Buradasınız
Bir Değişim ve Direnç Öyküsü
Diren filmi bizi 1912 yılının İngiltere’sinde bir çamaşırhaneye götürür. Bu çamaşırhanede erkekler daha hafif işleri yapmaktadır, kadınlarsa daha ağır işlerde çalıştırılmaktadır. Buradaki işçilerin bazısı adeta çamaşırhanede doğmuştur ve daha küçücük yaşta anneleriyle çalışmaya başlamıştır. Filmin kahramanı Maud da 7 yaşından itibaren yani kendini bildi bileli bu çamaşırhanede çalışan bir işçi kadındır. Henüz 4 yaşındayken annesini iş kazasında kaybetmiştir. Büyüyüp aynı çamaşırhanede çalışan bir işçiyle evlenmiştir. Şimdi küçük çocuğu için endişelenmekte, içten içe onun da kaderinin çamaşırhanede ölesiye çalışmak olup olmadığını merak etmektedir, paramparça elleriyle çamaşır yıkarken.
İngiltere’nin soyluları, zenginleri, patronları gösterişli, kolalı, dantelâlı elbiselerini, çamaşırlarını bu çamaşırhanedeki işçi kadınlara, çocuklara yıkatmaktadır. Ancak o kadınların, çocukların söz hakkı yoktur. O dönemde yasalar sadece erkeklere çeşitli haklar tanımaktadır. Mesela kadınların çocuklarının üzerinde hiçbir vesayet hakkı yoktur. Oy kullanma hakları yoktur. Devlet yetkilileri ve patronlar “kadınlar zaten babaları, eşleri ve kardeşleri üzerinden yeteri kadar temsil ediliyorlar” demekte, her gün gazetelerde bu yönde demeçler vermektedir.
Kadın örgütleri, tam da bu nedenle ülke genelinde çeşitli çalışmalar yürütmekte, eylemler yapmakta, kadınlara oy hakkı istemektedir. Bu örgütler tüm kadınlara ulaşmaya, her sınıftan kadını oy hakkı için harekete geçirmeye çalışmaktadır. Bir gün ustabaşı müşteriye götürmesi için Maud’a bir paket verir. Maud’un yolu o gün oy hakkı isteyen kadınlarla kesişir. Durup vitrinlere bakarak ilerlediği caddede toplanan kadınlar “oy hakkı istiyoruz” diye haykırarak eylem yapar. Maud çıkan arbedenin içinde kalır. Maud bu eylemde fabrikada yan yana çalıştığı arkadaşı Violet’i görür.
Maud hızla oradan uzaklaşır, temiz çamaşırları sahiplerine ulaştıramadan evine gider. Ertesi gün ustabaşı Violet’i geç kaldığı için azarlar. Ona böyle giderse işine son vereceğini söyler. Maud arkadaşına yardım eder. Violet Maud’a haklı bir mücadele yürüttüklerini ve kendisinin de katılması gerektiğini söyler. Ancak Maud arkadaşına karşı çıkar. Ona yaptıklarının, eylemlerinin doğru olmadığını, yasalara saygı duymaları gerektiğini söyler. Violet ise yasaların da kadınlara, kadınların haklarına saygılı olması gerektiğini söyler.
Maud zamanla arkadaşının söylediklerini daha derinden düşünmeye, etrafında olup biten her şeyi sorgulamaya, çelişkileri daha fazla görmeye başlar. İlk başlarda adım atmaya korkar ama olaylar gelişir ve yıllarca ezilmiş, horlanmış, emeği yok sayılmış bir kadın işçi olarak Maud bu mücadeleye katılmak zorunda olduğunu anlar. Ama o sadece oy hakkı değil, kadınların evlatları üzerinde hakkı olmasını, daha yüksek ücret almasını, daha iyi çalışma koşullarına sahip olmasını, şiddetin, tacizin, tecavüzün son bulmasını, kadın ve erkek işçilerin eşit olmasını, eşit ücret almasını ve birlikte mücadele etmesini ister. Kocası onu anlamasa da, mücadelesine karşı çıksa da o kocasına düşmanlık etmek yerine ona gerçekleri anlatmaya çalışır, desteğini ister. Ancak bu desteği göremez hatta çocuğu ondan uzaklaştırılır.
Karşı karşıya kaldığı zorluklar, baskılar çok acı verici olsa da Maud’u daha da kararlı kılar. Adaletsizlikler, haksızlıklar onu kararlı, sağlam bir kadın işçi haline getirir. Kadınlara oy hakkı mücadelesinde yer alan zengin kadınlar her adımda ikircimli davranırken, en ufak zorlukta geri adım atarken Maud kararlılıkla yoluna devam eder. O zengin kadınlar sadece oy hakkı elde etmek ve erkeklerle eşit fırsatlara sahip olmak isterken, Maud bambaşka bir dünya düşlemektedir. O tüm zorluklara rağmen, sözde mücadele arkadaşlarının ikircimli tutumlarına rağmen “düşündük ki bu hayatı yaşamanın başka bir yolu olmalı” der ve bu yolu aramaya devam eder. Maud gibi kadınların mücadelesi sayesinde sadece oy hakkı değil pek çok hak kazanır emekçi kadınlar. Bu hakların kazanılması işçi sınıfının kadın ve erkeklerinin birlikte mücadelesiyle mümkün olmuştur. Emekçi kadın mücadele ettikçe güçlenmiş, işçi sınıfının saflarını güçlendirmiş ve yeni kuşaklara kazanımlar bırakmıştır. İşte bu nedenle emekçi kadınlar mücadeleye atılmadan hak kazanımından söz etmek mümkün değildir. Emekçi kadınlar mücadeleyle güçlenir, güçlendirir.
Ne Kadar da Misafirperverlermiş!
- Anastasya, Dilan ve Hafızamız
- Gerçek Adalet Mücadelemizle Gelir
- Geleceğe Dönüşmek, Geleceği Büyütmek
- UİD-DER Kadın Komitesi’nden Polonez Direnişine Dayanışma Ziyareti
- Ağıt Yakmasın Analar, Umut Türküleri Söylesin
- Nurten Abladan Bugünün Emekçi Kadınlarına
- “Kendimiz İçin Yürüdük…”
- Direnç Çiçekleri İşçi Sınıfının Bağrında Filizlenir
- Anne Karnında Başlayan Eşitsizlik
- Clara Zetkin ve Ölümsüz Mirası
- Değişen Dünyam ve Dünyayı Değiştirme İsteğim
- Acımız Öfkeye, Öfkemiz Mücadeleye Dönüşsün!
- Emekçi Kadın Mücadeleyle Güzelleşir
- Emekçi Kadınlar Haydi 1 Mayıs’a!
- Yaşıyoruz Sanıyoruz
- Her İşyerine, Her Mahalleye Kreş İstiyoruz!
- UİD-DER’de Bir Kez Daha 8 Mart Coşkusu
- Dünden Bugüne Barış ve Adalet Özlemimiz İçin
- Mücadelenin Adıdır Kadın
- Ekmeğe Zam Yapılırsa
- Muhammed Ali’nin Haykırışı ve Gerçek Düşmanlar
- Kapatılan Ocakların Susmayan Bandosu
- Umut Sende Bende Bizde...
- “Ne Olacak Bu Memleketin Hali?”
- Anastasya, Dilan ve Hafızamız
- Ülkeyi Şirket Gibi Yönetmek…
- İşçilerin Birliği ve Dayanışması Güçlendikçe Umut da Büyür!
- İşçi Dayanışması 199. Sayı Çıktı!
- Gerçek Adalet Mücadelemizle Gelir
- Özgür Olmak Demek…
- Hangisi Daha Zor?
- Olur Kardeşim Olur!
- Yiyorlar, İçiyorlar Hesabı Bize Ödetiyorlar
- 2025, 2024’ten Daha mı İyi Olacak?
- Ters Yüz Edilen Gerçekler: Suç Ne? Suçlu Kim?
- Dünya İşçi Sınıfının Birliği Yolunda Mücadelemizi Büyütelim!
- İşçi Dayanışması 198. Sayı Çıktı!
- Artan Zenginliğin Arkasında Büyüyen Yoksulluğumuz
- Kaynakları Tüketen Kim?
- Yaşadım Diyebilmek İçin!
Son Eklenenler
- Türkiye’deki grev ve direnişlere her geçen gün yenileri eklenirken işçilerin mücadelesi dayanışmayla büyüyor. Çayırhan Termik Santrali ve Linyit İşletmelerinin özelleştirilmesine karşı işçilerin başlattığı direniş devam ediyor. Genel Maden İşçileri...
- 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele Gününde her yıl olduğu gibi bu yıl da emekçi kadınlar alanları doldurdu. Dünyanın dört bir yanında olduğu gibi Türkiye’de de kadınlar onlarca kent ve ilçede protesto yürüyüşleri, nöbet eylemleri...
- Yunanistan’da 20 Kasımda pek çok sektörden on binlerce işçi genel greve çıktı. Yunanistan İşçi Sendikaları Konfederasyonu (GSEE) ve Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu’nun (ADEDY) çağrısıyla gerçekleşen grevle birlikte 70 şehirde protesto...
- Ankara’dan UİD-DER’li işçiler olarak özelleştirmeye ve hak gasplarına karşı eyleme geçen Çayırhan Termik Santrali ve Linyit İşletmesi işçilerini eylem alanlarında ziyaret ettik. 20 Kasımda maden işçileri iş bırakarak direnişe başlamış, ardından...
- “Eğer öleceksem, burada size karşı mücadele ederken öleceğim. Benim düşmanım sizsiniz. Vietnamlılar ya da Çinliler, Japonlar değil. Benim düşmanlarım ben özgürlüğümü istediğimde buna karşı duranlardır. Adalet istediğimde buna karşı duranlardır....
- Adana’da SASA Polyester’in PTA tesis şantiyesinde Gemont Endüstri adlı taşeron şirket bünyesinde çalışan inşaat işçileri gasp edilen 2 aylık ücretleri ve tazminatları için 20 Kasımdan beri fabrika önünde eylem yapıyor. Yapı ve Yol İşçileri...
- Hatay’ın Payas ilçesinde bulunan Atakaş Çelik fabrikasında Birleşik Metal-İş üyesi üç işçi, geçtiğimiz günlerde işten çıkarılmıştı. UİD-DER’li işçiler olarak fabrika önünde direniş başlatan işçilere direnişin beşinci gününde dayanışma ziyaretinde...
- “Her şeyin içinde ve her şeyin dışındayız”. Bu söz bir market çalışanı arkadaşımın ağzından işçilerin yaşamını özetleyen bir söz olarak döküldü. Uzun zamandır büyük bir mağazada çalışan arkadaşım, marketin günlük cirosunun rekorlar kırmasına rağmen...
- 40 yıllık kısacık yaşamına yüzlerce hikâye ve roman sığdıran Amerikalı sosyalist yazar Jack London 22 Kasım 1916’da hayatını kaybetti. Aradan geçen uzun yıllar London’ın eserlerinin güncelliğinden hiçbir şey kaybettirmedi. Çünkü o işçi sınıfının...
- Ankara’nın Nallıhan ilçesinde bulunan Kömür İşletmeleri AŞ (KİAŞ) bünyesindeki Çayırhan Termik Santralinde çalışan madenciler, madenin özelleştirilmesine karşı 20 Kasımda direnişe başladı. Sabah 08.00’de gece vardiyası dışarı çıkmadı, gündüz...
- Emperyalist savaş Ortadoğu başta olmak üzere dünyanın her yerinde kendini hissettiriyor. Egemenler yıllık bütçelerin büyük kısmını “savunma” adı altında savaş sanayisine ayırıyorlar. Burjuva siyasetçilerin politikaları hızlı bir şekilde sertleşiyor...
- Fotoğraftaki reklam panosu kaldırımın ortasında duruyor, gündüz gece. Arka tarafında medya maymunu Hülya Avşar sanki “hadi EYT’liler koşun, sakın geç kalmayın” dercesine sırıtıyor. Mağazada çalışan genç işçi kızımıza EYT reklamını sordum. Kendine...
- Bağımsız Maden-iş üyesi Fernas Madencilik işçilerinin direnişi çeşitli sendika ve işçi örgütlerinin desteği ile kazanımla sonuçlandı. Fernas patronu Ocak 2025’te işçilerin ücretlerine zam yapılmasını ve atılan işçilerin hak kaybı olmadan işe geri...