Buradasınız
“Antidepresan Çılgınlığı”
Tuzla’dan bir işçi
“Türkiye’de sadece bir yılda tam 37 milyon kutu antidepresan tüketildi. Son dokuz yılda antidepresan kullanımı %160 artarak rekor kırdı.”
Bu açıklama birçok gazetede çıktı. Bazı televizyon kanallarında, haberlerde de yer aldı. Bu haber oldukça dikkatimi çekti. Haberin yer aldığı gazetelerde, bu artışın kontrolsüz reçete yazılmasından kaynaklandığına vurgu yapılsa da gerçek bu değil! Asıl gerçek işsizlikle boğuşan, yoğun tempoda çalışan, uzun saatler çalışan işçiler…
İş bulamadığı için birçok işçi çevre baskısı nedeniyle psikolojik sıkıntılar yaşıyor. Uzun süreli işsizlik işçileri tamamen umutsuzluğa itiyor. Borcunu ödeyemeyen, evine para götüremeyen işçilerin haberlerini gazetelerde okuyoruz. İntihar eden, canına kıyan işçilerin…
Bir de bunun tam tersi var. Çok yoğun çalışan işçiler de iş stresi ile barut fıçısına dönüşüyorlar adeta. Gününü gecesini şaşıran işçi, yoğun tempolu çalışmasına rağmen eline geçen ücretin düşüklüğü yüzünden evde sıkıntılar yaşıyor ve içten içe öfke duyuyor. Bu öfkesi onu, son derece sinirli, gergin biri haline getiriyor. Bir antidepresan da o alıyor.
Gün içinde aklımızda hep aynı sorular dolaşıp duruyor: “Bu ay elektrik fazla geldi. Krediyi nasıl ödeyeceğim. Çocuğun ayakkabısı yok. Musluk bozuldu. Tüp bitti…” Hiç bitmiyor değil mi? “Geldi mi, hepsi beraber geliyor” diyoruz kendi kendimize. Anlatacak kimsemiz de olmuyor yanımızda. Bu çalışma saatleri ile ne işyerinde bir an fırsat bulup iş arkadaşımıza ne de eve gittiğimizde bir komşumuza anlatabiliyoruz sıkıntılarımızı. Anlatsak da fayda etmiyor. Karşımızdaki ya bizden daha beter ya da aynı durumda oluyor. Umutsuz bakışlar ve nemli gözler selamlıyor, herkes birbirini…
Ya kavgalara ne demeli? Bitmeyen kavgalarımız. En sevdiklerimizle olan kavgalar. Eşimizle, sevgilimizle, çocuklarımızla… Para yok, dert çok olunca bitmiyor işte bu kavgalar. Bütün hıncımızı birbirimize kusuyoruz. İşyerinde iş stresi, evde ay sonunu getirme stresi nedeniyle kavgalar, boşanmalar, ayrılıklar hatta cinayetler!
İşte böyle bir hayatta antidepresan kullanımı rekor bir artış sağlamış durumda. Bu sıkıntıları yaşayan işçiler biraz da olsa bu sıkıntıları unutmak, kaygılarından kurtulmak için bu ilaçları kullanıyorlar. Doktor tavsiyesiyle ya da değil. Önemli olan bu değil. Ortada olan bir gerçek var ki, hâlimiz hâl değil. Ama çözüm olarak görünen antidepresan da çözüm değil. Bizlerin bu sıkıntılardan kurtulması için yapmamız gereken belli, ama bunu nasıl yapacağımızı bilmiyoruz ne yazık ki! Bizi içine alan çark, dışına çıkıp çözümü görebilmemize izin vermiyor. Ama bu kadar sıkıntıya göğüs gerebiliyorsak, bu koşullarda hayatta isek bizim kaybedecek bir şeyimiz gerçekten yok. Yaşadığımız sorunları ortadan kaldırmak için işçilerin geçmişte neler yaptığına, neleri değiştirdiğine bakıp gücümüzün farkına varmalıyız!
Fabrika Kızı
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
- Sorumluluk Almadan Kazanım Elde Edemeyiz
- Topluma Fildişi Kulelerden Bakmak
- Mücadele Edenler Mutlaka Kazanır!
- “Geçmiş Olsun” Yerine “Rapor Almayın”
Son Eklenenler
- İzmir’de Bayraklı ve Çiğli belediyelerinde emekçiler haksız işten atmalara ve maaş kesintilerine karşı mücadele ediyor. Bayraklı Belediyesi’nde çalışan Tüm Bel-Sen üyesi kamu emekçileri ve belediye işçileri, ücretlerindeki haksız kesintileri 14...
- “Çöl kalsın gurbeti, çöl kalsın Zonguldak’ı...” Eşini maden kazasında kaybetmiş bir emekçi kadın, duyduğu acıyı bu sözlerle haykırır. Aslen bir öğretmen olan Hasan Kalyoncu, tayin olduğu Karadeniz şehirlerinde bunun gibi nice feryada tanık olur ve...
- Geçtiğimiz Ramazan Bayramında emekçilerin çoğunluğu çocuklarına bayramlık bile alamadan bir bayram geçirmek zorunda kaldılar. İmkânını bulup memleketine giden emekçiler yol ücretleri, yakıt parası derken ellerindeki üç kuruşu da tükettiler. İmkânı...
- Türkiye işçi sınıfı tarihindeki en büyük işçi katliamı olan Soma maden katliamının üzerinden on yıl geçti. Acımız da öfkemiz de taptaze. Ne yazık ki bu on yılda binlerce işçi kardeşimizi daha iş cinayetlerinde yitirdik. Kapitalist kâr düzeni her gün...
- Ticaret Bakanlığı 2 Mayısta İsrail’le ticaretin tamamen durdurulduğunu açıkladı. Bakanlık 9 Nisanda ise ihracatı “kısıtlama” kararı almıştı. 7 Ekimden bu yana kahve zincirlerini, deterjan markalarını boykot çağrıları yapan, fırınlara, bakkallara “...
- Merhaba dostlar. Ben İstanbul’dan bir eğitim işçisiyim. Haftalar öncesinde başlayan coşkumuz, enerjimiz takvimler 1 Mayıs dediğinde zirveye çıktı. 1 Mayıs’ı geride bıraktık ama ben hâlâ çok heyecanlıyım. 1 Mayıs’tan önce kendi kendime düşündüğüm ve...
- Merhaba dostlar, bizler Gebze’de yaşayan genç işçi ve öğrenci gençler olarak geçtiğimiz 1 Mayıs’ta UİD-DER ile mücadele alanlarında yerimizi aldık. Bu sene derneğimizin aldığı ortak karar ile Bursa ve Lüleburgaz’da 1 Mayıs mitinglerine katıldık....
- Hep birlikte çok uzaklara baksak/ Bugünden yarından çok uzaklara/ Geçmişin ve geleceğin en uzak düşüne/ O barış ve kardeşlik çağına/
- 301 maden işçisinin hayatını kaybettiği Soma Katliamının 10’uncu yılında Soma ve İstanbul başta olmak üzere pek çok yerde eylemler yapıldı. Somalı madenciler anıldı, iş cinayetleri protesto edildi. İstanbul Emek, Barış ve Demokrasi Güçleri...
- Arjantin’de sendikaların çağrısıyla işçiler 9 Mayısta 24 saatliğine genel greve gitti. Faşist devlet başkanı Javier Milei ve hükümetine karşı yapılan genel grev çağrısına çeşitli sektörlerden işçiler karşılık verdi. Genel İş Konfederasyonu’nun (CGT...
- Zorlu bir yıldan geçerken işçi sınıfının birlik, mücadele ve dayanışma günü olan 1 Mayıs’ı, heyecan ve coşku içinde karşıladık. UİD-DER olarak 1 Mayıs’a işçi kentleri Lüleburgaz ve Bursa’da katıldık. Lüleburgaz’da geçirdiğimiz ilk 1 Mayıs’ımız...
- Emekli bir işçi: Bu 1 Mayıs’ta da sınıf kardeşlerimizle kol kola yürüdük. Sınıfımızın taleplerini hep birlikte haykırdık. İyi ki önümüzde bizlere yolu açan sınıfımızın mücadele örgütü UİD-DER var. Kendini, sınıfın taleplerine ve sadece sınıfın...
- Bugün 13 Mayıs 2024. Soma madenci katliamının 10. yıldönümü. 10 yıldır dinmeyen bir acı ve öfkedir Soma Türkiye işçi sınıfının kalbinde. Çünkü Soma’nın hesabı sorulmadı, çünkü Somalar devam ediyor, çünkü kapitalistlerin kâr hırsı yeni Somaların...