Buradasınız
Tokatlı Motivasyon!
Gebze’den bir kadın işçi

Bir insan niye çalışır? Hiç kimse “bu gün canım sıkıldı, gideyim de biraz araba parçası üreteyim, montaj yapayım, pantolon dikeyim” demez. Yaşamak için çalışmak zorunda olduğundan çalışır. Hatta bazı zamanlar çalışma saatleri uzar, fazla mesailer yapar. Bunun için gerekçesi ise, borçlarını ödemek, belki yeni bir şey almak için biraz birikim yapmaya çalışmaktır. Bu nedenle de kendini motive etmeye, uzun saatler çalışmak için güç kazanmaya çabalar. Bu motivasyon bazen borcunu ödediğinde hissedeceği ferahlığı düşünerek, bazen alacağı bir eşyanın hayaliyle bazense çalışma arkadaşlarıyla sohbetlerle olur. Nasrettin hoca eşekten düştüğünde “hekim istemem, bana eşekten düşmüş birini getirin” dediğinde olduğu gibi, aynı derdi yaşayanlar anlar birbirinin halinden.
İşçiler için durum böyleyken patronlar için nasıldır acaba? Örneğin patronlar daha çok çalışmak için kendilerini motive ederler mi? Ederler, ama kendisi değil başkalarını daha çok çalıştırmak için motive olurlar. Peki, nasıl yaparlar bunu? Örneğin bazı fabrikalarda performans ödülleri vardır. Eğer bütün çalışma arkadaşlarınla patronun sermayesini daha da arttırma yarışına girersen ay sonunda maaşında bir fark görebilirsin. Bazen bir hediye olabilir, bazen de bir küçük altın. Patronlar bunları yaparken bir amaç doğrultusunda yapar. Performans yükseltme, motivasyonu arttırma ödülleri gibi şeyler işçileri kendi aralarında böler ve rekabete sokar. Yani patron bir taşla iki kuş vurmuş olur. İşçiler hem kendi sınıfından olan çalışma arkadaşlarıyla rekabete girer hem de üretimi yani patronun kârını arttırır. Karşılığında elde ettiği ise bir hiçtir. Ancak bazı patronların motivasyon sağlama yöntemleri bunlarla da sınırlı değil.
Çin, kötü çalışma koşulları bakımından en önde gelen ülkelerden biri. Zaman zaman insanlık dışı uygulamaları basına da yansıyor. Yakın zamanda Nanchang Jinhuayuan Meiye adlı bir cilt bakım şirketi 14. yılını kutlamak için bir gece düzenledi. Gecede performansı düşük kadın işçiler sahneye çağrıldı, birbirlerini tokatlamaları istendi. Amaç “motive etmek”, “takım ruhunu oluşturmak”. “Motive olma” seansı yani yüzlerce kişinin önünde tokatlama ve tokatlanma seansı, patronun dur talimatına kadar devam etti. İnsanın kanını donduran bu görüntülerin ne gülünecek ne de anlaşılacak bir yanı var. Hissedilebilecek tek duygu öfkeden, patronlar sınıfına karşı duyulacak kinden başka bir şey olamaz. İşçilerin yaşayabilmek için çalışma zorunluluğunu bu denli aşağılık yöntemler için kullanabilmelerinin tek nedeni işçi sınıfının örgütsüzlüğüdür.
Bu örneğin Çin’de yaşanmış olması hiçbir şeyi değiştirmez. Çünkü patronlar sınıfı tüm dünyada bir bütündür ve işçi sınıfı da bir bütün olarak tek bir sınıftır. Kültürlerimiz, inançlarımız, dillerimiz, simalarımız ayrı olsa da karnımızı doyurma, ekmeğimizi kazanma biçimimiz aynı, sınıfımız bir. Performansı yükseltmek için insanların dinlenebileceği süreleri uzatmak, çalışma koşullarını iyileştirmek, çalışma saatlerini düşürmek, ücretleri arttırmak gibi seçenekler patronlar sınıfının aklına bile gelmez. Bu seçenekler varken patronların tercihi kurnazca işçileri birbirine kırdırmak oluyor, sözüm ona böyle çözüyorlar performans sorunlarını. Bugün gücü elinde tutanlar patronlar sınıfıdır fakat bu denge hep böyle sürmez. Elbet günü gelecek işçi sınıfı o sahneye patronlar sınıfını çıkarıp bu günlerin hesabını soracaktır. Biz öfkemizi yitirmeyelim, onların hesabına bir çentik daha atalım.
YÜREKLERİN GEZİNTİSİ
- Çare Sınıfımızda ve Örgütlü Mücadelemizde
- “Eşim Öyle Yerlere İzin Vermiyor”
- Hafta Tatili Haktır, Gasp Edilemez!
- Adres Doğru mu?
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
Son Eklenenler
- Türkiye’de her yıl 3-9 Eylül tarihleri arası Halk Sağlığı Haftası olarak kutlanıyor. Sağlık Bakanlığı, Halk Sağlığı Haftasının amacını “halkın sağlığını korumak, geliştirmek, sağlık için risk oluşturan faktörlerle (bulaşıcı hastalıklar, çevresel...
- Kozasından çıkmaya çalışan kelebeğin hikâyesini bilir misiniz? Bir adam ormanda yürürken, bir kelebeğin kozasından çıkmaya çalıştığını görür. Saatlerce, kelebeğin küçücük bir delikten çıkmak için verdiği mücadeleyi izler. Ancak bir süre sonra...
- Yalova’da bulunan Sefine Tersanesi işçileri, patronun çalışma koşullarında yaptığı tek yanlı değişikliğe karşı direnişe geçti. Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’nın (SYDV) grevi beşinci gününde anlaşmayla sonuçlandı. Artvin Şavşat Belediyesinde...
- Milyonlarca kamu emekçisinin ve emeklisinin taleplerini boşa çıkaran 8. Dönem Toplu Sözleşme süreci, Kamu Hakem Kurulu tarafından karara bağlandı. Hakem Kurulu, 2026 yılında ilk altı ay için yüzde 11, ikinci altı ay için yüzde 7; 2027 yılı için ise...
- 1 Eylül Dünya Barış Gününde Diyarbakır’dan Ankara’ya pek çok kentte eylemler düzenlendi. Ankara’da Emek Barış ve Demokrasi Güçlerinin çağrısıyla Kolej Meydanında bir araya gelen kitle sloganlar, alkışlar ve zılgıtlar eşliğinde Sakarya Meydanına...
- Bazı zenginlerin “ölmeden yapılacaklar listesi”nde dünyanın en yüksek tepesi olan Everest’e tırmanmak vardır mesela. Zaman zaman sosyal medyada bu insanların “başarı”larını anlatan çeşitli videolar, haberler çıkar karşımıza.
- Şeker-İş Sendikasının örgütlü olduğu Kütahya Şeker Fabrikasında, Mart ayından bu yana süren toplu sözleşme görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine 30 Ağustosta başlayan grev, 3’üncü gününde sürüyor.
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri’nin çağrısıyla İstanbul Kadıköy’de yapılan mitinge binlerce kişi katıldı. Kadıköy Söğütlüçeşme’de toplanan kitle, “Savaşa ve Sömürüye Karşı Demokrasi ve Barış Kazanacak” pankartı arkasında rıhtımdaki miting...
- Türk-İş’e bağlı Koop-İş Sendikasının örgütlü olduğu Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na bağlı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’nın (SYDV) Türkiye genelindeki 1003 kurumunda çalışan 10 bin kamu işçisi 29 Ağustosta greve çıktı.
- Güvenliğin ve danışmanın olduğu katta her 5 dakikada bir “sistemsel hata ve arıza olduğu için tüm katlarda hizmet verilemiyor” şeklinde anonslar yapılıyordu. Önce güvenliğe gidip bu yapılanın yanlış olduğunu, insanlara memurların iş bıraktığının...
- Filler Sultanı ile Kırmızı Sakallı Topal Karınca adlı romanında Yaşar Kemal, sömürülenlerle sömürücüler arasındaki büyük çelişkiyi anlatır. “Çünkü” der, “sömüren güçlü azınlıkla, sömürülen ve güçsüz sanılan çoğunluk, her çağda vardı. Ama bu çelişki...
- İktidarın “Kamu Çerçeve Protokolü” sürecindeki tutumunu protesto etmek için yapılan bir eylemin ardından bir kadın işçi çevresindeki insanlara sordu: “Bu sene hiç kiraz yediniz mi?” Bu soruya evet diyen tek bir kişi çıkmadı. Kilosu 700 lirayı aşan...
- Mücadele örgütümüz UİD-DER’in saflarında yer almış her işçi kardeşimizden, çoğu zaman övgü dolu sözler duyarız. Bu sözler tesadüf değil, UİD-DER’in sınıf mücadelesinin tarihsel deneyimlerinden süzülüp gelen mücadele kültürünün bir sonucudur. Ben de...