyip gidiyor. Peki, bu kısırdöngüyü kırmamız ve sözleşmelerde ücretlerimize daha fazla zam almamız mümkün mü? Bunun için masada biz işçileri temsilen yer alacak sendikamızın bizi toplu iş sözleşmelerine topluca hazırlaması gerekir.
Masada iki taraf olmasına ve durum eşit gibi görünmesine rağmen gerçekte güçler dengesinde eşitsizlik var. Sermayeyi elinde tutan patron bize olabildiğince küçük bir zam verme, hatta mümkünse hiç vermeme taraftarı. Bahanesi de hazır. Kriz, zarar, rakiplerin oyunları, döviz kurları, vergiler vs… Patron sözleşmelere büyük bir özgüvenle giriyor. Uzun yıllardan bu yana sözleşmelerde zam oranlarını o belirliyor. Bu nedenle biz sendikalı işçilerin ücretleriyle sendikasız işçilerin ücretleri her geçen yıl daha fazla birbirine yaklaşıyor. Biz de dâhil olmak üzere sendikalı işçiler asgari ücretin biraz üzerinde, açlık-yoksulluk sınırlarının altında ücret alıyor.
Bize düşük zammı dayatan patron, sendikamızın mücadele çizgisinden uzaklaşmasını ve işçilerin örgütsüz oluşunu fırsata çeviriyor. Sendika yönetimi hazırlık evresinde işçilere kerhen söz veriyor gerçekte ise patronların çizdiği sınırları aşmak için hiçbir hazırlığa girişmiyor. Patronsa tıpkı diğer patronlar gibi kazancını açıkça ortaya koymuyor, rakamları çarpıtarak az kazandığını veya zarar ettiğini iddia ediyor. Patronun gerçek kârlarını bilmiyoruz. Ama sözleşmelerde söz konusu olan patronların kazanıp kazanmamaları değil. Her birimiz patrona olan “maliyetimizi” zaten dakikalar içinde geçekleştirdiğimiz üretimle karşılıyoruz. Günün geri kalan zamanında onun kârı için çalışıyoruz. Bizim sırtımızdan milyon dolarlar kazanıyor. Büyük paralar kazanan patron büyüyor, daha çok kazanıyor diye biz işçilere daha çok ücret vermiyor. O halde daha az kazanıyor diye ücretlerimizi düşürmesine izin vermemeliyiz.
Ücretlerimiz patronların insafa gelmesiyle yükselmeyecek. Ancak bizim kararlı mücadelemizle yükselecek. Geçmişte işçilerin sendikalara önem vermelerinin, grev ve direnişleri büyütmelerinin, toplu iş sözleşmelerine hep beraber hazırlanmalarının nedeni de buydu. Eğer patronların verdikleriyle yetinmeyeceksek, işçi birliğini gerçekleştirerek, mücadeleye hazırlık yapmaktan başka bir yol kalmıyor.
- Avukatlar Anlatıyor: Yasalar Yetmez, İşçi Sınıfını Örgütlülük Kurtarır
- İşsizlik Fonu Yine Patronların Hizmetinde
- Asgari Ücretin Vergi Dışı Bırakılması ve Asgari Geçim İndirimi (AGİ)
- Buzdağının Görünmeyen Kısmı: Meslek Hastalıkları Gerçeği
- Grev Kırıcılığı ve Grev Hakkı
- Kazı Bağırtmadan Yolma Meselesi: Vergi
- Patronun Keyfi Kısa Çalışma Uygulamasına Karşı Dava Açan İşçi Kazandı
- Şimdi de İstirahat Parasına Göz Diktiler!
- Kod 29 ve SGK’nın Algı Oyunları
- Kod 29 Mağduriyeti Ortadan Kalkıyor mu?
- Kölelik Düzeninin “Yeni Normali”: Uzaktan Çalışma
- Yasal Olan Meşru mudur?
- Tazminatsız İşten Atma Saldırısı: Kod 29
- Patronların Pandemi Saldırısı: Kod 29!
- Çalışma Yaşamında Orman Kanunları
- Sigorta Hakkımız Gasp Ediliyor
- Sermayenin Elindeki Kamçı: Pandemi
- Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi, Kıdem Tazminatımızın Elimizden Alınmasıdır
- Sokağa Çıkma Yasaklarıyla Birlikte Telafi Çalışması Yaygınlaşıyor
- Kısa Çalışma Ödeneği ve Ücretsiz İzin Uygulaması
Son Eklenenler
- Merhaba kardeşler. Biz İstanbul Avrupa Yakasında yaşayan kadınlarız. Kimimiz çeşitli sektörlerde çalışan işçileriz, kimimiz emekliyiz, kimimiz de ev emekçisiyiz. Ankara’dan, Gebze’den UİD-DER’li kadınların 1 Mayıs’ta haykıracakları taleplerini...
- İşçi sınıfının Uluslararası Birlik Dayanışma ve Mücadele Günü 1 Mayıs’a sayılı günler kaldı. Tüm dünyada ekonomik yıkımın emekçileri, emekçi gençliği çıkışsız bıraktığı bir dönemde, Türkiye’de de baskıları, yasakları arttıran, korku iklimi yaratarak...
- Bizler genç işçi ve öğrencileriz. Kendimizi bildik bileli, “böyle gelmiş böyle gider” denildi bize hep. “Bu insanlardan bir şey olmaz, sen sesini çıkarırsan yalnız kalırsın”… Fakat geçtiğimiz günlerde neredeyse bütün kentlerde işçi ve emekçiler, ön...
- Bugün dünyanın pek çok ülkesinde büyük kitleler, sömürüye, baskılara, emperyalist savaşa karşı meydanlara çıkıyor, isyan ediyor, genel grevler örgütlüyor. Tarih gösteriyor ki sömürüye ve faşizme son verebilecek, kitlelerin isyanını başarıya...
- 1 Mayıs işçilerin çalışma koşullarını düzeltmek için bir araya geldiği tarihsel bir günün adıdır. Bizler de her yaştan, her meslekten işçiler olarak çalışma koşullarımızı düzeltmek için 1 Mayıs’ta bir araya gelmeli, taleplerimizi hep bir ağızdan...
- UİD-DER’li gençler 1 Mayıs’a hazırlanıyor. İstanbul Anadolu Yakasından genç kardeşlerimiz neden 1 Mayıs alanında olacaklarını anlatıyorlar.
- Zenginlerin milyonlarca dolar ödeyerek kendilerine “kıyamet sığınakları” inşa ettirdiklerini biliyor muydunuz? Sığınak deyince aklınıza öyle soğuk ve karanlık, daracık mahzenler gelmesin. Bu sığınaklarda yok yok! Yapay zekâ destekli tıbbi bakımdan...
- Sırrı Süreyya Önder, Türkiye’de önemli bir siyasi figür. Ama biz UİD-DER’li işçiler, onu, önce temsilciliklerimizde, ev buluşmalarımızda izlediğimiz Beynelmilel filmiyle tanıdık ve sevdik. Sonra “Kıdem Tazminatımızı Gasp Ettirmeyeceğiz!”...
- Mersin’de “1 Mayıs: Umut Örgütlü Mücadelede” adlı etkinliğimizin ardından biz emekçi kadınlar olarak 1 Mayıs’ta alanlarda haykıracağımız taleplerimizi dile getirdik. 1 Mayıs coşkumuzla tüm emekçi kadınları 1 Mayıs’ta birlik olmaya, dayanışmaya...
- Hizmet-İş Sendikasında örgütlü Ankara Altındağ Belediyesi işçilerinin 21 Nisanda başlayan grevi devam ediyor. İstanbul Şişli Belediyesi işçileri alacakları ödenmediği için 24 Nisanda belediye önünde eylem yaptı. 31 Mart yerel seçimleri sonrası İzmir...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs, 1886’dan günümüze inatçı bir gelenek olarak yaşamaya devam ediyor. Türkiye’de 1 Mayıs’ın sembolü haline gelen 1 Mayıs Marşı, “Günlerin bugün getirdiği baskı zulüm ve kandır...
- UİD-DER, “Umut Örgütlü Mücadelede” şiarıyla işçi sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs hazırlıklarını sürdürüyor. UİD-DER temsilciliklerinde düzenlenen “1 Mayıs: Umut Örgütlü Mücadelede” etkinliklerinde, dünya işçilerinin...
- Bizler Gebze’de yaşayan genç işçiler ve öğrencileriz. İşçi sınıfının mücadele örgütü UİD-DER ile 1 Mayıs alanında sınıfımızın saflarında yerimizi alacağız. Çoktandır başlattığımız çalışmalarımıza hız kesmeden devam ediyoruz. İşçi sınıfına yönelik...