Buradasınız
Yanlış Numara…
Gebze’den metal işçisi
Şimdi artık eskisi kadar yok ama çocukluğumda hemen her evde ev telefonu vardı. Her gün Hasan diye biri arar Aslı’yı sorardı. Bizimkiler de her defasında “yanlış numara, öyle biri yok burada, bir daha arama” der kapatırdı yüzüne. Ama Hasan isimli şahıs aylarca bizim telefonu aradı durdu, bazen küfür yedi, bazen tehdit edildi. Bir başka gün tesadüfen evde benden başka kimse yokken yine aradı ve ben açtım telefonu. “Ben Hasan” deyince hemen jeton düştü, bu Hasan o Hasan! Ben de telaşlı telaşlı “kaç zamandır telefonunu bekliyorum, Aslı çok hasta, yataklara düştü. Telefondan arayıp durma, koş yanına gel” dedim, kapattım telefonu. Belli ki Aslı yanlış numara vermiş. Ben de ona başka bir “yanlış numara” verip doğru numarayı bulmaya gönderdim. Hasan doğru numarayı buldu mu bulmadı mı bilmiyorum ama Hasan yanlış numarayı tekrar aramadı. Kim bilir belki de Aslı’sına kavuşmuştur.
Daha 18 yaşımı doldurmamıştım fabrikada çalışmaya başladığımda. İşe başlarken benim “operatör” olacağımı söylemişlerdi. Operatör ne iş yapar bilmiyordum ama o zaman çok havalı gelmişti. Kim sorarsa “ben operatörüm” diyordum. Beş sene sonra operatörlükten istifa ettim. Tecrübelerim sayesinde başka bir fabrikada “kaliteci” olarak işe başladım. Bu daha da havalıydı tabi. Şimdi sınıf bilinçli bir işçi olarak Hasan’ı düşünüyorum. Hasan’a bir numara farkla yanlış numara vermiş, kandırmışlar. Biz işçi sınıfınaysa hep “yanlış numara”! En başında işçi olduğumuzu söylemekten uzak dururlar, herkese bir unvan verilir. Eğer hepimize “işçi” derlerse koca bir sınıf olduğumuzu, birbirimize benzediğimizi anlarız, bir araya gelir sorunlarımıza ortak çözüm ararız, mücadele ederiz. Önümüze koydukları yanlış numaraları reddeder doğruyu buluruz.
Başka bir yanlış numara daha: Asgari ücretin geçinmeye yetmediği üzerine sohbet ederken stajyer bir işçi “ama beş bin lira da maaş veremez ki canım, o zaman devletimiz batar” dedi. Ben de bu fikrin kendisine ait olup olmadığını sordum. Gururla kendi fikri olduğunu söyledi, benim de aklıma televizyonlardan duyduğumuz “kaynak yok” konuşmaları geldi ama neyse. “Peki, o zaman hadi hesaplayalım” dedim. Flormar’da günde 24 bin adet ruj üretilebiliyor. En ucuz ruj 10 lira desek bir günde 240,000 liralık üretim yapılıyor. Tatil günlerini çıkalım 240,000x26 yapalım. Giderleri, hammaddeyi, şunu bunu düşelim sonra dönüp asgari ücrete bakalım. Patron işçiler üzerinden milyonlar kazanırken, bizler kendi ürettiklerimiz üzerinden ancak liralar kazanabiliyoruz, o da sadece hayatta kalmamızı sağlıyor insanca yaşamamızı değil. Şimdi siz söyleyin bu numara doğru mu yanlış mı? Gerçekten devletimiz batar mı?
Sınıf bilincinden yoksun ve örgütsüz işçilerin önüne hep yanlış numaraları atıp, korku psikolojisiyle doğruluğuna inandırıyorlar. Bu yanlış numaralar o kadar çok ki hayatımızda. Mesela “kendi paçanı kurtar” derler ama yanlış numara. Sen tek başına kendi paçanı kurtaramazsın. Örgütlen, birlikteysek güçlüyüz. “Oku büyük adam ol” derler ama yanlış numara. Oku ama büyük adam olma hayalleri kurma, okursan diplomalı işçi, okumazsan diplomasız işçi olacaksın. Örgütlen, birlikteysek güçlüyüz. Örgütlü olmak demek kendi sınıfınla yan yana olmak demektir. Örgütlen, birlikteysek güçlüyüz. “MÜJDE kıdem tazminatı fona devrediliyor. İşçiler mutlu oluyor” derler ama YANLIŞ NUMARA. Kıdem tazminatımızı fona devredip yağmalamak, ortadan kaldırmak istiyorlar. İşçileri değil patronları mutlu ediyorlar. Tüm bu yalanlara ve patronların saldırılarına ancak örgütlü bir güç olarak karşı çıkabilir, değiştirebiliriz. İşçi sınıfı, patronlar sınıfının “numaralarına” karşı UİD-DER’de örgütlenmeye.
Kırk Ayaklı Karınca
Bir Sorum Var Dostlar
- Adres Doğru mu?
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
- Sorumluluk Almadan Kazanım Elde Edemeyiz
- Topluma Fildişi Kulelerden Bakmak
- Mücadele Edenler Mutlaka Kazanır!
Son Eklenenler
- İstanbul’da Maltepe Belediyesi ile İzmir’de Buca Belediyesi işçileri, Denizli’de Pamukkale Üniversitesi İktisadi İşletmelerde çalışan işçiler, toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine greve çıktılar. Çeşitli illerden gelerek...
- “Benim derdim ne biliyor musunuz? Bir anonim şirket nasıl yönetiliyorsa, Türkiye de öyle yönetilmelidir. Yoksa bileklerine bağlıyorlar prangayı, yürü yürüyebilirsen. Bu ülke bu şekilde sıçramaz.” Erdoğan’ın 2015’te söylediği bu sözlerin amacı işçi...
- İspanya’da 29 Ekimde yaşanan sel felaketi Valencia bölgesinde 250 insanın yaşamını yitirmesine neden oldu. Onlarca insan hâlâ kayıp. Şehir, evler harap olmuş durumda. Felaket boyunca kendi başının çaresine bakmak zorunda kalan, sevdiklerini,...
- Kanada’nın batı eyaleti Britanya Kolumbiyası limanlarında işçiler, 4 Kasım itibariyle 72 saatlik grev kararı aldılar. Geçtiğimiz yıldan bu yana Kanada’nın çeşitli limanlarında gerçekleştirilen kısmi grevlerin ardından gelen yeni grev kararı, devam...
- Son zamanlarda siyasi iktidar vergi düzenlemeleri konusunda sınır tanımayan bir performans sergiliyor. O kadar ki hiç harcamadığımız ya da hiç almadığımız şeylerden bile vergi almak için kolları sıvadı. 100 bin liranın üzerinde kredi kartı limitine...
- “N’olmuş yani, yarın süte daha fazla su karıştırır satarsın, yapmadığın iş sanki!” Kemal Sunal’ın oynadığı “Yüz Numaralı Adam” filminde geçen bu cümle trajikomik bir durumu ifade ediyor. İzlerken gülüyoruz ama yaşadığımız tam da bu. Soralım...
- Tarih boyunca gelmiş geçmiş tüm sultanlar, komutanlar, yöneticiler, iktidarlar insanların ve toplumların algılarını şekillendirmeye, psikolojilerini yönetmeye odaklanmışlardır. Başka türlü egemenliklerini koruyamayacaklarını bildiklerinden toplumun...
- Japonya’da çeşitli sendikalar, 2-3 Kasımda yaptıkları eylemlerle derinleşen kapitalist sömürüye ve emperyalist savaşa karşı mücadele çağrısında bulundular. İnşaat ve Taşımacılık İşçileri Dayanışma Sendikası Kansai Bölgesi Şubesi (Kan-Nama), Metal ve...
- Aile Sağlığı Merkezi (ASM) çalışanları 1 Kasımda yürürlüğe giren Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliği’ni protesto etmek için 5-6-7 Kasımda tüm Türkiye’de iş bırakma kararı aldı. Sağlık emekçileri İstanbul, Ankara ve İzmir başta olmak üzere...
- 7 Kasım 1917’de Rusya’da işçi sınıfı devrim gerçekleştirdi ve siyasal iktidarı ele geçirdi. Bu devrim Rus takvimine göre 25 Ekimde gerçekleştiği için tarihe Ekim Devrimi olarak geçti. Ekim Devrimi, tüm dünyayı sarsmış, 20. yüzyılın akışını kökten...
- Dünya… Masmavi okyanusları, uçsuz bucaksız ormanları, kıtaları dolaşan nehirleri, heybetli dağlarıyla her yanından yaşam ve bereket fışkıran bu rengârenk gezegen… Bu gezegenin gözümüzün önündeki hali içler acısı! Çünkü tüm dünyaya egemen olan...
- İSİG Meclisi’nin raporuna göre Ekim ayında 164 işçi, yılın ilk on ayında ise en az 1540 işçi iş cinayetlerinde hayatını kaybetti. Türkiye’de iş kazaları ve iş cinayetleri en yakıcı sorunlardan biri olmaya devam ediyor. Her gün en az 5 işçi hayatını...
- Belediye işçileri artan hayat pahalılığı karşısında biraz olsun nefes alabilmek için ücretlerini yükseltmek istiyorlar. Buna karşılık belediyelerin yönetimleri ödenek olmadığı bahanesiyle işçilere düşük ücret dayatıyorlar. İstanbul ve İzmir’in ilçe...