Buradasınız
Suriyelilerin Suçu Ne?
Hadımköy’den bir metal işçisi

Bir internet kanalı sosyal deney yapıyor: Deneyde rastgele sokaktaki insanlar durdurularak, “bugün size yardıma muhtaç bir Suriyeli gelse ‘yardıma muhtacım, kimsem yok’ dese kapınızı açar mısınız?” diye bir soru yöneltiliyor. Sosyal deneye katılanların çoğu ilk başta “tabii ki açarım, onlar bizim kardeşimiz, din kardeşiyiz” gibi şeyler söylüyorlar. Tabii o esnada deneyi yapan sunucu oradan hemen bir Suriyeli genci çağırarak, “Allah sizden razı olsun bakın bu genç gerçekten yardıma muhtaç” diyor. Bir anda dedikleri şeyin ciddiyetiyle karşı karşıya kalan insanlar kıvranmaya, bahaneler üretmeye başlıyor, sonuç olarak kimse kabul etmiyor.
Gün geçmiyor ki Suriyeliler ile ilgili bir şey duymayalım. Burjuvazi işçi sınıfını sürekli farklı hedeflere yöneltip çeşitli yol ve yöntemlerle gerçek düşmanı görmesine engel olmaktadır. Son dönemde ise işçi sınıfının gözünde Suriyeli mülteciler öcüleştirilmektedir. İşsizliğin, ev kiralarının artmasının, hayat pahalılığının ve daha birçok şeyin sorumlusu olarak Suriyeli mülteciler gösterilmekte, hatta devletten maaş aldıkları iddia edilmektedir. Böyle gerçek dışı, tamamen egemenlerin ekmeğine yağ süren, içi boş milliyetçi söylemler, ne yazık ki örgütsüz kitleler içerisinde yer bulmakta, bir Suriyeli gördükleri zaman insanlar kırmızı görmüş boğaya dönmektedirler. Biz işçilere, emekçilere ağır çalışma koşullarını reva gören, sürekli haklarımıza göz diken egemenler, istedikleri zaman da milliyetçilik zehriyle kafasını bulandırdıkları örgütsüz işçileri Suriyeli işçi-emekçi kardeşlerimizin üzerine salmaktadır. Mesela geçenlerde Esenyurt’un bir mahallesinde bir Suriyelinin ve Türk çocuğun kavgasına büyüklerin de dâhil olmasıyla olay çığırından çıktı, mahallede Suriyeli gençler linç edilmek istendi. Her bir Suriyeli gence beş altı kişi saldırdı. Suriyeli gençler kafalarına odunlarla vurularak komaya sokuldular, bu da yetmezmiş gibi bayılan gençler yerlerde tekmelenip sürüklendiler. Saldırganlar gözaltına alınıp ertesi sabah salıverildiler.
Bu nasıl olabiliyor diyebiliriz ama ne yazık ki oluyor. İşyerlerinde maaşlarına üç kuruş zam istemeye ya da insan gibi bir yemek istediğini ustabaşına söylemeye bile cesaret edemeyenler, sıra savunmasız göçmenlere geldiği zaman aslan kesilmektedir.
Bu konuda alınması gereken doğru tutum işçi sınıfının savaş mağduru olan bir halkın emekçilerini kardeşi olarak görmesidir. Emperyalist paylaşım savaşını çıkartan, Ortadoğu’yu cehenneme çeviren Suriye’nin masum halkları değil, bölgenin kapitalistleri ve emperyalist güçlerdir. Dünyayı kan gölüne çeviren emperyalist sisteme karşı, Suriyeli emekçi kardeşlerimize saldırmak yerine onları işçi sınıfının uluslararası mücadelesinde zincirin bir halkası haline getirmeliyiz. Sınıf bilinçli işçilerin unutmaması gereken şey, işçi sınıfının vatanının bütün dünya olduğu gerçeğidir. İlla da birileri bir yere gidecekse, Suriyeli emekçiler değil dünyayı yeniden paylaşmak hevesinde olan emperyalist haydutlar defolup gitmelidirler. Sömürücüleri ve emperyalist-kapitalist haydutları başımızdan defedersek, dünyamız yaşanacak bir dünya haline gelir. O zaman tüm emekçiler, dünyanın bolluk ve bereketini birlikte paylaşırlar.
İBB: Bir Sevda Hikâyesi!
Bu Nefret Doğru mu?
- Türkiye’deki Suriyeliler ve Almanya’daki Türkiyeliler
- Göçmen Düşmanlığı Kimin İşine Geliyor?
- Maden Ruhsatsız, Göçmen Sahipsiz!
- Göçmen İşçilerin Katili Sermaye Düzenidir!
- Hiçbirimiz Yerli Değiliz, Hepimiz Göçmeniz...
- Umut Tekneleri Ölüm Tekneleri Olmaya Devam Ediyor
- Hem Yurtdışına Gitmek İste Hem de Göçmenlere Demediğini Bırakma!
- Genç Bir Göçmen, Eziklik Duygusu ve Yitirilen Vicdanlar!
- Göçmen Kıyımı Bu Kez de Teksas’ta Yaşandı
- Kapitalizmde Güvenli Liman Yoktur!
- Bir Afgan Göçmen İşçiyle Söyleşi: “Ölmek ya da Özgürce Yaşamak”
- İki Yıl Önce Bugün ve Kapitalizmin Fotoğrafı
- Fas Sınırında İnsanlık Trajedisi: Umut Tekneleri Ne Zaman Kıyıya Varacak?
- Umut Yolculuğu
- Hindistanlı Göçmen İşçilerin Eve Dönüş Mücadelesi
- Yunanistan’da ve Almanya’da Mültecilerle Dayanışma Eylemleri
- Bu Sistem Acı Üretiyor!
- Önyargı ve Suriyeliler Meselesi
- Fakir Baykurt’un Gece Vardiyası; Türk, Alman ve Suriyeli İşçiler
Son Eklenenler
- Gençlik yılları insanın en güzel, en verimli, en dinamik yılları olarak tanımlanır. Fakat gençlerin dinamizmleri yok ediliyor, gelecekleri ve hayalleri çalınıyor, toplum nefessiz bırakılıyor. Kapitalizm genç kuşaklara bir gelecek vaat etmiyor....
- Ruhunda özgür bir dünyanın umudunu taşıyan, yüreği bencil çıkarlarla değil, toplumsal kurtuluş özlemiyle çarpan sevgili büyüklerimiz ve değerli genç arkadaşlarımız, merhaba!
- Rejimin 19 Martta başlattığı saldırı dalgasına karşı başlayan protestolarda öğrenci gençler kitlesel katılımıyla dikkati çekmişti. Günlerce süren eylemlerde, polis barikatlarına, polisin şiddetli müdahalesine rağmen alanları terk etmeyen yüzlerce...
- Çünkü büyük kapitalist ülkeler, milyonlarca emekçinin vergileriyle oluşan bütçeleri sağlık, eğitim, barınma gibi temel ihtiyaçlara değil daha fazla silahlanmaya akıtıyorlar. Baskıcı ve otoriter uygulamaları arttırıyor, demokratik hak ve özgürlükleri...
- Türkiye’de siyasal gelişmelerin hızlandığı, her bakımdan zorlu, her bakımdan ağır bir süreçten geçiyoruz. İşçi ve emekçiler, emekliler, gençler olarak enflasyonun hız kesmesini, hayat pahalılığının son bulmasını, geçim derdinin hafiflemesini...
- Sosyal medya platformlarında her gün yeni bir trend beliriyor, insanlar yeni bir akımın peşinden koşturuluyor. Dün “lokma dünyası”, yakın zamanda “Dubai çikolatası” peşinde koşan insanlar, yarın farklı bir yiyecek ya da akımla tüketim sarmalına...
- Toplumun itirazının güçlenmesi, işçi sınıfının kendi talepleriyle, kendi örgütleriyle, kendi mücadele yöntemleriyle sahneye çıkmasıyla mümkün olabilir. Bunun yolu işçi sınıfının sendikal ve siyasal örgütlülüğünün, bilinç düzeyinin ve dolayısıyla...
- Elizabeth Gaskell’in Kuzey ve Güney adlı romanını okumaya başlamadan önce, kitabı okuduğunu düşündüğüm birçok mücadele arkadaşımın yorumlarını almak istedim. Biri önce dört bölümlük dizisini izlememi tavsiye etti, bir diğeri uzun bir özet gönderdi....
- 19 Marttan bu yana başta gençler olmak üzere protestolara katılanları polis şiddetiyle gözaltına alan, tutuklayan, tehdit eden rejimin saldırıları giderek artıyor. Saldırılar karşısında geri adım atmayan ve faşist baskılara itirazını dersleri boykot...
- İngiltere’de işçi ve emekçiler, başkent Londra’da hükümet binalarının bulunduğu Whitehall sokaklarına çıktı. Endonezya’da emekçiler, kabul edilen Silahlı Kuvvetler yasasını protesto etmek için sokaklara döküldü. Arjantin’de iktidara gelir gelmez...
- İşçi sınıfının yanında saf tutan, kalemini yoksulların, emekçilerin hayatını ve özlemlerini anlatmak için kullanan nice yazar, şair ve aydın geçmiştir dünyamızdan. 2 Nisan 1948’de yaşamdan koparılan Sabahattin Ali de bunlardan biriydi.
- Sevgili işçi kardeşlerim, İşçi Dayanışması’nın 202. sayısında ve UİD-DER web sitesinde yayınlanan “Hüsrevlerin Değil Ferhatların Destanıdır Hatırlanan” yazısını okudum ve sesli yorumunu defalarca dinledim. Bu yazı, sınıf bilinciyle hareket eden...
- Sevgili işçi kardeşlerim, işçi sınıfının büyüklerinden kulağımıza küpe olan bir söz vardır: “Ayağın taşa değse, kapitalizmden bil!” Sınıf bilinçli işçiler olarak, temas ettiğimiz her işçi kardeşimize bu sömürü düzeninin hepimize nasıl dokunduğunu...