Buradasınız
5 Milyon Euro Kaç Asgari Ücret Eder?
Pendik’ten bir işçi

Malum, ABD’de görülen ve Türkiye’yi de doğrudan ilgilendiren bir dava var. Zarrab davası! Neler olmuş, kim ne yapmıştan ziyade biz daha çok olayın başka bir yönüne bakalım. Sanık ve tanıkların mahkeme salonundaki ifadeleri sırasında rüşvet için telaffuz edilen rakamlar bizim için dudak uçuklatan cinsten! Peki, onlar için?
Yargıç Reza Zarrab’a soruyor: “Bu işi yapmak için rüşvet verdin mi?” Sonradan tanık olan sanık cevap veriyor: “45-50 milyon avro kadar…” Bunun üzerine yargıç da haliyle şaşırıp, “45 mi, 50 mi?” diye tekrar soruyor. Tanığın verdiği cevap dönen paraların büyüklüğüne uygun oluyor: “Hatırlamıyorum, aşağı yukarı 45 ya da 50 milyon avro idi.” Tanık üçün beşin hesabını yapmamış yani!
Kimilerine göre “çerez parası” olan ve kimilerinin “hatırlayamadığı” 5 milyon avroyu lira ile ifade edecek olursak 22.535.213 lira eder. Yazıyla yirmi iki milyon beş yüz otuz beş bin iki yüz on üç lira, eski parayla yaklaşık 23,5 trilyon lira. Böyle rakamları biz işçilerin havsalası almıyor! Ayda 1404 lira alan asgari ücretli bir işçinin bu parayı kazanabilmesi için 1338 yıl yemeden, içmeden çalışması gerekli dersek rakamın uçukluğu biraz olsun kafamızda canlanır herhalde. Bir başka deyişle 14 yüzyılda alınacak paranın bir lirasına bile dokunmadan ancak biriktirilecek bir meblağ. Ya da 16 binden fazla asgari ücretli işçinin toplam maaşına eşit bir meblağdan bahsediyoruz.
Bir tarafta hatırlanamayacak kadar önemsiz görülen aradaki fark, diğer tarafta yaşadıklarımız. Acaba bu önemsiz fark neleri değiştirebilirdi? Mesela, yaşam odaları yaparak Soma’da 301 işçinin katledilmesinin önü alınamaz mıydı? Ya da her gün iş kazalarında kurban verdiğimiz onca can, perişan olan onca aile… En temel iş güvenliği önlemi alınsaydı eğer; bugün onlar, soğuk toprağın altında olacaklarına, sevdikleriyle birlikte sıcacık yuvalarında olamazlar mıydı? Peki, yoksulluk içinde olan bir anne için ne ifade eder bu fark? O soğuk kış akşamı çocuklarını o rutubetli dört duvar arasında damlayan tavan altında ısıtmak istiyordu sadece. Sobada yakabileceği birkaç odun için oduncuya giden ve ona “6 liralık odun verir misin?” diye soran karşılığında ise “6 liralık odun olmaz” cevabını alan anne için ne anlam ifade eder? Yoksulluk içinde olan o anne, iki çocuğunu geride bırakarak hayatına belki son vermeyecekti.
Unutulan rakamlar, alınanlar, verilenler… Elbette onlardan ne bir vicdan ne de bir sadaka beklentimiz var. Bizler yani kaybedecek milyon dolarları olmayanlar; mücadele ağlarımızı örerek, bizlere reva görülenleri kabul etmeyerek inşa edeceğiz yeni yaşamı.
Gölge
Toplu İş Sözleşmemiz Nasıl Sonuçlandı?
- Sorumluluk Almadan Kazanım Elde Edemeyiz
- Topluma Fildişi Kulelerden Bakmak
- Mücadele Edenler Mutlaka Kazanır!
- “Geçmiş Olsun” Yerine “Rapor Almayın”
- Son Gülen İyi Güler!
- Şu Promosyon Meselesi…
- “MasterChef” Erman Yemeğini Neden Yapamadı?
- Protesto Saygısızlık mıdır Demokratik Hak mı?
- Yeşim’in Annesine Yaşatılanlar…
- Kartal ve Tavuk Hikâyesi
- Zam İsterken Nelere Dikkat Etmelisiniz?
- Örgütlüysek Her Şeyiz, Örgütsüzsek Hiçbir Şey!
- Biz Mücadele Ettikçe Güzel Olacak Her Şey
- UİD-DER’le Tanışmak
- Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezlerinde Yaşanan Sorunlar
- “Zincir Marketi Zincirine Bağladık”
- “Patronların Değil Abi, İşçilerin Grev Günlüğü Bu!”
- Patronlar mı Değişti, Yoksa İşçiler mi?
- Örgütlenen İşçinin Değişimi
- Patronun Ayak Oyunu Küflü Pasta
- Elimizi Kim Yönetiyor?
- Belediye İşçileri Neden Öldü?
- Soma’da Sendika Yöneticilerine Gözaltı!
- İSİG Meclisi: “Çalışırken Ölmek İstemiyoruz!”
- İhmalin Bedeli İşçinin Canı!
- 14 Mayıs Seçimleri: İhtiyacımız Bir Kurtarıcı Değil Örgütlülüktür!
- Soma’yı Unutmadık! Tekmecilerden Hesap Sormak İçin Tek Adam Rejimine HAYIR!
- Peru’da Madenci Katliamı: 27 İşçi Can Verdi!
- Emekçi Kadınlar: Yağmacı Enkaz Düzenine, Tek Adam Rejimine Hayır!/1
- Soğanı Bile Lüks Hale Getiren Bu Rejim Gitmeli!
- Amasra Maden Katliamı Davasında İlk İki Duruşma Görüldü
- DİSK-AR: AKP Döneminde ve Başkanlık Rejiminde İşçiler Neler Kaybetti?
- Amasra Maden Katliamı Davasının İlk Duruşması Görülüyor
- Diyarbakır’daki Operasyonun Amacı Toplumdaki Değişim Arzusunu Bastırmaktır!
- UİD-DER ve TİP’ten İstanbul/Avcılar’da Ortak 1 Mayıs ve Seçim Çalışması
- Almanya’dan Göçmen İşçilerden Dayanışma Mesajı: Umudumuz Tek Adam Rejiminin Sona Ermesi
- UMUT’tan Yeni Albüm: Kaldırın Başlarınızı Yukarı
- Deştin Köylüleri: Çimentocular Topraklarımızı İşgal Edemeyecek!
- Türkiye İşçi Partisi Milletvekili Adaylarını Tanıttı
- Emek ve Özgürlük İttifakı Seçimlere İlişkin Mutabakat Metnini Açıkladı
Son Eklenenler
- İşçi sınıfımızın üç yürek işçisini Haziran ayında kaybettik. 3 Haziran 1963’te Nâzım Hikmet, 2 Haziran 1970’te Orhan Kemal, 2 Haziran 1991’de ise Ahmed Arif’in güzel yüreği artık atmaz oldu, söylenecek sözleri yarım kaldı. Fakat kalemlerini...
- Ben metal sektöründe çalışan bir işçiydim. İşçiydim diyorum çünkü hakkımızı aradığımız için işten çıkarıldık. İşveren biz işçilerin ve temsilcilerimizin taleplerini karşılamamak için her yola başvuruyordu. Sorunları çözmek bir yana daha fazla baskı...
- Seçimlerden önce siyasi iktidar türlü vaatler sıralamış, 24 Nisan-31 Mayıs tarihleri arasında kullanılan doğalgazın tamamının ve gelecek yıl Mayıs ayına kadar kullanılacak gazın ise ay bazında 25 metreküplük kısmının ücretsiz olacağını duyurmuştu. “...
- İşçi ve emekçileri ilgilendiren tüm alanlarda devasa bir sorunlar yumağı her geçen gün büyüyor. Ama bunlar seçim meydanlarında gündem olmadı. Sorunların üstü milliyetçilikle, hamasetle örtülmeye çalışıldı.
- Yunanistan'da Pire Emek Merkezi’nin çağrısıyla düzenlenen ve binlerce emekçinin, çeşitli sendikalardan temsilcilerin ve işçilerin katıldığı yürüyüşte “iş cinayetleri durdurulsun” denildi.
- Fransa’da Disneyland Paris işçileri artan hayat pahalılığına ve düşük ücretlere karşı ücret artışı ve çalışma koşullarının düzeltilmesi talebiyle 30 Mayısta iş durdurdu.
- İşçi ve emekçilerin ezici çoğunluğu gidişattan endişeli, hoşnutsuz, sorunların çözülmesini, ekonominin düzelmesini istiyor. Ama öte yandan çok sayıda işçi ve emekçi sorunlarımızın kaynağında olan, hoşnutsuzluğumuzun nedeni olan mevcut iktidara oy...
- İstanbul Büyükşehir Belediyesine bağlı bir şirkette çöp işinde çalışan bir işçiyim. Dışarıdan bakıldığında, belediyede çalıştığımız için, insanların gözünde güzel bir işimiz var gibi algılanıyor ve sohbetlerde de dile getiriliyor. Ama işin iç yüzü...
- Bağımsız Maden İş Sendikası Genel Başkanı Gökay Çakır ve sendika yöneticileri Soma Yeni Anadolu Madencilik’te üyelerine yönelik baskı, mobbing ve EYT kapsamındaki ayrımcılığa karşı maden önünde açıklama yapmak istediler. Ancak jandarma tarafından...
- Zorlu bir seçim sürecini geride bıraktık. Seçim sonuçlarının olumsuz etkilerini asıl olarak önümüzdeki dönemde yaşayacağız. Ancak şimdiden toplumun çoğunluğunda giderek baskın hale gelen bir duygunun açığa çıktığını görüyoruz: Umutsuzluk. Tek adam...
- Toplum örgütsüz olsa bile kendisi örgütlü olan bir işçi umutsuzluğa düşmez. Umutsuzluğun panzehirinin örgütlülük olduğunu, sadece istemekle baskı ve zorbalığın son bulmayacağını, bunun için sorumluluk almak ve mücadele etmek gerektiğini bilir....
- İnsanların, toplumların bir tarihi vardır, sınıfların da öyle. Ve bu tarih geleceğe yürürken o sınıflara yol gösterir. Dünya işçi sınıfının bir parçası olan Türkiye işçi sınıfımızın tarihi de bugüne ve geleceğe ışık tutan, unutulmaması gereken...
- Ben 1 Mayıs’a UİD-DER’le katılan gençlerden biriyim. Gençlerin artık seslerini duyurmaya ihtiyacı var. Sesimizi boğmaya çalışanların tuzaklarını aşıp, hiçlik duygusundan çıkıp değişimin öznesi olmak istiyoruz. 1 Mayıs’ta yaşadığımız coşkuda bunu...