Buradasınız
İş Güvencemize Sahip Çıkalım
Tuzla’dan bir kadın işçi
Hükümet işçi sınıfının önemli bir kazanımı olan ve aynı zamanda da iş güvencesi demek olan kıdem tazminatı hakkını en az tepki ile elinden almak için bin türlü yalan ve çarpıtmaya başvuruyor. AKP hükümeti oluşacak fon sayesinde tüm işçilerin tazminat alabileceğini ballandıra ballandıra anlatırken, arka planda burjuva hükümete ve patronlar sınıfına milyonlarca işçinin alın terini ceplerine doya doya indirebilecekleri bir fon oluşturmanın peşinde. İşçilerin her bir yıl için 30 gün olan tazminat hakkının düşürülmesi planları gündemde. Kurulacak olan fondan işçiler 10 yıl dolmadan yararlanamayacak. Yani kıdem hakkından işçiler, ihtiyaçları olduğunda yararlanamayacaklar. Kıdem tazminatının fona devredilmesi demek işçi sınıfının tazminat hakkının uzun vadede hiç edilmesi ile işçi ücretlerinin daha da düşürülmesi demektir.
Bugün bir işyerine işçi alınırken genç işçiler önceliklidir. Çünkü patronlar sınıfı genç işçilerden daha verimli bir şekilde faydalanarak daha kârlı bir üretim yapmanın derdinde. Aynı zamanda hükümet belli yaş aralıklarında genç işçileri istihdam eden işverenlere maaştan SGK primine kadar birçok konuda destek sunuyor. Bu nedenle de belli bir yaşın üstündeki işçilerin iş bulması zor olduğundan genç olmayan işçiler aynı işyerinde uzun süre çalışmak istiyorlar. Patronlar sınıfı ise eski ve belli bir yaşın üzerindeki işçileri kıdem tazminatı ödemek istemediği için bugüne kadar işten çıkarmaktan kaçınırken, şimdi kıdem tazminatını ödemekten kurtulacağı için istediği işçiyi istediği gibi işten çıkarabilecek. Eski ve kıdemli işçilerin işine son verip daha ucuza yeni işçi çalıştırmayı tercih edecek. İş güvencesi anlamına gelen kıdem tazminatı ödeme engeli kalktıktan sonra bir işçinin 10 veya 15 yıl aynı işyerinde emek vermiş olmasına bakmayıp işine geldiğinde o işçiyi rahatça kapının önüne koyabilecek. Kapıda daha ucuza çalıştırabileceği milyonlarca işsiz işçi varken patronlar sınıfının bunu yapmasının önünde ne engel olabilir ki?
İşçilere belli dönemlerde giriş çıkış yaptırılarak geriye dönük hakları ve kıdemleri sıfırlanıyor. Bundan önceki çalıştığım işyerinde işveren 4-5 yılda bir giriş-çıkış yaparak işçilerin hem yıllık izinlerinin beş yıldan sonra artmasını engelliyordu, hem de bazı işçileri işten çıkarıyordu. Böylece işçilerin kıdemi de içeride birikmemiş oluyor ve üretim işverenin çıkarlarına göre yeniden planlanıyordu. Eski işçiler bu durumu şöyle anlatıyorlardı. “Şimdi müdürler, şefler gelip bize üretim sayılarını yükseltin deyip duruyorlar. Ama biz bunun mümkün olmadığını sekiz saatte ancak bu sayıyı yapabildiğimizi her seferinde tartışarak, kavga ederek anlatıp, sayıları arttırmıyoruz. Zaten mümkün de değil bu. Eski işçi olduğumuz için sesimizi çıkarabiliyoruz. Ama şimdi giriş çıkış olduktan sonra ne olacak bir yılımız dolana kadar, bizi işten çıkarabilecekleri için susup sesimizi çıkaramayacağız. Hepimiz yeni işçi gibi olacağımız için bir yıllık kıdemimiz dolana kadar sesimiz daha az çıkacak.” İşyerindeki taşeron işçi arkadaşlarımın yaşadığı bu durumu eğer kıdem tazminatı fona devredilirse tüm işçiler yaşayacak. Patronların kıdem tazminatı ödemek gibi bir sorunu kalmayacağı için işyerinde sesi çıkan, istediği gibi işçi haklarına saldırmasının önünde direnç gösteren ya da yaşını, çalışmasını kendince beğenmediği işçileri rahatça kapı dışarı edebilecek. Kıdem tazminatının fona devredilmesi ile iş güvencesi ortadan kalkacağı için tüm işçi sınıfı iş güvencesi olmadan taşeron işçilik koşullarında çalıştırılacak.
Bu nedenle biz işçi sınıfı olarak iş güvencesi anlamına gelen kıdem tazminatımıza sahip çıkmalıyız. Kıdem tazminatının fona devredilmesini işçi sınıfı engelleyemezse bizi ilerde daha kötü koşullarda çalışma ve en ufak bir hak aramada dahi kapının önüne konma tehlikesi bekliyor. Yaşanan kriz ile birlikte burjuvazi yüzlerce işçinin çalıştığı fabrikaları kapatıp işgücünün daha ucuz olduğu yerlere fabrikalarını daha rahat taşıyabilecek. Ve bir kerede işsiz kalan yüzlerce işçi eğer kıdem tazminatı fona devredilirse kriz koşullarında beş kuruşsuz açlığın ve işsizliğin kucağına itilecek. Patronlar sınıfı için işçilerin aç kalmaması değil kârları önceliklidir. Bu nedenle biz işçiler tazminat hakkımızın elimizden alınmak istenmesine karşı sessiz kalıp bu mücadeleyi bir başkasına havale etmek yerine bu saldırıya karşı durmalıyız. İşçi sınıfının mücadele tarihinin deneyimlerinin gösterdiği gibi hak verilmez alınır ve işçi sınıfı da kazanılmış haklarına ancak mücadele ederek sahip çıkabilir.
Elleri Var Özgürlüğün
- Metal İşçileri: “İşçinin Hakkı İşçiye!”
- Kıdem Tazminatı Hakkımız Egemenlerin Ağzını Sulandırıyor
- “Olmaz Öyle Şey”
- Sendika Biziz!
- Engel Olduk, Yine Olabiliriz!
- Su Uyur Düşman Uyumaz
- Kötü Gün Dostu Kıdem
- Patronların Oyununa Kanmamak İçin UİD-DER’e
- Kıdem Tazminatı Bize Mirastır
- Sağlıklı ve Güvenli Çalışma İçin Kıdem Tazminatına Sahip Çık
- Kıdemden Elinizi Çekin!
- Kıdem Tazminatı Sınıfımızın Bize Mirasıdır
- Kıdem Tazminatımızın Patronların Cebine Girmesine İzin Vermeyeceğiz!
- Gebze Sendikalar Birliği: Kıdem Tazminatımızı Gasp Ettirmeyeceğiz!
- Kıdem Tazminatı Maliyet Değil Haktır!
- İçimiz Isınır mı?
- Dün Ayağa Kalkmışlardı, Peki Ya Bugün?
- Kıdem Tazminatını Gasp Ettirmeyelim
- Burjuva Medyanın Dezenformasyonlarına Kanmayalım!
- Kıdem Tazminatı: Yalanlar ve Gerçekler!
Son Eklenenler
- Arjantin’de sendikaların çağrısıyla işçiler 9 Mayısta 24 saatliğine genel greve gitti. Faşist devlet başkanı Javier Milei ve hükümetine karşı yapılan genel grev çağrısına çeşitli sektörlerden işçiler karşılık verdi. Genel İş Konfederasyonu’nun (CGT...
- Zorlu bir yıldan geçerken işçi sınıfının birlik, mücadele ve dayanışma günü olan 1 Mayıs’ı, heyecan ve coşku içinde karşıladık. UİD-DER olarak 1 Mayıs’a işçi kentleri Lüleburgaz ve Bursa’da katıldık. Lüleburgaz’da geçirdiğimiz ilk 1 Mayıs’ımız...
- Emekli bir işçi: Bu 1 Mayıs’ta da sınıf kardeşlerimizle kol kola yürüdük. Sınıfımızın taleplerini hep birlikte haykırdık. İyi ki önümüzde bizlere yolu açan sınıfımızın mücadele örgütü UİD-DER var. Kendini, sınıfın taleplerine ve sadece sınıfın...
- Bugün 13 Mayıs 2024. Soma madenci katliamının 10. yıldönümü. 10 yıldır dinmeyen bir acı ve öfkedir Soma Türkiye işçi sınıfının kalbinde. Çünkü Soma’nın hesabı sorulmadı, çünkü Somalar devam ediyor, çünkü kapitalistlerin kâr hırsı yeni Somaların...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs’ta bir kez daha dünyanın ve Türkiye’nin dört bir yanında işçiler meydanlara çıktılar. Kapitalist sömürüye, emperyalist savaşa, yoksulluğa, baskılara, eşitsizliğe, adaletsizliğe...
- Çorum’un Dodurga ilçesinde bulunan maden ocağında faaliyet gösteren ODAŞ Elektrik bünyesindeki Yel Enerji’de çalışan işçiler patronun sendika düşmanlığına karşı 9 Mayısta direnişe başladı. Yel Enerji işçileri kötü çalışma koşulları ve düşük...
- Sınıfımızın uluslararası birlik, mücadele ve dayanışma günü 1 Mayıs’ı geride bıraktık. Mücadele örgütümüz UİD-DER, bu sene 1 Mayıs’ı işçi kentleri olan Bursa ve Lüleburgaz’da kutlama kararı aldı. Bizler de bu doğrultuda tüm hazırlıklarımızı yaparak...
- Öz İplik-İş Sendikası, Başkanlar Kurulunu, direnişteki Durak Tekstil işçileriyle dayanışmak amacıyla Bursa’da gerçekleştirdi. Kurulun ardından sendika yöneticileri direnişlerinin 83. gününde Durak Tekstil işçilerini ziyaret etti. Burada yapılan...
- 1 Mayıs işçi sınıfının uluslararası birlik ve mücadele günü. Her 1 Mayıs’ta UİD-DER’li mücadeleci işçiler bir gelincik tarlasını andırır gibi dolduruyorlar meydanları. Her 1 Mayıs’ta, işçi sınıfının bu çalışkan evlatları coşku dolu, disiplinli...
- Merhaba dostlar, uzun zamandan beri çalışma şartlarım nedeniyle birçok etkinliğe katılamıyordum. Yaşımın genç olmasına rağmen heyecanımı yitirmiştim. Hem yaşadığım şehirlerde etkinliklerin olmaması hem de maddi imkânsızlıklar yüzünden uzak kalmıştım...
- İstanbul Eyüpsultan’da özel bir lisenin müdürü 74 yaşındaki emekli öğretmen İbrahim Oktugan öğrencisi tarafından silahla vurularak öldürüldü. Öğretmenler “Can Güvenliğimiz Sağlansın, Gerekli Tedbirler alınsın!” talebiyle İzmir’den Bursa’ya, Mardin’...
- 21-28 Nisan Ebeler Haftası ve 12-18 Mayıs Dünya Hemşireler Haftası vesilesiyle 10 Mayısta İstanbul Kanuni Sultan Süleyman Eğitim ve Araştırma Hastanesi önünde bir araya gelen hemşire ve ebeler basın açıklaması gerçekleştirdi.
- Bu sene 1 Mayıs’a UİD-DER’le birlikte bir işçi kenti olan Lüleburgaz’da katıldım. 1 Mayıs heyecanımız sabah saatlerinde başladı. Yol boyunca türkülerimizle, marşlarımızla 1 Mayıs alanına gittik. Tabii içimizde İstanbul’da kitlesel ve birleşik bir 1...