Buradasınız
Yalnız İnsan Merdivendir, Hiçbir Yere Ulaşmayan
Gebze’den bir işçi

İnsan var olduğundan beri hep topluluğun parçası olmuştur. İnsan tek başına değil, ancak bir toplulukla birlikte hareket ettiğinde hayatta kalabilmiş, mutlu olabilmiştir. Mesela avlanırken, vahşi doğaya karşı mücadele ederken, barınak bulmaya çalışırken insan, içinde bulunduğu toplulukla birlikte bu zorlukların üstesinden gelebilmiştir. Birlikte hareket ettiği topluluğun üyeleriyle derin bir iletişim ve ilişki kurmuştur. Onlara sahip çıkmıştır, onlar tarafından sahiplenilip sevilmiştir. Yani insan var olduğundan beri toplumsal bir varlıktır ve örgütlülük yaşantısının ayrılmaz bir parçasıdır.
Eski çağların yerini modern çağ aldı. Artık son teknoloji büyük fabrikalar var. Fabrikanın bir ucundan metal bir sac giriyor ve işçilerin elbirliği etmesiyle öbür uçtan tastamam bir araba olarak çıkıyor. Küçücük bir iğne, çocukları sevindiren bir çikolata, bindiğimiz otobüsler ya da silahlar… Her şey işçilerin elbirliği ile yani örgütlü emeğiyle üretiliyor.
Aynı veya benzer işyerlerinde çalışıyorsak, aynı veya benzer koşullar altında çalışıyorsak, birlikte alın teri döküp birlikte üretiyorsak işçiler olarak, haklarımız için birlikte hareket edebilmeliyiz. Koşullarımızı belirleyen patronların karşısına birlikte yani örgütlü çıkabilmeliyiz. Ama daha çok kâr elde etmek için üretimin örgütlü bir şekilde yürümesini sağlayan patronlar, işçilerin kendi hakları için örgütlenmesinin önüne geçmek için her yolu denerler. İşçileri bölmek, parçalamak için türlü yöntemler kullanırlar. Kadrolu, taşeron, Alevi, Sünni, Türk, Kürt gibi ayrımların yanı sıra üretim baskısını arttırıp işçiler arasında rekabeti körüklerler. İşçileri yalnızlaştırarak hiçbir şeye itiraz etmeyen, haksızlığa ses çıkarmayan bireyler haline getirmeyi hedeflerler. İşçilere örgütlenmenin, hak aramanın, yanındaki işçi arkadaşına güvenmenin kötü ve korkulacak bir şey, hatta ekmeğine ihanet olduğu fikrini aşılamak isterler. Örgütlü olmak kötü bir şeyse patronlar neden kendileri örgütlüler? Neden işveren sendikalarında, sanayi odalarında örgütlenirler? Örgütlü olmak kötü bir şeyse neden örgütlü işçiler daha iyi koşullarda çalışabilirler?
Pek çok fabrikada, işyerinde ikiden fazla işçi bir araya geldiğinde patronlar korkuya kapılır. İşçilerin kaynaşmasını, bir araya gelmesini engellemek için yemek ve çay molalarını farklı saatlere alırlar. Aynı tezgâhta çalışan ve birbiriyle iyi anlaşan işçilerin tezgâhını ya da vardiyasını değiştirirler. Her ne kadar işçilerin yan yana gelmesini engellemeye çalışsalar da tüm bu çabalar boşunadır aslında. Çünkü işlerin yürümesi, siparişlerin yetişmesi için işçilerin yan yana çalışması şarttır. Üretimin örgütlü bir şekilde yürümesini sağlayan patronlar işçilerin örgütlenmesi için de uygun ortamı hazırlamış olurlar.
Patronlar sınıfı bitmek tükenmek bilmeyen bir açgözlülükle dünyayı, insanlığı tam anlamıyla bir yok oluşa sürüklüyor. İşçilerin yıllarca bedeller ödeyerek kazandığı en temel haklar bir bir gasp ediliyor. Emperyalist savaşlarla patronlar ceplerini doldurmanın hesabını yaparken emekçilerin çocuklarını cephelerde ölüme gönderiyorlar. Bizler işçi sınıfının fertleri olarak tüm bu sorunlarla tek başımıza mücadele edebilir miyiz? Bunca haksızlığa, adaletsizliğe tek başımıza karşı koyabilir miyiz? Örgütlenmek işçiler için hava gibi, su gibi, ekmek gibi olmazsa olmazdır. İnsan sadece nefes almakla, üç kuruşa köle gibi çalışmakla insan olamaz. İnsanı insan yapan dayanışma, yardımlaşma, yanındaki arkadaşına duyduğu güvendir. Ne güzel söylemiş şair; “yalnız insan merdivendir, hiçbir yere ulaşmayan.”
Biz işçi sınıfıyız. Tıpkı çeliğe şekil verirken, demiri eritirken yaptığımız gibi örgütlü olmalı ve birlikte hareket etmeliyiz.
Bir Gün Daha
Ekim Devrimi’nin Sesi
- Adres Doğru mu?
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
- Sorumluluk Almadan Kazanım Elde Edemeyiz
- Topluma Fildişi Kulelerden Bakmak
- Mücadele Edenler Mutlaka Kazanır!
Son Eklenenler
- Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), 14 Temmuzda Ankara’da bulunan Genel Merkez binasında düzenlediği basın toplantısında 2026-2027 yıllarını kapsayan 8. Dönem Toplu İş Sözleşmesi taleplerini ve mücadele programını açıkladı. Basın...
- DİSK Emekli-Sen, 13 Temmuzda Çankaya Zübeyde Hanım Sosyal Tesisleri’nde “Emekli Buluşması” düzenledi. DİSK-AR tarafından hazırlanılan 2025 Emekli Raporu’nun kamuoyuyla paylaşıldığı etkinliğe DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, DİSK Emekli-Sen Genel...
- Haydarpaşa Dayanışması, son banliyö seferlerinin durdurulduğu 2013’ten bu yana Haydarpaşa Garında her Pazar günü “Ne Otel Ne Müze, Haydarpaşa Gardır Gar Kalacak!” pankartıyla basın açıklamaları gerçekleştiriyor. 13 Temmuz Pazar günü gerçekleştirilen...
- Modern tıbbın temel kurallarından biri elleri çok iyi yıkamak, el hijyenine dikkat etmektir. Peki, el yıkamanın bile geçmişte mücadele konusu olduğunu biliyor muydunuz? Ignaz Semmelweis, 1840’lı yılların sonunda, Viyana’daki bir kadın doğum...
- Hayat pahalılığı ve yüksek enflasyon karşısında işçi ücretleri erimeye devam ederken kamudan özel sektöre işçiler, düşük ücretlere karşı mücadele ediyor. Harb-İş Sendikası, 11 Temmuzda Ankara’da basın açıklaması yaparak sefalet zammı dayatmasına...
- Kamu çerçeve protokol süreci uzadıkça uzuyor. Savunma sanayi sözleşmesi hakem heyetine gönderildi. Diğer işkolları ise 3. teklifi bekliyor. Kamu çerçeve protokolü kamu işçilerinin asgari ücretini belirleyen bir protokoldür. Nisan 2024’te Anayasa...
- İspanya’nın Cadiz kentinde 23 Hazirandan bu yana süresiz grevde olan metal işçileri, 8 Temmuzda eylemlerini sonlandırdılar. Yetkili sendika UGT sendikasının işverenle imzaladığı ön anlaşmayı kabul etmeyen yaklaşık 30 bin metal işçisi, 18-19...
- 600 binden fazla kamu işçisini ilgilendiren Kamu Çerçeve Protokolü (KÇP) görüşmelerinde siyasi iktidarın dayattığı düşük zam oranları sağlık işçileri tarafından “sefalet dayatması” olarak değerlendiriliyor. Yüksek enflasyon ve ağır vergi yükü...
- Gebze Sendikalar Birliği, geçtiğimiz hafta İsrail’in Filistin’deki zulüm ve katliamını protesto etmek için bir eylem organize etti. Biz de UİD-DER’li işçiler olarak, zulme uğrayan Filistinli işçi ve emekçilerin haklı mücadelesine destek olmak için...
- 9 Temmuzda Hindistan genelinde milyonlarca işçi, emekçi, çiftçi ve genç, Modi hükümetinin işçi düşmanı politikalarına karşı ülke çapında greve çıktı. Kentlerden köylere, fabrikalardan tarlalara kadar yaşamı durduran dev grev, Hindistan’daki tüm...
- Annem, ablamla birlikte dördüncü katta oturur. Sokağa inmez ama mahallede, köyde, Almanya’daki akrabalarda ne olup bittiğini mutlaka bilir. Evden her çıktığımda balkonundadır. Selamlaşır, iki laf ederiz. Başımda bazen UİD-DER yazılı kırmızı şapkam,...
- Karanlık ve aydınlık… Ölüm ve yaşam… Emek ve sermaye… Sonsuz evrenimizde her şey karşıtıyla birlikte var. Sömürü ve zulüm varsa isyan da var. Sınır, din dil, ırk farkı tanımadan dünya meydanlarında tek ses tek yürek olan işçiler, işçi sınıfımız var...
- Emperyalist savaşın alevlerini büyüten, milyonlarca masum insanı, doğayı katleden, kentleri yok eden egemenler ne yaparlarsa yapsınlar emekçilerin birbirleriyle dayanışmasının önüne geçemiyorlar. İşçi ve emekçiler fabrikalardan limanlara,...