Buradasınız
Bir Sendikalaşma Çabasının Düşündürdükleri
Sancaktepe’den bir işçi
Geçenlerde çalıştığım marketlerden birinde bir işçi arkadaşımla yaşadığımız sorunlar üzerine sohbet ederken konu çalışma koşullarımızı düzeltmek için neler yapabileceğimize geldi. Sendikalı olmak gerektiği üzerine konuşurken, bana geçtiğimiz yıl yaşadıklarını anlatmaya başladı.
Arkadaşım işe başladığı ilk hafta marketteki kadrolu işçilerin sendikalı olduğunu öğrenmiş. Kendisi taşeron işçi olarak çalışıyor. Sendikanın ve sendikalı olmanın nasıl bir şey olduğunu merak edip araştırmış. Sonunda iyi bir şey olduğunu anlayınca kendi şirketlerinde neden sendika olmadığını sorgulamaya başlamış. Ne de olsa sendikalı olmak yasal bir hak! Bunun üzerine çalıştığı şirketteki diğer arkadaşlarına tek tek ulaşıp sendikalı olmak için bir şeyler yapmak gerektiğini anlatmaya çalışmış. Ancak arkadaşları ona tepki göstermişler. Onun tuzunun kuru olduğunu, kendileri gibi çoluk çocuk sahibi olmadığı için işten atılma gibi bir kaygısı olmadığını, o yüzden böyle rahat davrandığını söylemişler. Ve en önemlisi henüz işe yeni girdiği ve onu tanımadıkları için “sana neden güvenelim?” demişler.
Aslında arkadaşım şanslıymış. Çünkü henüz kendisi de kimseyi tanımazken giriştiği bu sendikalaşma çabası, işten atılmayla sonuçlanabilecekken neyse ki öyle bir şey olmamış. Arkadaşım ilk başta aldığı bu yanıtlar yüzünden moralinin bozulduğunu, umudunun kırıldığını anlattı. Ama buna rağmen arkadaşlarıyla iletişimini koparmamış, tersine tanışmak ve kaynaşmak için uğraşmış. Dışarıda buluşmuşlar, sinemaya, yemeğe gitmişler, maçlar yapmışlar. Zamanla dostluk ve güven ilişkisi kurulmuş. Ancak bir yılın sonunda oluşan bu güven sayesinde şimdi yeni yeni sendikalı olmak üzerine sohbet etmeye başlamışlar. Tabi arkadaşım bu sürenin sonunda umudunu yeniden kazandığını anlattı.
O bu yaşadıklarını anlattığında ister istemez bugün sınıfımızın içinde bulunduğu durumu düşündüm. Medya aracılığıyla yayılan yalan propagandanın esiri olmuş, bırakın kapitalist sistemi sorgulamayı, sendikal haklar için bile mücadele edemeyecek duruma getirilmiş, gündelik yaşamın sorunlarıyla boğuşurken sınıfsal çıkarlarını unutmuş milyonlarca emekçiyiz. OHAL bahanesiyle haklarımız gasp ediliyor, hak arayışları şiddetle bastırılıyor ve insanlar her geçen gün karanlığın içinde umutlarını yitiriyor. Ama görünen tablo bu olsa da biliyoruz ki insan yapısında umut ve mücadele hep vardır.
Elbette bu tabloyu değiştirmek kolay değil. Tek bir işyerinde işçileri sadece sendikalı olmaya ikna etmek bile bu kadar zorken, böylesi karanlık bir tabloyu değiştirmek nasıl kolay olsun! Ama imkânsız hiç değil. Hiçbir çaba karşılıksız kalmaz. İşçilerin güvenini kazanmak, gerçek dostluklar kurmak, aslında özümüzde olan dayanışma ve birlik duygusunu yeniden oluşturmak gerekiyor. Ancak o zaman sınıf kardeşlerimize gerçekleri anlatabilir, tutmamız gereken doğru yolu gösterebiliriz.
Evet, kapitalist sistem bize çiçekli bahçeler vaat etmiyor. Fakat her ne olursa olsun bu günlerin geçeceğine ve işçi sınıfının ayağa kalkıp karanlıkları yırtacağına inanmalı ve o günler için mücadeleye ve örgütlenmeye devam etmeliyiz.
Ahmet Yıldız Bu Ortalamaya Girer mi?
Vergiler Artıyor İşçiler Yoksullaşıyor
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
- Sorumluluk Almadan Kazanım Elde Edemeyiz
- Topluma Fildişi Kulelerden Bakmak
- Mücadele Edenler Mutlaka Kazanır!
- “Geçmiş Olsun” Yerine “Rapor Almayın”
- Son Gülen İyi Güler!
Son Eklenenler
- Mersin’in Gülnar ilçesinde yapımı devam eden Akkuyu Nükleer Santrali şantiyesinde çalışan işçiler Ocak ve Şubat ayı ücretleri ödenmediği için 27 Martta iş bıraktı. Santralin Türkiye tarafının genel yüklenici firması IC İçtaş bünyesinde çalışan...
- Özak Tekstil işçileri sendika değiştirme hakkını kullanarak BİRTEK-SEN’de örgütlendikleri için patronun işten atma saldırısıyla karşılaşmış ve 27 Kasımda direnişe geçmişlerdi. Tüm baskı ve engellemelere rağmen sendikalarıyla birlikte mücadeleyi...
- Bayburt Grup’a bağlı Agrobay Seracılık’ta çalışan işçiler Tarım-Sen’e üye oldukları için tazminatları ve 2 aylık maaşları ödenmeden işten atılmışlardı. 22 Ağustosta direnişe geçen işçiler patronun yalanlarına, jandarma saldırısına, defalarca...
- İşçilerin, patronların saldırılarına karşı mücadelesi sürüyor, bu mücadelelerin bir kısmı anlamlı kazanımlarla sonuçlanıyor. Sendika düşmanlığına karşı direnişe geçen RC Endüstri işçileri patrona geri adım attırdı. Direnişin 20. gününde üretimi...
- Sermayelerini büyütmeyi her şeyin önüne koyan patronlar sınıfı dünyanın dört bir yanında iş güvenliği önlemlerini almayarak, doğayı tahrip edip felaketlerin önünü açarak işçilerin canını almaya devam ediyor. Türkiye’de ve dünyada depremlerde,...
- İtalya İşçi Sendikası UIL ülkede giderek artan iş cinayetlerine karşı 19 Martta Roma’da protesto gösterisi düzenledi. Sendika öncülüğünde yapılan eylemde giderek artan işçi ölümleri protesto edildi. İş güvenliği önlemlerinin alınmamasının işçilerin...
- Sorunlarımız giderek artıyor. Çevremde pek çok insandan “hiçbir şey değişmiyor” cümlesini duyuyorum. Onlara soruyorum: “Peki, değişmesi için sen ne yapıyorsun?” Herkes çözümü birbirinden bekliyor, sonra da “neden böyle” diye şikâyet ediyor. Sonuç...
- Hak gasplarına karşı işçilerin, emekçi kadınların ve emeklilerin hak arayışı sürüyor. Çeşitli işkollarından işçiler İzmir’den Manisa’ya, İstanbul’dan Ankara’ya kadar direnişlerle, yürüyüşlerle, basın açıklamalarıyla seslerini yükseltiyor.
- Başlıktaki sorunun cevabı aslında çok basit: kim karıştırıyorsa onun işine gelir doğal olarak. Çalışmakta olduğum işyeri ağır sanayi… Genç işçilerin yanı sıra çocuk ve yaşlı emeği sömürüsü de katmerli olarak yaşanıyor. Ücretlerin çevredeki...
- Türkiye’de mevcut siyasi iktidar, pek çok alanda politika değiştirdi, iç ve dış politikalarında keskin zikzaklar çizdi, defalarca doğrultu değiştirdi. Fakat doğrultusunu hiç değiştirmediği, istikrarını hep koruduğu bir alan var: Emek politikaları!
- Binlerce yıl önce atalarımızın avlanmak için kullandığı bumerang, atıldığı noktaya geri dönmesiyle bilinir. Bumerangın bu özelliğine atıfla, kişinin gösterdiği tutum ve davranışların sonuçlarının eninde sonunda kendisine geri dönüşü olacağını...
- Bursa’nın Gemlik ilçesinde faaliyet gösteren Borusan Lojistik A.Ş’de Liman-İş Sendikası’na üye olan 4 işçi işten çıkarıldı. Sendikalaştıkları için işten atılan işçilerin geri alınması ve sendikal baskılara son verilmesi talebiyle 21 Martta fabrika...
- Her işçinin belki bir tesadüf neticesinde ve o güne değin ilk kez duyduğu, duyduğunda da “işte aradığım cevap buydu” dediği sözler vardır. Sınıf temelinde örgütlü işçiler buna “kulağına kar suyu kaçırmak” da derler. Benim kulağıma kar suyunu kaçıran...