Buradasınız
Aynaya Bakınca Ne Görüyorsun?

Her şeyi olduğundan farklı, çarpık, tersyüz gösteren bir ayna düşünelim. Her gün o aynaya bakıp kendimizi eciş bücüş, çirkin görseydik ne hissederdik? Kâbus gibi, öyle değil mi? Ama ne yazık ki bu kâbus değil aslında yaşadığımız gerçeğin ta kendisi! Etrafımız bu aynalarla dolu ve bizler, maddi manevi her şeyi nasıl çarpıtıp değiştirdiğini bilmeden bu aynalara bakıyor, gördüklerimizden etkileniyor, kıyaslamalar yapıyor, belli fikirler, düşünce kalıpları ediniyoruz. O aynalarda kendimizi daha güzel, daha değerli görmek için uğraş veriyoruz. Nasıl mı?
Televizyonlarda, gazetelerde, dijital platformlarda, sosyal medyada, caddelerdeki reklam panolarında, mağaza vitrinlerinde, filmlerde, dizilerde her an karşımıza çıkan açık veya gizli on binlerce reklamı düşünelim. Saygınlık, mutluluk, güzellik, estetik anlayışımızı bu reklamlar şekillendirmiyor mu? Mesela satın alıp sahip olacağımız bir arabanın bizi ayrıcalıklı kılacağını, özgürleştireceğini, bize statü kazandıracağını anlatan bir reklam, o arabaya sahip olmadığımız durumda ayrıcalıksız, değersiz olacağımız mesajını da vermiş olmuyor mu? Bir giysiyi satın almamızı söyleyen bir reklam, o giysiyi satın almazsak demode, silik görüneceğimizi söylemiş olmuyor mu? Bir krem ya da makyaj malzemesini satın alamadığımız durumda çirkin görüneceğimiz anlatılmış olmuyor mu? Bir zayıflama ürününün reklamında ürünü kullandığı iddia edilen insanın zımba gibi vücuduyla kullanmayan insanın yağlı vücudu yan yana getirildiğinde bize hangi mesaj verilmiş oluyor? Üretilen dizilerin, sosyal medya, cep telefonu kullanımının artmasıyla birlikte estetik ameliyatlarda patlama yaşanması insanların bu yolla nasıl baskı altına alındığının bir işareti değil mi?
Elbette bilim ve teknoloji gelişiyor, insanların temel ihtiyaçları genişleyip çeşitleniyor. İnsanlar haklı olarak daha güzel, daha estetik görünmek, daha sağlıklı, rahat ve kaliteli bir yaşam sürmek istiyor ve tüm bunlarda bir kötülük bulunmuyor. Ama sorun şu ki, kapitalizm topluma dayattığı “güzellik ve estetik” anlayışıyla insanları manipüle ederek daha fazla tüketmeye zorluyor. Sermayenin elindeki bilim ve teknoloji de insanlık için değil kâr için kullanılıyor.
Kapitalizmde üretim toplumun ve insanın ihtiyaçları için yapılmaz. Her şey satılmak ve kâr elde etmek için üretilir. Bu nedenle kapitalizm maddi-manevi her şeyi satılacak bir mala, metaya dönüştürür. Güzellik ve estetik de bir kalıba sokularak satın alınabilecek bir şey haline getirilir ve parası olanlar satın alabilir. Özellikle kadınlar yeniden ve yeniden “güzellik” satın almaya teşvik edilirler. Reklamlar da bu amaca uygun olarak insanlarda eksiklik, yoksunluk, aşağılanmışlık duygusu yaratarak daha önce hissedilmeyen yeni ihtiyaçlar doğururlar. Bir metayı satın almadığı durumda insanın statü ve saygınlık kazanamayacağını, mutlu olamayacağını empoze ederler. Dayatılan güzellik kalıplarının dışında olan vücut özelliklerine bakıp kendisini çirkin hisseden kadınların sayısı az değildir. Bu durum öyle bir baskı yaratır ki fiziksel bir sorunu çözmeyeceği bilindiği halde, estetiğe ayıracak parası olmayanlar bile borçlanarak, başka ihtiyaçlarından kısarak “ideal güzelliği” satın alırlar. Böylece bazı emekçi kadınlar bile farkına varmadan kışkırtılan estetik modasının esiri haline gelirler.
Yani bu düzende bilim ve teknoloji insanlara sağlık, güzellik, rahatlık sağlamak için değil bu vaatlerle yeni “ihtiyaçlar” yaratmak, o ihtiyaçları giderecek metalar üretmek, satılmasını hızlandırmak, pazarları derinleştirmek için kullanılıyor. Boğazlarından kısarak, mesai yaparak bir estetik operasyon için para biriktiren emekçi kadınların kendilerini değerli hissetmek için geçirdikleri operasyonlar, satın aldıkları metalar kısa zamanda etkisini kaybediyor. Çünkü hızla yeni bir “ihtiyaç” icat ediliveriyor. Hayatın her alanına yayılan “satın al, satın al” mesajlarının, tüketim kışkırtmalarının sonu gelmiyor. İsteseler bile maddi güçleri yaratılan “ihtiyaçların” hepsini karşılamaya yetmeyen emekçi kadınlar kendilerini değerli hissedemedikleri gibi hem fiziksel hem de ruhsal sağlıklarını yitiriyor.
İnsanın kendisini değerli hissetmesinin yolu, statü elde edeceği yanılgısıyla bir şeyi satın almak değildir. Nitekim yoksul işçi ve emekçi insanların, kadınların böyle bir imkânı da yoktur. İnsanın kendini gerçekten değerli hissetmesi ve mutlu olması için başkasına, yaşadığı topluma değer vermesi, insanlığın sorunlarına sahip çıkması, daha iyi bir dünya kurmak için uğraş vermesi, örgütlü olması gerekir. Büyük ve haklı bir davanın insanı olanlar, örgütlenen emekçiler sahte mutluluk vaatlerinin tuzağına çekilemezler. Herkes için gerçek mutluluğun peşinden koşarlar.
- Yıkanan Eller, Hayatları Kurtulan Anneler ve Geleceğimiz
- Anna’nın Annesi ve Anneler Günü
- Nefes Almak İçin…
- UİD-DER’de 8 Mart Etkinlikleri: 8 Mart Yol Gösteriyor, Engeller Mücadeleyle Aşılır!
- Emekçi Kadın, Yaşam, Mücadele, Dönüşüm
- “Hey Kızlar Siz de Katılın Bize!”
- UİD-DER Kadın Komitesi: Sorunlar, Engeller Mücadeleyle Aşılır!
- Güvencesiz ve Esnek Çalışma Modellerine Bir Yenisi Eklendi: “Komşu Annelik”
- Bu Televizyonlar Neleri Gösterir, Neleri Göstermez?
- Ekranlar ve Çocuklarımız
- Gelişen Ufkumuz, Değişen Dünyamız
- İşçilerin Canının Hiçe Sayılmasına Birlikte Karşı Duralım!
- Kadına Yönelik Şiddete Karşı Dünyadan Eylemler
- Anastasya, Dilan ve Hafızamız
- Gerçek Adalet Mücadelemizle Gelir
- Geleceğe Dönüşmek, Geleceği Büyütmek
- UİD-DER Kadın Komitesi’nden Polonez Direnişine Dayanışma Ziyareti
- Ağıt Yakmasın Analar, Umut Türküleri Söylesin
- Nurten Abladan Bugünün Emekçi Kadınlarına
- “Kendimiz İçin Yürüdük…”
- Yıkanan Eller, Hayatları Kurtulan Anneler ve Geleceğimiz
- Mücadele Geleneğimizin İzinde: Bayrak Elden Ele
- En Büyük Engelimiz Kapitalizmdir
- “Ekonomi Tıkırında” Masallarına Devam!
- Grev Hakkımıza Sahip Çıkalım!
- Mücadele İçinde Dönüşenler: Derby’den 15-16 Haziran’a!
- Kurtuluş Ellerimizde, Örgütlü Gücümüzde!
- İşçi Dayanışması 206. Sayı Çıktı!
- Sabırla, İnatla, İnançla: Sıra Bize de Gelecek!
- Tarihin Tekerleğini Geriye Çevirmek İsteyenler
- Kasırgalar Kimleri Vuruyor?
- ABD’den Türkiye’ye Ülkeyi Şirket Gibi Yönetenler
- Gençliğe Çağrı: Bize Kılavuz Gerek!
- Anna’nın Annesi ve Anneler Günü
- Baskılara, Zorbalığa, Sömürüye, Emperyalist Savaşa Karşı Umut Örgütlü Mücadelede!
- İşçi Dayanışması 205. Sayı Çıktı!
- “Kıyamet Sığınakları” ve Bizim Sığınağımız
- Bu Kadar Çok Parayı Nereden Buluyorlar?
- “Çingene Kızı” ve İşçi Sınıfının Birliği
- Nefes Almak İçin…
- Yıkanan Eller, Hayatları Kurtulan Anneler ve Geleceğimiz
- Mücadele Geleneğimizin İzinde: Bayrak Elden Ele
- En Büyük Engelimiz Kapitalizmdir
- Grev Hakkımıza Sahip Çıkalım!
- Mücadele İçinde Dönüşenler: Derby’den 15-16 Haziran’a!
- Kurtuluş Ellerimizde, Örgütlü Gücümüzde!
- Sabırla, İnatla, İnançla: Sıra Bize de Gelecek!
- Tarihin Tekerleğini Geriye Çevirmek İsteyenler
- Kasırgalar Kimleri Vuruyor?
- ABD’den Türkiye’ye Ülkeyi Şirket Gibi Yönetenler
- Gençliğe Çağrı: Bize Kılavuz Gerek!
- Anna’nın Annesi ve Anneler Günü
- Baskılara, Zorbalığa, Sömürüye, Emperyalist Savaşa Karşı Umut Örgütlü Mücadelede!
- “Kıyamet Sığınakları” ve Bizim Sığınağımız
- Bu Kadar Çok Parayı Nereden Buluyorlar?
- “Çingene Kızı” ve İşçi Sınıfının Birliği
- Nefes Almak İçin…
- Engelli de Saralı da Olsa Çalışacak!
- 1 Mayıs: Gün Gelir Zorbalar Kalmaz Gider!
- Uçurumun Kenarından Özgürlüğün Dünyasına
Son Eklenenler
- İzmir Büyükşehir Belediyesi (İzBB) şirketleri İZDOĞA, İZBETON, İZULAŞ ve 185 İZSU çağrı merkezinde işten atılan 368 Belediye-İş Sendikası üyesi işçi, işlerine geri alınma talebiyle mücadele ediyor. İşten atılan işçiler arasında 1,5 senelik genç...
- İranlı sınıf kardeşlerimiz, Sizlere Türkiye’den yazıyoruz. Uluslararası İşçi Dayanışması Derneği (UİD-DER) üyesi işçiler olarak sizleri en içten duygularımızla selamlıyoruz. On yıllardır Filistin halkına yönelik zulmünü sürdüren İsrail, bugün ABD’...
- 11 Temmuzda Brezilya’nın birçok kentinde on binler, emek karşıtı politikaları ve saldırgan uygulamalarıyla tanınan eski başkan Bolsonaro’nun yargılanma sürecine müdahale ettiği gerekçesiyle Trump’ı protesto etti. Kenya’da geçtiğimiz yıl vergi...
- Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), 14 Temmuzda Ankara’da bulunan Genel Merkez binasında düzenlediği basın toplantısında 2026-2027 yıllarını kapsayan 8. Dönem Toplu İş Sözleşmesi taleplerini ve mücadele programını açıkladı. Basın...
- DİSK Emekli-Sen, 13 Temmuzda Çankaya Zübeyde Hanım Sosyal Tesisleri’nde “Emekli Buluşması” düzenledi. DİSK-AR tarafından hazırlanılan 2025 Emekli Raporu’nun kamuoyuyla paylaşıldığı etkinliğe DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, DİSK Emekli-Sen Genel...
- Haydarpaşa Dayanışması, son banliyö seferlerinin durdurulduğu 2013’ten bu yana Haydarpaşa Garında her Pazar günü “Ne Otel Ne Müze, Haydarpaşa Gardır Gar Kalacak!” pankartıyla basın açıklamaları gerçekleştiriyor. 13 Temmuz Pazar günü gerçekleştirilen...
- Modern tıbbın temel kurallarından biri elleri çok iyi yıkamak, el hijyenine dikkat etmektir. Peki, el yıkamanın bile geçmişte mücadele konusu olduğunu biliyor muydunuz? Ignaz Semmelweis, 1840’lı yılların sonunda, Viyana’daki bir kadın doğum...
- Hayat pahalılığı ve yüksek enflasyon karşısında işçi ücretleri erimeye devam ederken kamudan özel sektöre işçiler, düşük ücretlere karşı mücadele ediyor. Harb-İş Sendikası, 11 Temmuzda Ankara’da basın açıklaması yaparak sefalet zammı dayatmasına...
- Kamu çerçeve protokol süreci uzadıkça uzuyor. Savunma sanayi sözleşmesi hakem heyetine gönderildi. Diğer işkolları ise 3. teklifi bekliyor. Kamu çerçeve protokolü kamu işçilerinin asgari ücretini belirleyen bir protokoldür. Nisan 2024’te Anayasa...
- İspanya’nın Cadiz kentinde 23 Hazirandan bu yana süresiz grevde olan metal işçileri, 8 Temmuzda eylemlerini sonlandırdılar. Yetkili sendika UGT sendikasının işverenle imzaladığı ön anlaşmayı kabul etmeyen yaklaşık 30 bin metal işçisi, 18-19...
- 600 binden fazla kamu işçisini ilgilendiren Kamu Çerçeve Protokolü (KÇP) görüşmelerinde siyasi iktidarın dayattığı düşük zam oranları sağlık işçileri tarafından “sefalet dayatması” olarak değerlendiriliyor. Yüksek enflasyon ve ağır vergi yükü...
- Gebze Sendikalar Birliği, geçtiğimiz hafta İsrail’in Filistin’deki zulüm ve katliamını protesto etmek için bir eylem organize etti. Biz de UİD-DER’li işçiler olarak, zulme uğrayan Filistinli işçi ve emekçilerin haklı mücadelesine destek olmak için...
- 9 Temmuzda Hindistan genelinde milyonlarca işçi, emekçi, çiftçi ve genç, Modi hükümetinin işçi düşmanı politikalarına karşı ülke çapında greve çıktı. Kentlerden köylere, fabrikalardan tarlalara kadar yaşamı durduran dev grev, Hindistan’daki tüm...