Buradasınız
Yoksul Gençler Nasıl Yaşıyor, Ne Hayal Ediyor?
İşçi ve emekçilerin çocukları ne düşünüyor, nasıl yaşıyor? Sosyal bir yaşamları var mı, hayalleri neler? Bu soruların cevabını almak üzere, yoksul bir işçi mahallesinde yaşayan gençlerle bir araya geldik.
Hayaller Audi önü, hayatlar torna başı!
“Çevrenizdeki gençler zamanlarını nasıl geçiriyor” diye bir soru yönelttiğimizde; “Cep telefonu!” diyerek söze başlıyor Caner. Sonra biraz da sitem ederek arkadaşlarının cep telefonlarıyla çok zaman harcadığını anlatmaya başlıyor. Yeni bitirdiği meslek lisesindeki, mahallesindeki, çalıştığı işyerindeki arkadaşlarının büyük bölümünün telefondan kafasını kaldırmadığını söylüyor. Burada Zeynep söze giriyor: “Telefonda zaman öldürüyoruz, ama sosyal medya neredeyse tek eğlence kaynağımız.” Caner, biraz mahcup şekilde “itiraf edeyim bazen ben de sosyal medyaya kaptırıyorum kendimi. Aynı uyuşturucu bağımlısı gibi sosyal medya bağımlısı olup çıkıyoruz!” diye de ekliyor. Sosyal medya bağımlılığının gençleri asosyalleştirdiğini, içine kapanık hale getirdiğini örnekliyor. Kardeşi Berivan da ağabeyinin açtığı konu üzerinden sohbetimize dâhil oluyor; “ben bir şeye çok üzülüyorum. Ünlülerin, zenginlerin Instagram adreslerini takip ediyorlar; onların gezdikleri yerlerin, giydikleri kıyafetlerin, yedikleri yemeklerin fotoğraflarına bakıp tatmin oluyorlar.”
Efecan itiraz ediyor: “İnsanın elinde değil, onlar gibi olmak istiyorsun. Herkes daha güzel yaşamak istemez mi?” Caner’in ağzından “ama sadece özenebiliyoruz, onlar bizden o kadar uzakta ki” sözleri dökülüyor. Şunları anlatıyor: “Ünlülerin, zenginlerin davranışları, fotoğrafları taklit ediliyor. Diyelim güzel bir yerden geçiyorsun tesadüfen, herkesin aklına selfie çekmek geliyor. Alışveriş yapıyor gibi fotoğraf çekilen arkadaşlarım var mesela. Ya da biz meslek liseliydik; kimse torna başında kir-pas içinde fotoğraf paylaşmıyor ama park etmiş bir Audi marka araba görüyorsun, onun önünde fotoğraf çekilmek moda! Bütün bunlar takipçi sayılarını yükseltmek için. Bu yolla da ‘bütün gözler benim üzerimde, gözünü benim üzerime dik, beni takip et’ demek istiyorlar.” Kuşkusuz tüm bu davranışların altında yatan kaygı beğenilme ve farklı olma arzusu... Berivan arkadaşlarını anlatıyor: “yaşadığı hayattan farklı bir imaj yaratmak istiyor arkadaşlarım. Kendilerini olmadıkları biriymiş gibi gösteriyorlar.” Zeynep gülüyor: “Ama hepimiz birbirimizin ne olup ne olmadığını biliyoruz. Ne yapacaksın işte, insan böyle rahatlıyor biraz.”
İşçi çocuklarının gözde aktivitesi: AVM gezmek!
Caner yaz aylarını arkadaşlarıyla birlikte nasıl geçirdiğini anlatıyor. İş bulabilenler bir yere girip tüm yaz boyunca çalışmış, bulamayanlar ise bu yazı da tatil nedir bilemeden geçirmiş. “Yazın hiç gezmediğimiz yerlere gidelim dedik. Hiç kumpir yemeyen arkadaşım var mesela, kumpir yemeye gidelim dedik” diyerek yaptıkları planları anlatmaya başlıyor. Tahmin edersiniz planlar hep suya düşmüş; “Gidemedik bir yere, çünkü kimsede para yok. Bir arkadaşım yine böyle bir planımız suya düşünce «fakir doğduk fakir öleceğiz» demişti. Sanki kaderimiz böyle yazılmış gibi!” Efecan gülerek ekliyor; “ama birkaç kere Taksim’e gittik. Ne yaptınız derseniz; boş boş gezdik, kafeye oturup birer çay içtik.”
“Bizimkiler de AVM’leri geziyor” diyor Berivan da, “sinemaya, tiyatroya maddi açıdan gidemiyor kimse zaten. AVM’ye sık sık gidiyoruz. Ama gidip sadece geziyoruz, vitrinlere bakıyoruz.” Sonra da oldukça çarpıcı bir yorum yapıyor: “Köyde yaşarsın da orada bir şey yapamazsın ama biz İstanbul’da yaşıyoruz. Koskoca İstanbul’da yapmadığımız, bilmediğimiz o kadar çok şey var ki! İstanbul’da yaşıyoruz ama sanki köyde yaşıyormuşuz gibi hep bir sınır var. Hep sınırın belli, küçük bir çember etrafında dolanıp duruyoruz!”
“Onlar da böyle hissetsin, mücadele etsin diye!”
Caner ile Berivan UİD-DER’in etkinliklerine katılıyorlar. Zeynep ve Efecan ise henüz yeni tanışmışlar UİD-DER’le… Berivan ile Caner kendi değişimlerini anlatıyor ve arkadaşlarını da teşvik ediyorlar. Utangaç, içine kapanık hallerinden sıyrılıp insanların karşısında şiirler okumaya, keman çalmaya başladıklarını anlatıyorlar gururla. İlk kez tiyatroya, konsere, tatile UİD-DER sayesinde gittiklerini söylüyorlar. Gözleri ışıl ışıl parlıyor. Caner “gözlerimiz açıldı, işçi mücadelesiyle tanışınca” diyor. Berivan ekliyor: “Biz UİD-DER’li olduğumuz için şanslıyız, işçi çocuğu olmakla gurur duyuyoruz.” Caner devam ediyor: “Yoksulluk içinde yaşamak istemiyoruz. Ama bu toplum değişirse hepimiz insan gibi yaşarız, istediklerimizi yaparız. O yüzden gençler olarak «bu düzeni değiştirelim» diyenlere ses verelim diyorum!”
Asıl Düşman Kim?
SGK da Krizden Nasibini Aldı!
- İşçi Sınıfının Ortak Mücadele Dili: GREV!
- Umudumuzu ve Direncimizi Güçlendirelim, Mücadelemizi Büyütelim!
- İşçi Dayanışması 201. Sayı Çıktı!
- Zeytinyağı, Margarin, Süt Tozu
- Toplumsal Sorunların Bireysel Çözümü Mümkün mü?
- Gelişen Ufkumuz, Değişen Dünyamız
- Köşemize Çekilmiyoruz, Emekçi Gençlik Köşemizle Güçleniyoruz!
- Her Şeyi Paraya Bağlayanlar Kim?
- Devlet Bütçesi Kimin Bütçesi?
- İşçilerin Tek Çıkış Yolu Birlik, Dayanışma ve Mücadeledir!
- İşçi Dayanışması 200. Sayı Çıktı!
- Muhammed Ali’nin Haykırışı ve Gerçek Düşmanlar
- Kapatılan Ocakların Susmayan Bandosu
- Umut Sende Bende Bizde...
- “Ne Olacak Bu Memleketin Hali?”
- Anastasya, Dilan ve Hafızamız
- Ülkeyi Şirket Gibi Yönetmek…
- İşçilerin Birliği ve Dayanışması Güçlendikçe Umut da Büyür!
- İşçi Dayanışması 199. Sayı Çıktı!
- Gerçek Adalet Mücadelemizle Gelir
- Yalnız Taştan Duvar Olmaz
- Köşemize Çekilmiyoruz, Emekçi Gençlik Köşemizle Güçleniyoruz!
- Muhammed Ali’nin Haykırışı ve Gerçek Düşmanlar
- Özgür Olmak Demek…
- Asıl Sorumlular Kim? Emekliler mi? Egemenler mi?
- Yaşadım Diyebilmek İçin!
- Milletvekili Maaşları Seni de Kızdırıyor mu?
- Biz Yeni Bir Dünya Kuracağız!
- “İşçiye Verilen Değer” Bu mu Olmalı?
- Cep Telefonu, Okul Gezisi ve Hayatın Gerçekleri
- İyi ki UİD-DER’liyim…
- Zulme Karşı Çıkmanın Mutlaka Bir Yolu Vardır
- Bizi “Biz” Yapan Şarkılarımız…
- Nasırlı Ellerin Yumruğu Bugün!
- Kariyer Gelişim Masallarıyla Geleceği Çalınan Gençler
- Bir Şarkının İzinden: Bir Yere Gitmiyoruz!
- “Neyin Yoksa Ondan Sakın Vazgeçme Oğlum”
- Yarına Gidenler, Yarınlar İçin Mücadele Edenler
- “Yarın Ölmek Dün Ölmekten Daha Saçma”
- Okuyan Bir İşçi Soruyor
Son Eklenenler
- Balıkesir Gönen’de bulunan Arıtaş Kriyojenik’te 19 Aralıkta başlayan grev 10 Ocakta anlaşmayla sonuçlandı. DİSK/Emekli-Sen 11 Ocakta Türkiye genelinde İzmir’den Trabzon’a, İstanbul’dan Denizli’ye pek çok ilde “TÜİK Verileri Kirli ve Yalan; Açlık,...
- Aralık ayında Birleşik Metal-İş sendikasının örgütlü olduğu Hitachi Energy, GE Grid Solutions, Schneider Elekrik, Arıtaş Kriyojenik ve Green Transfo fabrikalarında peşi sıra grevler başladı. Çok geçmeden de sermaye sınıfının tatlı kârlarını düşünen...
- İzmir Buca’da sendikal baskıların ve işten atma saldırısının devam ettiği Telus önünde direniş başladı. Adana’da SASA Polyester’in PTA tesis şantiyesinde Gemont Endüstri ve ardından Metropol İnşaat adlı taşeron şirketler bünyesinde çalışan inşaat...
- Yeni bir yılın, 2025’in ilk günlerini yaşıyoruz. Ama işçi ve emekçilerin yüreğinde “yeni” olanın getirdiği heyecan ve umut yerine büyüyen endişeler ve kasvet var. Takvim yaprakları hariç hayatımızda değişen tek şey yaratılan ekonomik yıkımın...
- Her Aralık ayında izlediğimiz asgari ücret tiyatrosu bu yıl çok daha trajik bir şekilde sonuçlandı. Resmi enflasyonun, TÜİK’in uydurma rakamlarıyla bile yüzde 47 olduğu, ENAG’a göre yüzde 87 olduğu bir süreçte asgari ücrete sadece yüzde 30 zam...
- DİSK’e bağlı Birleşik Metal-İş Sendikası ile Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası (MESS) arasında 2024-2026 dönemi için yürütülen TİS görüşmelerinde MESS’in yüzde 40 oranında zam dayatması üzerine Schneider Elektrik’in Manisa ve Kocaeli...
- İzmir Büyükşehir Belediyesi bünyesinde, İZENERJİ, İZELMAN, Ege Şehir Planlama, İZFAŞ şirketlerinde çalışan DİSK/Genel-İş Sendikasında örgütlü işçiler maaş, yılsonu ikramiye ve eğitim alacakları ödemelerinin geç ve eksik yapılmasını protesto etmek...
- UİD-DER’li emekçi kadınlar olarak, bir grup Polonez direnişçisi kadın kardeşimizle güzel bir sohbet gerçekleştirdik. Direnişçi bir ablamız “bize hep ‘aman kurulu düzenimiz bozulmasın’ düşüncesini bellettiler” dedi. Bu söz üzerine uzunca sohbet ettik...
- Polonez işçileri 173 gün süren mücadelelerinin kazanımla sonuçlanmasının ardından fabrika önünde kurdukları direniş çadırını halaylarla, sloganlarla kaldırdılar. 7 Ocakta direniş alanında zaferlerini kutlayan işçiler, davul zurna eşliğinde halaylar...
- İktidar ve sermaye sınıfının saldırıları böylesine ağırken işçilerin birlik olamayacağını düşünmek kime yarar sağlar? Bu düşünce doğru bir akıl yürütme yöntemi olabilir mi? Karşımızdaki yıkım tablosu, işçilerin birleşmek dışında bir çıkış yolu...
- İstanbul Çatalca’da bulunan Polonez fabrikasında işçiler Tekgıda-İş Sendikası’nda örgütlendikten sonra gerekli şartları sağlamalarının ardından yetki başvurusunda bulunmuş ve hemen ardından 146 işçi işten atılmıştı. İşten çıkarmaların ardından...
- Aile Sağlığı Merkezi (ASM) çalışanları, 1 Kasımda yürürlüğe giren Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliği’ni protesto etmek için 6-10 Ocak günlerinde Türkiye genelinde iş bırakıyor. ASM çalışanları “Eziyet Yönetmeliği” olarak nitelendirdikleri...
- Vivident, Mentos gibi sakız ve şekerleme markalarının üreticisi olan Perfetti Van Melle’nin İstanbul/Kıraç’ta bulunan fabrikasında çalışan işçiler Tekgıda-İş Sendikasında örgütlenmiş, şirket yönetiminin sendika düşmanı tutum ve baskılarıyla...