Buradasınız
Yirmi Üç Kişilik Dinlenme Alanı ve Sosyal Mesafe
Kocaeli’nden bir metal işçisi
Geçtiğimiz günlerde koronavirüs önlemlerinin alınıp alınmadığını denetlemek için işyerimize kamu görevlileri geldi. Tabi bu denetimin nedeni bir arkadaşımızın işyerinde koronavirüse karşı yeterli önlemlerin alınmadığına dair yaptığı şikâyetmiş. Bir an “vay be!” dedim, “devletimiz işi sıkı tutuyor anlaşılan.” Fakat sonuç gülsek mi ağlasak mı denilecek cinsten oldu.
Dinlenme alanlarımız geçenlerde yeniden düzenlenmişti. 16’şar kişilik iki adet yeni dinlenme alanı yapılmıştı. Denetimden sonra oturaklar yan yana yarım daire şeklinde dizildi. Tabi her oturağın arasında şeffaf siperlikler var. İşyerimizde toplam çalışan sayısı ise 450’nin üzerinde. Gelen yetkililer dinlenme alanlarımıza şöyle bir bakmış ve sorunu hemencecik tespit etmişler. Siperlik olmasını yeterli bulmamışlar. Yetkililer birer boşluk olacak şekilde düzenlenmesini istemişler. Çözüm olarak da her toplu taşıma alanında görmeye alışık olduğumuz birer boşlukla “buraya oturulmaz” işareti yapıştırılması emredilmiş. Ve işverene bolca koronavirüs nasihatleri verip gitmişler. Peki, o yetkililerin aklına, 450 kişiden fazla çalışana eski haliyle 46, yeni haliyle 23 kişilik dinlenme alanının yetmeyeceği gelmedi mi? Bence geldi ama “yetkililer” bunun sermayenin işine gelmeyeceğini iyi biliyorlar. Çünkü koronavirüs önlemleri ucuz olmalı, patronlara külfet olmamalı ve bireyin yani işçinin üzerine yıkılmalı. Yasak işaretleri de koyulsa saatlerce ayakta çalışmaktan bitap düşen biz işçiler yer kalmadığında “yasaklı” sandalyelere oturuyoruz.
Koronavirüs için gerçek dışı önlemler almak bizi kurtarmaz. Önlemler işçilerin çalışma ve yaşam koşullarına, sosyal durumlarına uygun olmalıdır. Biz işçilerin hem ruhsal hem de bedensel ihtiyaçları göz önünde bulundurulmalıdır. Aksi takdirde bir işe yaramaz ve bizim yaşamımızı zorlaştırmaktan öteye geçmez.
- “İstanbul’da Mezar Yeri Alamayız”
- Battaniyelere Değil Sınıfımıza Sarılalım
- Sağlıksız Gıdalara Mahkûm muyuz?
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- Hani Bu Topluma Güven Olmazdı!
- Sabancı’nın Mutlu Yaşam Sırları
- Rahat Yaşamın Sırrı
- Kent Ekmek Kuyruğu: “Ben Öyle İstediğim İçin”
- Sistem Ne Ölümüze, Ne de Dirimize Saygı Duyuyor!
- “7 Kitap, 7 Defter, 1 Litre Su, Yarım Ekmek”
- Siz Kimi Taşıyorsunuz Sırtınızda?
- Yalanlara Değil Birleşmeye İhtiyacımız Var
- Kupona ve Kuraya Bağlanan Umutlarımız
- “Artık Kiracı Kalmaz”, TOKİ’ye Hücum!
- Yoksulluk Utanılacak Bir Şey Değil!
- İşçi Aileleri ve Kreş Çilesi
- Yaz Tatilinde Kriz Var!
- “Yok mu Arttıran?”
- Bakan Nebati’den “Işıl Işıl” Yorumlar ve Uçurumlar
- “Nehir, Nehir, Çocuğumu Geri Verin!”
Son Eklenenler
- Sarayları süsleyen altın, sultanların ve soyluların yaşamında zenginliğin en önemli ölçüsü olmuştur. Fakat bu zenginliği üreten zamanın köleleri ve günümüzün işçileri için bu maden her zaman acı, gözyaşı ve ölüm getirmiştir. Altın madenlerinde...
- Çalıştığım işyerinde uzun yıllardır çalışan ve EYT yasası çıktıktan sonra SGK’ya başvurup emekli olanlar var. Malûm, emeklilik maaşı iktidar eliyle kuşa çevrildi. Bizim patron da sayıları azımsanmayacak kadar çok olduğu için EYT’li işçileri bir an...
- DİSK, 3 Mayısta Türkiye İstatistik Kurumunun (TÜİK) Ankara’daki merkez binası önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. Burada konuşan DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, TÜİK’in enflasyon sepetindeki maddelerin fiyat listesini 2 yıla yakın bir...
- Geçenlerde yeğenimle sohbet ederken “kolajenlerin içerisinde en kalitelisi hangisi bilgin var mı?” diye sordu. Ben de doğal olarak “bir sağlık sorunun mu var, neden kolajen kullanma gereği duyuyorsun?” diye sordum. O da yarı utanarak “hep güzel...
- Dünya genelinde yoksulluk ve baskılar büyüyor, emperyalist savaşın alevleri gün geçtikçe yayılıyor. Kapitalist sömürü düzeninin yarattığı sorunlar, krizler derinleşiyor. İşçi sınıfı ise kapitalist sömürüye karşı mücadele etmekten, birlik olup...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs’ta Türkiye’nin dört bir yanında yüzbinlerce işçi ve emekçi alanlara çıktı, ekonomik yıkımın bedelini ödemek istemediklerini haykırdı. Sendikaların ve demokratik kitle...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs’ta bir kez daha dünyanın ve Türkiye’nin dört bir yanında işçiler meydanlara çıktılar. Kapitalist sömürüye, emperyalist savaşa, yoksulluğa, baskılara, eşitsizliğe, adaletsizliğe...
- İngiltere’de 7 Ekimden bu yana her Cumartesi ulusal çapta eylemler düzenleyerek Filistin halkının yanında yer alan işçi ve emekçiler, egemenlerin savaşına karşı meydanlarda yerlerini almaya devam ediyor. 20 Nisanda ülke çapında çeşitli kent...
- İtalya’da büyük işçi sendikaları iş cinayetlerine karşı binlerce işçinin katıldığı kitlesel bir miting düzenledi. 20 Nisan’da işçiler “Artık Yeter!” sloganıyla işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliği, kamu sağlığı hakkı, adil vergi reformu ve...
- İşyerinde, sokaklarda, toplu taşıma araçlarında insanların yüzlerinden okunan yorgunluk ve mutsuzluk dikkatimi çekiyor. Öfke, mutsuzluk, umutsuzluk bir virüs gibi yayılmaya başladı. “Ama insanlar neden bu kadar mutsuz?” diye düşündüm kendi kendime....
- 1 Mayıs’ın gelmesiyle emekçiler, kadınlar, üniversiteli gençler, emekliler kendi taleplerini haykırmak için alanları doldurmaya hazırlanıyor. Ben de genç bir işçi olarak kendi talebimi haykırmak için alanda yerimi alacağım. Benim talebim çalışma...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs yaklaşırken UİD-DER Mersin temsilciliğinde de “Sermayenin ve İktidarın Saldırılarına Karşı 1 Mayıs Ruhuyla Mücadeleye!” başlıklı etkinlik gerçekleştirildi. Etkinliğe çeşitli...
- Bugünün stajyer öğrencileri, yarının sağlık işçileri olarak 1 Mayıs’ta sesimizi duyurmaya geliyoruz. Kimimiz ailelerinden uzakta farklı şehirlerden gelip yurtlarda kalan, kimimizse aileleriyle İstanbul’da yaşayan öğrencileriz. Biliyoruz ki stajyer...