Buradasınız
Yüreğe Bağlı Zincirler
İstanbul Üniversitesi’nden bir öğrenci

Yüzyıllardan beri dilden dile dolanıp anlatılan, bazen rahat bir uyku çekmemizi, bazen büyük dersler çıkarmamızı sağlayan bazı masallar vardır. Şimdi size tam da öyle bir masal anlatacağım. Yalnız bu masal sözde eğitim adı altında çocuklarımızın zihnini bireysel kurtuluş ve kahramanlık mücadeleleriyle doldurduğu masallar gibi olmayacak. Masalımızın adı “Bir Fil Yetiştirmek”
Hintli bir şehzade kendine bir fil seçmek üzere, ülkenin en iyi fil yetiştiricilerini sarayının bahçesine çağırır. Hemen ertesi gün bahçede yirmiye yakın fil vardır. Bütün filler sarı, pembe, mor boyalarla süslenmiştir. Boyunlarında itinayla örülmüş çiçek halkaları ve her filin etrafında onu terbiye etmek için sivri çubuklarla bekleyen 50 yardımcı hazır bulunmaktadır. Şehzade bu renkli kalabalığın içinde gezinmeye başlar. Fillerin hortumlarını okşar. Sivri çubuklarla dürtülen filler şehzadenin önünde diz çökerler. Tek tek filleri inceleyen şehzade bir filin önüne gelince birden durur. Diğer fillerden farkı vardır bu filin. Yanında onu kontrol etmeye hazır yardımcı kalabalığı yoktur. Filin genç sahibi tek başına gelmiştir. Elinde sadece filin bacağına bağlı zayıf bir zincir tutuyordur. Şehzade bu durumu fark edince çok şaşırır. Çünkü bu büyülükte bir fil, bırakalım zinciri, zincirin bağlı olduğu ağacı bile kökünden devirebilir.
“Filinin kaçmasından korkmuyor musun?” diye sorar şehzade. Filin sahibi sakin bir sesle, “hayır efendim, bacağı zincire bağlı” der. Şehzade sorusunda ısrar eder: “Peki, zinciri elinden çekip koparmasından da mı korkmuyorsun?” Filin sahibi soruya şöyle açıklık getirir: “Efendim bu gördüğünüz fil bana geldiğinde küçük, güçsüz bir yavruydu. O zamandan beri aynı zincirle aynı ayağından bağlı tutuyorum onu. Küçükken zinciri koparıp kaçmaya çalıştı tabii. Hem de çok kere, ama başaramadı. Bütün gücüyle denedi ama nafile. Zincir onu her defasında çok sağlam tuttu. Şimdi ise büyüdü, güçlendi. Denese elbette zinciri koparır. Zaten gördüğünüz gibi zincir hiçbir şeye bağlı bile değil elimle tutuyorum. Ama çocukluğundan beri bu zinciri koparamayacağını öğrendi bir kere, evet gücü arttı ama ümidi tükendi. Artık çoktan denemeyi bıraktı. Bu gördüğünüz zincir filin bacağına değil, yüreğine bağlı aslında.”
Biz işçi sınıfının evlatları, çocukluğumuzdan itibaren bu kokuşmuş kapitalist sistemin çeşitli propaganda araçlarına maruz kalarak büyüdük. Medya ve eğitim bu araçların başında geliyor. Küçüklüğümüzden beri zihnimiz tam da masalda bahsedilen zincirlerle bağlandı ve bunları koparamayacağımıza, istesek de zincirlerimizden kurtulamayacağımıza inandırıldık. Öyle güçlü bir algı yaratıldı ki biz de sınıfımızın bir parçası olan genç arkadaşlarımızdan şu sözleri duyar olduk: “Böyle gelmiş böyle gider”, “Bizden hiçbir şey olmaz.” Ama bu cümleleri kuran arkadaşlarımızın, egemenler tarafından onlara zorla unutturulan bazı gerçekleri hatırlamaya ihtiyacı var. O da asıl zincirin yüreklerimize, bilincimize bağlı olduğudur!
Biz yüreklerimize, bilincimize zincir vuran bu sistemde yaşamayı reddediyoruz. Sınıfımızın saflarında birleşip, birlikte mücadeleye dört elle sarıldığımızda ne kadar büyük bir güçte olduğumuzu anlayabiliriz. İşçi sınıfının bir halkasını oluşturan biz gençlerin en büyük gücü örgütlülüktür. Hiçbir koşulda ümidimizi elimizden almalarına izin vermeyelim. Bilelim ki insanın insanca yaşayacağı bir dünyanın yaratılması uğraşında elini taşın altına koymak, sorumluluk alarak mücadeleye atılmak zincirlerimizden kurtulmanın tek şartıdır.
- Yaşadığımız Çağın Sorumluluğunu Almak, Guido Gibi Olmak!
- Çatalca’ya Bir Ziyaretin Ardından
- Mücadele Geleneğimizin İzinde: Bayrak Elden Ele
- Sınavlar, Gelecek Kaygısı… Çözüm Nerede?
- Nehirler Akmaya, Gençlik Mücadeleye Devam Eder!
- Yaşımız 19…
- UİD-DER’de Çocukların Anlattıkları
- Gençliğe Çağrı: Bize Kılavuz Gerek!
- Üniversite Hayalleri ve Hayatın Gerçekleri...
- “Kıyamet Sığınakları” ve Bizim Sığınağımız
- “Babamıza Bile Güvenemeyecek miyiz?”
- Reklam Deyip Geçmeyelim!
- Yalnızlık ve Korku Duvarını Hep Birlikte Yıkalım!
- Mücadelenin Gençlerinden Sokak, Slogan ve Meydan
- Örgütlüysek Her Şeyiz!
- Arenalardan TikTok’a Uyuşturma Araçları
- Hüsrevlerin Değil Ferhatların Destanıdır Hatırlanan
- “Kafasını Telefona Gömen Gençlerden Değiliz!”
- Onlar “Kazanalım” Dedikçe Biz Kaybediyoruz
- Yalnız Taştan Duvar Olmaz
Son Eklenenler
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri’nin çağrısıyla İstanbul Kadıköy’de yapılan mitinge binlerce kişi katıldı. Kadıköy Söğütlüçeşme’de toplanan kitle, “Savaşa ve Sömürüye Karşı Demokrasi ve Barış Kazanacak” pankartı arkasında rıhtımdaki miting...
- Türk-İş’e bağlı Koop-İş Sendikasının örgütlü olduğu Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na bağlı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’nın (SYDV) Türkiye genelindeki 1003 kurumunda çalışan 10 bin kamu işçisi 29 Ağustosta greve çıktı.
- Güvenliğin ve danışmanın olduğu katta her 5 dakikada bir “sistemsel hata ve arıza olduğu için tüm katlarda hizmet verilemiyor” şeklinde anonslar yapılıyordu. Önce güvenliğe gidip bu yapılanın yanlış olduğunu, insanlara memurların iş bıraktığının...
- Filler Sultanı ile Kırmızı Sakallı Topal Karınca adlı romanında Yaşar Kemal, sömürülenlerle sömürücüler arasındaki büyük çelişkiyi anlatır. “Çünkü” der, “sömüren güçlü azınlıkla, sömürülen ve güçsüz sanılan çoğunluk, her çağda vardı. Ama bu çelişki...
- İktidarın “Kamu Çerçeve Protokolü” sürecindeki tutumunu protesto etmek için yapılan bir eylemin ardından bir kadın işçi çevresindeki insanlara sordu: “Bu sene hiç kiraz yediniz mi?” Bu soruya evet diyen tek bir kişi çıkmadı. Kilosu 700 lirayı aşan...
- Mücadele örgütümüz UİD-DER’in saflarında yer almış her işçi kardeşimizden, çoğu zaman övgü dolu sözler duyarız. Bu sözler tesadüf değil, UİD-DER’in sınıf mücadelesinin tarihsel deneyimlerinden süzülüp gelen mücadele kültürünün bir sonucudur. Ben de...
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri, 1 Eylül Dünya Barış Günü kapsamında 31 Ağustos Pazar günü Kadıköy’de bir miting düzenleyeceklerini duyurdu. Miting çağrısı, Mecidiyeköy’de bulunan Tüm Bel-Sen İstanbul Şube binasında 27 Ağustosta...
- Toplamda 6,5 milyon kamu emekçisi ve emeklisini ilgilendiren 8. Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerinde, anlaşma sağlanamadı. Kamu İşveren Heyeti ile konfederasyonlar arasında görüşmeler çıkmaza girdiği için, süreç Kamu Görevlileri Hakem Kuruluna...
- İzmir’den İstanbul’a belediye çalışanları, ücretlerinin geç veya eksik ödenmesi, tazminatlarının ve yan haklarının ödenmemesi nedeniyle çeşitli eylemler yapıyor. Evlerini geçindirmekte zorlanan emekçiler, alacaklarının bir an önce ödenmesini talep...
- 600 bin kamu işçisini ilgilendiren Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Protokolü (KÇP) süreci, kamu işçilerinin taleplerinin görmezden gelinerek sefalet zammına imza atılmasıyla sonuçlandı. Harb-İş İstanbul Şube Başkanı Murat Yalçınkaya ile Kartal...
- Grev yerindeki bir sohbet sırasında bir işçi kardeşimiz çocuğunun aşçılık bölümünü seçtiğini anlatırken bu durumun onu üzdüğünü şu sözlerle dile getirmişti: “Biz istedik ki bizim gibi işçi olmasın, mühendis olsun, doktor olsun, ezilmesin. Ama olmadı...
- Biz Gebze’den bir grup UİD-DER’li işçi olarak Omsa Metal direnişini ziyaret ettik. Direnişçi işçilerle sorunlarımız üzerine sohbet ettik.
- Kapitalist sistemin tarihsel krizi, siyasi iktidarın sermaye sınıfının çıkarlarına göre yürüttüğü politikalar biz emekçileri derinden etkiliyor. Açlık sınırı altında kalan sefalet ücretlerine mahkûm edilmiş durumdayız. Bizler insanız, sadece...