Buradasınız
Yaşamın Yarısı Olmak

Var olduğundan beri hep bir koşuşturmacaya tanıklık etmiştir bu koca gövdeli mavi gezegen. Gün batımından başlayıp gecenin kör karanlığına dek süren telaşlar, birbirini kovalayan uğultular. Ve binlerce el, tıkır tıkır işleyen… Hem de durmak nedir bilmeyen. Kaldırıp başını baktığında etrafa, gözünün gördüğü ne varsa hüneridir işte bu ellerin. Bu eller ki üretirler bitmek bilmeyen bir tempoyla. İşçi elleri. Ve kadın elleri… İşçi kadının elinin değmediği, alın terini akıtmadığı, göz nurunu dökmediği iş yoktur aslında. Evde, işyerinde, fabrikada çalışır durur kadın. Üstelik her şeyle tek başına mücadele etmek zorundadır çoğu zaman. Çocuğun bakımı, ev işleri ve emek gücünü sattığı işyeri. Gün doğarken başlar mesai ama ne zaman biteceği belli değildir. Fabrikalardan madenlere, bürolardan tarlalara kadar işçi kadınlar hemen hemen her işkolunda yer alıyorlar. Kısacası hayatın her alanında üretiyor emekçi kadınlar. İşçi sınıfının kadınları için boşuna yaşamın, dünyanın yarısıdır denmiyor.
Peki, yaşamın, dünyanın yarısı olmak ne demektir? Sadece alın teri dökmek yeterli midir? Durmadan çalışmak, üretmek midir yalnızca? Sömürü karşısında çaresiz hissetmek midir? Evde, sokakta bize biçilen role uymak mıdır? Bin bir çileyle, yoklukla büyüyeceğini bildiğin halde üç-beş çocuk siparişlerine kanıp çocuk doğurmak mıdır? Kahırla, yoklukla, yoksullukla boğuşmak mıdır? Nedir yarısı olmak dünyanın?
Ne kadar çok çalışırsa çalışsın kadınlar aslında yaşamın da dünyanın da yarısı olamıyorlar. Kapitalist dünya emekçi kadınlara hiçbir güzellik vaat etmiyor, gelecek korkusu olmadan geçirilen mutlu bir yaşam vaat etmiyor. Oysa emekçi kadınların istediği ve hak ettiği dünya, üzerinde çok daha mutlu yaşamlar sürülebilecek bir dünyadır. “Yalan dünya” demeden, “kahpe dünya” demeden, bozuk düzene lanetler yağdırmadan, sövgüler dizmeden yaşanabilecek bir dünya…
Tüm heybetiyle güneşin etrafında dönmeye devam ederken dünya, geceyle gündüzü, mevsimleri, güneşin sıcağını yaşatırken insanlara, düşünenler de olmuş dünya neden bu kadar acıya tanıklık etmek zorunda diye. Nice kadın da düşünmüş ve bu dünyanın değişmesi gerektiğine karar vermiş. Bunun için tıpkı kendileri gibi emekçi olan kadın ve erkek işçilerle bir araya gelmiş, örgütlenmiş, mücadeleye atılmış. Çünkü yaşamın yarısı olmak sadece yaşamın yükünün yarısını çekmek demek değil. Yaşamın yarısı olmak dünyayı değiştirme mücadelesinin de yarısı olmaktır aynı zamanda.
Dünyanın yarısı olmak, sımsıkı sarılıp hayata çelişkilerin üzerine gitmektir. Emekçi kadınları hor görenlerin, ezenlerin, pasifleştirenlerin dayattığı kadın kimliğini reddetmek, yepyeni bir kişilik edinmek için uğraşmaktır. Yaşamlarımız mutfakla, fabrikadaki tezgâh arasında heba olmasın diye bir şeyler yapmaktır. Şiddete, tacize, çifte ezilmişliğe boyun eğmemek ve özgürleşmek için çabalamaktır. Grev çadırındaki grev gözcüsü, grev halayındaki halay başı olmaktır. 1 Mayıslarda kalbinin tüm dünyadaki sınıf kardeşlerinle aynı anda, aynı heyecanla atmasıdır. “Her dalı yemiş dolu bu dünyada” açlıktan ölen her çocuğu kendi çocuğun gibi sahiplenmek ve buna karşı mücadele etmektir. İşçi sınıfı için sadece yıkım ve acı anlamına gelen emperyalist savaşlarda sınıf kardeşlerimizin kanının dökülmesine hayır demektir. Hükümet eliyle yürütülen politikalarda emekçi kadını yeni prangalara mahkûm eden düzenlemelere karşı çıkmaktır. Dünyayı yok oluşa sürükleyen kapitalist sisteme karşı mücadeleyi içselleştirmek, bu temelde eşitsizliğe, adaletsizliğe ve emperyalist savaşlara karşı “sınıf savaşını” yükseltmektir. Kadının, işçi sınıfının ve insanlığın kurtuluşu yolunda ter dökmektir.
Emekçi kadınlar emektar, cefakâr ve güçlü ellerini işçi sınıfının mücadelesinde birleştirdiklerinde, yaşamın sadece yükünü değil güzelliğini de taşıyacaklar. Ve işte o zaman dünyanın gerçekten yarısı olacaklar.
Acılar ve Sevinçlere Dair
- Değişim İstiyorsak İşçi Sınıfının Siyasetini Yapmalıyız
- Pazar Yerinden Sesler: “Ödenmeyecek! Ödemiyoruz!”
- Bu Ziller Zamlara Alamet
- “Bu Hayatı Yaşamanın Başka Bir Yolu Olmalı…”
- Asıl Değerli Olan…
- Egemenlerin “Zafer Yolları”nda İnsan Kalabilmek
- Önemli Olan Başına Gelen Değil, Onu Nasıl Karşıladığındır!
- Emekçi Kadınlar: Yağmacı Enkaz Düzenine, Tek Adam Rejimine Hayır!/1
- Emekçi Kadınlar, Kadın Düşmanlarına 14 Mayıs’ta HAYIR Diyecek!
- Eşitlik ve Özgürlük İstiyoruz!
- Emekçi Kadınlar 1 Mayıs Coşkusunu Paylaşıyor
- Nefes Almak İstiyoruz! Baskıcı Rejime ve Saldırılarına Karşı 1 Mayıs’ta Alandayız!
- Mata Direnişçisi Kadın İşçiler: Bu Bir Onur Mücadelesi!
- Emekçi Kadınlar 8 Mart’ta Meydanlarda ve Direniş Alanlarındaydı!
- Mata İşçileri 8 Mart’ı Direniş Alanında Kutladı
- UİD-DER Kadın Komitesinin 8 Mart Açıklaması: İnsanlığı Acı ve Kedere Boğan Çarkı Bozuk Düzene Karşı Mücadeleye!
- Emekçi Kadınlar: Şimdi Dayanışma Zamanı!
- Bir Yanımız Uzay Çağı Bir Yanımız Yoksulluk
- Pazara mı Gitsek Ucuz Olur Markete mi?
- İşçi Anne Babalar Çocuklarını Nasıl Yetiştirmeli?
- 12 Eylül’den Önce 12 Eylül’den Sonra
- “Yaşam Adil Olmadan Ölüm Adil Olur mu?”
- Hak İstiyorsak Sorumluluk Almalıyız
- Pazar Yerinden Sesler: “Ödenmeyecek! Ödemiyoruz!”
- Erizihson Efsanesi ve Açgözlülük Meselesi
- Sermayenin ve İktidarın Saldırılarına Birlikte Karşı Duralım!
- İşçi Dayanışması 185. Sayı Çıktı!
- “Yolun Karanlığı Olmaz, İyi Bir Arkadaşla Yürüyene”
- Sınırdışına Çıkmak mı Sınırları Aşmak mı?
- Dünya Meydanlarından Yükselen Sesler Bize Ne Anlatıyor?
- “Bu Hayatı Yaşamanın Başka Bir Yolu Olmalı…”
- Titan’dan Titanik’e Kapitalizmin Akıl Dışı Hikâyesi
- “Büyük Türkiye”den “Türkiye Yüzyılı”na Hayatımızda Ne Değişti?
- Kıdem Tazminatına Ne Oldu?
- Saldırılara Nasıl Karşı Koymalı? Maden-İş Örneği Yol Gösteriyor!
- İşçi Dayanışması 184. Sayı Çıktı!
- Asıl Değerli Olan…
- Neden ve Nasıl Değiştim?
- Birimize Yapılan Hepimize Yapılmış Demektir!
- Armut Ağacı ve Bilinç Meselesi
Son Eklenenler
- Ben kendi harçlığımı çıkarmak için yazları çalışan bir öğrenciyim. Hayat pahalılığından dolayı çalıştığım yerde bazen mesailere kalıyorum. Hem bedenen hem de psikolojik olarak o kadar çöküyorum ki o günlerde! Ruhumu dinlendirebileceğim, rahat bir...
- Fabrikamızda bir haftadır ek zam alabilmek için mücadele ediyoruz. Umut da cesaret de bulaşıcıdır derler. Biz çevremizdeki fabrikalarda işçi arkadaşlarımızın verdiği mücadelelerden etkileniyoruz. Onları yakından takip ediyoruz. Özellikle geçim...
- İşçiyi köle gibi çalıştırmayı kendilerine hak gören patronların pervasızlıkları, işçilerin haklarına yönelik saldırıları bitmiyor. Geçtiğimiz günlerde BİM (BİM Birleşik Mağazaları A.Ş.) Balıkesir Bölge Müdürlüğü, Balıkesir Bölge Deposu...
- Agrobay Seracılık’ta sendikalı oldukları için tazminatsız işten atılan işçiler direnişlerinin birinci ayında İstanbul’da Almanya Başkonsolosluğu önünde basın açıklaması yaptılar. Toplu iş sözleşmesinden doğan geriye dönük alacakları için eylemler...
- Libya’da 10 Eylülden bu yana etkili olan şiddetli yağış ve seller sonucunda meydana gelen felaketin boyutu giderek ağırlaşıyor. Libya’nın doğusunu vuran, 100 bin kişilik liman şehri Derne’nin büyük bir bölümünü sulara gömen sel felaketinde 10 binden...
- İsviçreli işçiler 16 Eylülde talepleri için meydanlara çıktı. İsviçre Sendikalar Federasyonu (USS) ve demokratik kitle örgütlerinin çağrısıyla Bern kentinde toplanan işçiler artan hayat pahalılığına karşı ücretlerin arttırılmamasına tepki gösterdi.
- Ben Bilecik/Bozüyük’te metal fabrikasında sendikalı olarak çalışan bir işçiyim. 2023-2025 yılları için yapılacak olan grup toplu iş sözleşmesi sürecinden geçiyoruz. Bugün oluşturulan taslak zaman zaman iyi gibi görünebiliyor. Ancak kesinlikle...
- DİSK’e bağlı Limter-İş Sendikası, tersane taşeronlarının sendikalarına yönelik saldırılarını protesto etmek için Tuzla Gemi Tersanesi önünde bir eylem düzenledi.
- Bu yaz gerek ülkemizde gerek dünyada sıcaklıklar artınca çalışma koşulları iyice zorlaşmıştı. Açık alanda güneşe direkt maruz kalan çalışanlarda sıcak çarpması, mide bulantısı ve başka rahatsızlıklar baş göstermişti. Benim çalıştığım şantiyede de bu...
- Ankara’da emekçi kadınlar olarak bir araya geldik, “Diren” filmini izledik. İşçi Dayanışması’nın 184. Sayısında, Emekçi Kadın köşesinde çıkan “Bu Hayatı Yaşamanın Başka Bir Yolu Olmalı…” yazısında anlatılanlar üzerine filmi merak etmiştik....
- İşçi sınıfının şairi Nâzım Hikmet’in bu dizeleri yazmasının üzerinden uzun yıllar geçti. Burjuvazi, ağır çalışma koşullarına ve düşük ücretlere razı edebilmek için işçi sınıfını yalanla beslemeye devam ediyor. Burjuvazi işçi sınıfına sopa göstererek...
- Birleşik Metal İşçileri Sendikası Gebze 1 No’lu Şube, 17 Eylülde, sendika yöneticileri, delegeler ve çeşitli sendikalardan, emek örgütlerinden, sosyalist partilerden konukların katılımıyla 15. Olağan Genel Kurulunu gerçekleştirdi. “Gelenekten...
- ABD’nin Detroit kentinde “3 Büyükler” olarak adlandırılan General Motors, Ford ve Stellantis otomobil fabrikalarında çalışan işçiler toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine greve gitti. 15 Eylülde, Birleşik Otomotiv İşçileri...