Buradasınız
Yasalar Patronların Canını ve Malını Koruyor
Kartal’dan bir matbaa işçisi
Patronlar işlerine geldiğinde bizleri bir kâğıt parçası gibi kullanıp atıyorlar. Elbette ki yasaları da onlara hizmet ediyor. İş Kanununun 25/2 maddesi patronların bizleri tazminatsız işten çıkartmalarının yolunu döşüyor. Geçtiğimiz günlerde matbaada çalışan bir arkadaşımız bu madde gerekçe gösterilerek işten atıldı. Hayatında ilk defa bir yasa maddesine dayandırılarak işine son verilmişti. Bu yasanın ne içerdiğini, işten atılmasının patrona göre hangi haklı (?) nedene dayandırıldığını bilmiyordu. Tıpkı birçoğumuz gibi. Oysaki bu madde tam da işverenlerin lehine hazırlanmış, işçiyi suçlu gibi gösteren bir maddedir. Patronlar keyfi olarak bu maddeyi her koşulda uygulamaktan geri durmuyorlar.
Bir makinenin vidası kırıldığında, bir makine bozulup çalışmadığında bile işçilerin canından daha fazla önem verilir onlara. İşe alındığımız ilk günden itibaren kendi emeğimiz olan makineleri ya da diğer malzemeleri canımızdan daha fazla kıymet verip koruma altına alırız. Peki, güvenlik önlemleri almadan işçileri çalıştıran patronlar bunun bedelini ödüyorlar mı? Tiner ve boya kokusu içinde çürüyen ciğerlerimizin, iş cinayetlerine kurban giden bedenlerimizin hesabını ödüyorlar mı? Hayır!
Tüm bu yasalar patronların canını, malını güvence altına alıyor. Ama bu bizleri yıldırmasın. Böyle bir durumla karşılaştığımızda ilk yapmamız gereken şey, patron bizi çıkartıyor diye boynumuzu büküp işten çıkmamaktır. Sessizce boyun eğmemeliyiz. Öncelikle hangi gerekçeye dayandırarak işten çıkartıyorsa, patronun bunu ispatlaması gerektiğini yazıyor aynı yasalar. İspatlamasını ondan talep etmeliyiz. Patronun kötü niyetli olduğunu noter aracılığıyla tespit ettirmemiz elimizi daha fazla güçlendirecektir. Fakat tek bir gücümüz vardır o da örgütlü gücümüzdür. Patronlara karşı birleşmek için örgütlenmek, bir arada durarak işten çıkartılan arkadaşımıza sahip çıkmak ve sıranın bize gelmesini beklemeden örgütlü mücadelenin içine girmek zorundayız. Başka kurtuluşumuz yok!
Asgari Ücret Yalanı
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
- Sorumluluk Almadan Kazanım Elde Edemeyiz
- Topluma Fildişi Kulelerden Bakmak
- Mücadele Edenler Mutlaka Kazanır!
- “Geçmiş Olsun” Yerine “Rapor Almayın”
Son Eklenenler
- Manisa Akhisar Organize Sanayi Bölgesinde üretim yapan ABP fabrikasında ve İzmir Çiğli Organize Sanayi Bölgesinde üretim yapan KLAS Isıtma Soğutma Klima Sistemleri (KLS Klima) fabrikasında Birleşik Metal-İş Sendikasında örgütlenen işçiler, patronun...
- Kocaeli/Çayırova’da üretim yapan Novares Otomotiv’de çalışan 180 işçi, Toplu İş Sözleşmesi (TİS) görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine 25 Haziranda greve çıktı. Petrol-İş Sendikası Gebze şubesinin örgütlü olduğu fabrikada Ocak ayında başlayan...
- Ben bir kamu kurumunun çözüm merkezinde çalışan bir kadın işçiyim. Çeşitli sorunlar dinleyip o sorunlara kurum adına çözüm bulmaya çalışıyorum. İnsanlar yeri geliyor öylesine arayıp kapatıyorlar, yeri geliyor alakasız konular için ya da çözüm...
- Güney Kore’de başkent Seul’un güneyindeki Hwaseong şehrinde bulunan bir lityum pil fabrikasında 24 Haziran sabah saatlerinde bir yangın çıktı. İlk belirlemelere göre 35 bin pilin bulunduğu bir depoda bir patlama sonucunda çıkan yangında 22 işçi...
- İktidarın öve öve bitiremediği şehir hastanelerinde işçiler düşük ücretler, kötü çalışma koşulları ve ücret gasplarıyla mücadele ediyor. 24 Haziranda İzmir Bayraklı Şehir Hastanesinde çalışan işçiler iş bırakarak düşük ücretlere ve kötü çalışma...
- Anadolu yoksullarının romancısı Yaşar Kemal, İnce Memed romanında “Konuşan insan, öyle kolay kolay dertten ölmez. Bir insan konuşmadı da içine gömüldü müydü, sonu felakettir” der. Bu durum sadece tek tek insanlar için değil toplumlar için de...
- Bir grup öğretmen olarak “kamuda tasarruf tedbirlerine” yani iktidarın yeni kemer sıkma politikasına dair düşüncelerimizi paylaşmak istiyoruz. Şunu baştan belirtelim: Eğitime dair sorunlar elbette kemeri sıkmadan önce de vardı ama kemer sıkma...
- 20 Haziranda Diyarbakır ve Mardin’de çıkan yangınlarda 14 kişi hayatını kaybetti, 78 kişi yaralandı. Çok sayıda hayvan ve geniş tarım alanları da yangın nedeniyle zarar gördü. Diyarbakır Veteriner Hekimler Odası 600’e yakın koyunun can verdiğini 214...
- Hatay’ın Payas ilçesinde Özçelik-İş’in örgütlü olduğu Yolbulan Metal fabrikasında toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine 20 Haziranda grev başladı. TİS sürecinde sendikanın yüzde 130 ücret zammı talebine karşılık işverenin...
- Çok erken kalkardı babam. Küçük bir radyosu vardı. Bizler onun uyandığını, dinlediği türkülerden anlardık. Bizler de uyanır, babamla birlikte çay içerdik. Kahvaltısını yaparken, derslerimizi sorar, mutlaka bir de hikâye anlatırdı bizlere: “Çocuklar...
- Çalışan annelerin aşırı çalışması, kötü çalışma koşulları ve fiziki yorgunluğu, bebeğin gelişimini daha anne karnındayken etkilemeye başlıyor. Doğum izinlerinin çok kısa olması işçi kadınları son ana kadar çalışmaya ve izni doğum sonrası kullanmaya...
- Tasarrufun kelime anlamını düşündüğümüzde akla ilk gelen israf etmemek oluyor. Tutumlu olmak, kaynakları akıllıca kullanmak gibi anlamları da içeriyor bu sözcük. Fakat gelin görün ki egemenlerin sözlüğünde anlamı çok başka… Onların sözlüğünde “...
- Bugün 20 Haziran Dünya Mülteciler Günü. Savaşın, çatışmaların, ekolojik krizin, yoksulluğun, şiddetli gelecek kaygısının yarattığı göç ve mültecilik sorunu giderek derinleşiyor. Yüz milyonlarca emekçinin içine çekildiği bir kriz olarak yeni acılara...