Buradasınız
Yaşlı Adam ve Şapkaları
Mersin’den bir işçi

Seneler evvel yaşlı bir adamcağız evine ekmek götürebilmek için inşaatta, tarlada, bulabildiği her işte çalışıyor ama bir türlü belini doğrultamıyormuş. Evin geçimi günden güne zorlaşıyormuş. Kara kara düşünüyor, geçim sıkıntısına çareler arıyormuş. Günler günleri kovalarken terzilik yapan arkadaşı yaşlı adamın derdine belki çare olur diye, “istersen sana şapka dikerim, sen de eşeğine yükler, köy kasaba demeden gezer şapkaları satarsın” demiş. Yaşlı adam arkadaşının bu teklifine çok sevinmiş, hemen işe koyulmuş. Terzinin diktiği şapkaları eşeğinin heybesine yüklemiş, sabahın ilk ışıklarıyla yola koyulmuş. Köy köy, kasaba kasaba dolaşıp şapkaları satmaya başlamış. Eşeğin yuları elinde, şapkaları heybede o köy senin bu kasaba benim gezip durmuş. Güneşin kızgın ışıklarına daha fazla dayanamayan adamcağız yol kenarındaki ağaçlardan birinin gölgesinde dinlenmek için mola vermiş. Hafif hafif esen rüzgârın etkisiyle ağacın gölgesinde bir süre uyumuş. Uyanıp da yola düşmek için kalkınca bir de ne görsün? Eşeğin heybesindeki tüm şapkalar ağaçlardaki maymunların kafasındaymış. Adam ne yapacağını bilemez halde bir o yana bir bu yana koşturmuş. Kan ter içinde kalınca kafasındaki şapkayı çıkarmış, maymunlar da çıkarmışlar. Adam bir sağa bir sola sallamış, maymunlar da bir sağa bir sola sallamışlar. Adam bu kez şapkayı aşağı yukarı hareket ettirmiş, maymunlar da aynısını yapmışlar. İleriye fırlatmış, tüm maymunlar ellerindeki şapkayı aynı yere fırlatmışlar. Yaşlı adam şapkaları toplamış ve yoluna devam etmiş.
Yaşlı adam evine dönünce torununa başından geçenleri anlatmış. “Eğer bir gün zorda kalır da sen de şapka satarsan benim başıma gelenler senin de başına gelebilir. Kulağına küpe olsun, eğer sen de şapkaları maymunlara kaptırırsan benim yaptığımı yap diye nasihat etmiş. Hikâye bu ya, gel zaman git zaman yaşlı adamın torunu da işsiz kalınca dedesi gibi şapka satmaya karar vermiş. Tutmuş eşeğin yularından, gitmiş terzinin dükkânına, doldurmuş heybesini şapkalarla. Köy köy, kasaba kasaba dolaşmış. Çok yorulan delikanlı da tıpkı dedesi gibi yol kenarındaki ağaçların oraya varınca biraz dinlenmek için uzanmış. Uyandığında bir de ne görsün? Dedesinin yıllar evvel başına gelenler kendinin de başına gelmiş. Heybedeki bütün şapkalar maymunların kafasındaymış. Delikanlı hatırlamış tabi dedesinin nasihatini, hemen almış eline şapkasını, bir sağa bir sola sallamış, maymunlar da bir sağa bir sola sallamış. Delikanlı bu kez bir aşağı bir yukarı sallamış şapkaları, maymunlar da bir aşağı bir yukarı sallamış. Delikanlı şapkasını tıpkı dedesinin söylediği gibi ileriye fırlatmış. Maymunlar bir ellerinde şapka, diğer ellerinin işaret parmağını gözlerine götürerek “pışııık” yapmışlar. “Hey delikanlı!” demişler,“senin deden var da bizim dedemiz yok mu?”
Kıssadan hisse: Bizim de işçi sınıfı olarak atalarımız, dedelerimiz, nenelerimiz var. Nasıl ki patronlar sınıfının bir tarihi varsa ve kendi tarihlerinden öğreniyorlarsa biz işçi sınıfının da bir mücadele tarihi var. Biz de kendi mücadele tarihimizden öğreniyoruz. Burjuvaların bizlere yönelik saldırılarına nasıl yanıt vermemiz gerektiğini biz de daha önce mücadele alanlarında ter dökmüş öncülerimizden öğreniyoruz. Bizi boş vaatlerle kandırıp kendi çıkarlarını bizim çıkarlarımızmış gibi gösterenlere karşı kendi geleneğimizden öğrenip kendi geleceğimizin temellerini atıyoruz. Biz işçilere düşen görev, zengin mücadele deneyimlerinden öğrenip örgütlü mücadeleye katılmaktır.
Yaşasın Örgütlü Mücadelemiz!
DİSK: Asgari Ücret Vergiden Muaf Olsun!
- Adres Doğru mu?
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
- Sorumluluk Almadan Kazanım Elde Edemeyiz
- Topluma Fildişi Kulelerden Bakmak
- Mücadele Edenler Mutlaka Kazanır!
Son Eklenenler
- İngiltere’de işçi ve emekçiler, İsrail’in Gazze’de yürüttüğü soykırıma karşı her Cumartesi günü yüz binler olup meydanlara çıkıyorlar. Ulusal Demiryolu, Denizcilik ve Ulaştırma İşçileri Sendikası (RMT), bu eylemlere geniş katılım sağlıyor. UİD-DER,...
- Otobüs yolculuğunda 81 yaşında Menemenli bir Yörük amca ile tanıştım. O yaşında hâlâ kâğıt toplayarak geçimini sağlamaya çalıştığını anlattı. Çocukları olmamış. Eşinin küçük tarlalarının işlerinin dışında çalışmasına karşı çıkmış. “Benim kazandığım...
- 31 Mart 2024’te yapılan yerel seçimler sonrası CHP yönetimindeki İzmir Çiğli Belediyesi, bütçe yok diyerek 146 işçiyi işten attı. Verilen kararlı mücadelenin sonucunda 50 işçinin işe iadesi yapıldı. Yaklaşık 1 yıldır mücadele eden ve verilen sözlere...
- KESK Ankara Şubeler Platformu basın açıklaması yaparak Sayıştay’ın giyim yardımı ücretinin çalışanlardan geriye dönük olarak talep edilmesini protesto etti. Tüm Emeklilerin Sendikası, Türkiye genelinde düzenlediği eylemlerle düşük ücretlerle...
- İspanya’nın başkenti Madrid’de 25 Mayıs Pazar günü on binlerce emekçi sağlıktaki özelleştirme politikalarına karşı sokakları doldurdu. Kamu sağlık hizmetlerinin yıllardır sistematik olarak ortadan kaldırıldığını belirten sağlık işçileri ve emekçiler...
- Tren yolculuğumda, karşı koltukta cam kenarında oturan bir kadın dikkatimi çekti. Yüz çizgileri 50 yaşında gibiydi ama yaşı 38’miş. Eşini Soma’daki katliamda kaybetmiş bir madenci eşiydi. Manisa’da bir gıda fabrikasında çalışıyor, Soma’da çocukları...
- İnsanın gençlik dönemleri heyecan doludur, coşkuludur, dinamizm yüklüdür. Gençliğin bu hali var olanı sorgulayan, ezber bozan, sınırları zorlayan, değişim isteyen düşünce yapısının da temelini oluşturur. Bundan birkaç ay önce bu ifadelerle Türkiye...
- 1 Mayıs’ta da taleplerimizi haykırmak için meydanlardaydık. Sağlık ve eğitim başta olmak üzere her alanda kamu harcamalarının giderek daha çok kısıldığı, sağlık ve eğitim sisteminin çöktüğü, hizmetlerin daha niteliksiz ama daha pahalı hale geldiği...
- 2012 yılının Mayıs ayıydı. UİD-DER’in kış ayları boyunca sürdürdüğü “Kıdem Tazminatımızı Gasp Ettirmeyeceğiz” kampanyasında 62 bin imza toplanmıştı. UİD-DER’li işçiler, o dönemde milletvekili olan Sırrı Süreyya Önder ile beraber Meclis’te yapılan...
- Ruhen ve zihnen sağlıklı bir insan haksızlığa uğradığında, zulme tanık olduğunda rahatsız olur, bunu dile getirme, itiraz etme, tepkisini ortaya koyma ihtiyacı duyar. Normal koşullarda bu haksızlığın giderilmesini sağlamak ister. Gücü yetiyorsa bunu...
- Kapitalizm öyle bir ekonomik ve toplumsal düzendir ki insanların vefa, bağlılık, sevgi gibi duygularını bile istismar eder, tüketimi kışkırtmak için kullanır. Bunu öyle bir sinsilikle yapar ki normal koşullarda uzak durmamız gerektiğini düşündüğümüz...
- Geçtiğimiz günlerde bir marketin önünde, lise öğrencisi bir gencin beş market çalışanı tarafından depoya sürüklenmeye çalışıldığını gördüm. Müdahale ettim. Genç, iki parfüm çaldığını itiraf etti. Korkmuştu, gözleri büyümüştü. Market çalışanlarından...
- Erik ağaçları durmuşsa çiçeğe/ Işıldamışsa kavakların yaprakları/ Sular yürümüşse söğütlerin dallarına/ Sarmışsa madımaklar çimenleri/