Buradasınız
Üç İhtar Bir İşçiyi Götürür!
Bostancı’dan bir depo işçisi

İçinden geçtiğimiz kriz döneminde her işçinin başında işsizlik belâsı dolaşmakta. Birçoğumuz işini kaybedip uzun bir süre iş bulamamakta. Evimize, ailemize bakamıyoruz, faturalarımızı ve kiramızı ödeyemiyoruz. Kriz dönemlerinde patronların lüks yaşamında bir değişim olmazken, biz işçiler iyice yoksulluğa ve açlığa itilmekteyiz. Patronlar bizleri tazminat ödemeden işten çıkartmak için ellerinden geleni yapmaktadırlar. Bu yöntemlerden birisi de, özellikle son günlerde sıkça duyduğumuz ihtar uygulamasıdır.
İhtar kelimesi ikaz, uyarı anlamına gelir. İşyerinde verilen ihtarlar ise uyarı niyetinden bağımsız işçiyi korkutmak ya da bir tehdit unsuru oluşturmak için verilir. Patronlar sudan sebeplerle biz işçilere ihtar verir ve savunmamızı isterler. Biz işçiler işte bu noktadan sonra dikkatli olmalıyız. Başımıza böyle bir şey geldiğinde mutlaka yasal haklarımızın ne olduğunu ve neler yapabileceğimizi öğrenmeliyiz. Şunu bilmeliyiz ki, işveren ve vekilleri bizi işten tazminatsız atmak için her yolu denerler. Özellikle de mücadele etmeye başladığımızda… İşçi arkadaşlarımız arasında birlik sağlamaya dönük çabalar arttıkça patron açık aramaya başlar. Onun eline böyle bir koz vermemek için uyanık olmak zorundayız. Genel anlamda kendimizi nasıl savunacağımızı öğrenmeliyiz. Hem 4857 sayılı iş yasasını öğrenmeli, hem de geçmişte yaşanan uygulamaları araştırmalıyız.
Ben 2005 senesine kadar birçok işyerinde çalıştım. Bu işyerlerinden hakkımı alamadan ayrılmak zorunda kaldım. Ve çevremdeki birçok arkadaşım da benim gibi haklarını alamadan işlerinden ayrılmak zorunda kaldı. 2006 senesinde şu anda içinde bulunduğum derneğim UİD-DER ile tanıştım. Ve benim için bu tarih artık çalıştığım işyerlerinde haklarımı söke söke aldığım bir milat oldu. UİD-DER’deki her arkadaşım işyerlerinde çalışırken de işyerlerinden çıkarılırken de bütün haklarını eksiksiz hatta fazlası ile almakta. Derneğimde nasıl mücadele edeceğimi öğreniyorum. Tüm yasal haklarımızı ve geçmişte yaşanmış işçi mücadelelerini harmanlayıp uygulamaya koyuyoruz.
Tıpkı sınavlarda üç yanlışın bir doğruyu götürmesi gibi, işyerinde de üç ihtar bir işçiyi işsiz bırakabilir. Ama UİD-DER’de öğrendiğim çok önemli bir şey, işçiler bir araya gelirse tüm patronları ve onların işsizlik, açlık ve yoksulluk anlamına gelen düzenlerini “götürebilirler”! Lafımı şu sloganla bitirmek istiyorum: Üç yanlış bir doğruyu, üç ihtar bir işçiyi, ama bütün işçiler birleşirse patronların sömürü düzenini götürür!
Grev ve Direnişlerden Süzülenler
8 Mart ve Mücadele İçinde Özgürleşmek
- Çare Sınıfımızda ve Örgütlü Mücadelemizde
- “Eşim Öyle Yerlere İzin Vermiyor”
- Hafta Tatili Haktır, Gasp Edilemez!
- Adres Doğru mu?
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
Son Eklenenler
- Türkiye’de her yıl 3-9 Eylül tarihleri arası Halk Sağlığı Haftası olarak kutlanıyor. Sağlık Bakanlığı, Halk Sağlığı Haftasının amacını “halkın sağlığını korumak, geliştirmek, sağlık için risk oluşturan faktörlerle (bulaşıcı hastalıklar, çevresel...
- Kozasından çıkmaya çalışan kelebeğin hikâyesini bilir misiniz? Bir adam ormanda yürürken, bir kelebeğin kozasından çıkmaya çalıştığını görür. Saatlerce, kelebeğin küçücük bir delikten çıkmak için verdiği mücadeleyi izler. Ancak bir süre sonra...
- Yalova’da bulunan Sefine Tersanesi işçileri, patronun çalışma koşullarında yaptığı tek yanlı değişikliğe karşı direnişe geçti. Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’nın (SYDV) grevi beşinci gününde anlaşmayla sonuçlandı. Artvin Şavşat Belediyesinde...
- Milyonlarca kamu emekçisinin ve emeklisinin taleplerini boşa çıkaran 8. Dönem Toplu Sözleşme süreci, Kamu Hakem Kurulu tarafından karara bağlandı. Hakem Kurulu, 2026 yılında ilk altı ay için yüzde 11, ikinci altı ay için yüzde 7; 2027 yılı için ise...
- 1 Eylül Dünya Barış Gününde Diyarbakır’dan Ankara’ya pek çok kentte eylemler düzenlendi. Ankara’da Emek Barış ve Demokrasi Güçlerinin çağrısıyla Kolej Meydanında bir araya gelen kitle sloganlar, alkışlar ve zılgıtlar eşliğinde Sakarya Meydanına...
- Bazı zenginlerin “ölmeden yapılacaklar listesi”nde dünyanın en yüksek tepesi olan Everest’e tırmanmak vardır mesela. Zaman zaman sosyal medyada bu insanların “başarı”larını anlatan çeşitli videolar, haberler çıkar karşımıza.
- Şeker-İş Sendikasının örgütlü olduğu Kütahya Şeker Fabrikasında, Mart ayından bu yana süren toplu sözleşme görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine 30 Ağustosta başlayan grev, 3’üncü gününde sürüyor.
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri’nin çağrısıyla İstanbul Kadıköy’de yapılan mitinge binlerce kişi katıldı. Kadıköy Söğütlüçeşme’de toplanan kitle, “Savaşa ve Sömürüye Karşı Demokrasi ve Barış Kazanacak” pankartı arkasında rıhtımdaki miting...
- Türk-İş’e bağlı Koop-İş Sendikasının örgütlü olduğu Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na bağlı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’nın (SYDV) Türkiye genelindeki 1003 kurumunda çalışan 10 bin kamu işçisi 29 Ağustosta greve çıktı.
- Güvenliğin ve danışmanın olduğu katta her 5 dakikada bir “sistemsel hata ve arıza olduğu için tüm katlarda hizmet verilemiyor” şeklinde anonslar yapılıyordu. Önce güvenliğe gidip bu yapılanın yanlış olduğunu, insanlara memurların iş bıraktığının...
- Filler Sultanı ile Kırmızı Sakallı Topal Karınca adlı romanında Yaşar Kemal, sömürülenlerle sömürücüler arasındaki büyük çelişkiyi anlatır. “Çünkü” der, “sömüren güçlü azınlıkla, sömürülen ve güçsüz sanılan çoğunluk, her çağda vardı. Ama bu çelişki...
- İktidarın “Kamu Çerçeve Protokolü” sürecindeki tutumunu protesto etmek için yapılan bir eylemin ardından bir kadın işçi çevresindeki insanlara sordu: “Bu sene hiç kiraz yediniz mi?” Bu soruya evet diyen tek bir kişi çıkmadı. Kilosu 700 lirayı aşan...
- Mücadele örgütümüz UİD-DER’in saflarında yer almış her işçi kardeşimizden, çoğu zaman övgü dolu sözler duyarız. Bu sözler tesadüf değil, UİD-DER’in sınıf mücadelesinin tarihsel deneyimlerinden süzülüp gelen mücadele kültürünün bir sonucudur. Ben de...